Karşıyaka’nın ‘düşünce günlerinde’ ortak mesaj: Türkiye’ye ‘yeni sistem’ sözü
Karşıyaka Belediyesi tarafından 4-5 Şubat tarihlerinde düzenlenecek "Toplumsal Düşünce Günleri"nin startı verildi. 2 gün sürecek olan “düşünce günlerinin” açılışında yapılan konuşmalarda “tek adam rejimi” eleştirilirken akılcı ve katılımcı yönetimin önemine dikkat çekildi. Açılışta konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Türkiye’nin bir sorun girdabı içinde olduğuna dikkat çekerken güçlendirilmiş parlamenter sistemin kaçınılmaz olduğu mesajını verdi ve “Bugün yaşadığımız, bir parti, kişi ve devlet birleşmesi. Şimdi akılcı sorgulama ve yeni bir siyaset kültürüyle ülkemizi bu kutuplaşma girdabından çıkartarak sağlıklı yeni bir sistem inşa etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin sisteme ihtiyacı var, bir kişiye değil” dedi.
- Ege Postası
- 04.02.2022 - 11:37
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Karşıyaka Belediyesi’nin ev sahipliğinde 4-5 Şubat tarihlerinde düzenlenecek "Toplumsal Düşünce Günleri"nin açılışı ilk günü Karşıyaka Suat Taşer Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Programa, ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yanı sıra; CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Özcan Purçu, Mahir Polat, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve çok sayıda partili katıldı.
Basın ve iktidardan çevreye kadar birçok konunun masaya yatırılacağı, alanında uzman olan kişilerin katılımıyla panel ve sunumların düzenleneceği “düşünce” etkinliğinin açılışında, sağlıklı, akılcı düşünce yoluyla özgür bir Türkiye’nin mümkün olunacağı mesajı verildi.
“KURALLAR GÜÇLÜ OLMALI, KİŞİLER DEĞİL”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek, konuşmasında OHAL dönemiyle birlikte Türkiye’nin”tek adam” felaketine sürüklendiğini belirtirken sorunlardan çıkışın ise güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu söyledi ve “Önemli bir etkinlikçe Başlığı da çok önemli. Toplumsal düşünce… İzmir toplumsal düşünce, kültür, sanat ve akıllı sorgulama yönünden çok zengin. Ülkemizin gerçekten çok sağlıklı bir toplumsal düşünceye, yeni bir zihniyete, yeni bir siyaset kültürüne ve ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Maalesef Nisan 2017’de OHAL döneminde öyle bir toplumsal, sağlıklı ve akılcı sorgulamayı sağlayamadığımız için ülkemizi büyük bir felakete sürüklediler. Aslında OHAL döneminde köklü anayasa değişiklikleri, seçimleri olmaz. Ama bizde değiştirdiler ve tek adam rejimine sürüklendik. Türkiye Cumhuriyeti’ni bir şahıs devletine dönüştürmek istiyorlar bugün yaşadığımız, bir parti, kişi ve devlet birleşmesi. Şimdi akılcı sorgulama ve yeni bir siyaset kültürüyle ülkemizi bu kutuplaşma girdabından çıkartarak sağlıklı yeni bir sistem inşa etmemiz gerekiyor. O nedenle bu toplumsal düşünce çok önemli. Aslında şu anda muhalefet olarak bunu yapıyoruz. Türkiye’nin sisteme ihtiyacı var, bir kişiye değil. Kolektif çalışmaya, güçlü kadrolara ihtiyacımız var bütün gücü bir kişide topladığınızda yaşadığımız tablo ortada. Türkiye böyle bir tabloyu hak etmiyor. Biz CHP olarak kendi içimizde önemli bir çalışmaya imza attık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına adım atarken cumhuriyetimizi 2. yüzyılda nasıl demokrasiyle taçlandırabilirizin raporunu hazırladık. O raporda önemli tespitler var. İklim, çevre… Hukuk devleti, sosla devleti diyoruz. Günümüzde buna çevre devleti de eklememiz gerekiyor. Somut verileri getirdik. Yargı içinde çevre yargısı da getirelim. Çevre mahkemelerini kuralım dedik. Ama ilk yapmamız gereken şey güçlendirilmiş parlamenter sistemi tesis etmek. Aslında yeni bir şey inşa etmiyoruz. Neden güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik? Çünkü bir eskiye dönüşten bahsetmiyoruz. 12 Eylül Anayasası’nın zayıflattığı, güçsüz kıldığı sistemden bahsetmiyoruz. Yeni sağlıklı bir istemden bahsediyoruz. Kurallar güçlü olmalı, kişiler değil. Bunu sağlayacak güçteyiz. Bunu sağlayacak altyapımız var. Ülkemizi öyle ayrıştırdılar ki saray iktidarı kendi iktidarını korumak için tamamen şahsi kaygılarla toplumu kutuplaşmaya sürükledi. Demokrasinin öznesi özgür bireydir” dedi.
