İzmir'de üç nesil kahvecilik: Dibek ve Türk kahvesinin farkını anlattı
İzmir'in tarihi semti Basmane'de bulunan 78 yıllık dükkanlarında dede mesleği kahveciliği üçüncü nesil olarak sürdüren Bekir Kölgeli (60), dibek kahvesi ile Türk kahvesinin ayrı kahveler olduğu algısının yanlış olduğunu belirterek, "Sadece işleniş şekli ayrı. Dövülerek yapıldığı zaman dibek, makinede çekildiği zaman normal kahve oluyor. Dibekte dövdüğü zaman kahvenin aroması, yağı içinde kalıyor" dedi.
- Ege Postası
- 21.10.2024 - 13:36
- Güncelleme: 21.10.2024 - 15:48
İzmir'in kültürel dokusunun oluştuğu yerlerden olan Basmane, tarihi yapılarıyla kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Basmane'de Anafartalar Caddesi'nde kentin tarihinde iz bırakan yapılar arasında tarihi dükkanlar da yer alıyor. Dede yadigarı dükkanlarında ata mesleğini devam ettiren Bekir Kölgeli, 78 yıl önce dedesinin açtığı 'Hakiki Dibek Tahmis' dükkanında dibek kahvesi üretiyor.
Dedesinin Konya'dan İzmir'e göç ettikten sonra 1946'da dükkanı aldığını dile getiren Kölgeli, “Dedem ve babam dükkanda beraber çalışmışlar. Sonra uzunca bir süre babam dükkandan geçimini sağlamış. Ben de bu dükkanın içinde büyüdüm. 1992 yılından itibaren de dükkanı ben çalıştırmaya başladım. Yaşım 60 oldu, 11- 12 yaşlarımdan itibaren bu dükkana gelmeye başladım. Bu zamana kadar geldik" dedi.
'TÜRK KAHVESİYLE DİBEK KAHVESİ AYNI'
Dükkanda kahveyi döven makinayı 45 sene önce amcasının yaptığını söyleyen Kölgeli, “Tahmis, kuru kahveci demek. Şu anda yanlış bir algı var. Dibek kahvesi Türk kahvesinin dövülerek yapılmasına verilen isim. Kahvenin içine herhangi bir karışımla dibek kahvesi olmaz.
Çekirdek kahve ezilerek dövdüğünden dolayı dibek kahvesi deniyor. Eskiden havanlara dövüyorlarmış, havanın yerine artık otomatik makine dövüyor. Türk kahvesiyle dibek kahvesi aynı. Sadece kahvenin işleniş şekli var. Dövülerek yapıldığı zaman dibek kahvesi, makinede çekildiği zaman normal kahve oluyor. Dibekte dövdüğü zaman kahvenin aroması, yağı içinde kalıyor. Ondan dolayı kahve biraz daha lezzetli ve yumuşak oluyor" diye konuştu.
'OĞLUMA KAHVE YAPMAYI ÖĞRETECEĞİM'
Kölgeli, "Dedemin ismi Bekir, babamın ismi Ahmet. Benim ismim Bekir, oğlumun ismi Ahmet. Oğlum okuyor ama bu yazdan itibaren o da dükkana gelecek. Burada kahve yapmayı öğreteceğim. Üniversite mezunu olarak da dördüncü nesil olarak bu işi yapabilir. Bu işi devam ettireceğiz. Burada kurulu bir düzen var. En azından hazır bir meslek" dedi.
Anafartalar Caddesi'nde 80-90 yıldır açık olan, dede mesleğini devam ettiren 5 kadar esnaf kaldıklarını aktaran Kölgeli, "Burası eskiden İzmir'in en güzel yeriydi. Dedem buradan dükkan aldığı zaman Kemeraltı'ndan 2 tane dükkan alabiliyormuş. Buradan alamayanlar, yarı fiyatına Karşıyaka'dan dükkan alıyorlarmış. Burası geçmişte çok nezih bir yermiş. 'Şehir göbekten büyür, tekrar göbeğe döner' diyorlar. Tekrar eski haline gelmesini umuyoruz" ifadelerinde bulundu.(DHA)
Yorum Yazın