Karamollaoğlu TV 35'te gündemi değerlendirdi: Bu kadar aşağılık olur mu bir insan'
TV 35’in yayın konuğu olan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gündeme dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Programın ilerleyen dakikalarında SP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Şerafettin Kılıç da yayına katıldı. SP Lideri Karamollaoğlu TV 35'te gündemi değerlendirdi
- Ege Postası
- 24.02.2019 - 15:28
HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-TV 35’te Seçime Doğru programına katılarak Alev Olgay’ın sorularını yanıtlayan SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Tunç Soyer’in babasına getirilen eleştiriler ile İdris Naim Şahin’i Ordu’dan aday göstermelerine, CHP-İYİ Parti ile ittifak halinde olup olmadıklarından İzmir’e dair hedef ve projelerine kadar kendisine yöneltilen bir diziyi yanıtladı.
İZMİRLİLERİN DE BİZİ TERCİH ETMELERİNİ DİLERİM
Cepsiz ceket reklam filmiyle de dikkatleri üzerine çeken Saadet Partisi’nin adaylarının sadece halka hizmet edeceğini, şahsi menfaat peşinde koşmayacağını vurgulayan SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İzmirlilerin kendilerini tercih etmelerini istedi.
BİZ YEMEYECEĞİZ, YEDİRMEYECEĞİZ, RÜŞVETE TEVESSÜL ETMEYECEĞİZ
Tüm ülke genelinde kendilerine yönelik ciddi bir teveccüh olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, “Cepsiz ceket halkın hizmetinde olmanın bir adı bir bakıma. Biz yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz, rüşvete tevessül etmeyeceğiz. Çalışmalarımızda israf söz konusu olmayacak. Şahsi menfaat peşinde değiliz. İnşallah halkımız tarafından da böyle anlaşılır ve kabul edilir. Eski alışkanlıklarla oy vermek yerine düşünerek oy verirseniz hem şahsınız hem İzmir hem milletimiz için hayırlı bir karar vermiş olursunuz diye düşünüyorum. Seçim pusulasında birinci sırada, mühür buraya basılınca birinci sınıf hizmet vereceğiz. İzmirlilerden bizi tercih etmelerini dilerim. Saadet Partisi dediğimiz zaman milli görüş belediyeciliğini tanımaya ihtiyacı var İzmirlilerin. İzmir’de sadece Kemalpaşa’da görüldü. Şimdi tüm İzmirlilerin bizi tanımasını istiyoruz” diye konuştu.
İNSANLAR NE BABALARI NE DEDELERİNDEN DOLAYI SUÇLANAMAZ DEDİM DİYE…
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer’in sıkıyönetim savcısı babası Nurettin Soyer üzerinden eleştirilmesinin doğru olmadığını, bunu söyledikleri için hakkında bir gazetenin yalan haber yazdığını anlatan SP Lideri Temel Karamollaoğlu, “Soyer’e gelince, 80 ihtilalini yaşadık. Haps edildik. Yanlış ithamlarla mahkemeye çıkarıldık. Soyer de o zaman savcıydı. İddialarda bulundu. Biz onun iddialarını çürüttük, beraat ettik. O günkü şartlarda ileri sürdüklerini tasvip etmedik onların. İnsanlar ne babaları ne dedelerinden dolayı, babalar da oğullarından dolayı suçlanamaz. Herkes kendi icraatından mesuldür. Utanmadan bir gazete, Karamollaoğlu da onu destekliyor diyor. Bunlar Müslüman geçinen insanlar. Bu kadar aşağılık olur mu bir gazete, bir insa? Benim söylemediğim bir şeyi başlığa nasıl ata? Hiç mi Allah korkusu yok'”
İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
İrtibat büromuzu açtık. İzmir bizim için çok şey ifade ediyor. Türkiye’mizin üçüncü büyük vilayeti. İzmir istiklal harbinin noktalandığı yer diye biliriz. Bağımsızlık hareketi İzmir’de noktalanmış oldu. İzmir Batı’ya açılan kapı gibi. Ege bölgesinin ziraata dayalı çalışmalarında ve turizmde de önemli. İzmirliler de bizi kucaklar diye inanıyorum. İstanbul gibi Türkiye’nin hemen her bölgesinden göç alan bir bölgemiz. İnşallah çalışmalarımız güzel netice verecek diye düşünüyoruz. Burası bizim yeni dönemde bize ayrı bir ufuk ve pencere açacak.