“CUMHURİYETİMİZİ BİRİNCİ YÜZYILINDA DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRAMADIK”
6 parti olarak ortak bir mutabakat metni hazırladıklarını ve bunun kısa sürede açıklanacağını belirten Erkek, “Biz altı parti çalışıyoruz. Türkiye’yi kutuplaşmadan kurtarmak için bunu yapıyoruz. O masada herkes var. Biz sosyal demokratız. Atatürkçüyüz. Liberal demokrat, muhafazakar demokrat olabilirsiniz. Burada sihirli kelime demokrat. Merkezimize demokrasiyi koyduğumuzda temel ilkelerde uzlaşıyorsunuz. Bugün başardığımız da bu. Çok önemli bir mutabakat metnini hazırladık. Çok kısa zamanda genel başkanlar bu metni Türkiye’yle paylaşacaklar. Bu mutabakat da toplumsal düşünce ve akılcı sorgulamanın sonucunda gerçekleşti Biz maalesef bu güzel cumhuriyetimizi birinci yüzyılında demokrasiyle taçlandıramadık. Bunu başaracak sürecin ve kadroların mimarı da CHP olacaktır” diye konuştu.
“MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYI TÜRKİYE’NİN 13. CUMHURBAŞKANI OLACAK”
“Tek adam rejimi” nedeniyle Türkiye’de pek çok alanın baskı altında olduğuna dikkat çeken Erkek, ilk seçimlerde Millet İttifakı adayının cumhurbaşkanı olacağın ve bu şekilde güç erkinin kişiler değil sistem olacağını belirtti ve “2 gün boyunca önemli etkinlikler olacak. Panellerden biri basın ve iktidar. Basın yönetenlere değil yönetilenlere hizmet için vardır. Ama Türkiye’de maalesef basın da diğer tüm alanların olduğu gibi ağır bir tahakküm altında. Yargı da öyle. Çünkü parti genel başkanlığı yoluyla bir devlet yönetimiyle karşı karşıyayız. Ama bunu değiştireceğiz. Pandemi de bize çok önemli şeyleri gösterdi yaşayarak. Pandemide birçok şeyin farkına vardık. Pandemide belediyelerimiz tarih yazdılar Bu dönemde belediyelerimiz Türkiye’nin her yerinde sosyal belediyecilik anlayışıyla 5 milyon aileye ulaştılar Şimdi karakış fonunu kuruyorlar. 2,5 ayda bu fonla yapılan destek 1 milyar 900 milyon lira. Toplumsal düşünce ve sistem sorunu yaşıyoruz. Sağlıklı bir düşünce olsa pandemide yapılması gereken neydi? Merkezi yönetimin kapasitesiyle yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşma kapasitesini birleştirip çok daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşmaktı. Ama merkezi iktidar bunları yapmak yerine hukuksuz engellemeleri ortaya koydu. Biz bunu aşacağız. Önümüzdeki süreçte asla Türkiye’nin bir şahıs devleti olmasına müsaade etmeyeceğiz. Demokratik hukuk devleti için güçlendirilmiş parlamenter sistem, bağımsız ve tarafsız yargıyı makul bir süre içinde hayata geçireceğiz. Özgür düşünceyi mutlaka hayata geçireceğiz. Bunları yaptığımızda güven veren bir sistem inşa ettiğimizde krizleri de çok hızlı bir şekilde aşacağız. Güzel günler yakın. İlk seçimlerde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanı olacak. Yeni bir anayasa metni hazırlayıp millete sunacak. O zaman sağlıklı, güçlü kurallar ve kadroların olduğu bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BU SORUNLARDAN ÇIKIŞ YOLUNU BULACAĞIZ”
Dünyanın ve ülkenin mevcut sorunlarına ek olarak küresel iklim krizinin de insanlık için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, ortak akıl, kültür ve dayanışmayla tüm sorunların çözülebileceğini ifade etti. Kurtuluş Savaşı’ndan örnek veren Soyer, “Pandemiyle beraber küresel iklim kriziyle beraber insanlık hazır olmadığı bir dönemi yaşıyor. Bu dönem, sadece ülkemizde değil bütün dünyada ekolojik, ekonomik ve toplumsal krizlere neden oluyor. Pandeminin ortaya çıkmasına neden olan koşullar küresel iklim kriziyle bir araya geldiğinde çok ivedi bir biçimde cevap gerekliliği ortaya çıktı. Küresel krizle ilgili bir dönüm noktasındayız. Ya hep beraber işbirliğiyle krizin sonuçlarıyla mücadele edeceğiz ya da bizden sonraki kuşaklara yaşanılamayacak bir dünya bırakacağız. Bu savaşta kültür çok önemli. Kültür, içinde yaşadığımız ortam, bizi var eden iklim ve çevre demek. Kültür çok önemli bir ara. Nasıl bir araç olarak kullanacağız kültürü? Eylül 2021’de uluslararası Kültür Zirvesi’nde İzmir’de bir tanım yaptık. Döngüsel kültür. 