Kılıçdaroğlu üye katılım töreninde konuştu: Böyle bir yetki peygambere bile verilmedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Sultanbeyli üye katılım töreninde, “Bir arkadaşım konuşurken Sultanbeyli, ‘AK Parti’nin kalesi’ diye bir deyimden söz etti. Bizim felsefemiz, CHP’nin felsefesi, eğer bir yeri kale olarak tanımlayacaksak her fabrika bir kaledir. Her fabrika bir kale olmalı ki o insanlar güzel çalışabilsin. Cumhuriyeti kuranlar da öyle demişlerdir. Her yeni kurulan fabrikaya bir kale olarak bakmışlardır” dedi. CHP lideri konuşmasının devamında "Çok ayrıştığımızı biliyorum. Etnik kimlik, inançlar üzerinden siyaset yapıldı. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıldı. Bunlar toplumu ayrıştırdı, böldü. Ben bu millete söz verdim. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağım. Herkesin kimliği benim başımın üstünde. Herkesin inancına saygı gösteririm. Allah ile kulun arasına benim girme hakkım yok. Böyle bir yetki peygambere bile verilmedi. Dolasıyla kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu ancak yüce yaratan bilir. Benim onun inancını sorgulama hakkım da yok. Onun inancına benim saygı duymam gerekir." dedi.
- Ege Postası
- 16.04.2022 - 15:46
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da, partisinin "Sultanbeyli İlçesi Üye Katılım Töreni"ne katıldı. 400 yurttaşın CHP’ye üye olduğu törene, Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra CHP Genel Başkan yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Onursal Adıgüzel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP milletvekilleri katıldı.
Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'de yeni bir sürecin başladığını belirtirken, "Bizim kavgaya, birbirimize bağırmaya ihtiyacımız yok. Bizim helalleşmeye ve kucaklaşmaya, bir arada yaşamaya, birlikte olmaya ihtiyacımız var" dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"İSTANBUL’UN YABANCISI DEĞİLİM: Sultanbeyli’yi biliyorum. 12 yılım İstanbul’da geçti. 3 evladım var, 3’ü de İstanbul doğumlu. Dolasıyla İstanbul’un yabancısı değilim, milletvekilliğini de yaptım. Sultanbeyli’nin CHP için zor bir ilçe olduğunun da farkındayım. Buraya çok geldim. Vatandaşlarla sohbet ettim, ev ziyaretlerinde bulundum.
DUVARIN ÖRÜLMESİNDE BİZİM DE KABAHATİMİZ: Aramızda bir duvar vardı, o duvarın yıkılması lazımdı. Duvarın örülmesinde bizim de kabahatimiz, kusurumuz var. Vatandaşa ulaşma konusunda yeteri kadar çalışmadık, onların dertleri ile yeteri kadar dertlenmedik. Onların sofralarına oturmadık, kahvesini, çayını içmedik. Oturduk, Ankara’da konuştuk, bize oy verin dedik. Vatandaş da haklı olarak kardeşim geldin mi, oturdun mu, derdimi dinledim mi, benim derdim nedir ben sana anlatayım, beni ondan sonra partiye davet et…
BİZİM HELALLEŞMEYE VE KUCAKLAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR: Bütün Sultanbeylili kardeşlerimin emin olmasını isterim; yeni bir sürecin Türkiye’de başladığını hepiniz bilin. Bizim kavgaya, birbirimize bağırmaya ihtiyacımız yok. Bizim helalleşmeye ve kucaklaşmaya, bir arada yaşamaya, birlikte olmaya ihtiyacımız var.
BİR YERİ KALE OLARAK TANIMLAYACAKSAK HER FABRİKA BİR KALEDİR: Memleketin çok sorunu var. Her evde bir işsiz var. Her evde bir işsiz varsa, her evde dert var demektir. Üniversiteyi bir annenin, babanın hangi fedakarlıklarla okuttuğunu herhalde en iyi o anne, baba bilir. Üniversiteyi bitirdi, işsizse o evde dert eksik olmaz. Bir arkadaşım konuşurken dedi ki, kalelerden söz etti. Sultanbeyli, AK Parti’nin kalesi diye bir deyimden söz etti. Bizim felsefemiz, CHP’nin felsefesi, eğer bir yeri kale olarak tanımlayacaksak her fabrika bir kaledir. Her fabrika bir kale olmalı ki o insanlar güzel çalışabilsin.