TÜRKİYE’DE CİDDİ BİR KAMPLAŞMA VE KUTUPLAŞMA VAR
Türkiye’de maalesef bir kamplaşma ve kutuplaşma var. Özellikle son zamanlarda giderek derinleşiyor. Bunun kalkması ülkemizde huzur ve barışın tesisi için olmazsa olmaz. Birbirimize hasımmış gibi davranarak kardeşliği tesis edemeyiz. Farklılıklar ülkemizin güzelliği.
SORUNLARIN GİDERİLMESİ LAZIM
Türkiye’nin genel sorunlarından her ilimiz bir pay alıyor. İllerin bütün olarak problemleri var. Buradaki başkanları tenkit etmiyorum ama imar yönünden bir dağınıklık görüyorum İzmir’e gelince. Ulaşım sorunu var. Bunları çözme yönünden bir sıkıntı olduğu kanaati bende hakim. Farklı bölgeler arasındaki yerleşim ve gelişme farklılıkları da göze çarpıyor. Kıyı kesim ile arka kesimler arasında ciddi farklılıklar var. Bunların giderilmesi gerektiğine inanıyorum.
İZMİR BİR DÖNEM HIZLA KALKINAN BİR KENTTİ ANCAK İKTİDARDAN GEREKLİ DESTEĞİ ALAMIYOR
İzmir bir dönem hızla kalkınan bir kentti. Organize sanayi bölgeleri arasında sanki en dağınıklarından biriymiş gibi görünüyor İzmir. Türkiye’nin genel problemleri burada da var. İzmir iktidardan yana bir belediyeciliği benimsemediği için mahrum bırakılmış gibi. İktidardan gerekli desteği alamıyor İzmir. Adalette gerileme var ülkemizde. Burası Anadolu’ya nazaran daha iyi ama işsizlik de yüksek. İzmir Batı’ya açılan kapımız aslında. Fakat belki bazı yönleriyle de farklı bir tavır sergilemiş. Ancak sosyal adalette sorunlar var.
İZMİR GELENEKSEL OLARAK SOL TEMAYÜLE AÇIKMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR ANCAK..
Şahıs bazında ve parti bazında almayı şu anda mahsurlu buluyorum şahsen. CHP yönetimi burada bir değişiklik olmasına ihtiyaç duydu demek ki. Sayın Kocaoğlu da birtakım hizmetlerde bulundu. İzmirliler kendisini seçti göreve getirdi. Bir itibarı var İzmirliler nezdinde. Herşey mükemmel m? Değil tabi. Birtakım sıkıntılar var. İzmir geleneksel olarak sanki sol temayüle açıkmış gibi görünüyor ama aslında Özal iktidara geldiğinde başka birisini seçme noktasında iki dönem başka birini seçti. Belki iktidarla olan münasebetinin sağlıklı olmaması nedeniyle bir takım eksiklikler var.
İZMİRLİLERDEN BİZİ TERCİH ETMELERİNİ İSTERİM
İktidar partisi adaylarına da başarılar diliyorum ama İzmirlilerden bizi tercih etmelerini dilerim. Saadet Partisi dediğimiz zaman milli görüş belediyeciliğini tanımaya ihtiyacı var İzmirlilerin. İzmir’de sadece Kemalpaşa’da görüldü. Şimdi tüm İzmirlilerin bizi tanımasını istiyoruz.
