Karabağlar'da zam bayramı
Karabağlar Belediyesi’nde yaklaşık 5 ay süren görüşmeler sonucunda toplu iş sözleşmeleri konusunda anlaşmaya varıldı. Sendika ve belediye arasında imzalan sözleşme töreninde işçilere sürpriz yapan Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, 3’üncü dönem toplu sözleşmelerinde belirlenen yüzde 14 oranına kendisi de 4 puan koyduğunu belirterek, yüzde 18‘lik ücret artışı sağlandığını açıkladı.
- Ege Postası
- 19.06.2013 - 14:40
İŞÇİLERDEN DAVUL ZURNA, BAŞKAN’DAN MÜJDE
Karabağlar Belediyesi tarafından yapımı devam eden Uzundere Rekreasyon Alanı’ndaki düğün salonunda gerçekleşen toplu sözleşme imza törenine, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm’ün yanı sıra, belediye meclis üyeleri, belediyede görevli bürokratlar, DİSK Genel Başkanı kani Beko, Genel-İş Genel Başkanı Erol Ekici, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ve diğer sendika yöneticileri ile çok sayıda belediye personeli katılım gösterdi. Davullar zurnalar ve halaylar eşliğinde başlayan imza töreni şölen havasında geçerken, kendisine sevgi gösterisinde bulunan çalışanlarını tek tek selamlayan Başkan Kürüm, yaptığı konuşma ile sürpriz ücret müjdesini ilk elden ulaştırdı.
KÜRÜM’DEN İKTİDARA TAKSİM GÖNDERMESİ
İşçilerin tezahüratları eşliğinde çıktığı kürsüde konuşmasına başlayan Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, toplu sözleşmelerin grev karı gelmeden masa başında tamamlanmasından mutluluk duyduklarını kaydederek, “Değerli işçi kardeşlerim, AK Parti zihniyeti Gezi Parkı’nı yine yandaşlarına rant sahası haline getirdi. Biz bu cesur yüreklerle birlikte 250 bin metrekarelik alanı Türkiye’nin, dünyanın Gezi Parkı olabilmesi için yaptık, yeşillendirdik, yeşillendirmeye de devam edeceğiz. Buranın her taşında sizin emeğiniz var. Buradan Taksim’e selam gönderiyoruz. İyi ki varsın Taksim” dedi ve yine işçilerin “Karabağlar seninle gurur duyuyor” sloganları arasında sözlerine son verdi.
BEKO’DAN “GÖREV ŞEHİTLERİ”NE SAYGI DURUŞU
“İnadına sendika, inadına DİSK” tezahüratlarıyla konuşmasına başlayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Taksim Gezi Parkı olaylarına değinerek, “Güzel Karabağlar’ın güzel insanlarına sevgilerimi sunuyorum. Taksim bizler için kutsal bir yerdir. Taksim deyince ilk akla gelen 1 Mayıs dayanışma günüdür. Burada 1977 yılında 30 arkadaşımızı kaybettik. Burada şehit olan arkadaşlarımızın o alandaki mücadelesini devam ettirmemize Diktatör Tayyip engel olamayacaktır. Bunun kararını Diktatör Tayyip değil, işçi sınıfı verecektir. Aslında Gezi Parkı’nda başlayan bu direniş, daha sonra ülkenin tamamını sardı. Türkiye ayakta, Türkiye direniyor. Türkiye artık 4 tane 5 tane ağacın peşinde değil. Türkiye bu diktatörün artık bu ülkeden gitmesini istiyor” dedi ve Hitler’in diktatörlüğünü Tayyip Erdoğan’a benzeterek “Bugün Almanya’da Hitler yok, yarın bu ülkedeki diktatör de yarın kesinlikle burada olmayacak. Bu direnişlerde ön saflarda mücadele veren görev şehidi olmuş arkadaşlarımın cenazelerine katılmaya çalıştık. Daha dün Kızılay’da Ethem Sarısülük kardeşimin katledildiği yerde ailesi ile birlikte karanfil bırakarak bir saygı duruşu yapmak istedik, oraya gelir gelmez yine tanklar, yine tüfekler, gazlar ile orası yine savaş alanına döndü. 21 günden bu yana sokaklarda direniyoruz. Sürekli Gündoğdu’da, Kızılay’da, Taksim’de gaz bombaları var. Bu gaz bombaları aslında portakal gazıdır. Bu gaz Amerika’nın Vietnam’ı işgal ederken kullandığı gazdır. Tayyip bu gazlar ile bizleri etkisiz hale getirmek istemektedir” dedi ve Taksim direnişi sırasında yaşamını yitirenler adına salondaki işçileri saygı duruşuna davet ederek konuşmasını bitirdi.
