Dolar 34,5828
%0.12
Euro 36,4176
%1.14
Altın 2.961,050
%-1.48
Bist-100 9.692,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Koli vahşetinde flaş detay: Kıyafetleri ile gömmüşler

Koli vahşetinde flaş detay: Kıyafetleri ile gömmüşler

İzmir'de, 21 yıl önce cinayete kurban giden bir çocuk annesi 23 yaşındaki Aynur Tunçdede'nin, dayısı İ.H.A. tarafından öldürüldükten sonra, babası F.T. tarafından, elbiseleriyle birlikte evin bahçesine açılan çukura gömüldüğü ortaya çıktı. Koli vahşetinin sır perdesi aralandı

  • Ege Postası
  • 23.09.2016 - 14:49

Bu durumu annesi M.T.'nin bildiği, olayın kan davasına dönüşmemesi için gizledikleri belirtildi.

Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yapılan ihbarla ortaya çıkan cinayetle ilgili  tutuklanan baba F.T. ve anne M.T. ile dayı İ.H.A., İzmir Adliyesi'nde sulh ceza hakimliğinde avukatları Tuğçe Tokatlı, Yasemin Duygun ve Ahmet Şahin ile birlikte verdikleri ifadelerde cinayeti anlattı. Dayı İ.H.A., 1995 yılında Haziran veya Temmuz ayında İzmir'e çalışmaya geldiğini, Örnekköy semti Postacılar Mahallesi'nde de oturan ablası M.T.'nin çağırması ile yanlarında kalmaya başladığını anlattı. Olay günü eniştesinin, aile içinde Figen ismiyle hitap ettikleri kızı Aynur'u dövmesi nedeniyle ablasının ayırmak için kendisinden yardım istediğini söyleyen İ.H.A., "Ablam bana 'Koş, enişten Figen'i dövüyor' dedi. Nüfusta Aynur olan yeğenimize biz Figen diyorduk. Evin bahçesine girdim, yeğenim babasının elinden kurtulmuş aşağıya doğru koşuyordu. 

Koliden vahşet çıktı 21 yıllık vahşetin failleri çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı!

ORMANDA BİRLİKTE BİRA İÇMİŞLER

Yanına teselli etmek için gittim. Bir süre eniştemle konuştuk. Kızının eve geç gelme meselesinden dolayı ona kızdığını söyledi. Yeğenimin yanına gittim. Biraz konuştuk. Bana 'Dayıcığım bana bira alır mısın' dedi. 6 veya 8 tane bira aldım. Biraları mahallenin üst tarafında bulunan ormanlık alanda içtik. Ben eşimden, o da eşinden konuştu. Boşanma aşamasındaydı, babası eşi ile görüştürmüyormuş. Barışmak istiyordu. Babası da barışmalarına karşıymış, bunları anlattı. Bana 'Boşanma davamız Konya'da, beni oraya götürür müsün' dedi. İzin alırsam götüreceğimi  söyledim. İçmeye devam ettik. Sabaha karşı toprağın üzerinde sırt üstü ikimiz de sızmışız. Başını dizime koymuş. Ben koyduğunu hatırlamıyorum. Sabah karşı uyandım, 'Hadi kızım uyan' dedim, tepki vermedi. Birkaç kez daha seslendim, tepki vermeyince de 'Eyvah öldürmüşüm' dedim. Koşarak eve geldim." 

'SIRTIMDA EVE KADAR CESEDİNİ TAŞIDIM"

Koşaarak eve geldiğini ve evin üst tarafında uyuyan eniştesini uyandırıp "Galiba ben Figen'i öldürdüm" dediğini belirten İ.H.A., "Birlikte eniştemle yeğenimi öldürdüğüm yere gittik. Eniştem ölüsünü sırtıma koydu, eve kadar bu şekilde taşıdım. Ablam evde uyuyordu. Ablam kızını ölmüş olarak görünce hep birlikte ağlamaya başladık. Teslim olmak istedim. Dış kapıda eniştem beni kolumdan tutup 'Oğlum ben seni teslim etmem' dedi. Bir kez daha teslim olmak için evden dışarı çıktım, eniştem yine engelledi. Cesedi koridora koyduk. Evin penceresinin önünde oturdum. Ölüyü kimin ne yaptığını bilmiyorum. Ablam ile konuştuğumzu da hiç hatırlamıyorum. Sadece ağladığını hatırlıyorum. Bunca yıldır da bu olayı başka kimseye anlatmadım."

"KONSERE GİTTİKLERİNİ SANIYORDUM"

Kardeşi ve kızının o gece merhum sanatçı Barış Manço'nun konserine gittiğini sandığını söyleyen anne M.T. ise şunları anlattı:

"Kaçta çıktıklarını hatırlamıyorum, mahaleden de gidenler olmuştu. Ben saat 01.00'e kadar terasta bekledim, gelen giden olmayınca uyudum. Figen'in 1 yaşındaki çocuğuna bakıyordum. Beni eşim mi kardeşim mi kim uyandırdı hatırlamıyorum. Mutfağa gittim, telaşlı bir şekilde İbrahim 'Bu eller benim değildi, bu beyin benim değildi, Figen yok' diye söylenip duruyordu. Bende 'Figen nasıl yok' diye sordum. Kendisi 'Ben onu öldürdüm 'dedi. İnanmadım defalarca sordum. Bayılmışım, ben kızımı getirdiklerini görmedim. Kardeşime cesedini ne yaptıklarını sorduğumda 'gömdük' dedi. Nereye gömdüklerini söylemedi. Eşimin tarafı, benim sülaleme karşı kan davası güder diye korktuk. Kardeşim bana o günden sonra 'Eşin kimseye söylemesin, kimseye söylerse eşini de öldürürüm' dedi. Gerçekten bu niyetle mi söyledi, beni korkutmak için mi söyledi bilemiyorum. Kızım ile kardeşimin arasında hiçbir şey yoktu. Bir evde yaşıyorduk. Ben kardeşimin, kızımı bir kasıt ile öldürdüğünü sanmıyorum. Sarhoşluktan öldürdüğünü düşünüyorum."