ADAYLARIMIZIN CEKETLERİ CEPSİZ OLACAK
Türkiye’deki bütün seçim mahallerinde belediye başkanı, meclis üyelerini çıkartan tek parti bizim partimiz. İzmir’de de bütün ilçelerde adaylarımızı çıkardık. Kriterlerimiz deyince; bizim meşhur bir ceketimiz vardı. Sadece bir ceket insanlara gösterdik. Herkes de merak etti. İlk aday tanıtımımızı yaptığımızda bu ceketin cepsiz bir ceket olduğunu, başkan olacak arkadaşlarımızın cepsiz ceket giymişler gibi dürüstlüğümüzü göstermek istedik. Tabiri caizse biz yolsuzluğa, israfa, rüşvete kesinlikle fırsat vermeyeceğiz, imkan tanımayacağız.
DÜRÜSTLÜK-ADALET-PARTİZANLIK YAPMAMA GİBİ 12 TEMEL KRİTERİMİZ VAR
Adaylarımızı belirlerken, ille de kendi kadrolarımızdan başkan adayı belirlemek zorunda değiliz. Bizim bu kriterlerimize uyacak kişileri de seçtik. Dürüstlük, adalet, herkesi kucaklama, partizanlık yapmama, belediye mülküne ve imkanlarına yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkma, kimse arasında fark gözetmeme, yandaşçılık yapmama bizim temel kriterlerimiz. 12 kriterimiz var. Bunları seçim beyannamemizde açık bir biçimde ortaya koyduk.
İMAR PLANLARINI MENFAAT SAĞLAMAK İÇİN DÜZENLERSENİZ UCUBE KENTLER ÇIKAR
Kampanya stratejimizi de dürüst başkan-dürüst yönetim diye belirledik. Bugünkü imkanlarla birlikte de israf ve yolsuzluk olmazsa büyük hamlelerin yapılması mümkün. İlle de merkezi hükümetten desteğe ihtiyaç yok. Olursa daha fazla hizmet yapılır. Ama olmazsa da belediye gelirleriyle hizmet yapmak mümkün. Suyun her ailenin nüfusuna göre belli miktarda verilmesi hatta bedava verilmesi lazım. Ulaşım aynı şekilde yüksek ücretli olmamalı. İmar harçları kanunla belirlenen rakamların dışında yüksek olmamalı. Bunlar genel prensiplerimiz. İmar şehirlerin adeta kimliğini ortaya koyar. Son zamanlarda imarla o kadar haksız şekilde uğraşıldı ki, imar rantı diye bir kazanç oluştu. Belediyeler imarı yaparken şehrin kimliğini korumak, insanların sağlıklı yaşamını sağlamak, ulaşımı kolaylaştırmak üzere bir imar planı yapmalı. Siz imar planını sizin yandaşlarınıza menfaat sağlamak için düzenlerseniz o zaman şehir şehir olmaktan çıkar. Ucube kentler ortaya çıkar. İstanbul, Ankara’ya bakın. Cumhurbaşkanı bile itiraf ediyor, İstanbul’a hakaret ettik diyor. Biz bunlara karşıyız. Bizim başkanlarımız bu konuda titiz davranacak.
RUH ÇAĞIRMAKLA GELMEZ, RUHUN PRENSİPLERİNİ TERK EDERSENİZ NASIL GERİ DÖNECEKSİNİZ'
94 seçimlerinde İstanbul, Ankara dahil 29 belediyeyi kazandık. 94 ruhuna geri döneceğiz diyor cumhurbaşkanı. Ruh çağırmakla gelmez. Ruhun prensiplerini terk ederseniz nasıl geri döneceksiniz ki'
İZMİR’DE DE CİDDİ BİR ÇABA SARF EDECEĞİZ
Biz başkan adaylarımızı belirlerken titiz bir çalışma sürdürdük. Bunun için büyükşehirlerimiz biraz geç açıklandı. İstanbul, Ankara, İzmir’de özellikle. Ama sonunda inşallah buralarda halk nezdinde itibar olan, en güzel hizmeti en güzel anlayışla verecek olan adaylarımızı belirledik. Hamd olsun bundan da memnuniyet duyuyoruz. Özellikle İzmir’de ciddi bir çaba sarf edeceğiz.
