Dolar 34,5674
%0.07
Euro 36,2292
%0.62
Altın 2.971,060
%-1.14
Bist-100 9.631,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Karabağ'dan CHP'ye iktidar reçetesi

Karabağ'dan CHP'ye iktidar reçetesi

Halk TV’de ana haber bültenine konuk olan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, başarılı belediyeciliğin sırlarını anlatırken, partisinin sergilediği muhalefeti de çarpıcı sözlerle eleştirddi. Karabağ'dan muhalefet formülü, iktidar reçetesi

  • Ege Postası
  • 01.10.2016 - 12:14

EGEPOSTASI – Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, katıldığı televizyon haber bülteninde, çarpıcı eleştirilerde bulundu. CHP’nin yandaş sendikaları, yandaş demokratik kitle örgütleri ve derneklerinin olması, bu kurumlarla demokratik mevzi oluşturması gerektiğini belirten Karabağ, “Yoksa gördüğümüz manzara, cumhuriyeti yıkma adına, her türlü adımın atıldığı döneme doğru gidildiğini gösteriyor” dedi.

Halk TV ana haber bültenine konuk olan Başkan Karabağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Lozan’ı birileri bize zafer diye yutturmaya çalıştı” sözlerini değerlendirerek başladı. Karabağ, “Adaların ne zaman kaybedildiğini tarihçilerimiz söyledi. 1912’de, Osmanlı döneminde kaybedilmiş. Lozan’ın o günün koşullarında yapılabilecek en iyi anlaşma olduğunu tarihçiler de söylüyor. Bir enkazdan doğan bir cumhuriyet ancak bu şekilde kurulabilirdi. Doğru konuşmalar değil. Milletvekillerimiz, ’Cumhurbaşkanı Meclis’e girerken ayağa kalkalım, çıkarken kalkmayalım’ gibi bir tepki koyacaklarını söylediler.  Bence Meclis’e hiç girmeseler daha iyi. Yoksa yarım kalır, yanlış anlaşılır, Meclis’e girmeyerek tepki koymak lazım. Cumhuriyet, Atatürk sevdalıları çok dikkatli şekilde bir araya gelmeleri ve bir duruş sergilemeleri gerekiyor. Örneğin Anıtkabir’e oyuncak kurulmasını düşünün. Kitlesel eylemle kaldırıldılar. Bu eylem olmasaydı, demek ki onlar orada duracaktı. Siyasi partiler kendi başlarına bir şey değiller. Meclis toplantısında bağırıp çağırarak bu işler olmuyor. CHP’nin, demokratik kitle örgütleri, sendikalarıyla bir araya gelerek, kitlesel bir duruş sergilemesi gerekiyor. Özellikle sosyal demokrat partiler, İsveç örneğini alıp önümüze koyduğumuzda, oranın işçi konfederasyonuyla programını hazırlar ve öyle bir organizasyon içine girer. Dolayısıyla bizim yandaş sendikalarımız, yandaş demokratik kitle örgütlerimiz, derneklerimiz olmalıdır. Zaten bunlar vardır, genel merkezimizin bir an önce bunları toparlayıp demokratik mevzi, cephe oluşturmalı.  Yoksa bu iş gidiyor. Gördüğümüz manzara, cumhuriyeti yıkma adına her türlü adımın atıldığı döneme doğru gidildiğini gösteriyor” dedi.

DİSK’in genel başkanıyla da diğer bazı isimlerle de görüşmeler yaptığını belirten Karabağ, “Partinin genel merkeziyle görüştüklerini ama yeterli desteği bulamadıkları meselesi var. Doğu ve Güneydoğu’daki illerde HDP unsurlarının DİSK’e egemen olduğu endişesi var” dedi. Karabağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

100 MİLLETVEKİLİYLE OLMAZ

“Bizim belediyelerimizin, bulunduğumuz ortamlarda işçi tercihlerinin DİSK’ten yana oluşması yönünde çabamız olursa, ki buna hakkımız var, nasıl AKP’nin bütün belediyeleri  HAK İş’teyse, demokratik şekilde sendikalaşmanın önünü açar ve kendi dünya görüşümüz doğrultusunda sendikanın örgütlenmesini sağlarsak, demokratik mevziyi daha ele geçirmiş oluruz. Sendikalarla, demokratik kitle örgütleriyle kitlesel güç yakalamak zorundayız. Parlamentodaki 100 milletvekiliyle bu işlerin olması mümkün değil. Partimizin çaba göstermesi lazım. Organizasyon yok, demokratik cepheyi oluşturmamız lazım. Parlamentoda ayağa kalkacağım, giderken kalkmayacağım gibi bir takım şeylerden ziyade sert tepki koyarak parlamentoya girmemek lazım.”

