Dolar 34,3097
%0.22
Euro 37,3386
%-0.09
Altın 3.030,690
%0.34
Bist-100 8.864,00
%1.61

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmir'den iki güzel haber

İzmir'den iki güzel haber

İzmir'de 13 yıllık böbrek hastası 22 yaşındaki Özlem Kılıçharman, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde babasından yapılan böbrek nakliyle sağlığına kavuştu.Siroz hastalığı nedeniyle ilk bebeğini düşük yaparak yitiren, bir daha anne olamayacağı korkusu yaşarken 2 yıl önce karaciğer nakliyle ikinci hayata başlayan 26 yaşındaki Perihan Akbal da anne oldu. Bağış organlar, emanet hayatlar...

  • Ege Postası
  • 26.02.2016 - 12:24
Organ bağışıyla ölümü bekleyen pekçok hasta hayata tutunurken, İzmir'den iki güzel haber geldi. Yıllardır böbrek yetmezliği çeken Özlem Kılıçharman ve siroza yakalanan Perihan Akbal'ın yaşam öyküleri ve mücadeleleri tanık olanları duygulandırdı. 

9 yaşında böbrek yetmezliği tanısı konulan Özlem Kılıçharman, Sağlık Bakanlığı İzmir Kuzey Kamu Hataneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. 13 yıl ilaç tedavisi ile yaşamını sürdüren genç kızın, evlilik hazırlıkları yaptığı sırada böbrekleri fonksiyonlarını yitirdi. Diyaliz hazırlığı başlarken genç kız babası Muammer Kılıçharman'ın böbrek bağışına karşı çıktı. Doktorların böbrek naklinde donörün herhangi bir sıkıntı yaşamayacağını anlatması üzerine nakle razı olan Özlem Kılınçharman, Op. Dr. Cezmi Karaca başkanlığındaki Op. Dr. Cem Tuğmen ve Op. Dr. İsmail Sert'ten oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen başarılı nakil operasyonu ile diyalize hiç girmeden yaşama yeniden tutundu.


Nişanlısının desteği ve babasının böbreği ile hayata tutunan Özlem Kılınçharman “Annemden sonra babam bana yeniden can verdi. Diyaliz sürecinin sıkıntılarını doktorlarım anlatmıştı, diyalizle hiç tanışmadığım için çok şanslıyım. Eğer babamın böbreği uyumlu olmasaydı ben de organ bekleyecektim. Ben şanslıyım. Herkes organlarını bağışlasın hastalara umut olsun" dedi.

Baba Muammer Kılıçharman da “Gerekirse canımı bile veririm. Kızımı sağlığına kavuşturan doktorlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ederim" dedi.


PERİHAN ARTIK ANNE 
Perihan Akbal ise İzmir'de 2003 yılında mide kanaması geçirdi. Bu kanamanın ardından çeşitli hastanelerde tedavi gördü. Akbal'da mide kanamasına yol açan nedenin otoimmün (sebebi bilinmeyen) hepatite bağlı siroz olduğu ortaya çıktı. Perihan bu hastalıkla mücadele ederken 4 Aralık 2011 tarihinde serbest meslek sahibi 26 yaşındaki Ali Akbal ile evlenerek Aydın'a gelin gitti. Ancak genç kadının hastalığı ilerledi, Akbal çifti en güzel günlerini hastanelerde geçirmek zorunda kaldı. 

İLK BEBEĞİNİ DÜŞÜRDÜ
Anne olmayı her şeyden çok isteyen Perihan Akbal, karaciğer sirozlu hastaların hamile kalmasının çok zor ve riskli olduğunu bilmesine karşın hamile kaldı. Ancak hastalığı yüzünden talihsiz bir gebelik geçirdi ve düşük yaptı. Hastalığı daha da ilerleyen Akbal, bir dostlarının önerisi üzerine karaciğer nakli için İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Ailesinden donör arandı ama uygun hiçbir yakını bulunamadı. Bunun üzerine Akbal'ın adı kadavradan karaciğer bekleyenler listesine yazıldı. 

KADAVRADAN KARACİĞER BULUNDU
6 ay olmadan Akbal için aranan karaciğer bulundu. 21 Ekim 2013 tarihinde 'bağış organ' müjdesiyle Aydın'dan İzmir'e Kent Hastanesi'ne gelen Akbal'a, Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki ekip tarafından nakil gerçekleştirildi. Sağlığına kavuşup normal yaşamına dönen genç kadın, anne olma arzusunu uyarılara karşın çok fazla erteleyemedi. Hamile kalan Perihan Akbal, evliliklerinin 4'ÜNCÜ yıldönümünde, erken doğumla 2 KİLO 390 gram ağırlığında, 48 santimetre boyunda minik bebeği Alper'i dünyaya getirdi. 

DÜNYALARI ALPER BEBEK OLDU
Nakilden sonra eşiyle Bodrum'da yaşamaya başlayan Perihan Akbal, ikinci hayatta anne olma mutluluğunu şöyle anlattı:

"Eşime bir evlat veremeyeceğim diye çok korkuyordum. Tek isteğim anne olmaktı. İlk bebeğimi kaybettiğim için psikolojim bozulmuş, kendimi eve hapsetmiştim, evden çıkamaz hale gelmiştim, kimselerle görüşmüyordum. Bu durum hastalığımı da ilerletmişti. Kent Hastanesi'ne başvurduğumda bana büyük moral veren çok güzel bir ekiple karşılaştım. Nakilden sonra yoğun bakımda ilk kez güzel bir güne gözlerimİ açtım. Nakilden sonra doktorlarım çok zor bir sürecin beni beklediğini söyledi. Organı vücudumun kabul edip etmeyeceği, kan değerlerimdeki değişimlerin neye yol açacağı, böyle bir süreç başlamıştı. Doktorum hamilelik konusunda beni uyardıktan sonraki kontrolümde ben hamileydim, planlamamıştım, sürprizdi. Doktorum, 'yapacak bir şey yok, inşallah sorun yaşamayız' dedi. Çok şükür sorun yaşamadım ama oğlum aceleci davrandı, doğuma İzmir'e bile yetişemedik, Bodrum'da sezaryenle 8 aylık dünyaya geldi, hem de evlilik yıl dönümümüzde. 19 gün kuvözde kaldı. En zor günler o günlerdi. Sonunda onu kucağıma aldım."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.