Karabağ'dan A'dan Z'ye
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ Ben TV'de katıldığı programda Bayraklı, İzmir ve ülke gündemine dair açıklamalar yaptı.
- Ege Postası
- 08.06.2013 - 11:06
“TEPKİ DOĞAL, ANCAK VERİLEN ZARAR HOŞ DEĞİL”
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Taksim’de başlayan ve ülke çapında devam eden Gezi Parkı eylemlerine değinerek, Bayraklı ve İzmir çerçevesinden gelişmeleri şöyle değerlendirdi; “Ülkede yaşananlar sonrası halkımızın doğal bir tepkisi var. Bugüne kadar siyasete bulaşmamış kitleler, uğradıkları haksızlıklar karşısında dur demek istedi. Gezi parkı bir sonuç ve patlama noktasıdır. Milyonlar öfkesini dile getirmek üzere sokaklara döküldü ve karşılığını da çok kötü aldı. Polisimiz bu noktada iyi bir sınav veremedi. Burada insanların anayasal hakları görmezden gelindi. Siyasi iktidar bu tarz tepkilere alışkın olmadığı için de, birden neye uğradığını şaşırdı. Diğer yandan hükümetin ve emniyet güçlerinin verdiği bu sert tepki ne kadar yanlışsa, yakıp yıkma ve tahrip etme olaylarını da yanlış buluyorum. Siyasi parti binaları ve kamu kurumlarına ait yerlerin zarara uğratılmasını da hoş şeyler değil. Eylemlerin demokratik bir zeminde ve şiddeti içermeyen bir şekilde sürmesi gerektiğine inanıyorum. Haklı olanlar haksız duruma düşmemeli ve provokatörlerin oyunlarına gelinmemeli. Vatandaşımız unutturulmak istenen cumhuriyet değerlerine sahip çıkıyor.Ben gençliğin gösterdiği bu tepki karşısında çok umutlandım. Duyarsız olmakla nitelenen bir neslin bu tepkisi oldukça doğruydu ve şimdiden sonra da doğru bir zeminde devam etmesini diliyorum.”
“HER İKTİDARIN BİR SONU VARDIR”
Başbakan Erdoğan’ın ileri demokrasi söylemini de eleştiren Karabağ, “Dünyada birçok diktatör seçimle işbaşına gelir ve otoritesini bu sayede pekiştirir. Ancak Hitler, Mussolini gibi önderler bu durumun nasıl felaket ile sonuçlandığına birer örnektir. Halkın ayaklanması da gösteriyor ki, hiçbir iktidar sonsuza dek ayakta kalamaz. Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmamış. Her iktidarın bir sonu vardır. Hiçbir kimse bu iktidarın temsilcisi değildir, devletin birer personelidir. Dolayısı ile başta yargı olmak üzere, herkesin bunu bilerek hareket etmesi gerekmektedir” dedi.
“ELİ SOPALI POLİS Mİ OLUR'”
İzmir’de büyük tartışmalara neden olan ve İzmir Valisi Toprak ile İzmir Emniyet Müdürü Bilkay’dan gelen çelişkili açıklamalara da değinen Başkan Karabağ, “Ben bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Eli sopalı polis olmaz. Bu noktada Sayın Vali’mizin açıklamalarını ve konu hakkında izlediği tutumu doğru buluyorum. Eli sopalı o adamların polislikle ne alakası var, merak ediyorum. Emniyet Müdürü Ali Bilkay herhalde bu konuya cevap verecektir.
OPERASYON YORUMU: ÇİFTE STANDART…
Yine Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde gerçekleşen “Tweeter operasyonu” ve gözaltı vakalarını da eleştiren Karabağ, bir belediye başkanı olarak sanal medya üzerinden yüzlerce kez saldırıya uğradığını ve hakaretlere maruz kaldığını hatırlatarak, “Bu konuda gereken yapılmıyor ancak, o çocukları gidip evlerinden alıyorlar. Bu özgürlüğü nereden alıyorlar. Böyle bir yetkileri var m? Varsa bizim yaşadığımız ve benzeri vakalara neden müdahale edilmiyo? Bizlere yazılanları göstersem ne derece acınacak halde olduğumuzu görürsünüz. Bu kadar çifte standart, kapalı rejimlerin davranışıdır. Bunlar demokrasi yerine diktatörlüğün olduğu ülkelerde yaşanan şeylerdir. Bunu tasvip etmemiz mümkün değil” diye konuştu.