HUZURUN, BEREKETİN OLDUĞU BİR TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ: Cumhuriyeti kuranlar da öyle demişlerdir. Her yeni kurulan fabrikaya bir kale olarak bakmışlardır. İnsanlar orada çalışmalardır, üretmişlerdir. Alın terleriyle kazanmışlardır, evlerine helal ekmek götürmüşlerdir. Fabrikaların yapılması, istihdam yaratılması, insanların güzel işlerde çalışmaları, her evde huzurun, bereketin olduğu bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.
KİMLİK SİYASET KONUSU OLMAZ: Çok ayrıştığımızı biliyorum. Etnik kimlik, inançlar üzerinden siyaset yapıldı. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıldı. Bunlar toplumu ayrıştırdı, böldü. Ben bu millete söz verdim. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağım. Herkesin kimliği benim başımın üstünde. Hangi kimlikten olursa olsun. Aynı havayı mı teneffüs ediyoruz, aynı vatanda mı yaşıyoruz, aynı bayrağın altında mıyız… Hiçbir meselemiz yok. Hiç kimse kendi anne, babasını seçme özgürlüğüne sahip değil. Ama hepimiz anne, baba, dayı, amca, ecdadımızla gurur duyarız. Dolasıyla kimlik siyaset konusu olmaz.
BÖYLE BİR YETKİ PEYGAMBERE BİLE VERİLMEDİ: Herkesin inancı benim başımın üstünde. Herkesin inancına saygı gösteririm. Allah ile kulun arasına benim girme hakkım yok. Böyle bir yetki peygambere bile verilmedi. Dolasıyla kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu ancak yüce yaratan bilir. Benim onun inancını sorgulama hakkım da yok. Onun inancına benim saygı duymam gerekir. Saygı duyacağım.
O EVDE EKMEK VAR MI, İŞSİZ VAR MI?: Kişilerin yaşam tarzı… Orada da sorunumuz var. Başörtüsü bir dönem geldi, Türkiye’nin bir numaralı sorunu. Sana ne kardeşim. Başörtüsü takar, takmaz… Sorun nedir? O evde ekmek var mı, işsiz var mı? Sen siyaset yapacaksan önce onu çözeceksin. İş bulacaksın, evde huzur, bereket olacak. İnsanlar huzur içinde oturup konuşacaklar. Onu da İnşallah tarihe gömdük.
O AİLELER, MAHALLELER YETERİ KADAR HİZMET ALMADILAR: Sultanbeyli ile bizim kucaklaşmamız, eski yaraları sarmamız lazım. Varsa bir haksızlık, gidermemiz lazım. Biz hizmeti, hiçbir ayrım yapmadan götürüyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız ve diğer belediye başkanlarımız burada. Belediye başkanlarımıza dedim ki seçildikten sonra oy versin, vermesin hiçbir ayrım yapmadan herkese hizmet götüreceksiniz, ama yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız dedim. O aileler, mahalleler yeteri kadar hizmet almadılar. Bize oy vermedi, hiç önemli değil. O mahallelere hizmet götürdüğümüz zaman o mahalleler de gerçeği göreceklerdir.
SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEYECEK: Sizleri oyuyla Allah nasip ederse iktidar olduğumuzda Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri, asgari ücretin altında olmayacak. Hiçbir hanenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Kanun çıkacak. Bu kanunu çıkarmayı Türkiye 1971 yılında taahhüt etmiş. Bugüne kadar çıkmamış. Çıkarmıyorlar. Ben senden oy istiyorum, sana yardım yapacağım, sen de bana oy vereceksin… Biz yardımı böyle yapmıyoruz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsanın onurunu koruyacaksın.
OYSA AYLARDIR DAĞITIYORDU AMA ONLARINKİ GİBİ DEĞİL: Beyler yardım yapıyorlar, fakirleri diziyorlar, televizyon kameralarını çağırıyorlar, yardım yaptıklarını söylüyorlar. Bunu asla kabul etmiyoruz. Ekrem Başkanımız, söz vermişti gelince, ailelerde çocuk varsa süt vereceğiz diye. Bu sözü verdi, geldi, belediye başkanı oldu ve bunu dağıtmaya başladı. Bir süre sonra eleştiri geldi. Hani sen süt dağıtacaksın, dağıtmıyorsun diye. Oysa aylardır dağıtıyordu ama onlarınki gibi değil. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecekti, insan onurunu koruyacaktınız. Biz öyle yapıyoruz, felsefemiz, inancımız, kültürümüz de o.
