Kılıçdaroğlu’ndan esnafa: Eylemciler kadar yürekli olun
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB)’nde esnaf temsilcileriyle biraraya geldi. Esnaflardan gerçekleri görmelerini isteyerek, “İstanbul’daki Gezi Parkı’nda Türkiye’yi sallayan eyleme...
- Ege Postası
- 06.06.2013 - 15:10
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, çeşitli açılış ve programlara katılmak üzere İzmir’e geldi. Programa İESOB ile başladı. Buradaki toplantıda Kılıçdaroğlu’ndan önce kürsüye çıkan İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, esnafın sıkıntılarını anlattı. Mutlu, CHP’li belediyelerin esnaftan fahiş miktarlarda katı atık bedeli almasını Kılıçdaroğlu’na şikayet etti; bu konuda yanında getirdiği bir belgeyi de Kılıçdaroğlu’na gösterdi. Mutlu, telif kanununun da esnafı mağdur ettiğini, polislerin dükkanlara gelerek ceza kesmek istediğini belirterek, “Biz sizi, dükkanımıza polis getiresiniz diye mi seçtik'” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Kemal Kılıçdaroğlu, İESOB Başkanı Mutlu’nun saydığı sıkıntılar konusunda görüşlerini dile getirdi. Problemlerin açıkça dile getirilmesinden memnun olduğunu ancak esnafın bu kadar sıkıntıya rağmen kendilerine oy vermediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Parlamento kürsülerinde esnafın sorunlarını sürekli dile getiriyoruz. Her yerde esnafı savunuyoruz ama iktidar yetkilileri bize, ‘Siz yanlış biliyorsunuz, esnaf halinden çok memnun. Siz esnafı tanımıyorsunuz, bilmiyorsunuz. Zaten halinden memnun olmasa biz bu kadar oyu kimden alacağız'’ diyor. Onlar da haklı, demek ki halinizden çok memnunsunuz. Vergiye, harca zam gelecekmiş diye şikayet ediyorsunuz. Siz oyu verirseniz gelir arkadaşlar, neden gelmesi? Ödediğiniz vergilerin hesabını sormanız lazım. Son 10 yılda 1,1 trilyon dolar vergi topladılar. Bununla ne yapıldı, sizin hangi sorununuz çözüld? Bunu sormanız lazım. Biz sizin sesinize kulak veriyoruz, siz de bizim sesimize kulak verin. Mademki sorun var, bunu çözeceğiz, o zaman birbirimizi anlamamız lazım.”
ATO’NUN TEŞEKKÜR İLANLARINI ELEŞTİRDİ
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara Ticaret Odası (ATO)’nın IMF borcunu sonlandıran hükümete yönelik teşekkür ilanlarını da eleştirdi. ATO’yu esnafın, tüccarın parasıyla iktidara şakşakçılık yapmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, “Bugünlerde reklam panolarında ATO’nun bir reklamını görüyorsunuz. Esnafın. sanatkarın, tüccarın parasıyla IMF borcunu sıfırlayan iktidara teşekkür ediliyor. Borcun adresi değişti, miktarında artış var. 2002’de dış borç stoğu 129 milyar dolardan, 2012 sonu itibariyle 336 milyar 900 milyon liraya çıktı. Sizin önce şunu sormanız lazım: 'Benim paramla sen hükümet şakşakçılığını niye yapıyorsun'' Borç artmış, esnafın, çiftçinin derdi var, üreticinin derdi var. Koltuğunda oturuyor, sizin paranızla şakşakçılık yapıyor. Kimse kusura bakmasın, namuslu eleştiri yapacaksınız. O reklamı verenin, hükümetten şikayet etmeye hakkı yok. Ankara’yı bırakmış İzmir’de, İstanbul’da, Diyarbakır’da reklam yapıyor. Bunu bizden önce sizin sormanız lazım.” şeklinde konuştu.
‘HİÇ ENDİŞE ETMEYİN, EZİLMEYE DEVAM EDECEKSİNİZ’
Kılıçdaroğlu, üretime ve reel sektöre önem verilmediği için işsizliğin arttığını iddia etti. Esnafı ilgilendiren kanun teklifleri verdiklerini, AVM yasasını TBMM Genel Kurulu’na getirdiklerini belirterek, “Buna rağmen esnaf kardeşlerimiz, koşa koşa gidip AKP’ye oy verdi. ‘Haklısınız, bizi biraz daha ezmeniz lazım.’ dediler. Sizi daha çok ezecekler. Hiç endişe etmeyin, istediğiniz kadar bağırıp çağırın, Recep Tayyip Erdoğan, ‘Esnafın oyu benim cebimdedir.’ dediği müddetçe ezilmeye devam edersiniz.” dedi.
‘DEMOKRASİLERDE ÇÖZÜM YOLU SANDIKTAN GEÇER’
Kemal Kılıçdaroğlu, esnafa sıkıntılarının çözümü için sandığı adres gösterdi. Demokrasilerde çözümün yolunun sandıktan geçtiğini vurguladı. Esnafa, “Oy verdiniz m? Verdiniz. Hiç itirazım yok.” diyen CHP Lideri, “Sorun çözülmüyorsa, verilen taahhütler yerine getirilmiyorsa demokrasilerde yapacak bir şey var, 'Kusura bakma, sana bir daha oy vermem.' Demokrasi budur. Demokrasi, dar kalıplar içinde dünyaya bakmak değildir. Daha geniş çerçevede pencereden sorunları çözen, halktan yana olan, her kesimi kucaklayan bir dil kullanan, kimseyi ötekileştirmeyen bir anlayıştır. Bunu topluma egemen kılmamız lazım. Bunun da yolu birbirimizi daha iyi anlamaktan geçer.” diye konuştu.
Yorum Yazın