Karabağ'ın yargılandığı davada ilk duruşma yapıldı
Bayraklı Belediye Başkanı CHP'li Karabağ'ın yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşmayı İl Başkanı Yüksel, Büyükşehir Başkanı Kocaoğlu ve milletvekillerinin takip etmemesi dikkat çekti. Mahkeme Heyeti, Karabağ'ın duruşmalardan muaf tutulması kararı verdi. Bir sonraki duruşma 27 Ekim'de! İlk duruşma yapıldı, mahkeme ne karar verdi'
- Ege Postası
- 21.06.2016 - 12:57
EGE POSTASI - Bayraklı Belediye Başkanı CHP'li Hasan Karabağ, Başkan Yardımcısı Gamze Eraslan ile bazı özel firma yetkililerinin ‘rüşvet ve irtikap’ suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Bayraklı Adliyesi'nde yapıldı.
YÜKSEL-KOCAOĞLU KATILMADI
12.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu ve hiçbir milletvekilinin katılmaması dikkat çekti. Belediye personeli ile ilçe örgütü ise Adliye'ye çıkarma yaptı.Bayraklı ve Bornova ilçe başkanları duruşmayı takip etti.
Mahkemenin öğleden önceki ilk bölümünde iddianame okunmadan önce savunma avukatları sanıkların suç örgütü yöneticisi olarak teknik takibe alınarak dinlendiğini, kanuna aykırı yapılan bulguların delil olarak kabul edilemeyeceğini bildirdi. Avukatlar dinlemelerin yasak delil kapsamında sayılması gerektiğini ifade etti.
Hakim usule ve esasa ilişkin yapılan taleplerin reddine karar verdi ve iddianame okundu.
BAŞKAN KARABAĞ İLE İLGİLİ BİR ÇOK MADDEDEN TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
Savcı Hidayet Kaya, hazırladığı iddianamede Karabağ ve diğerleri hakkındaki suçlamaları sıraladı. İddialar arasında yer alan ve KOM’un operasyonu sonrasında polis fezlekelerinde de yer alan maddeleri sıraladı. Savcılık, Bayraklı Belediyesi, belediye çalışanları ve Başkan Karabağ’ın suç örgütü yöneticisi gibi hareket ederek, sabıkalı şahıslardan oluşturduğu korumalarla çevresinde korku ve baskı üzerine dayalı bir hakimiyet kurduğu, söz konusu hakimiyeti belediye başkanlığının vermiş olduğu yetki ve sorumlulukları aşarak adeta bir sindirme politikasına dönüştürdüğü, korumalığını ve şoförlüğünü yapan şahısları kullanmak sureti ile kendisi ve belediyenin menfaatlerine ters düşen şahısları baskı altına aldığı, sindirdiği hatta darp ve tehdit ettiği, yine bu konuda üst düzey belediye görevlileri ile bazı çalışanların kendisiyle hareket ettiği, belediyede yapılan ihaleleri ve doğrudan temin işleri bu yapı ile irtibatlı kişilere ve kişilerin ilişki içinde olduğu şirketlere verdiği, ihalelerde rekabet şartlarının oluşmasını engellediği, bazı şahıslara ayrıcalık tanındığı iddialarını iddianamenin merkezine koydu. Bu konuda süreç içinde Servet Kaya, Hikmet Aydın ve Ali Rıza, Hüseyin Yılmaz, Ercan Tercan isimli şahıslara ait ihbar mektupları, bir grup belediye çalışanı isimli ihbar mektubu ile Ekrem Birdal isimli tanık ifadesi ile ‘Rüzgar’ kod adlı gizli tanık ifadesinin bulunduğunun da altı çizildi.
Savcılık, bu konuda yapılan çalışmaları anlatırken şüphelilerin örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, ihalelere fesat karıştırmak iddiaları ile ilgili kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildiğini belirtti. Başkan Karabağ’ın Türk Ceza Kanunu’nun 250. Maddesi kapsamında ‘irtikap’ yani görevinin kendisine sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suçunu işlediği belirtildi. Karabağ’ın ‘irtikap’ suçunu işlemesine neden olan konu olarak da Menderes İlçesi Gümüldür’de bulunan villasında yapılan tadilat çalışmaları ve bunun ücretinin ise belediyeden ihale alan POSTAŞ Şirketi Sahibi Recep Yalçın tarafından tedarikçilere Taner Ergen aracılığıyla ödenmesi gösterildi.
HUKUKİ DEĞİL SİYASİ!
Başkan Karabağ, duruşmanın ikinci bölümünde savunma yaptı.
Karabağ savunmasında şunları söyledi;
“İlgili şahıslarla görüşmem olmamıştır. İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. İddianame hukuki değil siyasi bir iddianamedir. Buradaki insanlar benim yüzümden yargılanıyor. Ben muhalafette olan Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanıyım. Dava hukuki değil siyasidir. Bundan sonraki oturumlarda görevim nedeniyle katılmamayı talep ediyorum."
Karabağ, hakimin “Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını kabul ediyor musun'” sorusuna “Suçlu değilim dolayısıyla kabul etmiyorum” yanıtını verdi.
KARABAĞ MUAF TUTULACAK
Mahkeme heyeti Bayraklı Belediyesi Başkan Yardımcısı Gamze Eraslan'ın adli kontrol şartını kaldırdı. Ayrıca Başkan Karabağ'ın duruşmalardan vareste (muaf) tutulması kararı verildi. Bir sonraki duruşma 27 Ekim'de yapılacak.