“ELİNİ DEVLETE AÇAN SEÇMENLE DEMOKRASİ OLMAZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kente gerçekleştirdiği ziyaret hakkında da bilgiler veren Karabağ, “Kılıçdaroğlu, ülkenin genel ekonomik çelişkilerini ortaya koydu. Artık üretmediğimizi ve ülkenin kurtuluşunun üretmekten geçtiğinin altını çizdi. Doğru bir tespit. Bunu İzmir’den de görmek mümkün. Kapatılan tesisler ve fabrikalar bunun en somut örneği. Ancak bunun kaynağı da, ülkenin ekonomik politikaların başarısızlığıdır. Yatırımlar git gide azalıyor. İşsizlikle birlikte 10 milyon yeşil kartlı insan yarattık ve borca dayalı bir sistemde yaşıyoruz. Devlete el ve avuç açan bir topluluk haline geldik. Bunu ortadan kaldırmadan demokrasiden bahsedemeyiz. Elini devlete açan, hükümete bağlı yaşayan seçmenlerin doğru kararı da verebileceğine inanmıyorum” dedi.
“SİYASET HALKA RAĞMEN YAPILMAZ”
Siyasetin halk ile ortak akıl çerçevesinde yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Karabağ, “Siyaset halka rağmen yapılmaz. Halkta karşılığınız varsa, sevginiz varsa, siyasette başarılı olabilirsiniz. Halkı ile inatlaşan bir siyasetçinin bundan sonra başarılı olması mümkün değildir. İktidarda olduğu sürece iktidardan nimetlenen bir grup vardır. Halk bu değildir. Önemli olan bunun dışında kalan milyonların ne düşündüğüdür. İktidar insanları baskı yolu ile susturup, sindirdiğini düşünürse çok daha büyük patlamalar da kaçınılmazdır. Bugüne dek hiçbir halk hareketi başarısızlıkla sonuçlanmamıştır. Halkın gücü dünyanın en büyük gücüdür. Siyasetçilerin de akıllı olması lazım. Siyaset akılsızların işi değildir. Dünyada en çok akla ihtiyacı olanlar da siyasilerdir. Çünkü, dünyayı yöneten siyasetçilerdir. Atom denen güç akılsız siyasetçilerin eline geçince, Japonya’da neler yaşandı malum. Her zaman akıllı adamlar siyasetçi olmayabiliyor. Burada halkın da hatası yok mu, elbette var. Hitler ve Mussolini de böyle çıktı. Ama halkın da doğru karar verebilmesi için sağlıklı zemin yani siyasal sistem doğru zemine oturtulmalıdır ki, halk da seçimini doğru yapabilsin” diyerek hükümeti ve izlenen politikaları sert şekilde eleştirdi.
“İZMİR TEK BAŞINA AYAKTA DURUYOR”
Kılıçdaroğlu’nun çarpıcı İzmir metro kıyaslamasını da yineleyen Karabağ, “İzmir’in kilometre başına maliyetinin İstanbul ve Ankara’ya oranla daha düşük kaldığını biliyoruz. Oradakileri Ulaştırma Bakanlığı yaparken, İzmir’de metro tamamen Büyükşehir Belediyesi’nin çabaları ile devam ediyor. İzmir’de yaşamam bir ayrıcalıktır ve bu kent kendi kendine ayakta durmaktadır. Kendisi bize Kurtuluş Savaşı’nın burada başladığını ve Hasan Tahsin’in de ilk kurşunu burada sıktığını hatırlatmıştır” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e verdiği önemi dile getirdi.