GENEL BAŞKANLARIN DA... 

"Bizim partinin biraz daha çekirdeğinden, içinden yetişmiş arkadaşlarımızın partinin genel merkezinde görev alması lazım" diyen Karabağ, siyasetçinin derneklerde, üniversitelerde yetişmediğini belirtti, gençlik kollarından başlayarak, parti içinde emek vererek, o duyguları yaşayan insanların bir arada olduğu bir parti yönetiminin oluşması gerektiğini vurguladı. Karabağ, "Parti kültürü, parti deneyimi olmayan bir insanın bunları bilmesi, yapması mümkün değil. Dolayısıyla emek vermiş unsurların, aday belirlerken, belediye başkanı belirlerken parti içinde yetişerek gelmiş insanların olması lazım, genel başkanların da bu ortamdan çıkması lazım" dedi. Karabağ sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Dünyadaki başarılı sosyal demokrat parti liderlerine baktığımızda Gonzalez gençlik kollarından yetişmiş, Franko’yla mücadele etmiştir. Olof Palme sosyal demokrat partinin içinden gelmiş, yetişmiştir. Bu eksiğimiz devam ediyor, bu sadece CHP’nin değil, ülkenin kaderini belirliyor. Uzun yıllar bu partinin demokratik yapısı durduruldu. Bizim genel başkanımız geldi, ön seçim, diğer unsurları açıyor. Ama insan zayıflığı var. Bizim partinin içine girip siyaset yapmaktan korkan, korkutulan insanlar yaratıldı. Bizim bir an önce kendimizi yenilememiz, demokratik yandaş örgütlerimizle kitlesel bir duruş sergilememiz gerekiyor. Yoksa ülkemiz, cumhuriyetimiz tehlikede. Bu ülkenin CHP’den başka kurtuluşu yok. Bir an önce CHP, olması gerektiği gibi olmalı. Birincisi Atatürk değerlerine sarılmalı, ikincisi, bayrağa sarılmalı, üçüncüsü, cumhuriyete sarılmalı. Bundan başka bir şansımız yok bizim. Dünyadan fikir aramaya, uzaydan bilgi getirmeye gerek yok. Sosyalist, kapitalist dünya, Atatürk’ü önüne koymuş, heykellerini dikmiş. Biz neyle uğraşıyoruz. CHP olarak bunlara sarılacağız, halkın önüne koyacağız. Tabii günümüzün koşullarına uygun, yeni fikirlerle koyacağız. 

ÜLKE ELDEN GİDİYOR

Bizim partimizin genel merkezi uzun süre açılım sürecini bakarak seyretti. Dolayısıyla o süreçte milli duruş sergilememiz, sonucunu önceden kestirmemiz gerekiyordu, maalesef bu yapılmadı. Ülkenin yüzde 98’i ülkenin bölünmesinden yana değil. Kürt yurttaşlarımızın büyük bölümü de bu ülkenin bölünmesinden yana değil. Doğru olan fikirleri açıkça savunmak zorundayız. Cumhuriyet değerleri, Atatürk değerleri, Ulusal devlet, ulus devlet, bunları sonuna kadar savunmak zorundayız. Düşmanlarımız ortada. Amerika, o örgütü, bu örgütü kullanıp karşımıza çıkıyor. Milli devlet olma yönündeki çabamızı CHP ile sürdürmeliyiz. CHP de böyle olmalı. Kitlesel bir büyümeyi sağlaması gerekiyor. Partide 100 kişiyim ne yapayım, önerge veriyorum, kabul ediyorum laflarıyla olmaz bu iş. Yandaş kitlesini örgütleyerek olur. Sadece kendi muhalefet anlayışıyla bu iş yürümez. İşçi sınıfından, demokrati kitle örgütlerinden, üniversitelerden destek almalı, bunu organize edecek bir yapıyı genel merkezde oluşturmalı. Geç kalıyoruz. Ülke elden gidiyor."

