İzmir'de isyan YÖK önüne taştı!
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında süren FETÖ operasyonları İzmir’deki eğitim kurumlarını da vurdu. Kapatılan Gediz, Şifa ve İzmir Üniversitelerinde eğitim gören binlerce öğrenci mağduriyetlerinin giderilmesi için YÖK’e çağrıda bulundu. İzmir'de binlerce öğrenci FETÖ mağduru
- Ege Postası
- 08.08.2016 - 16:09
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İnternette sosyal medya üzerinden örgütlenen binlerce İzmirli genç öğrenci Alsancak’ta bulunan YÖK binası önünde toplanarak bir basın açıklaması düzenlendi. FETÖ operasyonları dahilinde kapatılan üç ayrı vakıf üniversitesinde eğitim gören mağdurlar yaptıkları çağrıda çözümsüzlüğe mahkum edildiklerini belirterek kazanılmış eğitim haklarını geri istedi.
DEVLETTEN GARANTİ İSTEDİLER
Türkiye genelinde kapatılan 15 vakıf üniversitesinin 65 bine yakın öğrencisi FETÖ mağduru oldu, çözümsüzlüğe mahkum edildi. Eğitim gördükleri üniversitelerin kapatılmasıyla birlikte ortada kalan binlerce genç, operasyonlar kapsamında devlet tarafında el konulan eğitim kurumlarının yerine diğer üniversitelere dağıtılırken, alınan bu kararda yaşanan sıkıntılar krize yol açtı. MEB ve YÖK’e çağrı yapmak amacıyla İzmir’de toplanan yüzlerce öğrenci devletten garantör olmasını isterken, FETÖ mağduru olduklarını belirterek darbeci yaftasına maruz kaldıklarını dile getirdi. OHAL ilanından sonra büyük mağduriyet yaşadıklarını açıklayan öğrenciler tarafından kurulan “FETÖ Mağduru Öğrenciler Platformu” adına açıklama yapan İrem Çalışır şunları söyledi: “Bizler üniversiteye giriş yıllarımızda YÖK ‘ün onay verdiği üniversiteleri tercih etmiş öğrencileriz. Bu üniversiteler devlet erkanlarının ziyaret ettiği ve desteklediği üniversitelerdi. Bunlar YÖK’ün garantör üniversite himayesi altında açılmasını ve eğitim vermesini onayladığı üniversitelerdir. YÖK’ün OHAL kapsamında çıkarmış olduğu KHK ile garantör üniversitelerimize devredildik. Lakin bu devir işlemi 04.08.2016 tarihinde YÖK tarafından sonlandırılmıştır. YÖK’ ün yönetmeliği, kapatılan üniversitelerin garantör üniversitelere devri iken uygulama bambaşkadır. Şuan ki durumda, garantör üniversiteler, kapatılan vakıf üniversitelerinin menkul ve gayrimenkul varlıklarına el koyup, hastanelerini, eğitim binalarını, kampüslerini kendi bünyesine alıp 65 bin öğrenciyi dışarıda bırakmıştır. Buradaki öğrenciler garantör üniversitelerin gereğini yapmasını beklemektedir. YÖK’ün aldığı 04.08.2016 tarihli kararla bu 65 bin öğrencinin tekrar Türkiye geneli bir ÖSYM yerleştirmesinde tercih yapması istenmektedir. Biz temiz öğrenciler olarak FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirilmiş tüzel kişiliğin yaftasını yemek istemiyoruz. Bu isteğimiz cezanın şahsiliği ilkesi doğrultusundadır. Aynı zamanda Vakıf Yüksek Öğretim Kurulu yönetmeliği madde 27 doğrultusunda ‘Faaliyet izni kaldırılan Vakıf Yüksek Öğretim Kurumunun yönetimi, tüzel kişiliğinin sona ereceği tarihe kadar garantör devlet üniversitesi veya Yüksek Öğretim Genel Kurulu tarafından kapasitesi dikkate alınarak belirlenecek aynı ildeki bir devlet üniversitesine devredilir.’ Bizler geleceğin doktorları, mühendisleri, mimarları, avukatları, öğretmenleri, fizyoterapistleri, işletmecileri, iktisatçıları, psikologları, hemşireleri, odyologları, sosyologlarıyız. Bizler vatanımız için mezun olduğumuzda canla başla çalışmaya hazır, mesleklerini ve vatanını seven, Atatürk ilke ve inkılaplarına tam bağlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatlarıyız. Bizlerin hiçbir suçu yokken terör örgütü yaftası yapıştırmak, FETÖ ile anılmamıza yol açmak, sene uzattırmak, farklı illerde eğitim görme mecburiyetinde bırakılmak şahsımız adına hiçbir ispat yokken keyfi olarak verilmiş ve adil olmayan kararlardır. Tüm devlet kurumlarında olduğu gibi, bu kurumlarda da FETÖ bağlantısı olan tüzel ve özel kişiliklerin hak ettiği muameleyi görmesi en çok bizleri sevindirecektir. Sonuç olarak bu maddi ve manevi külfeti ne bizim ne ailelerimizin omuzları kaldıramaz. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanın mağduriyet olmayacak teminatına dayanarak hepimiz için en az mağduriyeti oluşturacak YÖK’ün ilk verdiği kararın arkasında durulmasını istiyoruz. Çünkü bizler de en az YÖK tarafından devlet üniversitelerine yerleştirilen arkadaşlarımız kadar devletine ve bayrağına bağlı vatansever öğrencileriz.”
