Dolar 34,1623
%0.08
Euro 38,1653
%-0.21
Altın 2.918,510
%-0.51
Bist-100 9.777,00
%-0.53

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmir malları için flaş öneri

İzmir malları için flaş öneri

30 Mart itibarı ile yürürlüğe giren Bütünşehir Yasası sonrasında tüzel kişiliği sona eren İl Özel İdaresi’ne ait bin 700 taşınmazla ilgili tartışmalar olanca hızıyla devam ederken, sivil toplum cephesinden kent gündemine bomba gibi düşecek bir çözüm önerisi geldi. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın imzasıyla Hazine’ye devredilen gayrimenkuller için referandum önerisi getiren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “İzmir’in kaderini İzmirliler belirlesin” çağrısında bulundu.

  • Ege Postası
  • 20.06.2014 - 13:50
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İl Özel İdaresi’nin kapatılması ile birlikte kentte büyük tartışma konusu olan ve paylaşım krizine yol açan idarenin taşınmazları konusunda farklı cephelerden farklı görüşler gelmeye devam ediyor. Değeri milyonlarca lirayı bulan  bin 700’ü aşkın taşınmaz için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “İzmir’in malı İzmir’de kalmalı. İl Özel İdaresi’nin malları yerel servettir” sözleri ve taşınmazların yerel yönetimlere devredilmesi gerektiğine yönelik çağrısı sonrasında harekete geçen sivil toplum örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler adına ilk önemli hamle da DİSK’ten (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) geldi. Geçtiğimiz haftalarda İzmir Valisi Mustafa Toprak ile gerçekleşen zirveye katılan sendika cephesinden çarpıcı bir referandum önerisi gelirken, taşınmazların Hazineye devrine dair karara imza atan İzmir Valisi Mustafa Toprak’a da sert eleştiriler gündeme taşındı.


 “KRİZ DEĞİL, İZMİR VALİSİ’NİN AYIBI”
Bütünşehir Yasası’nın ardından kapatılan İl Özel İdaresi’ne ait taşınmazların tartışmalı şekilde devredilmesine tepki gösteren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Vali Toprak’ın karar sürecinde hiçbir şekilde İzmirlilerin görüşlerini dikkate almadığını belirterek, “14 aya yakın zamandır mal paylaşımında İzmir halkından birçok şey gizlenerek komisyonlar üzerinden devir işlemi gerçekleştirildi. Son dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çağrısı üzerine harekete geçen sivil toplum örgütleri, sendikalar, iş dünyası, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler olarak bir araya geldik ve 1704 taşınmazın devri için İzmir’in hakkını savunmaya başladık. Ancak biz bu malların ne olduğunu, nerelere verildiğini İzmir kamuoyu olarak hala bilmiyoruz. Bu tek başına İzmir Valisi’nin bir ayıbıdır. Bu mallarla ilgili kriz aylarca sürerken, diğer yanda insan kaynakları tabanlı bir hamle geldi ve idarenin bürokrat kadrosu hemen yerel yönetimlere devredildi. Ama iş taşınmazların ve iş makinelerinin devrine geldiğinde, İzmir Valisi aynı kararlılığı gösteremedi. Her şeyden önce İzmir’in malları İzmirlinindir. Madem bütünşehir yasası ile yerel yönetimler büyüyor, sınırlar genişliyor; madem yerelde kalkınmayı ve yerinden yönetimi güçlendirdiğinizi savunuyorsunuz, o zaman malları da adil ve dengeli bir biçimde karar verin ve İzmir’in lehine karar verin. Biz bu paylaşımın belediyelerin elini güçlendirecek şekilde sonlandırılmasını istiyoruz” dedi.

“MALLAR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE DEVREDİLMEK ZORUNDADIR”
DİSK adına yaptığı açıklamada İzmir Valisi Toprak’a yönelik sert eleştirilerde bulunan Memiş Sarı, “Son dönemde kısır bir döngü ve çatışma ortamı hakim. İşin özünde İzmir’in en ücra köşeleri de dahil olmak üzere, yerel yönetimlerin kırsala hizmet götürmesi gerekmektedir. Kente iyi şekilde hizmet etmek isteyen birçok belediye, İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla birlikte görev ve sorumlukları aldı ama idarenin araç gereçlerini, iş makinelerini bile alamadı. Hatta Valilik aldığı karar doğrultusunda bu araçları bile geri çağırdı. Kentin gelişmesini istiyorsanız, o malların da kente hizmet etmesi için ilçe belediyelerine verilmesi gerekirdi. Yerelde kalkınma en iyi şekilde devam etmesi için o malların da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi zorunludur. Aksi takdirde ortaya çıkan manzara rant ve talandan başka bir şey olmayacaktır. Hükümetin özelleştirme politikası her zaman gündemde. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait malları özelleştirmede kullanıyorlar. Yasada bu malların yerel yönetimlere ve kamu kurumlarına devredilmesi gerektiği belirtiliyor. Oysa ki, kapalı kapılar ardında komisyon kararları alındı ve bu mallar bir imza ile Hazine’ye devredildi.”