Bayraklı Belediyesi'nin bu konuda yaptığı çalışmaları da değerlendiren Başkan Hasan Karabağ, geçen yıl 2015 kişinin 29 Ekim'de zeybek oynadığını, bu yıl yine kendi çabalarıyla, ulusal değerlerimizi, bayrak sevgisini öne çıkarmak için, 2123 kişinin zeybek oynayacağını anlattı. Karabağ, "500 metkrekare ekranda, üç boyutlu gösteriyle Türkiye haritası oluşturacak.  Ayrıntısını söylemeyeyim. Amacımız o değerleri öne çıkarmak, birçok Kürt vatandaşımızı başta olmak üzere, bu değerde buluşturmak. Geçen yılki etkinliklerde, çok sayıda Kürt vatandaşımız geldi Zeybek oynadı, Türk Bayrağı’nı oluşturdu. Kobani olayları oldu, mahallelerde, semt evlerimizde zeybek oynandı. Bu işler biraz tetiklendiği zaman, halkımızı Kürdüyle Türküyle bir araya getirebiliyoruz. Bayraklı’da bunlar yapılıyor" dedi. 

BAYRAKLI'NIN İCRAATLARI 

CHP'nin "Taşeronu kaldıracaız" sözü olduğunu, bunu Bayraklı’da hayata geçirdiklerinin altını çizen Karabğ, "İşçimizin sendikalaşması için bütün çabalarımızı gösterdik. Sözleşmeleri geliyor. Örgütlü bir gücün eğitimi altında alıyor. İşçi sınıfının ne olduğunu doğru sendikalar anlatır. Siyasetteki duruşunu da ona göre ayarlar. İşçimizin sendikalaşması için ne gerekiyorsa yaptık. Biz kurucu belediyeyiz. Klasik işveren değiliz. Holding patronu değilim. Seçimle gelmiş siyasileriz.. Doğru işler yapmaları için önlerini açtık. Sendikalaştılar. DİSK’in üyesi oldular. Çok güzel sözleşmelerle Türkiye'de belki de en iyi ücretleri alan taşeron işçilerimiz var. Kadro falan hikaye. Hani vereceklerdi. Olmayacağı belli. CHP’li belediye olarak sahip çıktık. Diğer belediyelerin de hassasiyet göstermelerini bekliyoruz" dedi. 

YEREL YÖNETİMLERİN GÜCÜ

Yerel yönetimlerin önemli olduğunun altını çizen Karabağ, "Mesela sayın Erdoğan, İstanbul belediyesinden gelip cumhurbaşkanı oldu. Biz 1989’da bu fırsatı ele geçirdik. SHP olarak bütün ülkedeki belediyeleri aldık, doğru kullanamadık. Bunu iktidara taşıyan araç olarak göremedik. Amaç olarak gördük. Ne örgütümüz, ne belediye başkanlarımız, o süreci genel iktidara giden yol olarak düşünmedi. Belediyeleri küçümsememek lazım. Hepsi demokratik mevzi. Büyütülürse, etraftaki illere, ilçelere de yansır. O mevzilerde örgütlenme gücümüzü, Kendi siyasi anlayışımız doğrultusunda artırmamız lazım. Bunu CHP’nin yapması lazım. Biz Bayraklı’da yüzde 32 ile başladık. CHP’nin oyu yüzde 32, AKP’nin yüzde 39, ben yüzde 43.5 ile seçimi aldım. AKP yüzde 36'lardaydı. 2011'de parti oyu yüzde 39’a çıktı, AKP yüzde 41 oldu. 7 Haziran'da CHP yüzde 40, AKP yüzde 26 oldu. Ben oyumu artırırken, CHP'nin de oyunun artması için çaba gösteren belediye başkanıyım. Bunu yapan arkadaşlar, dünya görüşünün de orada kazanmasını düşünmelidir. Yoksa hiç anlamı yok. Bir dönem başkan olur, unutulur gidersin. Dünya görüşünün yeniden orada kazanması için çalışmalı başkan. Bayraklı örnektir. Yerel gücünü parti gücüne dönüştürmüştür. Parti oyu 1 Kasım'da yüzde 44’lere çıkmıştır. Bunu Türkiye'ye yaymak lazım. Bazı arkadaşlar gelip sorsunlar, Bayraklı’da nasıl belediye başkanlığı yapılıyor" dedi. 

