Koza'ya kayyum havuz medyasından: Hüdai Bal ve Ümit Önal
Hukuken kayyumun bağımsız isimlerden oluşması gerekiyor. Koza İpek Holding'e atanan kayyum listesinde hükümete yakın Sabah ve ATV'yi de içeren Turkuvaz Medya Grubu'nun eski yöneticileriyle AK Parti bağlantılı isimler de var.
- Ege Postası
- 27.10.2015 - 09:41
Özen Pala (Demiröz Mali Müşavirlik’te mali müşavir), Arif Yalçın, Mustafa Akçil, Hayrullah Dağıstan, Mustafa Şimşek, Hamza Yanık, Ali Yazlı (Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi/ AK Parti’den Ümraniye Belediye Meclis Üyesi ve Encümeni), Cahit Demiral, Yasin Kalem.Basın şirketleri: Ali Rıza Esmen, Çetin Altay, Hüdai Bal, (Daha önce Turkuvaz Medya Grubu’nda çalıştı, daha sonrasında TMSF tarafından SHow TV yönetimine atandı.) Fatih İcin, Bilal Koyuncu, Ümit Önal (Turkuaz Medya Grubu’nda reklam grup başkanlığı yaptı. Digiturk Yönetim Kurulu Üyesi) Diğer şirketler: Ali Yazlı, Hayrettin Bıyıklıoğlu, Kemal Yıldır, Yusuf Atmaca, Şahin Dağlı, Özen Pala, Kemal Yıldır, Hasan Ölçer, Mehmet Tunçel, Mehmet Üzer, Nevzat Demiröz (AK Parti Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’ün kardeşi, mali müşavir) Hikmet Keleş, Yasin Kalem, Hamza Yanık, Arif Yalçın.
HUKUKÇULAR, KOZA İPEK GRUBU'NA YÖNELİK KAYYUM KARARINI YORUMLADI
Hukukçular, Koza İpek Grubu'na yönelik kayyum atamasını yorumladı. Av. Hüseyin Uğur Poyraz, atanan kayyumların tarafsız olmaları gerektiğini söyledi. Av. Çağrı Çetin ise, "Bu türden kararlar ekonomi için büyük risk. Hem yerli hem yabancı yatırımcıyı ürkütür" dedi.
Hukukçular, Koza İpek Grubu'na yönelik alınan kayyum atamasını hurriyet.com.tr'ye değerlendirdi:
KAYYUM BAĞIMSIZ OLMAK ZORUNDA
Av. Hüseyin Uğur Poyraz, Türkiye’de, siyasetin hoşuna gitmeyen tüm gruplara karşı, kimi zaman vergi denetimi, kimi zaman TMSF eli ile kimi zaman da ticaret hukukunun bazı hükümlerin etkin bir biçimde işletildiğini söyledi. Av. Poyraz, konu ile ilgili değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Bir şirketin yönetiminin acze düşmesi veya başka bir gerekçe ile şirketi yönetmesi için mahkeme kararı ile kayyuma devredilir. Kayyum, şirketin hak ve alacaklarını iyi yönetmekle mesuldür. Burada kayyumun çok önemli bir görevi var. Hem şirket ortaklarına karşı hem de devlete karşı bağımsız olmak zorunda. Siyasi otoritenin isteği doğrultusunda hareket ederse, kayyum suç işlemiş olur. O nedenle, kayyum atandığı görevi tam bir tarafsızlık ve basiretli bir tacir sıfatı ile yapmak zorunda.”
Av. Poyraz, bu türden kararların, ekonomi için de risk oluşturacağını, başta yabancılar olmak üzere yatırımcıları ürkütebileceğini ifade ederek, “Bunlar sorunlu kararlar. Türkiye’de, siyasetin hoşuna gitmeyen gruplara yönelik, kimi zaman vergi denetimleri, kimi zaman TMSF eli ile, kimi zaman da ticaret kanunun bazı hükümleri uygulanarak el konuluyor. Ancak bunlar son derece riskli durumlar” dedi.
EKONOMİ İÇİN RİSK OLUR
Bu türden kararların, ekonomi için de risk oluşturacağını, başta yabancılar olmak üzere yatırımcıları ürkütebileceğini ifade eden Av. Çağrı Çetin "Ergenekon soruşturması başladığından beri hukuk herkese lazım diyordum. Devam eden soruşturmalara dair yargısız infazlar yapıldı.Yargısız infaz yapmak bir hukukçuya yakışmaz lakin kayyumun atanması haberi karşısında aklıma ilk gelen orda çalışan basın emekçileri oldu.Siyasi bir intikam operasyonu değil, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını dilerim" şeklinde konuştu.
DELİLER SOMUT OLMALI
Av. Yasemin Bal ise konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Savcılığın bu yönde bir karar verebilmesi için ‘aciliyet’ koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir. Soruşturma sırasında tedbir mahiyetinde olabileceğinden Sulh Ceza Hakimlikleri Kanunu kapsamında ve Ceza Muhakemesi Kanunu 133'ncü maddesine istinaden Sulh Ceza Hakimliğince de bu karar verilebilir. Ancak kanun, kayyım atanması kararı verilebilecek suçları teker teker (9 adet) saymıştır” dedi.
Av. Bal açıklamasının devamında “Bu tip kararların çok ciddi bir biçimde incelenerek ve somut delillere dayanarak verilmesi gerekir. Türkiye ticaret yapan çok uluslu şirketleri dahi ürkütür. Bu firmaların binlerce çalışanı yüzlerce tedarikçileri var. Ekonomi için çok ciddi riskler bunlar. Bu durum, hem yerli yatırımcının hem yabancı yatırımcının, Türkiye’ye yatırım yapma konusundaki planlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bu türden kararların, bir süre sonra yargıdan, Türkiye’ye yüklü faturalar çıkararak dönebileceğini de görmek gerekir” dedi.
BÖYLE OLACAĞI BELLİYDİ
Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Doç. Dr Doğan Cansızlar, Koza-İpek Holding ile ilgili kararın şaşırtıcı olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Yargı kararı olduğu için ,diyecek bir şey yok. Kararın gerekçesini görmek lazım. Holding bünyesinde halka açık şirketler olduğu için Kamuyu Aydınlatma Platformuna bildirilmesi gerekir. Zaten uzun süredir sistematik bir kampanya yürütülüyordu. Böyle olacağı belliydi.
Yorum Yazın