SİZİN HAYALLERİNİZ BENİM HEDEFİM OLACAK: Her gencimizin bu ülkenin büyümesinde, kalkınmasında payı var. Hiç unutmayalım. Onlar özgürlük istiyorlar, onlar tweet attıklarında başım belaya girer mi korkusuna kapılmak istemiyorlar. Size şunun sözünü rahatlıkla verebilirim. Beni özgürce eleştirebilmeniz için ve eleştirdiğiniz zaman da başıma bir şey gelmeyecektir güvencesine sahip olduğunuz için oyunuzu CHP’ye vereceksiniz. Rahatlıkla eleştirebilirsiniz. Sizin hayalleriniz benim hedefim olacak. Hayalleri gerçekleştireceğim. Eğer o gençler mutlu olursa o gençlerin anneleri, babaları, amcaları, halaları, dayıları hepsi mutlu olur.
O HORTUMLARIN TAMAMINI KESECEĞİM: Verdiğiniz verginin hesabını eğer siyaset kurumu size vermiyorsa paralar başka yerlere, birilerine gidiyor demektir. O birilerine giden paraları, hortumları Sultanbeyli’de söz veriyorum, o hortumların tamamını keseceğim, o hortumların tamamını bu halka, millete vereceğim."
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından CHP'ye katılan yeni üyelere parti rozeti taktı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, törende şunları söyledi:
“İstanbul modeli olarak tariflediğimiz; parti örgütümüzün, yöneticilerimizin, milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın katkıları ile sürdürdüğümüz çalışmaların önemli ayaklarından biri de CHP’nin İstanbul’da terine yarenlik edecek, yoldaşlık edecek yeni yol arkadaşlarımızın katılmasıydı.
“TÜRKİYE’YE NEFES ALDIRMAK İÇİN YOL ARKADAŞLARIMIZLA KIYMETLİ BULUŞMALAR DÜZENLİYORUZ”
İlçelerde sadece üye yapmak değil, Türkiye’ye nefes aldırmak için eşit, adil, mutlu huzur içinde bir Türkiye için yol arkadaşlarımızla kıymetli buluşmalar düzenliyoruz. Sultanbeyli demişken, 31 Mart seçimleri öncesinde ufacık bir sohbet sırasında, duygu durumumu paylaşmak istiyorum. Sultanbeyli’de vatandaşlarımızla sohbet ederken, bir vatandaşımız şunu söyledi. Sultanbeyli; iktidarın, kendisinin kalesi olarak gördüğü ve bugüne kadar en yoğun desteği aldığı ilçelerden birisi. ‘Oy veren hizmet veren anlayış’ diyoruz ya. Sultanbeyli’de oy verilmesine rağmen hizmet alınmayan, vatandaşın kendisini yoksun hissettiği bir ilçemiz olduğunu hissetmiştim.
“EKREM BAŞKANIMIZ HANGİ PARTİYE OY VERDİĞİNE GÖRE DEĞİL HAKKI OLANA HİZMET ETMEK ÜZERE BU SÜREÇLERİ YÜRÜTÜYOR”
Bir vatandaşımız, ‘Yıllardır iktidar partisine oy veriyorum. İstanbul’un neredeyse bütün ilçelerinde otobüs duraklarının üstü yağmurdan korunmak için kapatılıyor, bu ufacık şey yapılmıyor’ demişti. Bir vatandaş olarak üzülmüştüm. Ekrem Başkanımız da İstanbul Belediye Başkanı olur olmaz, İstanbul’da hangi partiye oy verdiğine göre, düşüncesine ya da yaşam tarzına göre değil; hakkı olana hizmet etmek üzere bu süreçleri yürütüyor.