Bayraklı'nın 60 camisi, 49 okulunun olduğunu anlatan Karabağ, "Camiye giden insan da bizim. İlk yaptığımız şey, camileri temizlemek oldu. cHP’ye olan duruşu kırmak için. İlle de bana oy versin diye değil. Muhalefeti yapmasın. Bizden değil mantığı var. Biz bunu samimiyetle yaptık, hiç reklamını yapmadık. Halkın girdiği her yeri temizlemek lazım. Biz işe oradan başladık. Mihenk taşı budur. Sağdan bize oy akışı sağladı. Yüzde 32’den 44’e kendiliğinden gelmedi, oranın insanları oy verdi. Yerel gücümüzün partiye de yansıması için kullandık. Dershane açtık, fakirlere yardım yaptık, kurslar düzenledik, evden çıkamayan fakirleri, kadınlarımızı gezdirdik, hayatı, çevrelerini tanımalarını sağladık. İnsana dair ne varsa yaptık. Hastaları evden alıp ambulansla taşıdık.  Doğumunda hoş geldin paketi verdik, ölümünde cenaze aracımızı, ikram aracımızı gönderdik. Doğumdan ölüme, insanla ilgili her şeyi yapıyoruz" diye konuştu. 

KİMSE KUSURA BAKMASIN

CHP'de örnek belediyelerin bilgi alış verişi yapıp yapmadığı yönündeki soruya da Karabağ, "Genel merkezde bu yapılıyor. Sosyal demokratlar derneği var. Bunu daha çok genel merkezin koordine etmesi, özel ekibin yayması lazım. Belediyecilik yaparken, dünya görüşünün de o insanlar tarafından kabullenilmesini sağlayacak yeterlilikte adaylar lazım. Ordan burdan devşirilen insanlarla yapılan belediye başkanlıklarından hayır gelmiyor. Kimse kusura bakmasın. Örgüte emek vermiş, partisinin değerini bilen insanlarla bu iş daha rahat olur" yanıtı verdi. 

Karabağ, "CHP nasıl bir muhalefet yapmalı" sorusunu da "Tek başıma olmaz. Yanına Demokratik kitle örgütlerini, sendikalarını cesaretle savunacak, önlerini açacaklar, bütün dernekleri, kitle örgütlerini yanına alan organizasyon yapacaklar" diye yanıtladı. 

BAYRAKLI'NIN PROJELERİ

Bayraklı’nın önceliğinin gecekondular olduğunu vurgulayan Karabağ, "Yapılması gereken gecekonduların kaldırılması. Türkiye’nin, büyükşehirlerin sorunu. Yetkiler büyükşehirde. Orta çözüm bulduk. Eskiyen planları revize ederek inşaat sektörünün önünü açacak tarzda inşaatların yapılmasına olanak sağlıyoruz. İlk anda iki mahallede 50 hektarlık alanda bunu yaptık. Küçük parselleri birleştirdik.İnşaat hakkını yukarı verdik. Geniş caddeler, yeşil alanları, Tepekule ve Çay mahalleden 10 kata çıkardık. Uzaydan fikir getirmenin anlamı yok. Eskiyen imar planı değiştirip müteahhitle vatandaşın anlaşabileceği ortam yaratmak lazım. Belediyeleri devreye soktuğun zaman tepki başlıyor. Muhalefet yaptırma diyor, diğeri fazla istiyor, vatandaşın talebi artıyor. Yapılabilecek yerde yap, yapılamayacak yerde imar planlarını günümüze göre revize et, olay budur. Kentlerin önünün açılması ancak bu şekilde olur. Yaptığımız 2 mahalle, devam ettiğimiz 7 bölge var" dedi. 

FİNANS SIKINTISI 

Başkan Karabağ, belediyelerin yaşadığı ekonomik sorunları sıralarken, "İlçe belediyeleri rezil durumda.  Büyükşehir yasasıyla, iller bankasından pay geliyor insan sayısına göre. Yüzde 40’ı büyükşehire gidiyor, yetkileri de gelirleri de oraya vermiş. Belediyeler yasası değişmeden ilçe belediyeleri, çöp toplayan belediye bile olamayacak. Kanunların değişmesi lazım" diye konuştu. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.