DAHA FAZLA KADIN ADAYIMIZ OLSUN İSTİYORDUM
Zorlamaya değil likayata önem veriyoruz bu konuda. Kadın adaylar yerine göre çok da olabilir. Bu bir yaklaşım, anlayış. Birden bire toplumu siz her yönüyle değiştiremezsiniz. Kadının toplumdaki yerini ve değerini zedelemeden bir atılım yapmalısınız bu konuda. Ben şahsen bir hanımın çıkıp da erkekler gibi boksa özenmesine şaşırıyorum. Bir güreşçinin ille de böyle çıkmasını. Yani aşırı bir istek, biz de bunu yaparız. Olabilir ne olacak ki, buna kimsenin itirazı yok da. Bu bize ne katıyor, ona bakmak icap eder. Kadın ve erkek birbirlerinden üstünlüklerini ispat etmek için yarışa girmesine ihtiyaç yok. Kadın ve aile birlikte bir anlam ifade eder. Birbirinin rakibi imiş gibi ortaya çıktığında fayda sağlamaz. Ben daha fazla kadın aday istemiştim şahsen. Kadın adaylarımız olması gereken icap edenden az. Ama bu zorlamayla olabilecek iş değil. Buna yakın, hizmet aşkı olan, becerisi olan insanlarla olmalı. Yerine göre bazı partilerin önündeyiz. Ama adaylarımızdan memnunuz. İzmir’de özellikle Ceren hanımın seçilebileceğine inanıyorum.
TÜRKİYE’NİN YÖNETİM ŞEKLİ OTOKRATİK BİR İDAREYE DOĞRU GİDİYOR
Türkiye’nin partisi olduğumuzu, her bölgesinde ili, ilçesi, beldesi var olduğumuzu bütün ülke vatandaşlarına göstermek de istedik. Her yerde adaylarımız olacak dedik. En ücra köşeye bile prensiplerimizle hizmet götürebileceğimize inanıyoruz. Biz bu sefer bir ittifak içinde yer almadık. Biz ittifaklara karşıyız diye bir tavır da almadık. AK Parti-MHP, CHP-İYİ Parti ittifakına da itirazımız yok. Geçen sefer Millet İttifakı’nın içindeydik. Yüzde 10 barajı vardı. Mahalli seçimlerde bu yok. İki; Türkiye’nin bugünkü yönetim şekli otokratik bir idareye götürüyor. Meclisin Cumhurbaşkanlığını denetleme yetkisi yok. Meclis icrayı her kademede denetleyebilmeli. Bunları değiştirmek için bir araya gelmiştik. Bu seçimde bu söz konusu olmadığı için kendi adaylarımızla çıkalım istedik.
BİRİLERİ UTANMADAN SİZ DE İTTİFAK İÇİNDESİNİZ DİYOR, YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR
Biz adaylarımızla yarın görev verildiği takdirde başka parti ve adaylardan daha iyi hizmet ederiz. Söylediğimiz bundan ibaret. O nedenle bir ittifakta yer almadığımız halde Cumhurbaşkanı özellikle, havsalam almıyor, biz diyoruz ki 1389 seçim bölgesinde seçime giriyoruz, kimseyle ittifakımız yok diyoruz. Birileri utanmadan siz de ittifak içindesiniz diye yargılamaya çalışıyor. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Birilerini itham ederek bir şey kazanamazsınız.
