Dolar 34,6437
%0
Euro 36,6211
%0.66
Altın 2.940,460
%0.3
Bist-100 9.640,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmir'deki darbe davasında generaller savunma yaptı

İzmir'deki darbe davasında generaller savunma yaptı

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davada, 147'si tutuklu 280 kişinin yargılanmasına devam edildi İzmir'deki darbe davasına devam edildi

  • Ege Postası
  • 06.02.2018 - 15:04

İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 147'si tutuklu 280 kişinin yargılanmasına devam edildi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, tutuksuz sanık eski NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, savcının verdiği mütalaaya ilişkin savunma yaptı.

Sanık Sevil, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirtti. Darbe girişimine bir dahli olmadığını savunan Sevil, FETÖ üyeleriyle hiçbir zaman iltisakı bulunmadığını öne sürdü.

Örgütle alakalı bir derneğe bağış yapmadığını ve Bank Asyada hesabı bulunmadığını ifade eden Sevil, şöyle konuştu:

"TSK dışında hiçbir legal ya da illegal kuruma dahlim olmamıştır. Ergenekon davası çökmüş olmasaydı belki de orada yargılanıyor olacaktım. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün benimle ilgili 26 adet dijital materyalde FETÖ ile alakalı suç unsuruna rastlanmadı. Görevlendirme listesinde 'devam' yazmasının dışında FETÖ üyeliği iddiasına delil yoktur. Rızam dışında yazılmıştır. Eski görevime atanan tümgeneralin ismin karşısında da 'devam' yazmaktadır. İsminin karşısında devam yazan generallerden yarısı hiçbir adli işleme maruz kalmadı. 18 aya yakın tek kişilik hücrede tutuklu kaldım. Terör örgütü üyeliği suçlamasını reddediyorum. Adaletin er ya da geç yerini bulacağına inanıyorum. 18 ay beden ve ruh sağlığımı bu inanç sayesinde koruyabildim. Aile fertlerimle birlikte ağır bir mağduriyete maruz kaldım."

Tutuksuz sanık eski Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter de "terör örgütü üyeliği" suçlamasını kabul etmediğini dile getirdi.

FETÖ ile herhangi bir bağı olmadığını, örgütün banka ve finans kurumlarına para yatırmadığını ileri süren İlter, eşiyle kendisinin tanışarak evlendiğini savundu.

Üniversiteyi dershaneye gitmeden kazandığını ifade eden İlter, şu şekilde savunma yaptı:

"Tümgeneral rütbesine gelene kadar kimse önümü açmamıştır. Mesleki gelişim süreçlerim ve atamalarım incelenirse bu görülecektir. 1997'den beri aynı telefonu kullanıyorum. 8,5 yıla yakın doğuda görev yaptım. PKK'yla mücadele ettim. PKK'ya karşı mücadele etmişken adımın başka terör örgütüyle anılması bana verilecek en büyük cezadır. Darbe girişiminden önceki son 6 ay hiç Ankara'ya gitmedim. Hiçbir gayri resmi toplantıya katılmadım. O akşam beni nöbetçi amirden önce kimse aramamıştır. Nöbetçi amirin aramasıyla kışlaya geldim, evrakı inceledim, ismimin karşısında devam yazdığını gördüm. Öncesinde haberim yoktu. O akşam birliğine gitmeyen komutan yoktur. Hain darbe girişimi akşamı nizamiye bölgelerinin giriş-çıkışını kontrol altına aldım. Darbe karşıtı tedbirler aldığımı tanıklar doğrulamaktadır. Ahmet Cural ve Ersal Ölmez ile (tutuklu sanıklar) yediğimiz yemek şüpheli görünmektedir. Bu yemek gizli olmamıştır. Hakkında FETÖ soruşturması yapılan kişiler ile telefon görüşmesi yapmam sadece bayram tebriği içindir. O tarihler bayrama denk gelmektedir. İsmimin karşısında 'devam' yazması bilgim ve rızam dışındadır. Devam yazılmasına rağmen görevine devam edenler vardır. Darbe başarılı olsaydı darbeciler tarafından yargılanıyor olacaktım. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum."

Tutuksuz sanık eski İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylam ise hakkındaki suçlamaları reddetti.

Saylam, darbe girişimi akşamı "Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'i aramadığı, dosya sanıklarıyla görüştüğü" iddiasına ilişkin o akşam birliğine gittiğinde herhangi bir vukuat olmadığını iddia etti. İl bazındaki bilgilerin toplandığı Ege Ordu Kurmay Başkanlığını aradığını belirten Saylam, kendi rütbesi olan tuğgeneral rütbesinin diğer makamları atlayarak orgeneral rütbesine ulaşmasının normal olmadığını, komutanlardan önce aranması gerekenin kurmay başkanlığı olduğunu ifade etti. 

