İzmirli mimarlardan Başkan Soyer'e hizmet binası sitemi!
30 Ekim depreminde hasar alan büyükşehir binasının yıkılacağını kesinleşmesiyle birlikte kentte yeni bir tartışma başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, binanın kesinlikle yıkılacağını söylerken Mimarlar Odası İzmir Şubesi, düzenlenen basın açıklamasıyla binanın kullanımına ilişkin alternatif planları sundu. Binanın yeniden büyükşehir binası olarak da kullanılabileceğini ifade eden Mimar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, istenildiği takdirde konuya ilişkin çalışma yapabileceklerini belirtti ve “Eğer belediye bizlerle toplantı yapar ve burada belediye hizmet binasının olmasını daha önemsediğini düşünürse biz ona yönelik yeni bir tasarım yarışması bile açabiliriz. Bize fikir sorulursa elbette fikrimizi söylemekten mutluluk duyarız” dedi.
- Ege Postası
- 16.07.2021 - 11:59
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI - İzmir 30 Ekim tarihinde 6.9 şiddetinde depremle sarsılmıştı. 117 vatandaşın hayatını kaybettiği depremde 17 bina yıkılırken birçok bina da ağır ve orta dereceli hasar almıştı. Depremde zarar gören yapılardan biri de İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası olmuş ve yaklaşık 3 bin personelin çalıştığı hizmet binası boşaltılmış ve birimler Kültürpark Holleri’ne taşınmıştı. Hasar gören hizmet binasının akıbetinin ne olacağı merak edilirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, binanın yıkılıp yerine sembolik bir yapı yapılmasını önermiş ve öneri kabul edilmişti. Binanın yıkılması konusunun gündeme gelmesiyle TMMOB’ye bağlı odalar yapının tarihi ve simgesel bir yapı olduğunu söylemiş, orta dereceli hasar olduğuna da dikkat çekerek güçlendirilme yapılmasının daha doğru olacağını belirtmişlerdi. Öte yandan; İzmir Büyükşehir Belediye Binası'nın depremin ardından hazırlanan raporu sonucunda binanın zemin yapısı, güçlendirme maliyeti ve güçlendirme yapılması durumunda binanın dış cephesinde değişiklikler meydana geleceği gerekçeleriyle binanın güçlendirmeye uygun olmadığı ve yıkılması gerektiği açıklanmış, Başkan Soyer de konuya ilişkin yaptığı açıklamada net bir mesaj vererek “Bina yıkılacak” demişti.
"iZMİR’İN MODERN KİMLİĞİNİ ZEDELEYECEK"
Binanın yıkımının kesinleşmesiyle birlikte TMMOB’ye bağlı odalar, konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Odalar adına yapılan açıklamayı Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, binanın yıkılmaması gerektiğinin altını çizerken görüşlerini 8 maddede temellendirdi. Binanın tarihi ve mimari önemine burgu yapan Kahraman, bina için koruma kuruluna tescil başvurusu yaptıklarını söyledi ve “Bina kent belleğinde önemli bir yere sahiptir ve korunması gereken kültür varlığı olarak koruma kuruluna tescil başvuru talebimiz iletilmiştir. Koruma kuruluna başvuru olduğu için yıkımın kararı kurul görüşü gelene kadar uygulanmamalıdır. Koruma kurulunun da bizleri destekleyecek bir karar vereceğini düşünmekteyiz. Ayrıca binanın güncel ihtiyaçlara daha etkin şekilde yanıt veren bir kamusal binaya dönüştürülmesi durumunda, İzmir Atatürk Meydanı’nında Antik, Osmanlı, Modern ve Çağdaş dönemlere ait tüm tarihi katmanların bir arada korunması mümkün olabilecektir. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın ve Konak semtinin sahip olduğu çok katmanlı kültürel iz ve bellekten modern mimarlık mirasının silinmesi İzmir’in “modern” kimliğini zedeleyecek, bölgedeki diğer önemli modern mimarlık miras örneklerinin yok edilmesine emsal oluşturacaktır” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’E ‘SİTEM’
Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin binanın alternatif kullanımı için başlattığı yarışmanın sonlandığını ve 42 projenin başvuruda bulunduğunu ifade eden Kahraman, “Ödül alan projeler kente çok değerli katkılar sunmaktadır. Şubemizin, jürilerin, yarışmacıların büyük özverisi ve emeği ne yazık ki yeterince değerlendirilmemiştir” diye konuştu. Binanın yıkım kararına ilişkin raporun henüz ellerine geçmediğine dikkat çeken Kahraman, konuya ilişkin kendilerine yapılan açıklamada, “İBB Binası önemli bir kültürel mirastır. Konunun farklı boyutları bulunması nedeni ile bu tür binalarda güçlendirme kararının verilmesi ve güçlendirme yönteminin seçimi noktasında nihai karara varılması oldukça zorlu bir süreçtir. Yapılan çalışmanın bu sürece katkı sağlamasını umarım” ifadelerine yer verildiğini belirterek “Binanın güçlendirilmesi ve yıkılması konusunda yorum yapabilmek için önce raporu görmek gerekir. Oysa ortada bir rapor yoktur. Sözlü açıklamalar ile imzalı, onaylı bilimsel rapor farklılık gösterebilir ve elbette bilim ışığında ilerleyen kişiler için rapor önemli olacaktır. Rapor olmadan yorum yapılamayacağını bir kez daha belirtmek isteriz” diyerek rapor çağrılarını yineledi.