EKİCİ: TAŞERONU BU KAPIDAN İÇERİ SOKMAYACAĞIZ
Genel-İş Genel Başkanı Erol Ekici de, “Kar kış demeden çalışan siz emekçileri sendika adına selamlıyorum. Biz diliyoruz ki, burada yaşanan güzellikler ülkemizin her yanına taşınsın ve anlam kazansın. Ailemizin geçimini sağlayacak bu sözleşmeler ve ücret artışları önemli. Asıl önemli olan ise yaşanan anti-demokratik süreçte bu kazanımları korumaktır. Bugün elbette ki bu coşku, bu manzarayı yaratanları bundan sonraki süreçte, bunları dalga dalga ülkeye yayması için, bu mücadelenin sürdürülmesi gerekiyor. Bu bizim kendimize, işçi sınıfına olan borcumuzudur. AK Parti diktatörlüğü Gezi Parkı yıkmaya çalışırken, parkları bir bir yok ederken, Karabağlar Belediyesi burada Uzundere Rekreasyon alanını yapıyor. Taksim’de, İstanbul’da nefes alacak alan yok. Taksim Gezi Parkı sendikalar için bir gurur alanıdır. Orasını rant alanına çevirerek, mücadelemizi gazlarla, coplarla, polisle yok etmeye çalışıyorlar. Olay 5 tane ağacın sökülmesi değil. Olay, Gezi Parkı’nın, AK Parti yandaşlarına peşkeş çekilmesi, vatandaşa ait bu alanın ranta kurban edilmesidir” dedi ve AK Parti hükümeti tarafından cezalandırılan toplumun birçok kesimini örnek gösterdi. Ekici, Başbakan Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Başbakan şunu bilmelidir, bu süreç, halkın bastırılmak istenen özgürlük ve demokrasi taleplerine karşı gelen ve inadına demokrasi diyen halkın mücadelesidir. Baskıyla, şiddetle, eziyetle bu işin olmayacağını bilmelidir. Cumhurbaşkanı da aynı ikiyüzlülükle onun noteri gibi çalışıyor. Bu mücadele onun sonunu getirecek olan gelişmelerdir. Copundan da, gazından da korkmuyoruz. Onların taşeron cumhuriyetine karşı direnişin de en büyük örneklerden biri yine bu toplu iş sözleşmesidir. Biz olduğumuz sürece, başkanımız olduğu sürece bu kapıdan içeri taşeronu sokmayacağız” şeklinde konuştu.
SENDİKA’DAN TAKSİM’E SELAM, BAŞKAN’A TEŞEKKÜR
İmza töreni sırasında Taksim Gezi Parkı olaylarına destek veren işçiler tarafından, “Her yer Taksim, her yer direniş” ve “Tayyip gidecek bu iş bitecek” sloganları atılırken, törende sendika adına söz alan Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanı Naci çetin ise, “Sizin bu coşkunuz beni heyecanlandırıyor. Buradan en büyük selamı Taksim ve Gezi Parkı’nı korumak üzere alanları dolduran ve AK Parti iktidarına direnen gençlere, çocuklara kadınlara ve halka gönderiyorum. 31 Mayıs tarihinden bu yana ülkedeki bu tabloyu alsa kafamızda canlandıramazdık. Bu ülkenin devrimcileri, demokratları, yurtseverleri hep vardı, var olmaya da devam edecek. En büyük selamı da Türkiye’yi direniş alanına çevirenleri ve İzmir’in emek ve demokrasi mücadelesine destek veren KARBEL çalışanları hak ediyor. Gazları bombaları ile bizi susturmaya çalıştılar ama, öylesine bir ülkeden geliyoruz ki, şimdi duran adamlarla direniyoruz. Bizim duracağımız yer baskıya ve zulme uğrayanların yanıdır. Onların yanında durursak, aydınlık geleceği koruyabiliriz. AK Parti diktatörlüğüne karşı yarattığımız bu cepheyi her geçen gün büyütmek ve mücadelemizi sürdürmek zorundayız. 925 arkadaşımızı kapsayan bir sözleşme imzalayacağız. Sözleşme süreci zor bir süreçtir. Sendika olarak temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın haklarını ve çıkarlarını koruyarak geleceğimizi güvence altına almak bizim görevimizdir. Biz aslında şanslı bir ildeyiz. Ülkemize bakınca, her yer taşeron cumhuriyetine döndü. AK Parti’nin yaptığı değişiklikler ile bize sunduğu gelecek ucuz işçilik ve taşeron düzenidir. Başkan Kürüm’e taşerona geçit vermediği için teşekkür ediyoruz. Biz çalışanlar da emek ve demokrasi mücadelesinde bize destek verenlerle yol yürümeye devam edeceğiz. Mutlu sonu yakaladık. Bu süreçte öncelikle siz çalışanlara gösterdiğiniz sabırdan dolayı ve bize inandığınız için teşekkür ediyorum. Bu görüşmelerin arka planında KARBEL şirketi yönetimine katkılarından ve duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyoruz” dedi.
“TURUNCU İMZA” İŞÇİYİ GÜLDÜRECEK
Törenin ardından sendika yöneticileri ile birlikte Karabağlar Belediyesi’ne bağlı KARBEL firmasının turuncu tişörtlerini giyen Başkan Kürüm, hazırlanan toplu iş sözleşmesini imzalarken, yine bir ilkin altına da imza atıldı. Sözleşmede yer alan prim maddesi ile günlük 13 lira yemek yardımı, aylık 60 lira yakacak yardımı, 142 liralık sosyal yardım paketi, emekliliğe dönük prim artışı, yılda 6 kez olmak üzere 175 liralık ikramiye gibi yenilikler getirildi. Bunun yanı sıra yüzde 18 ücret artışı getirildi.
Yorum Yazın