“KOCAOĞLU AFFEDECEKTİR”
Geçtiğimiz günlerde sendikaların hayata geçirmiş olduğu grev kararı sonrasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun tepkisine ve Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerine de değinen Karabağ, “Sadece sendikaların değil, tüm sivil toplum kuruluşlarının destek vermesi gereken bir eylemdi. Direnişten yana herkes tavır koydu. Sadece Aziz Kocaoğlu bir serzenişte bulundu. O da ulaşımda yaşanan aksiliklerden ötürü bir sitemdi. Ancak eleştirilmesine gerek yok. O da gidip direnişe katılan ve destek veren bir isimdir. Başkan Kocaoğlu her ne kadar kızmış olsa da, daha sonradan affedeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“UMARIZ DEVAMI GELİR”
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da katıldığı Sosyal Demokrat Belediyeler Fuarı’nı da yorumlayan Karabağ, “60’a yakın sosyal demokrat belediyenin 300 projesi görücüye çıktı. Bence doğru bir başlangıçtı. Dilerim ki devamı gelir. Bunun diğer illerde de devam etmesi gerekir. Çünkü, belediyelerin birbirlerinden örnek alacağı projeler var. Birbirimizden aldığımız destek ile bu projeleri kendi ilçelerimizde uygulayabiliriz” dedi.
“BAYRAKLI’NIN OLMAZSA OLMAZI KENTSEL DÖNÜŞÜM”
Bayraklı’nın en önemli gündem maddesinin kentsel dönüşüm olduğunun altını çizen Karabağ, “Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte yarın bunu duyuracağız. Bir firmanın hayata geçirdiği ve tamamladığı pilot bölgede yapılan çalışmaları anlatacağız. Binlik ve beş binlik planlarda yapılan değişiklikler ve mevcut mimari yenilemeler, binaların değerleme çalışmaları ve son olarak da uzlaşma noktasını anlatacağız. Bundan sonraki süreçte Bayraklı hızla kentsel dönüşümü başlatacak. Bana bu konu hakkında çok fazla soru geliyor. Arsanın değerleri ile beraber kaçak yapı değerleri de hesaplanacak. Ve binanın toplam değerine denk gelen tutar karşılığında vatandaşa daire teklif edilecek. Ve bu süreç bittiğinde, oradaki 100 metrekarelik bir dairenin fiyatı 350 milyar liradan aşağıya olmayacak. Dolayısı ile 150 milyarlık kaçak yapılar bir anda 2-3 katı karşılığında değer bulacak. Bunun yerine vatandaşa imarlı daire verilecek. İşte çözüm bu. Dönüşüm yerinde olacak, kimse semtinden olmayacak. Kimseye evini satmaması konusunda da uyarıda bulunmak isterim” şeklinde konmuştu.
“BAYRAKLI SEÇMENİ ÜLKESİNİ DÜŞÜNEREK OY VERECEKTİR”
Bayraklı’da ortaya çıkan anket rakamlarını değerlendiren Hasan Karabağ, AK Parti’nin iddialarına cevap vermeyi de ihmal etmedi. Karabağ, anketlerini şu sözleri ile değerlendirdi; “İzmir’deki seçmen İzmir’deki hizmete bakıyor ama, Türkiye’nin durumuna göre oy veriyor. Türkiye’yi nasıl görmek istiyorsa, İzmir’i de öyle görmek istiyor. Bizim belediye başkanı olarak eksiklerimiz, kusurlarımız, yanlışlıklarımız olabilir. Vatandaşlarımızın hoşgörüsüne sığınıyoruz. Ama ülkelerini düşünerek oy vereceklerine inanıyorum. “Ya hadi AK Parti’yi deneyelim” diyecek insan sayısının azaldığını da biliyorum.”
“İLÇENİN ALTYAPI SIKINTISI BİTMEK ÜZERE”
Bayraklı’da yaşanan altyapı kaynaklık sıkıntıların İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden kaynaklandığını da hatırlatan Başkan Karabağ, çalışmaların yakında tamamlanacağı müjdesini vererek, “Çalışmalar yürütülürken, o bölgeler açılırken, birinci derece sit alanı olduğundan Anıtlar Kurulu’ndan izin alınıyor. Onları aştık. Şu anda iki bölgede yağmur tahliye kanalları tamamlanmak üzere. Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde zorlukları aştık. Kaldırımlarımız yenileniyor. Kısa bir zaman içerisinde vatandaşımız rahatlayacak” ifadelerini kullandı.