4 ayak üstüne oturan bir kavram doğayla uyum, birbirimizle uyum, geçmişimizle ve değişimle uyum. Bu 4 başlığı başarabiliyorsak o zaman döngüsel bir kültür tarif etmiş oluyoruz. Zaman insanlığın bugün yüz yüze kaldığı felaketlerle başa çıkmak mümkün hale gelebiliyor. Karşıyaka Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Çünkü bunları konuşmamız lazım. Bir yandan hayat akıyor. Biz bu hayatın içinde ekmek parasıyla, yoksullukla hayat pahalılığıyla karşı karşıyayız. Biz bunları çözmeliyiz. Bir yandan da bunların çözümü için ortak akıl yaratma mecburiyetimiz var. Bugün bütün bunların konuşularak bir ortak akılla, içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı dönemde çözüm için ipuçları bulacağımıza inanıyorum. Bütün bu karanlık tabloya rağmen enseyi kararmamalıyız. Birincisi, insan evladı evrimini tamamlamamış bir mahlukat. Biz bu evrendeysek daha iyisini yaratmaya muktedir olduğumuz için varız. Bu evrim bizi, daha iyiye götürme potansiyeli taşıyor. İkincisi… Türkiye’de öyle bir kadim kültürün evlatlarıyız ki… Bizden öncekiler yalınayak 14-15 yaşında atolüme koşan atalarımız düşünün. Emperyalizme tarihi bir tokat atan atalarımız. Şu an bizim yaşadığımız sorunlar ne ki… Bizim bütün bu sorunların üzerinden gelebilme yeteneğimiz var. Bu genetiğe sahibiz. Onlar bizim atalarımız. Almanların, İtalyanların ataları değil. Biz, bu sorunlardan çıkış yolunu bulacağız. Ben buna inanıyorum” dedi.
“DEMOKRASİDEN UZAKLAŞTIĞIMIZ BU SİSTEMİN…”
Ülkenin “tek adam rejimiyle” mücadele ettiğini ifade ederek konuşmasına başlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Tugay, “Ülkemiz pek çok algı karmaşası içinde, toplumumuzun yarıya yakınının muhalefetine rağmen yürürlüğe konmuş, parlamenter sistemin zayıflatıldığı, halk iradesinin, demokrasinin göz ardı edildiği, siyasi iradesi olmayan atama bakanlarla ve tek kişinin tek karar verici olduğu bir sistemi yaşıyor bir süredir. Demokrasiden uzaklaştığımız bu sistemin sorunları çözme kabiliyeti hepimizde kuvvetli soru işaretleri yaratmışken, son 2 yıldır yaşadığımız pandemi sürecinde ülkemizin yaşadığı yönetilemeyen sorunlar silsilesi ve bizi sosyal ve ekonomik açıdan ulaştırdığı nokta, endişelerimizin ne yazık ki haklılığını da ortaya koymuştur. Sorunları doğru görüp, doğru çözümler üretmenin ilk koşulu, kuşkusuz düşünce kanalarını açık tutmak, tartışma olgunluğunu demokrasi bilinciyle göstermek, aklın ve bilimin rehberliğinden vaz geçmemektir. Bugün ülkemiz, sorunları çözmek bir yana, bunlardan yoksun yaklaşımların daha da ağırlaştırdığı koşullarla baş etmeye çalışıyor. Bugün ve yarın yapılacak tartışmalarda konu başlığı olarak, düşünce ve ifade özgürlüğü açısından basının seçilmesini, önemli ve değerli buluyorum. Bizim bu konu başlıklarını seçmemiz elbette yaşanan sorunların ağırlığındandır. Keşke bu yaşananların bedeli yitirilen canlar, kamunun haber alma özgürlüğünün engellenmesi ve basın emekçilerinin baskı ve tehdit altında yaşaması olmasaydı” ifadelerini kullandı.
“TAVRIMIZI EYLEMLİ BİÇİMDE GÖSTERMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Mevcut sorunlarsan çıkış reçetesinin akılcı düşünce sisteminin etkili olduğu yönetimler gerektiğinin altını çizen Tugay, “Bunları aşmanın ilk yolu, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda ödün vermeden yürünmesi gerektiğini anımsamaktan ve anımsatmaktan geçmektedir. Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken bunları hatırlamamızı çok gerekli görüyorum. Karşıyaka Belediyesi olarak Karşıyaka’nın Cumhuriyete inanmış, demokrat kent kimliğinden aldığımız güçle dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da aynı kararlılıkla çalışacağımızı ifade etmek isterim. Pandemiyle ve yaratılan sosyal adaletsizliklerle mücadelede üzerimize düşen görevi kesintisiz sürdürmeye devam edeceğiz. Basın ve insan hakları açısından tavrımızı eylemli biçimde göstermekten vazgeçmeyeceğiz. Demokrasiyi katılımcı ve şeffaflaştırılmış yöntemlerle yaşamak ve yaşamımıza daha fazla dahil etmek en önemli amaçlarımızdan olacaktır. Gücümüz halktan, kararlılığımız CHP’nin tarihsel duruşundan, yerel yönetim felsefesinden, insana doğaya çevreye ve gelecek kuşaklara saygısından almaktadır” diye konuştu.
Yorum Yazın