Darbeyi önleyici görüşmeler yaptığını, tanıkların da bunu doğruladığını ileri süren Saylam, şu ifadeleri kullandı:

"Ege Ordu Komutanlığının ele geçirilmesi girişimini önleyici hamlelerde bulunmamakla suçlanıyorum. Ege Ordu Komutanlığında bizim sorumluluğumuz yoktur. Sorumluluğumuz olmamasına rağmen o gece ülkede yaşananlar nedeniyle komutanlığa gelen helikopterlerin geliş sebebini öğrenmek için birilerini gönderdik. 'Suçsuzum.' demek bile ağır geliyor. Yaptıklarım sorumlu bir komutanın yapması gerekenlerdi. Yüce heyetten sadece hukuken değil, vicdanen de beraatime karar verilmesini talep ediyorum. Benim tertemiz vatanını seven biri olduğumu Yüce Allah biliyor."

Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanı Kurmay Albay Oksal Çelik, mütalaaya ilişkin savunmasında, darbe girişiminde kanunsuz hiçbir emir uygulamadığını ileri sürdü.

Hakkındaki karargah santralinin kapatılması emri verdiği iddiasını reddeden Çelik, savunmasını şöyle yaptı:

"Tanık ve sanık ifadelerinde benim santrali kapatma emri vermediğim bellidir. Binbaşı Recep Kılıç'a ani müdahale mangasına gitmesi emrini vermedim. Tanık Ümit Topaloğlu'nun ifadesi art niyetlidir. Hakkımdaki 'Ege Ordu'nun ele geçirilme girişimlerinde etkin rol alma' suçlamasına dair tek bir delil yok. Mevcut delillerin şüpheli tarafları zorlanmıştır. Şüpheler giderilemiyorsa sanık aleyhine kullanılamaz. Benim ordu komutanını derdest etmeye dair emir verdiğim bir kamera kaydı yoktur. Ele geçirmeye çalışmak, ordu komutanının bulunduğu kata birkaç kez çıkmak. En mesnetsiz iddialar. Ankara ve İstanbul'da bazı komutanların derdest edilmeye çalışılması, darbecilerin aynı eylemleri bütün illerde gerçekleştireceği kanısı oluşmuş olabilir. Ben o akşam Ege Ordu Komutanı ve kurmay başkanının verdiği emirleri yerine getirdim. Benim ordu içinde çok hızlı yükselmem örgüt mensubu olmama bağlanıyor. 26 yıllık subay hizmetimle ancak albay olabildim." 

Tutuklu sanık eski Ege Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı şube müdürlerinden Albay Turhan Özkal, mütalaanın askeri gözlükle bakılmadan yazıldığını ileri sürerek darbe girişimi akşamı yaptığı görüşmelerin Ege Ordu Komutanlığı personeli olarak yaşanan gelişmeleri anlamak için olduğunu iddia etti. 

Özkal, hakkındaki 'Maltepe Askeri Lisesi grubu ile Ege Ordu karargahının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanları tarafından ele geçirilmesine ve Ege Ordu Komutanının enterne edilmesi eylemlerine etkin bir şekilde katıldığı' suçlamasını reddetti. 

Bu suçlamanın niyet okuma olduğunu ve maddi unsurdan uzak olduğunu ileri süren Özkal, şunları söyledi:

"Maltepe Askeri Lisesinden gelen personelin nasıl geldiği açıklandı. Benim o olaya hiçbir dahlim olmadı. Maltepe Askeri Lisesine keyfimden gitmedim. Ailem oradaki lojmanlarda oturuyor. Bilgi almak maksadıyla gittim. Ege Ordu'ya gittiğim zaman darbeden bilgim yoktu. Hakkımda ifade veren tanıkların iddiaları yalandır. Bu kadar iftira fırtınasında gerçeği bulmanız için her gece dua ediyorum. Ege Ordu Komutanı'nın enterne edilmesi gibi bir plan duymadım, içinde de olmadım. Ben darbeci olsam o akşam 22.00'de alışveriş merkezindeydim, ne işim var orada. Mütalaanın hiçbir hukuki dayanağı yok. Beraatimi istiyorum."

Tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan ve Harekat Şube Müdürü Yarbay Mustafa Toklu da hakkındaki suçlamaları reddederek şunları kaydetti:

"O gece yanımda silah yoktu. Nasıl darbe yapacağım. Kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri savunmamı teyit etmektedir. Santrali kapatmamın darbeye destek sağlama anlamına gelmesi akıldan uzaktır. 'Ege Ordu Komutanının enterne edilmesine katkı sağlama' suçlamasını reddediyorum. Komutan o gece enterne edilmedi. Abdullah Recep'e en küçük bir eylem olmadığı bizzat kendisi tarafından söylendi. Çocuklarımın FETÖ iltisaklı okullara gittiği bilgisini ben söyledim. Çocuklarım o okullarda devlet teşviği almıştır. Kimseden FETÖ iltisaklı diye duymadım. Sosyal medyada FETÖ iltisaklı olabileceğine dair bir şey duymadım. Beraatimi istiyorum." 

Mahkeme heyeti, savunma yapan tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek duruşmayı yarına erteledi. (AA)

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.