Kaynak hazır, proje bekleniyor
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla gerçekleştirilen Rekabetçi Sektörler Programı'nın yeni döneminde geliştirilecek projeler için 405 milyon avro kaynak oluşturuldu.
- Ege Postası
- 15.11.2016 - 16:11
Yeni dönemin tanıtımı için farklı kentlerde düzenlenen tanıtım seminerlerinden biri de İzmir'de yapıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB Mali Programları Dairesi Başkanı Murat Altun, yeni dönemin 81 ili de kapsadığını ve yeni projeler beklediklerini söyledi.
Konak'taki Swiss Otel'de düzenlenen seminere Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB Mali Programları Dairesi Başkanı Murat Altun, sektörün önde gelen isimleri, yeni dönemde proje desteklerinden yararlanacak valilikler, belediyeler, il özel idareleri, kalkınma ajansları, üniversitelerle sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve davetliler katıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla gerçekleştirilen Rekabetçi Sektörler Programının 2007- 2013 yıllarını kapsayan birinci döneminde, Türkiye'nin görece daha az gelişmiş 43 ilinde bölgesel rekabet gücünü artırarak sosyo ekonomik gelişmeye katkı sağlamak amacıyla sunulan projelere 565 milyon avro mali kaynak aktarıldı. Rekabetçi Sektörler Programı'nın Türkiye'nin 81 ilini kapsayacak yeni döneminde ise, imalat sanayinde dönüşüm, hizmetler ve yaratıcı endüstriler, Ar- Ge ve yenilikçilik, teknoloji transferi ve ticarileşme ekseninde geliştirilecek projeler için 405 milyon avro kaynak oluşturuldu. Bu kapsamda 2016 yılı sonu, 2017 yılı başında teklif çağrısı yapılarak desteklenecek projelerin seçimi başlayacak. Programlama dönemi 2007-2013 yıllarını kapsayan Rekabetçi Sektörler Programı birinci döneminde projelerin seçimi ve olgunlaştırılması tamamlandı; uygulaması ise 2017 yılı sonuna kadar devam ediyor. Programlama dönemi 2014-2020 yıllarını kapsayan ikinci dönemin ise uygulaması 2026 yılı sonuna kadar devam edecek.
900 MİLYON AVROLUK BÜTÇE
Rekabetçi Sektörler Programı'nın, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği mali işbirliği anlaşması çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen, yaklaşık 900 milyon avroluk bir bütçeyi projeler aracılığı ile kullandıran bir program olduğuna dikkat çeken AB Mali Programları Dairesi Başkanı Murat Altun, 2007 yılından bu yana yürütülen programla Türkiye'deki bölgesel farklılıkların dengelenmesi için KOBİ'lerin rekabet gücünün arttırılarak sosyal ve ekonomik kalkınma sağlanmasını amaçladıklarını söyledi.
44 PROJE GELİŞTİRİLDİ
İlk dönemde toplam 44 proje geliştirdiklerini ve tamamının uygulamaya geçirildiğinin altını çizen Altun, "Bu projeleri de bitireceğiz. 1'inci dönem için kaynağımızın yüzde 65-70 arasındaki bölümünü kullandık, diğer bölümünü geri kalan zamanda kullanacağız. 2014- 2020 döneminin bütçesi 405 milyon Avro. Bir önceki program esas olarak bölgeler arasındaki gelişmiş farklarının azaltılması ve devamında bölgelerin öne çıkan sektörlerin rekabet güçlerini arttırmak suretiyle kalkınmalarına yardımcı olmaktı. Ayrıca ülkemizin de uluslararası arenada rekabet edebilirliğini arttırmaktı. Birinci dönemde Samsun'da lojistik merkez yaptık. Şu anda o bölgede bir çok KOBİ var ancak ürünlerini piyasaya sürmekte zorluk çekiyorlar. Profesyonel çalışan bir lojistik merkez