“KONTROLSÜZ BİR BOŞLUĞA DÖNÜŞECEK”
Başkan Soyer, binanın yıkılmasıyla birlikte Atatürk Meydanı’nın da büyüyeceğin söylemişti. Konuya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kahraman, meydanın buna ihtiyacı olmadığını belirtti ve “Binanın yıkılması meydanın büyümesine yüzde 10 oranında bile katkı yapmayacaktır. İzmir Saat Kulesi’nin içinde yer aldığı kentsel ve kamusal boşluğu tanımlayan İzmir Büyükşehir Belediye Binası’nın ortadan kalkacak olması, İzmir Atatürk Meydanı’nın yeniden kontrolsüz ve uçsuz bucaksız bir boşluğa dönüşmesine neden olacaktır” dedi.
“MEYDANDA SADECE MERKEZİ HÜKÜMETE AİT BİNALAR KALACAK”
Binanın tarihsel önemine de vurgu yapan Kahraman, binanın yıkılması durunda yıllardır kentlinin hafızasına kazınan algının da yıkılacağını belirtti. Yıkımın gerçekleşmesi durumunda alana yeni bina yapılmasının da kesin olmadığını hatırlatan Kahraman, şunları söyledi; “İzmir Büyükşehir Belediye Binası, İzmir Atatürk Meydanı’nın 19. yüzyıl ortasından itibaren kentin “yönetim merkezi” olarak oluşmasında, bilinmesinde ve sürdürülmesinde aktif rol alan önemli bir yönetim binasıdır. Bina yıkılır ise kentin en önemli meydanında sadece merkezi hükümete ait binalar kalacak, yapılması planlandığı söylenilen sembolik bir başkanlık ve meclis binası da yönetim merkezinin yerel yönetim ayağını temsil etmekte yetersiz kalacaktır. Ayrıca sembolik olacağı düşünülen bu binanın hangi tasarım parametreleri ile yapılacağı belirsizdir. Bildiğimiz kadarı ile binanın arsası milli emlağa aittir. Yıkım gerçekleşse dahi bu arsaya bina yapmak için görüş alınması gerekecektir. İl Özel İdaresi Hizmet binası olmak üzere restore edilen, yarısı Konak Tapu Müdürlüğü tarafından Büyükşehir adına tescil edilen binayla ilgili Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Valiliği’ne binanın yarısını kullanmak için yazı yazdığı tarafımızca bilinmektedir. Kullanım hakkı mahkeme kararı ile ilan edilen bir bina bile zorunlu durum olmasına rağmen kullanıma açılmazken yıkımdan sonra belediyeye ait olmayan bir arsada yapım izni nasıl alınacaktır?”
“BELEDİYE YIKMAZ, YAPAR”
Binanın yıkım kararına ilişkin yapılan sunumda yıkıma gerekçe gösterilen nedenlerden biri de zemin yapısı olmuştu. Konunun zemin yapısı boyutlarıyla değerlendirilmesi durumunda çevredeki diğer binalarında riskli olduğuna vurgu yapan Kahraman, “Zemini kötüdür. Ancak aynı zeminde, hizmet binasının hemen arkasında Cumhurbaşkanlığı kullanımında bir bina, yan tarafta belediyeye ait İZSU binası, az ileride vergi dairesi, Valilik binası, Atatürk Kültür merkezi ve Sabancı Kütür merkezi vardır. Zeminin kötü olması sebebi ile tehlikede olan diğer bina sahiplerine İzmir Büyükşehir Belediyesi uyarı yazısı yazacak mıdır? Bu binalar da aynı sorunla karşı karşıya gelmemekte midir? Belediye örnek olmalı ve hemşerilerine umut vermelidir. Oysa belediye “ben dört az hasarlı bir orta hasarlı bölümü olan binamı yıkıyorum” demektedir. Orta hasarlı bina sahipleri bir sene içinde binalarını güçlendirmeye çalışırken verilen mesaj biz yıkıyoruz olmaktadır. Oysa belediye yıkmaz, yapar” dedi.
“YENİ BİR YARIŞMA AÇABİLİRİZ”
Kahraman, büyükşehir binası için alternatif bir çalışmaları olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Kahraman, şunu söyledi; “Biz yapmak isteriz. Bize görüş sorulursa rahatlıkla yaparız. Bizler nihai karar vericiler değiliz. Bizler meslek örgütü olarak nasıl katkı veririz diye bakıyoruz. Bizimkiler öneridir. Karar verici belediyenin kendisidir. Eğer belediye bizlerle toplantı yapar ve burada belediye hizmet binasının olmasını daha önemsediğini düşünürse biz ona yönelik yeni bir tasarım yarışması bile açabiliriz. Bizim yaptığımız yarışmanın sembolik kurgusuyla ilgili bir çalışmaydı. Binanın yıkılmayıp kullanılması için bir çalışma yürüttük. Ama bunların aslında kente dair fikri olan ekiplerle tartışılmasının doğru olduğunu düşünüyoruz ve kendimizi de bu ekibe dahil görüyoruz. Eğer bize fikir sorulursa elbette fikrimizi söylemekten mutluluk duyarız.”
Yorum Yazın