“FETÖ YAFTALAMASI”NA İSYAN ETTİLER
Mağdur öğrenciler yaptıkları açıklamada taleplerini 6 ayrı başlıkta dile getirirken, Platform Sözcüsü İrem Çalışır sözlerine şöyle son verdi: “Aynı üniversite tesislerinde, garantör üniversitelerin isim ve yönetiminde FETÖ bağlantısı olmadığı belirlenen mevcut öğretim üyeleri veya garantör üniversitenin öğretim üyeleriyle mevcut eğitime kaldığımız yerden devam etmek. Kazanılmış haklar dikkate alınarak, intibak sürecine tabi tutulmadan eğitimimize kaldığımız yerden devam etmek. Ekonomik ve kültürel şartlardan dolayı bu üniversiteleri tercih listesine eklememizi isteyen ailelerimizin de mağdur olabileceği göz önünde bulundurularak, bulunduğumuz şehirlerde eğitim öğretim hakkımızın kaldığımız yerden devamının sağlanması. Kanun hükmünde kararname gereği alınan ilk YÖK kararın uygulanması. Alınacak diplomalarda, kapatılan üniversitelerin ibaresinin yer alması meslek hayatımız boyunca engel teşkil edecektir. Tüzel kişilikle ilişkilendirilen FETÖ ibaresinin şahsımıza ömür boyu yaftalanması, cezanın şahsiliği ilkesine aykırıdır. Kapatılan üniversitenin isminin diploma ve kayıtlarda geçmemesi gereklidir. Devlet üniversitelerinde öğrenim gören arkadaşlarımıza bu olağanüstü durumu bizlerin de istemediğini, gerek öğrenim sürecinde gerek mezuniyet sonrası onların haklarını ihlal etmeyeceğimizin anlatılması. Aynı zamanda kapatılan üniversitelerin imkanları garantör üniversitelere aktarılacağı ve sonrasında tarafımızdan ücret ödemeye devam edileceği için, garantör üniversitelerin eğitim kalitesinin arttırılacağı anlatılmalıdır.”
Sertel: Eğitim hakkı kutsaldır engellenemez
Türkiye genelinde mağdur 65 bin öğrenci ve suçsuz akademisyenlerin yanında olduklarını belirten Atila Sertel, “Hemen hepsi AKP iktidarı döneminde bakanların ve milletvekillerinin katılımıyla açılan bu üniversitelere şimdi kilit vurulmak isteniyor. Olağanüstü hal içerisinde olağan dışı bir davranışı kabul etmemiz mümkün değildir. Eğitim hakkı kutsaldır ve engellenemez. Bu öğrencilerin mağduriyeti bir an önce giderilmelidir" dedi.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Başbakan ve tüm devlet adamlarının bu süreçte kandırıldıklarını itiraf ettiklerini belirten Sertel, “Halkımız da devlet adamlarına güvenerek kandırılmıştır. Eğer kandırılma söz konusu ise, bizi kandırdılar diyorlarsa halkın da kandırılma hakkını vermek durumundalar. Koskaca devlet adamları, Başbakan, Cumhurbaşkanı kandırılıyorsa ve buna rağmen halkın kandırılmasına göz yumuluyorsa bu affedilmez.Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak düşer" diye konuştu.
Üniversitelerin kapatılmaması, suçsuz olan hiçkimsenin haksızlığa uğramaması için mücadele edeceklerini belirten CHP İzmir Milletvekili Sertel, şunları söyledi:
“İzmir'de bulunan üç üniversite ve Türkiye genelindeki toplam 15 üniversitenin 1'i hariç hepsi AKP iktidarı döneminde açılmıştır. Açılışlarına başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve hatta Cumhurbaşkanı'nın katıldığı okullar vardır. Bu okullarda eğer mütevelli heyet veya sahiplerine ilişkin bir terör hadisesi varsa onlarla ilgili gerekli işlemler yapılabilir. Bu okulların yönetim biçimine el konulabilir. Bizim istediğimiz ve önerimiz okullar devlete devredilsin, suçsuz olan öğrenciler, akademisyenler ve çalışanlar aynı okullarına devam etsinler. İstedikleri kişileri atasınlar ve eğitim öğretime devam etsin bu okullar. Bu konuda parti olarak ve şahsi olarak girişimlerimiz devam ediyor. Bu üniversitelerde eğer terör faaliyetine karışmış kişi varsa onları bulsunlar ve gereğini yapsınlar. Ama hiçbir şekilde suça bulaşmamış akademisyen varsa onları görevlerine iade etsinler. Öğrencilerin ve velilerin de hiçbir kabahati yoktur. Bu okulları açan AKP iktidarıdır. İnsanlar iktidara güvenerek çocuklarını bu okullara gönderdiler. Olağanüstü hal koşulları içinde olağan dışı davranışları kabul etmemiz mümkün değildir. Bizler öğrencilerin yanındayız ama öğrencilerin de hakkını aramaya devam etmesi gerekiyor. Eğer islami açıdan da bakıyorlarsa Allah'ın söylediği birşey vardır: 'Kul hakkı yiyen karşıma çıkmasın demektedir. Kimse kul hakkı yemesin. Kimse bu çocukların ve suçsuzların hakkını yemesin. Sizin hakkınızı yedirtmeyeceğiz." (DHA)
Yorum Yazın