Dolar 34,1623
%0.08
Euro 38,1653
%-0.21
Altın 2.918,510
%-0.51
Bist-100 9.777,00
%-0.53

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kocaoğlu'ndan sonra meslek odalarından

Kocaoğlu'ndan sonra meslek odalarından

​Son günlerde art arta gelen ÇED İzinleri sonrasında sayıları git gide artan ve Menderes halkının korkulu rüyası haline gelen taş ocaklarıyla ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan sonra meslek odalarından da tepki geldi. Öte yandan, Menderes’te vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları Perşembe günü Karakuyu’da dev bir protesto gösterisi düzenlemeye hazırlanıyor. TAŞ OCAĞI İSYANI

  • Ege Postası
  • 10.02.2015 - 11:36
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Bornova, Işıkkent, Belkahve, Yarımada bölgesi ve son olarak da Menderes’te başlayan taş ocağı ve fabrika isyanı giderek artıyor. İzmir Valisi Mustafa Topak ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan gelen açıklamalar sonrasında bir kez daha tartışma konusu olan sanayi tesisleri ile ilgili yıllardır esas çileyi çeken halk ise eyleme gitme kararı aldı. Menderes’te gelen ÇED izinleri sonrasında tartışma konusu olan ve bölgedeki tarım arazileri, zeytinlikler, orman alanları ve bölgenin en büyük su kaynağı Güzelhisar Barajı’nı tehdit eden taş ocaklarıyla ilgili çevreciler, bölge halkı, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve siyasi parti temsilcileri geniş katılımlı bir eylem düzenleyerek “Taş ocağı istemiyoruz” diyecek.
 
 
HALK İSYANDA, TAŞ OCAKLARINI PROTESTO EDECEKLER
Geçen ay Kemalpaşa Akalan Köyü’nde başlayan taş ocağı krizi bu sefer de Menderes ilçesine sıçradı. 4 ayrı taş ocağının planlandığı İzmir’in tatil cenneti Menderes’te halk isyanın eşiğine geldi. Karakuyu ve Gümüldür yörelerinde İzmir Valiliği tarafından art arda verilen ÇED izinleri halktan büyük tepki toplarken, vatandaşlar firmaların düzenleyeceği ‘Halkın Katılım Toplantısı’nı protesto etme kararı aldı. Toplantı öncesinde örgütlenen Karakuyu halkı ve çevreciler, yöredeki diğer ilçe sakinlerinin de katılımı ile Perşembe günü taş ocaklarına karşı eylem düzenleyecek.
 
KOCAOĞLU DA KARŞI ÇIKTI
Başkan Kocaoğlu, Vali Mustafa Toprak’ın geçtiğimiz günlerdeki “Belkahve’den baktığımda ‘Bu şehir nedir, İzmir’e mi giriyorum'’ diyorum. Ben de çimento fabrikaları kalksın diyorum. Zaman içinde bir başka yere taşıyabiliriz. Bu noktada el birliği ile merkezi ve yerel yönetimle beraber sanayicilerin çabası da önemli” şeklindeki sözlerine ve “Taş ocaklarını kaldıralım” çağrısına verdiği flaş yanıtta “Doğayı daha fazla korumak ve iyileştirerek çocuklarımıza bırakmak zorundayız. Halen daha rant uğruna çevreyi çok kötü kullanıyoruz. Belkahve’deki taş ocakları orayı toza dumana katıyordu. 6-7 sene önce oradaki taş ocakları ile oturduk konuştuk, orada bir arka vadiye taşınmalarını kararlaştırdık. Taş ocaklarına, madenlere ruhsat verme yetkisi belediyeden alındı, valiliğe verildi. Ama biz bu arada Belkahve’yi kurtardık. Daha sonra Işıkkent ve Bornova’daki tesisler için çalışmalara başladık ama yarım kaldı. Çimento fabrikaları ve taş ocakları ben de sizin gibi düşünüyorum demekle, hadi kaldıralım demekle olacak iş değil. Neyin ne zaman kalkması, nasıl tedbir alınması gerektiğini bir yerel yönetici iyi bilmek zorundadır. Taş ocakları da uygun olan yerlerde gereklidir. Taş ocaklarına ve maden ocakları tesislerine sesleniyorum. Ya arıtma ve baca filtre sistemlerinizi yapacak ve yolunuza devam edeceksiniz, çevreyi kirletmeyeceksiniz, ya da gerekli tedbirler alınacak ve cezai yaptırım ve kaldırılması gibi önlemler alacak. Ben hem kentin göbeğinde üretim yapayım, hem de vahşi üretim yapayım. Böyle bir şey yok…” demişti.
 
