Kılıçdaroğlu ayağa kalktı ama...
Şeb-i Arus töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimin dost, kimin hasım olduğu, kimin aşk dolu, kimin ihanet dolu olduğu er ya da geç aydınlığa kavuşacaktır" dedi. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan salona geldiğinde Başbakan Davutoğlu ile tokalaşarak selamlaştı. Kılıçdaroğlu da Erdoğan ile selamlaşmak için ayağa kalktı. Ancak aralarında mesafe bulunması nedeniyle Erdoğan, elini havaya kaldırarak Kılıçdaroğlu’na selamladı. Kılıçdaroğlu da kafasını sallayarak selam verdi.
- Ege Postası
- 18.12.2014 - 09:51
Erdoğan, "İçerde ve dışarda tarihimizle, kökümüzle, medeniyetimizle iritibatımızla pamuk ipliğine bağlı olduğunu zannedenler çok ama çok büyük yanılgının içindedirler. Bu irtibat öyle bir irtibattır kı dışardan bakanlar kopacak zannetselerde aslında her gün daha da güçlenir. Dışardan çok saldırıya, içerdende çok ihanete maruz kalan bu millet, tarihiyle ve ecdadıyla olan sağlam irtibatı sayesinde her saldırıyı, her ihaneti bertaraf edecektir. Rabbine dayanmış bir milleti içerden de ve dışardan da hiç kimse yıkamayacak ve yıpratamayacaktır. Kimin dost, kimin hasım olduğu, kimin aşk dolu, kimin ihanet dolu olduğu er yada geç aydınlığa kavuşacaktır" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU, TOKALAŞMAK İÇİN AYAĞA KALKTI AMA...
Törenin yapıldığı 10 bin kişilik Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi salonuna ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Başkan Davutoğlu ise eşi Sare Davutoğlu ile birlikte salona geldi. Kılıçdaroğlu da Davutoğlu ile selamlaşmak için ayağa kalktı. Salona giren Başbakan Davutoğlu, Çad Başbakanı Deubet ile tokalaştı, ancak aynı sıradaki Kılıçdaroğlu ile aralarında mesafe olunca korumalardan da fark edemeyip yerine oturdu. Yerine oturduktan kısa bir süre sonra Kılıçdaroğlu’nu fark eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, kalkıp Kılıçdaroğlu’nun yanına gidip selamlaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte salona en son gelen davetli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve Çad Başbakanı Deubet ile tokalaşarak selamlaştı. Kılıçdaroğlu da Erdoğan ile selamlaşmak için ayağa kalktı. Ancak aralarında mesafe bulunması nedeniyle Erdoğan, elini havaya kaldırarak Kılıçdaroğlu’na selamladı. Kılıçdaroğlu da kafasını sallayarak selam verdi.
Mevlana'nın maskeyle gezen sahte din rehberleri konusunda uyarıda bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Mevlana, hemen tüm eserlerinde en çokta maskeyle dolaşan sahte din rehberleri konusunda bizleri uyarmıştır. Unutmayınız ki Hz, Mevlana, Alamut Kalesi'nin sakini Hasan Sabbah'tan sadece bir asır sonra yaşamıştır. Sahte alimlerin tuzağına düşen takipçilerin acınası halini görmüş bir münevverdi. Bunu biliyordu. Sahte din rehberlerini rengerek boya küpüne düşüp arkadaşları arasında 'ben renkli bir tavus kuşuyum' diye böbürlenen çakallara benzetmişti. Mevlana o sahte din rehberleri, etrafındakileri çağırıp, 'benim gül bahçesi gibi yüzlerce rengim var. O zaman bana secde edin. Bana dinin direği lakabını tak' diyen şaşkınlara ve şarlatanlara benzetmiş ve herkesi onlara karşı uyarmıştır. Mevlana uyarısında ne kadarda haklıdır. Öyle alimler vardır ki, vefatlarının ardından asırlar da geçse kendileri de eserleri de unutulmaz. Öyle de alim maskesi olanlar vardır ki, daha hayatta iken kendilerininde ve kendilerine bel bağlayanların foyası meydana çıkar."