yok. Bir seminerde, Çin'in Gürcistan'ın bir bölgesinde yer taahhüdü aldığını ve lojistik alan kuracağını öğrendim. Aslında oraya o merkezi yapsalar bile Asya'dan bir ürünün o bölgeye taşınması, bizim Karadeniz'de yapacağımızdan çok daha fazla. Dolayısıyla bu merkezi biz yaparsak ülkemiz açısından da bir avantaj sağlayacak. Yaklaşık 50 milyon liralık bir kaynağa sahip, proje geliştikçe bu rakam artacak, 50 bin metrekarelik kapalı alan yapılıyor. Kara, deniz ve hava ulaşımı zaten var, bir de demiryolu bağlantısı kurulacak. Oradaki KOBİ'ler ürünlerini bu lojistik merkezden geçirdikten sonra daha rahat pazarlara ulaşacak ve rekabet güçleri de artacak. Mesela Bayburt'ta doğal taş projemiz var. O bölgelerin taşı değerli, maden ruhsatı alan işletmeler çıkarttıkları taşı, blok halinde yurt dışına katma değeri çok düşük bir şekilde gönderiyor. Biz de o bölgede hem istihdam yaratmak, hem kalkınmasının desteklenmesi, hem de çıkartılan taşın katma değeri daha yüksek bir şekilde piyasaya sürülmesini sağlamak için orada ortak kullanım atölyesi kurduk. Madeni çıkartan girişimci, madeni şirket olarak kurulan atölyeye getirecek ve hangi nitelikte ürün istediğini söyleyecek. Daha sonra o işlenmiş ürünü TIR'a yükleyip piyasaya sürecek. Sanayi Bakanlığı olmamıza rağmen Mardin'de turizm projesi yaptık. Sadece sanayi ya da Ar-Ge ile ilgili değil her hangi bir sektöre de destek verilebilir. Mardin için medeniyetlerin beşiği diyoruz ama nedense turizmden aldığı pay bir Kudüs veya Venedik olamıyor. Gelen turist ise gelir bırakmadan gidiyor. İşte bunu kurcalayan bir proje geliştirdik. Mardin'in eski yapılarının bulunduğu caddesi ölmeye yüz tutmuş ve yapılaşma yeni Mardin denilen bölgeye kaymaya başlamışken, biz o 1'inci Cadde'yi eski yapısına uygun şekilde baştan sona restore ettik. Daha sonra o cadde trafiğe kapatıldı ve orada turizm tekrar canlandı. Ayrıca oradaki esnafa turizm faaliyetlerinin nasıl yapılması gerektiği gibi teknik destekler de verdik" dedi.
BEKLENTİ YÜKSEK
İkinci dönem için beklentilerinin 1'inci döneme göre daha yüksek olduğunu dile getiren Altun,"Çünkü biz birinci dönemin programını milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75'inin altında olan ve dolayısıyla az gelişmiş bölgelere uyguladık. Bu bölgeler insan kaynağı ve diğer açıdan bir projenin geliştirilmesi sırasında zorlanılacak bölgeydi. İkinci dönemde ise Doğu- Batı hepsi bir olsun ama Doğu'nun imalat ve alt yapı sorunlarına ağırlık verelim, Batı'daki bölgelerimizde de katma değeri daha yüksek olacak, inovatif projelerle bize gelinsin istedik. Bu bağlamda Batı'dan gelen projelerde Ar-Ge'nin ticarileştirilmesi gibi daha katma değeri yüksek projeleri bekleyeceğiz ve ilgi de çok yüksek. Adana, İstanbul ve İzmir'den yoğun istek olduğunu gördük. Merkezi Ankara'da bulunan kurumlardan da değişik fikirler geliyor. TÜBİTAK ile bir kaç ili kapsayan 30 milyon avroluk bütçeye sahip gıda özelinde bir Ar-Ge merkezleri kuruyoruz. Tanıtımların ardından bir çağrıya çıkacağız, bölgelerden proje fikirlerini alacağız, değerlendirip iyi olan projeleri geliştirmek için daha ayrıntılı uygulama projelerini isteyeceğiz ve ihaleye çıkacağız. Projelerin yüzde 85'i Avrupa Birliği'nden yüzde 15'i de bakanlığımız üzerinden olmak üzere aslında yüzde 100 hibe desteği var" diye konuştu. (DHA)
Yorum Yazın