TÜRKİYE SATHINDA BİZE KARŞI TEVECCÜH DOĞDU
Bizim seçimi kazanamama durumumuz yok. Hamdolsun Türkiye sathında bize karşı teveccüh doğdu. Biz gerçekleri söylüyoruz. İktidarın bazı hizmetleri inkar etmiyoruz ama yanlışlarını dile getirmekten de çekinmiyoruz. Türkiye’nin yeni bir anlayışa ihtiyacı var. Bu seçim mahalli seçim. Ancak seçimin neticesi, bugüne kadarki yolda yürü ya da kendine çeki düzen ver mesajı olacaktır. Türkiye genel manada maalesef mahalli idarelerde de adalet anlayışını, hizmet anlayışının, dürüstlük anlayışının çok farklı olduğunu görüyoruz. Biz adil olmayı, iktidara geleceğimiz yerlerde bize oy veren veya vermeyen herkesi kucaklaşmayı, ayrım yapmadan hizmet götürmeyi, hizmet karşılığında yolsuzluklara kesinlikle fırsat vermemeyi, yememeyi yedirmemeyi çok önemsiyoruz. Bundan dolayı halkımızda bir teveccüh doğdu. Biz bu seçimde ülkenin genel sorunlarını da dile getiriyoruz. İktidar bugüne kadar izlediği politikalarda ısrarcı olursa millet zarar görecek ama kendileri de zarar görecek.
YENİ BİR PARTİ KURULACAKMIŞ, BİZİM DIŞIMIZDA CERAYAN EDİYOR
Şunu herkes bilsin; biz Saadet Partisi olarak Milli Görüş prensiplerini benimsiyoruz. Ne prensiplerimizi ne kadrolarımızı değiştirmeye bir ihtiyaç duymuyoruz. Ancak biz milletimizin tamamını kucaklamaya hazırız. Arayış içinde bulunan insanlar, hangi partiden olursa olsunlar, bizim kadrolarımıza katılırsa hoş geldin deriz. Yeniden yapılanma hazırlığı varmış, yeni bir parti kurulacakmış. Bu bizim dışımızda cerayan ediyor. Kimseyle bu konuda bir görüşmemiz olmadı şu ana kadar. Hiçbir kimseyle yeni bir yapılanma, kadrolaşma, yeni parti konusunda imalı bir görüşmemiz dahi olmadı. Ancak biz geçmişte bizimle beraber olmuş, sonradan farklı bir çizgiye kaymış ama şimdi yeniden eski görüşlerine dönmek isteyen, yanlışların bir kısmını gören diyen insanları elbette kucaklamayı görev biliyoruz. Ama bu her görüşten insan için geçerli. Milliyetçi kardeşlerimize de sosyal demokrat görüşlü kardeşlerimize de söylüyoruz.
HİÇBİR PARTİYLE KURDUĞUMUZ BİR İTTİFAK YOK
Türkiye’de 82 milyon insanın tamamı bizim kardeşimiz. Farklı görüşler, inançlar, siyasi görüşler olabilir. Ülkemizde yaşayan Hristiyan kardeşlerimiz var. Bize oy verdiler üstelik. Hiçbir partiyle şu anda seçime giderken, bizim kurduğumuz bir ittifak yok. Hiçbir kesimle de. Ama her kesimden bize teveccüh var. Bundan da memnuniyet duyuyoruz.
BU SEÇİMDE PARTİMİZİN ÜMİT OLACAĞINA İNANIYORUZ ÇÜNKÜ..
Bu seçimde partimizin ümit olacağına inanıyoruz. Bununla genel yönetim kazanmayacak. Ama kazanacağımız belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri bizim toplum nezdinde kabul görüp görmediğimizi de ortaya koyacak. Elbette buna da şahit olacağız. Bu bir basamaktır, adımdır. Bizim prensiplerimiz açık. İlkelerimizi ortaya koyduğumuz zaman hiçbir parti bizim karşımıza çıkamıyor. Biz geçmişte iktidar olduk. Hem genelde hem yerel yönetimlerde. O zaman tavrımız nasılsa bugün de aynı tavrı devam ediyoruz. Bizim adalet, liyakat prensibimize kimse itiraz edemiyor. Sosyal ve ekonomik meselelerde kamu malına sahip çıkmamız gerekiyor prensibimize kimse itiraz edemiyor. Prensiplerimiz açık. O nedenle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar açısından ciddi bir dönemden geçiyoruz. Herkes borca battı. Konkordatolar sürekli devam ediyor. İşsizler ordusu meydana geldi. 2 milyon hektar arazi ekilemiyor. El insaf. Bunlar hükümetin gündeminde olmazsa çözüm önerisi de yok anlamına geliyor.