Aramıza yeni katılan yol arkadaşlarımızın da sayesinde hep birlikte başaracağız. Gücümüze güç kattığınız için teşekkür ediyorum. Birlikte hep beraber Türkiye’ye nefes aldıracağız.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:
“Öncelikle bugün benim için de özel bir an. Sultanbeyli’deyiz, çok seviyorum. Aynı zamanda Genel Başkanım, biz seçimlerin iptal olduğunu yine bir Ramazan akşamı, iftar sofrasında Sultanbeyli’de öğrendik. Sultanbeyli’den sizinle telefon konuşması yapıp, aynı inançla yola çıkacağımızı, o evin çıkışında duyurduk
“SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRME BİLİNCİ İLE HAREKET EDİYORUZ”
23 Haziran’daki demokrasi adına bu güzel ilçeden yola çıkışımızla elde ettiğimiz kazanımın kaynağı Sultanbeyli’deki hemşehrilerimiz olmuştur. İstanbul’da hiçbir ilçeye, mahalleye, hiçbir insanımıza, hangi partiye oy verdiği ile ilgilenmeksizin tümüyle onların ihtiyacına dönük sorumluluğumuzu yerine getirme bilinci ile hareket ediyoruz.
Genel Başkanımızın güzel bir tabiri vardır. ‘Mümkünse önce mağdur olan, ihtiyaçları yüksek olan insanlara gideceksiniz.’ Bizdeki tek ayrımcılık orada. Sultanbeyli, İstanbul’da belki de en fazla sıkıntı duyan ve eksikleri olan ilçelerimizden bir tanesi. Yoğun bir çaba içerisindeyiz. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı devralmadan önceki belediye başkanının konuşmasında, metro hatları ile ilgili bir proje sunumunda, çok oy aldıkları bir ilçeyle metro hattının başlangıç töreninde; ‘Tabii ki oy aydığımız yerlere hizmet yapacağız’ demişti. AK Parti’de siyaset yapanlar bile utanmıştır, o sözden.
“SULTANBEYLİ’Yİ İSTANBUL METROSUNA BAĞLAYACAĞIZ”
Biz kararlı bir şekilde, hemen hemen başlanmamış olan Çekmeköy-Sultanbeyli hattının inşasını çok yoğun bir çalışma ile sürdürüyoruz. Sancaktepe Şehir Hastanesi’ne kadar olan bölümünü seneye, inşallah 2024 sonuna doğru da Sultanbeyli’ye kadar olan kısmını tamamlayıp; Sultanbeyli’yi İstanbul’un metrolarına bağlayan, Sultanbeyli’yi İstanbul’un merkezinde bir ilçe haline getiren bir projeyi tamamlamış olacağız.
“İSTANBUL’DAKİ YOKSULLUKTA YANLIŞ YATIRIMLARIN ETKİSİNİN OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
İstanbul’da iş üretmenin çok önemli olduğunun farkındayız. İstanbul’da ne yazık ki bugün eğer bir yoksulluk yaşanıyorsa bunda İstanbul’da yapılan yanlış yatırımların da etkisinin olduğunu biliyoruz. İnsanların ihtiyaçlarını çözen, onların ihtiyaçlarına çözüm bulan yerel yönetim anlayışını var etmeye devam edeceğiz.”
“11 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SIKI BİR TAKIMDIR. GOL YEMEZ, SIKI GOL ATAR”
11 büyükşehir belediye başkanı sıkı bir takımdır. Gol yemez, sıkı gol atar kimsenin endişesi olmasın. Başarılı olmaya söz vermiştik. Bu sözümüzün arkasında sonuna kadar duracağız. İttifakımız var Millet İttifakı’yız. Malumunuz ‘İstanbul İttifakı’ diye bir ruhla yola çıkmıştık Sözümüz bütün İstanbullularıdır. Ben yok, biz var. Hep biz olacağız.
Ben de neticede 37 yaşında siyasete girme kararı verdim. İstanbul’da Beylikdüzü’nde CHP’de siyaset yapma kararı verdim. Önce üye, sonra ilçe başkanı, sonra Beylikdüzü Belediye Başkanı oldum. Şimdi İstanbul Belediye Başkanı’yım. CHP iyi bir ev sahibidir. CHP iyi bir yuvadır. O anlamda göreceksiniz ki size karşı her partilimiz, kendi eski partilisinden biraz daha özenli davranacak. Hepinizi kucaklıyoruz hep birlikte çok güzel işler başaracağız. Her şey çok güzel olacak.”
Yorum Yazın