ÇED İZİNLERİNE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu sözlerinin devamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Valiliği tarafından Kemalpaşa, Menderes ilçelerinde taş ocakları ve maden ocaklarına verilen ruhsat ile ÇED izinlerine de tepki göstererek, “Ancak bir taraftan da taş ocağına ÇED'in gerekli olmadığı raporları veriliyor. Belkahve’den Menderes’e bu malzeme gitse kimsenin bir kaybı olmaz. Yetki bizdeyken biz bu tesislerin hiçbirisine ruhsat vermedik. Bizim yetkimiz bittikten sonra güzelim ormanların içine taş ocağı ruhsatı izni verildi. Orada taş ocağından fazla iş görecek, çevreyi kirletmeyecek olanaklara bakmamız ve kafamızı bunların üzerine yormamız lazım. büyümeye gelişmeye evet ama kontrol etmek ve çevreyi kirletmemek kaydı ile” diye konuşarak sitemde bulunmuştu.
 
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ “KONTROLSÜZ BÜYÜMEYE” KARŞI ÇIKTI
Öte yandan, Kocaoğlu’nun taş ocakları tepkisinin ardından bir açıklama da çevre mühendislerinden geldi. Verilen ÇED izinleri sonrasında birçok bölgenin kontrolsüz büyümeye kurban edildiğini belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay,  “Ne yazık ki kritik öneme sahip bu tesislerle ilgili ÇED süreçleri yanlış ele alınıyor. Bölgedeki ihtiyacın doğru şekilde planlanarak doğru koşullarda, çevresel etkileri incelenerek havza madenciliği bazında planlama yapılması lazım. Taş ocakları artık şehrin içine girmiş durumda, bunlarla ilgili ciddi sıkıntılar var. Kontrolsüz bir şekilde, doğru incelemeler yapılmadan sonuçlarını ciddi şekilde yaşamaya başlıyoruz. Arazi kayıpları söz konusu. Bölgesel bir planlama yapılmadan, çevresel etkiler eksik inceleniyor. Tarım arazileri ve orman alanlarında kalan bölgelerde ciddi ruhsatlar ve izinler veriliyor. Bunlar artık her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Çevresel etki değerlendirmesinin amacı bu planlamayı doğru yapmaktır. Herkesin ben yaptım oldu anlayışı ile ruhsat aldığı ve maden kanunu gereği her yere taş ocağı açılabildiği bir süreç söz konusu. Art arda gelen izinler sonrasında vatandaşlar için içinden çıkılamaz bir durum söz konusu oldu. Orada yaşayan halkın, tarım arazisi, içme suyu kaynağı, çevre sağlığı ciddi bir tehdit altında. ÇED sürecinin genel işleyişinde bir sorun var kapsamlı bir değerlendirme yapılmıyor. Doğayla barışık madencilik için doğru planlama gerekli” dedi.
 
“MENDERES DOĞRU BİR BÖLGE DEĞİL”
Menderes’te zeytinlik arazileri, su kaynakları ve tarım alanlarını tehdit eden tesislerle ilgili açıklamada bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi ise, “Tarım alanları taş ocakları tarafından tehdit altında. Bu sadece dikili ürünleri değil, yakın çevresini de tehdit ediyor. Bu da zaten zor durumda olan çiftçinin bitirilmesi anlamına geliyor. Sadece ocak işletme sahası değil, aynı zamanda arazi yollarının da bozulması ve toz salınımı nedeniyle bölgenin tamamı zarar görüyor. Taş ocakları açılmadır, doğru, buna ihtiyaç vardır ama, tarım alanlarından uzakta ve çevreye zarar vermeyecek yerlerde gerekli tedbirler alınarak açılmalıdır. Karakuyu, Gökçealan, Akalan, Yarımada’daki diğer bölgelerde verilen izinler doğru izinler değil. Menderes, organik tarım yapılan ve barajın uzak koruma alanında kalan önemli bir bölgedir. Sadece Menderes değil, diğer ilçelerde de bu sıkıntı mevcut. Tarım alanlarının dışında bir yer seçilmelidir. Rant nedeniyle maliyetten kaçınarak bu alanlar seçilmekte ancak, daha uygun başka alanlara taş ocağı açılmalıdır” diye konuştu. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.