'GÖMDÜĞÜMDE DAYISI YANIMDAYDI'

Olay günü eve akşam namazı kılmak için gittiğini belirten baba F.T. ise ifadesinde şöyle dedi:

"Benim kızımla aramda hiçbir şey yoktu. Kızımı dövmezdim, kızardım, ancak dövmezdim. Eve namaz kılmak için geldiğimde torunum ağlıyordu, kucağıma alıp, mamasını verdim. Annesi eve çok geç geldi. Nerede olduğunu sordum. Bana 'iş bakmaktan geldiğini' söyledi. Ben de 'Gel benim bakkalda çalış' dedim. Kendisi 'Ben seninle birlikte çalışmam' diye cevap verdi. Çocuk ile birlikte evden dışarı çıkıp gitti. Arkasından koşturup torunumu aldım. Eve gelmedi. Arkamdan dayısı geldi, bana 'Enişte sen git ben ikna ederim' dedi. Ben de dayısı getirir diyerek eve geri gittim. Barış Manço'nun konseri varmış, oraya gidecekler diye konuşuldu. Nereye gittiklerini bilmiyorum. Eve dönünce de uyudum. Sabaha karşı İ.H.A. beni dürttü 'Enişte kalk' dedi. Ben de uyku sersemi 'Figen nerede' diye sordum. Bana, 'Figen'i öldürdüm' dedi.  Öldürdüğü yere birlikte gittik. Kızım toprağın üzerinde sırt üstü hareketsiz yatıyordu, etrafta bira şişeleri vardı. Dayısı omuzuna koyup eve götürdü. Eşimin haberi yoktu. Kaldırınca ağlamaya başladı. İ.H.A. teslim olmak istedi, ben 'kan davası olur' diye karşı geldim. İ.H.A. nasıl gömdüğümüzü bilmiyorum dese de, yanımdaydı. Evin bahçesine çukuru kazarken İ.H.A. yanımda oturup ağlıyordu. Çukuru kazdığımı, toprağa kızımı kıyafetleri ile koyup üstünü toprakla örttüğümü gördü. Bu olayı kimseye söylememesini tembih ettim. Ama aradan bir ay geçmeden kendisi kardeşlerine söylemiş. Oturduğumuz evi sattım. Oğluma sermaye yaptım. Egekent'e taşındım. Taşınırken çukuru geri kazdım, kemikleri bir kutunun içine koydum. Kimse görmedi. Evi taşıyanlara 'Bu kıymetli şeyimdir' dedim. Burada da 7 yıla yakın oturduktan sonra Ulukent'e taşındık." 

Cinayet olayını duyan F.T. ve M.T.’nin komşuları şok olurken yıllardır apartmanda insan kemikleri ile yaşamaları korkuttu. 

KOMŞULARI ŞOK OLDU
Yaşanan vahşetle birlikte F.T. ve M.T.’nin yaklaşık 12 yıldır kaldığı apartmandaki komşuları ise olayı öğrendiklerinde şoke oldular. Duyduklarına inanamayan T. ailesinin komşuları, aileden bu gibi bir davranışı hiç beklemediklerini söylediler. Apartman sakinlerinden Engin Yılgıncı, ''Çok üzücü, şok olduk. Bunca yıldır aynı çatı altında yaşadığımız insanlar böyle bir olay gerçekleştirmesi üzücü. Karı-koca 5 vakit namaz kılan insanlar. 12 yıllık komşumuz, aynı çatı altında yaşıyoruz. Apartmanın en büyükleriydi. Bayramları ellerine öpmeye giderdik. Oturmaya gider, yerdik, içerdik. Şüphe uyandırıcı hiçbir şey olmadı onlarda. Olayı ilk duyunca şok oldum. Oturduğum yerde kaldım. Torunları Taylan da çok iyi insan. Benim oğlumun arkadaşı. Oğlumla yer içer gezerlerdi. Taylan annesinden hiç bahsetmezdi. Taylan’ın annesi Aynur’un doğum sırasında öldü diye biliyorduk. Komşularımız F.T. ve M.T., ölen kızları Aynur T. Hakkında hiç konuşmazlardı.

SEÇMEN KAĞIDI EVE GELİYORMUŞ
Öte yandan aile, akrabalarına ve çevresine Aynur T.’nin doğum sırasında öldüğünü söylerken resmi olarak ölüm raporu olmadığı için yerel ve genel seçimlerde Aynur T.’nin seçmen kağıdının T. ailesinin oturduğu adrese geldiği öğrenildi. Baba F.T.’nin, Aynur T. öldürüldükten sonra 2 adres değiştirirken bu adres değişikliklerinde, komşuları Aynur T.'nin seçmen kağıdının geldiğini öne sürdü. (DHA/İHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.