SLOGANLARLA KARŞILANDI
Karabağ'ı duruşma çıkışında belediye personeli ve partililer alkışlarla karşıladı. “Halkçı Başkan” ve “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganları atıldı.
Karabağ, duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, “ İçi boş bir iddiaame. Saatlerce adliyede hakimlerimizi ve insanlarımızı meşgul etti. Hala Cumhuriyet hakimlerinin olduğunu bugün görüyoruz. Onun içinde Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk'e Bayraklı'da sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
SEVENLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Başkan Karabağ, dava sonrası Havuz Düğün Salonu’nda partililer ve belediye çalışanları ile bir araya geldi. Burada Başkan Karabağ’ın eşi Bahriye Karabağ, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper de yer aldı. Önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulunan Başkan Karabağ, “Bugün mahkeme olan arkadaşlar olayı gördüler. Söylenecek bir şey yok. Ama bizim mahkeme sürecinin ilk gününden itibaren, organizenin yaptığı saçma sapan operasyon sonrası, gösterdiğimiz dayanışmayı bu belediyede kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Mesele ben değilim. İçimizden herhangi bir arkadaşımızın başına bir şey geldiğinde haksız da olabilir ama ailesi adına ona sahip çıkmamız gerekiyor. Belediyede bazı arkadaşları değerlendirirken, ‘nasıl tahammül ettin’ diye soranlar oldu. Ben o insanı tek başına düşünmem. Mutlaka arkasında ailesi vardır. Kendisi tek başına bir şey ifade etmez ama arkasındaki insanlar, hastalar ve çocukları benim için önemlidir. Bana diyorlar ki, ‘başkan getirdiğin adamlar hainlik yapıp yapıp gidiyor’ Bu onların ayıbı. Benim yapacağım bir şey değil. Ama eşimle bir karar verdik. Eskiden solucan gibi hayvanları yolda gördüğümüzde dikkat etmezdik. Şimdi daha dikkat ediyoruz. Bu hayvanların kıymetini yeni yeni anlıyorum. İçimizdeki yaratıklar demeyim artık, ne olduğu belli olmayan tipler var. Hayvanlar bu tiplerden daha değerli bizim için. Hiç olmazsa birbirlerini satmıyorlar ve vefakar dostlar oluyorlar” dedi.
AKP’Lİ CHP’LİLER VAR
“Ne yaparsa yapsınlar bizim Bayraklı’daki yürüyüşümüzü durduramayacaklar” diyen Başkan Karabağ, “Evimi dinliyorlarmış, gittiğim yerleri dinliyorlarmış; dinleye dinleye bir hal oldunuz. Bir de kendinizi dinleyin bakalım ey iktidar! Neleri nereye kaçırdınız, kutular nerede, tırlar, gemiler nerede, bu çocuk tecavüzü yapanlar nered? Her gün yeni bir şey çıkıyor. Bayraklı Belediyesi ve Bayraklı’nın belediye başkanı İzmir genelinde, gidilen her ilçede karşılarına çıkıyor. Bu da İzmir özelinde hem iktidar partisinin hem de bizim içimizdeki İrlandalıların rahatını bozuyor. AKP’li CHP’liler var. Hiçbir AKP’li bakanın önünde eğilmem ben. Hiçbir başbakanın önünde eğilmem. Beni içeri atacaklarmış. Gider yatarım. ‘Adam gibi yattı’ derler. Davada iki telefon yüzünden 5 saat telefon muhabbeti dinledik. Hakikaten Aziz Nesinlik bir hikaye. Rahmetli yaşasaydı bu davayı anlatırdı. İki telefon geldi mi gitti m? Nereye gitt? Oraya gitti. Uçaklarla paralar, altınlar gidiyor. Bu süreçleri yaşayacaktık, biliyoruz. Ama şunu söyleyeyim bizimim dayanışmamız giderek büyüyor. Sizleri tebrik ediyorum. Dayanışma ruhunu geliştirdiniz”
ATATÜRK YOLUNDAN YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Karabağ, kendisinin Bayraklı’dan gitmesini bekleyenler olduğunu belirterek, “Şimdi bekliyorlar ki Hasan Başkan Bayraklı’dan gitsin. ‘Bayraklı’yı alalım’ diyorlar. İyi de nasıl alacaksını? Burada herkes Hasan Karabağ oldu. Hiçbir yerde bu birliktelik yok. Keşke İzmir’de bunu yapabilsek. Sevgiye dayalı, partili partisiz herkesi kucaklayan bir belediye başkanına sahip çıkma duygusu…Aslında bu duyguları İzmir’de büyütebilirdik. Ama maalesef o orijinde ve misyonda insanlarla bir arada değiliz. Onun için dünya nimeti kaygısı fazla olan arkadaşlar o kaygılarla baş başa bırakıyoruz. Biz Atatürk yolunda yürümeye devam edeceğiz. O bizim her şeyimiz. Atatürk’ün yolundan ayrılmadığımız sürece bu ülkenin başına bir şey gelmez. Ama ayrılınca bugünlerde rezilliğimiz çıktı. Bana dernekler geliyor. ‘Piknik yapacağız, kahvaltı yapacağız, halay çekeceğiz’ diyorlar. Bunları yapalım da bu ülke, cumhuriyet yıkılırsa nerede halay çekeceğiz kadınlı erkekl? ‘Birçok ilin konfederasyonları var, onlara bir araya gelin’ dedim. Sivil toplum kuruluşlarının dayanışma zamanı. Liseliler kadar olamadık. İşimiz kolay değil zor. Ama sizin gibi inançlı kardeşlerimle bu işlerin üstesinden geleceğini düşünüyorum” dedi.
Yorum Yazın