Karaburun'da RES isyanı: Elektrik direkleriyle yarışır!
Karaburun'da özellikle yerleşim alanlarına yakın bölgelerde kurulan Rüzgar Enerji Santrallerine (RES), çevrecilerin ve bölgede yaşayanların ardından bir tepki de Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan'dan geldi. RES'lerin neredeyse elektrik direkleri ile yarıştığını, Yarımada'nın doyum noktasını fazlasıyla aştığını ifade eden Erdoğan, ilçede RES kurulu gücünün 400 megawatta ulaştığını söyledi. Başkan Erdoğan'dan sert RES çıkışı!
- Ege Postası
- 22.09.2019 - 11:23
Son yıllarda sayıları hızla artan RES'ler, Karaburun Yarımadası'nda yaşayanların tepkisine neden oldu. İzmir'in 1450 megawatt RES kurulu gücü içinde yaklaşık 400 megawattı Karaburun'da bulunuyor. Bazı mahallelerde yerleşim yerlerine yakın olması nedeniyle de davalara konu olan RES'ler için, çevrecilerin ardından bir tepki de Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan'dan geldi. İlçenin RES yatırımlarında doyum noktasını aştığını belirten İlkay Girgin Erdoğan, "Sarpıncık, Salman, Bozköy, Hasseki, Küçükbahçe, Yayla gibi köylerimizde adeta elektrik direğinden fazla RES görebilirsiniz. Bu santrallerin tüm lisans ve izin süreçleri Karaburun Belediyesi dışında ilerliyor. Yetmiyor, acil kamulaştırma kararları ile hemşerilerimizin dededen babadan kalma arazileri bir gecede değerinin altında satılmak zorunda bırakılıyor. Mülkiyet hakkının hiçe sayan, yerel yönetimlerle ilişki kurma gereği bile duymayan yatırımcılar yurttaşlarımızı isyan noktasına getiriyor" dedi.
'TEMİZ ENERJİYE DÜŞMANLIK BAŞLIYOR'
Başkan Erdoğan, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına kesinlikle karşı olmadıklarını, bu enerji kaynaklarının Türkiye'nin enerji ithalatını azaltıcı etki yarattığını hatırlatarak, "Ancak yapılan hatalar, vatandaşları yenilenebilir enerjiye düşmanlık noktasına getirdi. RES'ler için tahsis edilen proje sahalarının toplamının, yarımada yüzölçümünün yüzde 71'ini kapsamasının hiçbir mantıklı izahı bulunmuyor" dedi. Erdoğan, şunları söyledi:
"Karaburun Yarımadası'nda, dar bir bölgeye bu kadar fazla santral yapılmamalı. Türkiye engebeli ve yükseltileri çok fazla olan bir ülke. Ülkemizin hemen her ilinde ve her bölgesinde, yerleşim birimlerine uzak alanlarda, Hazine arazilerine bu santraller kurulabilir. Bunun için daha iyi ve geniş yayılımı olan rüzgar ölçümlerinin yapılması gerekiyor. Bizler 7 gün 24 saat bu bölgede yaşayan ve yurttaşlarımızın nabzını tutan yöneticileriz. RES'ler köylerimize, yerleşim yerlerimize çok yakın yerlerde inşa ediliyor. Bunun nedeni, yüksek rakımlı ve engebeli yerlere santral kurmanın çok daha fazla maliyetli olması. Ayrıca kanatları taşıyan dev TIR'ların geçişlerini mümkün kılacak yol çalışmaları yüzünden doğada geri dönülmez tahribatlar yapılıyor. Köylülerimizden bu yönde yoğun şikayet alıyoruz."
'KARABURUN DOYUM NOKTASINA ULAŞTI'
Ağıl, ahır ve kümes gibi yapılara yakın mesafede inşa edilen santrallerin ses, uğultu ve gölgeleme özellikleri nedeniyle hayvanların et, süt verimliliğini olumsuz şekilde etkilediğini aktaran İlkay Girgin Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Santral yatırımcıları tüm izin ve lisans işlemlerinde, yerel yönetimler ve yöredeki sivil toplum örgütleri ile temas etmekten kaçınıyor. Biz Karaburun Belediyesi olarak RES'lerin proje sahalarının belirlenmesi süreçleri ve yatırım izinlerine hiçbir müdahalede bulunamıyoruz. 'Proje inceleme' ile binalara 'yapı kullanma izni ve tetkiki' dışında hiçbir etkimiz olamıyor. Böylece hiç olmazsa kurulmalarına yasal olarak engel olamadığımız enerji santrallerinin projelerine uygun olarak yapılıp yapılmadıklarını denetliyoruz. Firmalar, bu belgeyi almak için belediyeye başvuru yaptığında 60 gün içerisinde bu talep tarafımızdan reddedildiği takdirde, ruhsat almada olduğu gibi bu belgeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan alabiliyorlar. RES'lerle ilgili Karaburun Belediyesi'nin kurumsal görüşü, yenilenebilir enerjiye karşı olmamakla birlikte, ilçemizde RES'lerin fazlasıyla doyum noktasına ulaştığı, yeni santral inşa edilmemesi ve yasal olarak öngörülmüş yerleşim alanlarına yaklaşım mesafesini hiçe sayarak inşa edilmemesi yönündedir. Ayrıca kanun ya da kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile alınan acil kamulaştırma kararları nedeniyle pek çok vatandaşımızın mağdur olduğunu ve arazilerini zorunlu olarak ve değerinin altında satmak zorunda kaldıklarını biliyoruz."
Yorum Yazın