"MASKELİ ALİMLERDEN MEDET UMANLARDA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAR"
Erdoğan, "O maske takanlar rezil olurken. Mevlana'nın uyarısına kulak asmayıp, onların peşine düşenlerde hayal kırıklığı yaşarlar. O maskeli alimlerden medet umanlar, rantları için fitne projeleri için kiralayanlarda aynı şekilde hayal kırıklığı yaşarlar. Allah'ıma hamdolsun, hamdu senalar olsun ki bu aziz millet, Hasan Sabbahlara, sahte peygamberlere, sahte mehdilere, evliya ve dervişlere, modern Yezitlere karşı da hep muhafaza olunmuştur. İnşallah gönül mimarlarının, erenlerin, aşk ustalarının hamurunu yoğurduğu bu millet ve bu medeniyet onu bozmaya ve bulandırmaya çalışanlara da hep uyanık olacak, hep Hz. Mevlana'nın izinden gidecektir" dedi.
"KUTUPLAŞMANIN KİMSEYE FAYDASI YOK"
Erdoğan, "Fikirlerimiz farklı olsa da, dinler, inançlar, mezhepler, etnik kökenler farklı olsa da insan olarak, can olarak, birbirimize saygımızı, hürmetimizi her ne olursa olsun kaybetmeyeceğiz. Biz eşrefi mahlukat olan insanız. Yaradılmışların en şereflisi olan insanız. Allah bize böyle baktı ve böyle yarattı. Bir hazan mevsiminin ardından, uzunca bir yaprak dökümünün ardından, yeni Türkiye ile yeni bir bahara yeni bir uyanışa hazırlanıyoruz. Bu bahar kardeşlik, dayanışma baharıdır. Bu bahar inşallah eski tartışmaların son bulacağı, karanlıkların aydınlığa yerini teslim edeceği bir bahardır. Bu bahar, Türkiye'nin normalleşeceği, hukukun, siyasetin, idarenin, toplumun herkesiminin normalleşeceği bir bahardır. İnanıyorum ki bu bahar reddin, inkarın, yasakların tehdit ve şantajların, nifak ve sabotajların filizlenme imkanı bulamayacağı, bu topraklardan silinip gideceği bir helalleşme bahadır. Kutuplaştırmanın ve ayrıştırmanın artık kimseye faydası yoktur. Korkutmanın, sindirmenin, Türkiye düşmanları ile ittifak yapmanın hiç kimseye sağlayacağı bir çıkar yoktur. Millet özgüvenini kazanırken. Bu özgüvenin ve umudun farkında olmayanlardan öz eleştirilerini samimiyetle yapmak zorundadır. Şimdi bir kez daha durulmadan, bulanmadan istikbale bakma zamanıdır. Şimdi düne ait sorunlara çözüm bulma zamanıdır. Mevlana'nın diliyle yeni şeyler söylemek, yeni Türkiye'ye doğru akmak zamanıdır" diye konuştu.
Erdoğan, "Aziz millet, 77 milyon her bir ferdi ile umutla, heyecanla, çözüm aşkı ile özgüven içinde gelecek bahara yeni Türkiye'ye doğru yürümektedir. Mevlana'yı yeniden ve yeniden anlayarak. Mevlana'yı her dem hatırlayarak, inşallah bu yeni baharıda yeni Türkiye'yi de sağlam bir temel üzerinde inşa etmeyi südüreceğiz. Kim ne derse, kim ne yaparsa yapsın, teni ölsede 741 yıldır canı ölmeyen, sözü ölmeyen, aşkı sönmeyen Mevlana'yı dinlemeye ona kulak vermeye devam edeceğiz. Çünkü o sadece Allah'a kul oldu. Çünrkü o sadece onun sevgili habibinin izinden yürüdü" dedi
Yorum Yazın