RAHMETLİ ERBAKAN, ‘İNANÇ TEKEDEN SÜT ÇIKARIR’ DERDİ
Bizim bu konuları gündeme getirmemiz vatandaş nezdinde kabul görüyor ve bu da sandığa yansıyacaktır. Tahminlere girmeyiz. Her ilçede ve büyükşehirde kazanmak için çalışacağız. Ben tahmin yapmam. Biz bu seçimlere oyumuzu arttırmak için değil başarılı olmak için gidiyoruz. Rahmetli Erbakan, inanç tekeden süt çıkarır derdi. Kazanamazsınız denilen yerde biz seçimi kazanırız. Geçmişte bunun örneklerini gösterdik. 73 seçimlerinde olduğu gibi. Kıbrıs zaferini o zaman kazandık. Büyük sanayi hamlesini yaptık. Memurlar yüzde 132 oranında zam aldı. Bunları bugünkü iktidar hayal bile edemez. Şu anda asgari ücret hala açlık sınırında. Cumhurbaşkanının çay vesimit hesabı yaptığını gördünüz mü' Öyle hesap yapardı. Şimdi yapmıyor. İnsanlar geçimlerini sağlayamıyor, hükümete hiç güvenmiyor. Korku imparatorluğu var. Türkiye’yi bu hale getirmeye hakları yok. Onun için biz varız diyoruz.
ANKET SONUÇLARI NEDENİYLE CUMHURBAŞKANININ DİZLERİ TİTRİYOR
Biz bu teveccühten dolayı seçimi kazanacağız. Biz iktidara gelmek için çalışıyoruz mahalli idarelerde. Anketlerin rakamlarına girmek istemiyorum. Cumhurbaşkanı SP adına bir oruca giriyordu, orucu bozdu. Şimdi her gün bizden bahsediyor. Nede? Anketlerdeki sonuçlar ödünü kopardı da onun için. Dizleri titriyor. Bize birşeyleri yamamaya kalkıyor. Biz de korkunun ecele faydası yok diyoruz. Biz sizin de kötü giden gidişatınızı düzeltmek, düşünmeye sevk etmek için geliyoruz. Patlama olacak, ama bu inşallah milletin lehine bir patlama olacak.
KİMSE BABASI DEDESİ NEDENİYLE SUÇLANAMAZ DEDİK DİYE…
Biz baştan beri dedik ki; Türkiye’nin her seçim bölgesinde özellikle büyükşehirlerde aday göstereceğiz dedik. İzmir’de de gösterdik. Soyer’e gelince, 80 ihtilalini yaşadık. Haps edildik. Yanlış ithamlarla mahkemeye çıkarıldık. Soyer de o zaman savcıydı. İddialarda bulundu. Biz onun iddialarını çürüttük, beraat ettik. O günkü şartlarda ileri sürdüklerini tasvip etmedik onların. İnsanlar ne babaları ne dedelerinden dolayı, babalar da oğullarından dolayı suçlanamaz. Herkes kendi icraatından mesuldür. Utanmadan bir gazete, Karamollaoğlu da onu destekliyor diyor. Bunlar Müslüman geçinen insanlar. Bu kadar aşağılık olur mu bir gazete, bir insa? Benim söylemediğim bişeyi başlığa nasıl ata? Hiç mi Allah korkusu yo? Kork Allah’tan korkmayanlardan denir. Çünkü sana karşı hile yapabilir, seni yanlış bir noktaya getirebilir.