“BAYRAKLI ARANAN BİR BÖLGE OLACAK”
Karabağ, yeni kent merkezi olarak planlanan Salhane bölgesi hakkında ve ilçenin gelecekti önemine değinerek, “Bayraklı gelecekte ticaretin ve turizmin merkezi olacak. Burada yat limanları, oteller, iş merkezleri olacak. Kentsel dönüşümle birlikte gecekondulaşma sona erdiğinde, Bayraklı İzmir’de aranan bir bölge haline gelecek. İlçede yükselen inşaat rantları ve arsa fiyatları şimdiden bunun göstergesi olmuş durumda” dedi.
“ADAYIM DEMEK AYIPTIR”
Sıkça dile gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına dair söylentilere de cevap veren Hasan Karabağ, net konuştu ve “Büyükşehir adaylığını konuşmak bence doğru değil. Şu anda görevine devam eden mevcut bir belediye başkanımız var. Adaya da ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Başkan Kocaoğlu “Aday değilim” diyene kadar da bence aday çıkmamalı. Kendisi özellikle Büyükşehir Davası kapsamındaki o haksız operasyonlarda onca çile çekti. Açık söylüyorum, şu anda adayım demek ayıptır” ifadelerini kullandı. Karabağ, Bayraklı için adaylığını açıklayacak isimlere de mesaj göndermeyi ihmal etmedi ve “Aday olacak herkese saygım sonsuzdur. Herkes aday olabilir. Ancak parti içi disiplini bozmadan ve saygı çerçevesinde bu süreci yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Ben aday mıyı? Aslında bunu konuşmak için daha erken. Bunun kararını zamanı geldiğinde vereceğiz” dedi.
“İLLA Kİ BAYRAKLI ÇOCUĞU OLSUN…”
Kendisini Bayraklı’da belediye başkanlığına taşıyan etkenin yine halk olduğunu hatırlatan Karabağ, “Merkez Bayraklı’da illa ki Bayraklı çocuğu olsun diye bir görüş vardı. Yetişmiş ve okuyan gençler o nesil burada oturmadı ve semtimizden ayrılıp gitti. Orada kalan tek tük arkadaşlardan birisi de ben olunca bu görev bana kaldı. Ama gelinen noktada, görevim süresince yaptıklarımı özetlemek gerekirse, Bayraklı’da çok şey değişti. Temizlikten tutun da, park ve bahçe düzenlemelerine, yeni yapılan sosyal tesislere, fen işlerine kadar birçok proje ile atağa geçti. Ben bir hükümet yetkilisi olmamama rağmen 6 bine yakın insana belediyede ve farklı kurumlarda iş buldum. Halkımız bunların farkında” diyerek görevi süresince ilçede yaşanan değişimi özetledi.
“BAYRAĞA SAYGI DUYMAYAN BAŞKANLA NE KONUŞAYIM'”
Başkan Karabağ, geçtiğimiz ay İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önderliğinde gerçekleşen Diyarbakır gezisine ve tepkisine de değinerek, “Ben o gün o geziye, sadece kenti gezmek ve orada bulunmak amacı ile katıldım.Belediye başkanlığı ziyaretlerinde bulunmadım. Nitekim hiçbir makamda ne bir Türk bayrağı, ne de Atatürk resmi vardı. Bayrağa saygı duymayan bir belediye başkanı söz konusu. Türk bayrağına saygı duymayan bir başkanla ben ne konuşayı? Türk bayrağı bir ırkın bayrağı değildir. Bu bayrak bağımsızlık sembolüdür. Bu bayrak mazlum halkların Kurtuluş Savaşı sembolüdür. Emperyalizme karşı direnişinin simgesidir. Bu bayrağın değeri iyi bilinmeli. Oradaki izlenimlerime de gelince, halk orada BDP’nin şu anki duruşundan memnun değil. BDP’yi sol bir parti olarak görmek istiyorlar. Ancak, BDP ırkçılığı körükleyen bir tutum sergiliyor. Halk savaştan ve kandan beslenen bir parti olduklarının farkında. BDP’nin geldiği çizgi ırkçı bir çizgi. Hiçbir Kürt önderinin bunu desteklemesi de mümkün değildir. Süreç de milli bir süreç değildir. Kimse nelerin istendiğini de bilmiyor” diye konuştu.
Yorum Yazın