“İzmir kan kaybediyor”
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrata göre tıbbın kuralının “Önce Zarar verme” olduğunu belirterek, “sadece tıp için değil, kent için o kentin talepleri için hiçbir şey yapamamak da bir anlamada o kente zarar vermektir. Bugün maalesef dünya güzeli İzmir'imizin alt yapı eksikliği, gecekonduyu aratmayan görüntüsü, hizmet yetersizliği, mevcut potansiyelinin gün yüzüne çıkarılamamasıyla ulaşımdan ekonomisine, kültürel hayatından sosyal imkanlarına kadar gittikçe kan kaybeden bir şehir görüntüsü var” diye konuştu.
- Ege Postası
- 15.03.2014 - 13:54
“Sizin sağlığınız bizim bayramımız”
Ülkenin dört bir yanında vatandaşları iyileştirmek için canla başla çalışan 450 bin sağlıkçının olduğunu bu vesileyle tüm sağlıkçıların 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladığını belirten AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, “Güzel bir söz var. 'Sizin sağlığınız bizim bayramımız' diye. Bizde 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla 11 yıldır ülkemizde yoğun bir şekilde ulaşımda, eğitimde, sağlıkta, daha birçok alanda bir sürü reformlara bir sürü hizmetlere imza attık. Sağlıktaki bütçe büyüklüğünü 10 yılda 10 kat arttırdık. Kişi başı sağlık harcaması neredeyse bin dolara yaklaşmış durumda. Bebek ölümlerinde Avrupa Standartlarında bir noktaya geldik. Yaşam süresi uzadı. Hastanelerdeki çileler azaldı. Hastanedeki konforlar arttı. Bunları siz benden daha iyi biliyorsunuz" diye konuştu.
“İnsana hizmet, ertelenemez, ihmal edilemez”
Bayramların yılda birkaç gün olduğunu ancak sağlığın insan için her gün lazım olduğunu ifade eden Yıldırım, “’Sağlık olsun’ demekle de olmuyor gereğini yapmak lazım. Onun için yaptığınız iş çok kutsal bir iş. Aynı zamanda çok meşakkatli bir iş. İnsana hizmet etmek kadar ağır bir iş yok. İnsan yükü ağırdır. O yüzden Allah sizin yardımcınız olsun. Eğer insana hizmet sizin şahsınızda yoksa insana hizmet kültürünü eğitimini özümsememişseniz bu iş zorla yapılmaz. Hizmet sektörü zor bir iştir ama insana hizmet bir kat daha zordur. Ertelenemez, ihmal edilemez, geciktirilemez, devamlılık ister. İşte bütün bu öncelikleri bir arada tutarak bu güzel hizmeti veriyorsunuz” dedi.
“Yaraları zamanında sarmak gerek”
Türkiye'nin sağlık alanındaki reformlarının bir örnek, bir model olarak birçok ülkeye sunulduğunun altını çizen Yıldırım, “Bir yarayı zamanında sarmak, acildeki bir insanın hayatını kurtarmak sadece ve sadece sizin elinizde. Allah sizin eksikliğinizi vermesin, Allah sizi de düşürmesin. Yanlış anlamayın. Hasta olmayın diyorum. Allah dert verip dermanda aratmasın” diye konuştu. 370 yıl önce dünyadan ayrılan ve tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrata göre tıbbın kuralının “önce zarar verme” olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu kuralın sadece tıp için geçerli olmadığını savunarak; “Evimizden başlayarak içinde yaşadığımız şehre doğaya, topluluğa zarar vermediğimiz sürece sağlıklı olma yolunda ilk adımı atmış oluruz” şeklinde konuştu.
“İzmir’de her alanda sürdürülebilir projelere ihtiyaç var”
Yaşanan şehir için talepleri için birşeyler yapmanın gerekliliğini de sözlerine ekleyen Yıldırım, şöyle konuştu; “Şehir için hiçbir şey yapamamak bir anlamda o kente zarar vermektir. Bugün maalesef dünya güzeli İzmir'imizin alt yapı eksikliği, gecekonduyu aratmayan görüntüsü, hizmet yetersizliği, mevcut potansiyelinin gün yüzüne çıkarılamamasıyla ulaşımdan ekonomisine, kültürel hayatından sosyal imkanlarına kadar gittikçe kan kaybeden bir şehir görüntüsü var. Şehrimizin daha sağlıklı hala gelmesi için hemen her alanda hizmete ihtiyacı olduğu bir gerçek. Yatırıma ihtiyacı var. Uygulanabilir, sürdürülebilir projelere ihtiyacı var.” Yıldırım Sağlık-Sen'in Sağlık Konut Evi ve TOKİ Sağlıkçılar itesi taleplerinin de takipçisi olacağı müjdesini verdi.
Yorum Yazın