BUGÜNKÜ HAKİMLER VE SAVCILAR AYNI MANTIKLA DAVRANIYOR, ÜSTELİK…
Devletin memuruydu. Bugünkü savcılara, memurlara ne diyeceği? 80’de mahkemeler her şeye rağmen, direndik. Bugün hakimler cumhurbaşkanına bakarak hüküm vermeye kalkıyor. Böyle hakimlik olur m? Böyle adalet sağlanır m? Savcılar da aynı mantıkla davranıyor. İtiraf et kurtul diyorlar. Adamın suçu yoksa, itiraf et dediğinde kendini kurtarmak için birisine iftira edecek. Böyle adalet olur m? Allah’tan korkmak icap eder. Bunlar yalan söylerler, iftira ederler, dönüp özür de dilemezler. Ama Allah nezdinde bunun hesabını verecekler. Hakkımızı helal etmeyiz. Devlet böyle yönetilmez. Nurettin Soyer, o günkü yönetimin de anlayışı çerçevesinde bizimle ilgili iddialarda bulundu ama mahkeme bizi beraat ettirdi.
ŞAHİN’İ ORDULULAR İSTEDİ ADAY YAPTIK VE…
Niye diyelim k? İdris Naim Şener’i Ordulular istiyor. Onlar istemese biz gitsin aday olsun demezdik. Onlar istediği için aday gösterdik. Şahin bey içişleri bakanlığı da yaptı. O zamana kadar güzeldi, birden bire tu kaka oldu. Yalan mı söyledi, hırsızlık mı yaptı. Bir iddia varsa söyleyecekler. Bu yok. Biz bunlara pabuç bırakmayız. İnsanlar geçmişte hata yapmış olabilirler. Ama buna rağmen İdris Naim Şahin ile ilgili şurada şu suçu var diye bir iddia görmedim. Bazı şeyler söyleniyor, kendisi buna yanıt verecektir. Esas korku, yeni bir akım başlıyor. Milletimiz akın akın SP saflarına gelecek. İleride göreceğiz adaleti özleyen, hakkaniyete önem veren insanlarımız gelecek ve bizim saflarımızda mücadele edecek. Şahin bunun ilk adımlarından bir tanesi.
SÜLÜN OSMAN’I İZLEYENLERİN ORANI 12 MİLYONU BULDU
Bunlar bu parayı nereden buluyorlar diyorlar. Bu para değil akıl işi. Reklam filmlerini yapan bizim gençlerimiz. Fikir üretmek parayla değil beceriyle olur. Gençlerimize ve ekibimize yürekten teşekkür ediyorum. Sülün Osman’ı izleyenlerin oranı 12 milyon oldu.
YEMEYECEĞİZ, YEDİRMEYECEĞİZ, RÜŞVETE TEVESSÜL ETMEYECEĞİZ
Cepsiz ceket halkın hizmetinde olmanın bir adı bir bakıma. Biz yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz, rüşvete tevessül etmeyeceğiz. Çalışmalarımızda israf söz konusu olmayacak. Şahsi menfaat peşinde değiliz. İnşallah halkımız tarafından da böyle anlaşılır ve kabul edilir. Eski alışkanlıklarla oy vermek yerine düşünerek oy verirseniz hem şahsınız hem İzmir hem milletimiz için hayırlı bir karar vermiş olursunuz diye düşünüyorum. Seçim pusulasında birinci sırada, mühür buraya basılınca birinci sınıf hizmet vereceğiz.
KILIÇ DA YAYINA KATILDI
Saadet Partisi (SP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Şerafettin Kılıç da yayına katıldı.
Şerafettin Kılıç’in konuşmasının satır başları:
Biz halkımıza hizmet etmek istiyoruz. Belediyenin imkanlarını halka sunmak istiyoruz. Daha ne demek lazım k? Cepsiz ceket öyle bir şey. İzmir benim vazgeçilmezim, sevdam, tutkum, aşkım. İzmirli de ha keza aynı şekilde. İzmir’i yaşanabilir kent haline getirmek için gece gündüz çalışacağım. Bugüne kadar görev yapmış olan Osman Kibar’dan İhsan Alyanak’a Burhan Özfatura’dan Ahmet Piriştina ve Aziz Kocaoğlu’na teşekkür ediyorum. Yanlışları elbette vardır. Biz bu yanlışları düzelteceğiz. Yeni güzel hizmetler yapacağız. Projelerimizin lansmanını yapacağız. Projelerimiz çok güzel. İzmir için çok güzel projelerimiz var.
Yorum Yazın