Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmir’de 'kapasite' yetersiz: Öğrenciler piyasaya teslim edildi

İzmir’de 'kapasite' yetersiz: Öğrenciler piyasaya teslim edildi

KYK Yurt başvuruları bugün başladı. KYK yurtlarının kapasite sorunu barınma krizine yol açtı. Kira oranlarında yaşanan artışlar sonrası meydana gelen konut krizi de öğrencilerin tarikat ve cemaat yurtlarına yönelmesine sebep olabilir.

  • Ege Postası
  • 29.08.2023 - 13:03
  • Güncelleme: 29.08.2023 - 13:12

Berivan KAYA/EGEPOSTASI- KYK Yurt başvurularının başlamasının ardından bir çok öğrenci yurda yerleşememesi durumda nasıl bir yol izleyeceğini kara kara düşünüyor. Konut krizi, kira oranlarında yaşanan artışlar , ve kapasitesiz yurtlar öğrencileri tedirgin etmeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda barınma sorununa karşı oluşturulan, ‘barınmayanlar, geçimsizler ve yurtsuzların’ bu sene de park ve bahçekelre çadır kurması bekleniyor.

Öğrencilerin en çok tercih ettiği illerden biri olan İzmirİzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, katıldığı bir canlı yayında İzmir’deki barınma sorununa dikkat çekti. İzmir’de öğrenci sayısının 190 bin civarı olduğunu vurgulayan Başkan Sıyer, yurtların kapasitesiz olduğunu aktardı.

YURT SORUNUNU GÖRMEDİLER

Eğitim-Sen 3 İzmir No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı konuya ilişkin açıklamasında, “Geçtiğimiz dönemde bir yıl boyunca bir pandemi yaşandı. 6 Şubat depreminden sonra da Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlı bütün yurtlar depremzedelere tahsis edildi. Üniversiteler uzaktan öğretimle devam ettiler. Dolayısıyla öğrenci arkadaşlar 2-3 yıllık süre üniversitelerde değildiler. Uzaktan eğitimle devam etti. Bu nedenle bu yurt sorunu görünmez noktada duruyordu” dedi.

BARINMA SORUNU, KRİZE DÖNDÜ

Barınma krizinin ciddi bir boyuta ulaştığına dikkat çeken Ümit Akıncı, “İzmir Türkiye'deki üç büyük ilden bir tanesi ve hatırı sayılır bir öğrenci kapasitesi var.  İzmir’e diğer illerden çok fazla öğrenci geliyor. Büyük şehirlerdeki üniversiteler hala dışarıdan gelen öğrencilerin yoğun olduğu üniversiteler. Dolayısıyla bu barınma krizi barınma sorunu artık bir krize dönüşmüş durumda. Bu dönemde bu kriz karşımıza çok ciddi bir şekilde çıkacak. Devlet yurtlarının kapasitesinin yetersiz olduğundan bahsediyorduk. Şimdi bunun üstüne bir de ekonomik durum eklenmiş oldu. Artık barınma ihtiyacını karşılamak için  öğrenciler çok ciddi birtakım bedeller ödemek zorundalar. Yurt kapasiteleri yetersiz, yetersiz olduğu için özel yurtlara yönelmek zorunda kalıyorlar. Özel yurtların fiyatları inanılmaz yüksek. Özel yurdu tercih etmeyen öğrenciler de maalesef kira ödeyerek barınma karşılama yoluna gidiyorlar. Bu dönem ekonomik tabloda olumsuz seyrettiği için kiralar çok ciddi bir şekilde artmış durumda. İzmir'deki yurtlarda Ankara ve İstanbul'da olduğu gibi ciddi bir kapasite sorunu var. Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtların kapasitesinde gözle görülür bir artış yaşanmadı. Yeni yurtlar yapılmıyor maalesef. Merkezi yönetim bütçeyi yönlendirirken bu kısmı görmezden geliyor. Bu durum da bizim karşımıza yurt kapasitenin yeterli olmaması şeklinde çıkıyor. Öğrencileri çok parlak bir öğrenim hayatı beklemiyor” ifadelerine yer verdi.

DEVLET ÖĞRENCİLERİ PİYASAYA DEVRETTİ

Devletin barınma hizmetinden elini çektiğini vurgulayan Akıncı, “Uzun zamandır devletin öğrencilerin barınma hizmetinden elini çektiği gibi bir gerçekle karşı karşıyaydık. Bu işler artık piyasaya devrediliyor. Uzun zamandır bu böyleydi. Şimdi bu işlerin piyasaya devredilmesi demek, devletin kamusal hizmet olarak sunulması gereken barınma hizmetinin piyasa eliyle sunulması demek. Öğrenciler özel yurtlara para vererek barınma ihtiyacını karşılıyor. Tarikat ve cemaat yurtları gerçekliği uzunca bir dönemdir bizim karşımızda var. Özel yurtların çok ciddi bir kısmının çeşitli cemaatler ve tarikatlar tarafından kontrol edildiğini ve  onlar aracılığıyla bu yurtların yapıldığını biz iyi biliyoruz. Sadece öğrencilerin cemaat ve tarikat yurtlarına yönlendirmek için böyle bir şeyin yapıldığından bahsedemiyoruz . Devletin kamusal hizmet olarak sunulması gereken birtakım hizmetlerin biz piyasaya yavaş yavaş terk edildiğini biliyoruz. Temel eksen bu aslında” diye konuştu.

TARİKAT VE CEMAATLERİN ÖNÜ AÇILDI

Özel yurtların çoğunun cemaat ve tarikatlar eliyle yapıldığının altını çizen Akıncı, “Üniversite öğrenimi hepimizin bildiği gibi sadece insanların mesleki bilgi kazandığı yerler değil, aynı zamanda toplumsallaştığı yerler. O yaş dönemindeki insanların hayata bakışının oluştuğu bir öğrenim. Dolayısıyla barınma ihtiyacı azımsanamayacak bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Öğrencilerin tercihi olmasa bile zorunlu olarak cemaat ve tarikatlara bağlı yurtlar tarafından karşılanması aslında Türkiye'nin geleceğinin bu yönde şekillendirilmesine de hizmet ediyor. Tıpkı daha yüksek öğrenimin öncesinde yer alan diğer kademelerde olduğu gibi. Özellikle son dönem eee bu amaç birazcık daha görünür durumda. Çünkü hepimizin takip ettiği gibi yükseköğrenimin öncesinde de dini gericileşmeyle ilgili birçok hamle var. ÇEDES projesi bunun bir örneği. Yüksek öğrenim öncesinde İzmir'deki okulların üçte birine yakınına manevi danışmanlık hizmeti adı altında imam hatip mezunlarının atandığını biliyoruz. Dolayısıyla bu birazcık aslında bütüncül bir tablonun üniversitedeki görünümü. Türkiye'nin geleceğini şekillendirmek adına yönetenlerin tercih ettiği bir yol bu” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.