 “SON SÖZÜ HALK SÖYLESİN”
Sarı sözlerinin devamında Başkan Kocaoğlu’nun da zaman zaman dile getirdiği referandum konusuna somut bir boyut katarak, “Kentteki seçilmiş ve atanmış isimler arasındaki bu kavgayı bitirmenin tek bir yolu vardır. O da İzmir’in mallarının nasıl kullanılacağını, nasıl paylaşılacağını referandumla halka sormaktır. Bizim talebimiz, bu soruyu İzmir halkına sorulmasıdır. İzmir’in mallarının tasarrufu konusunda en iyi kararı İzmirliler verecektir. Ayrıca burada çıkan sonuca ne İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, ne de İzmir Valiliği’nin itirazı olacaktır. Demokratik kitle örgütleri, sivil toplum örgütleri, iş dünyası ve siyasi partileri de bu çağrımıza kulak vermeye davet ediyoruz” dedi.

 AASSM VE HAVAGAZI FABRİKASI’NI ÖRNEK GÖSTERDİ
Taşınmazların devri konusunda Valilik tarafından alınan kararı da masaya yatıran DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, Alaçatı, Bayındır, Seferihisar ve kent merkezinde İl Özel İdaresi’ne ait inşa edilen yeni hizmet binasını örnek göstererek, “Hükümetin özelleştirme politikası yüzünden, kamusal alanlardaki bir takım arazilerin de devletin bazı kurumlarına devredilerek, birtakım çevrelere peşkeş çekilmesinden korkuyoruz. Buna karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin duruşuna dair en basit iki örnek Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi ve Havagazı Fabrikası’dır. Büyükşehir Belediyesi bu iki kamusal alanı, onca özelleştirme talebine karşın dik durmuş ve İzmirlilerin faydasına kullanmıştır. İzmir’in değeri olan bu alanlar, İzmir’in vergileri olan bu alanları, İzmirlilerin kullanımına sundu. 1704 taşınmaz söz konusu. Bilmediğimiz birçok yer var. Biz bu alanların rantsal alana dönüştürülerek, tıpkı Ağaçlıyol’daki Karayolları, SEKA arazileri gibi birilerine peşkeş çekilmesinden yana endişeliyiz. Bu yüzden de her gün referandum önerimizi her gün yenileyeceğiz. Eğer bir kenti seviyorsanız, eğer o kente gerçekten değer veriyorsanız, o kentin insanlarına kulak vermek zorundasınız” diye konuştu.

 “VALİ İZMİR’DEN NE GİZLİYOR'”
Sarı, Vali Toprak’ın STK’lar ve iş dünyası ile gerçekleştirdiği zirvede masaya yatırılan taleplere karşın “Beğenmeyen yargıya gider” şeklinde bir tavır gösterdiğini belirterek tepkilerini şöyle dile getirdi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi yargı yolunu seçmiş, ancak İzmir Valisi iktidarın sözcüsü olmuş ve kimseye bir parça mal vermemekte kararlıdır. Oysa, kararı tüm bu tartışmaların dışında olan ve İzmir’de yaşayan 4 milyon vatandaş vermelidir. İzmir halkı hangi malın nerede kalması gerektiğine en iyi karar verecektir. İzmir Valisi bu kente yabancı olduğu gibi, geldiğinden bu yana İzmir’i büyük bir kaosa sürükledi. Ne yazık ki, kentin valisi gibi değil, iktidar partisinin sözcüsü gibi davranmaktadır. Kimseyi dinlemiyor ve “Ben yaptım oldu” gibi hoş olmayan bir tavır içerisindedir. Bu kentte hiç kimse o malların listesini bilmiyor. Ne gizleniyo? Neden gizleniyo? Biz İzmirliler olarak bu konunun detaylarını merak ediyoruz. Çıkıp kamuoyuna bir açıklama yapsın, malların listesini sunsun.”

“ÇIKSIN TELEVİZYONDA AÇIKLASIN”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı paylaşımla ilgili olarak İzmir kamuoyuna detaylı bir açıklama yapmaya davet ederek, “Referandumla birlikte, İzmir Valisi’ni İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte bir televizyon programına çıkmaya davet ediyoruz. Televizyona çıksınlar, Vali neden taşınmazları belediyeye vermediğini söylesin, Büyükşehir Belediye Başkanı da neden bu taşınmazları istediğini dile getirsin. Bunu tüm İzmirliler izlesin ve ondan sonra referanduma gidilsin, nihai kararı da halk versin” şeklinde konuştu.

“ONDA İNSAN İŞSİZ KALIRKEN VALİ NEREDEYDİ'”
Sözlerinin sonunda çarpıcı bir eleştiride daha bulunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, sözlerine şöyle son verdi: “İl Özel İdaresi’nin kapatılması ile bütünşehir mağdurları da ortaya çıktı. Bunun en somut örneği, idarenin kapatılması ile birlikte işsiz ve aç kalan 307 taşeron işçiydi. Madem bütün malları hazineye devrettiniz, o zaman bu 307 çalışan arkadaşımızı da hazineye devretseydiniz. İl Özel İdaresi çatısı altında yıllarını vermiş onca emekçiyi işsiz bıraktılar, bir günde kapının önüne koydular. Burada bir sosyal cinayet işlendi. Sayın Vali aynı hassasiyeti neden orada gösteremed? Mal paylaşımında olduğu gibi neden aynı kararlı duruşunu sergileyemed? Onca insan işsiz kalırken neredeydi'”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.