MHP’li Taşer’den proaktif belediyecilik çağrısı
MHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Murat Taşer Radyo Ege Postası’nda konuştu. Yıllarca Büyükşehir Belediyesi'nde bürokratlık yapan Taşer, Türkiye’de proaktif (Önceden öngören) belediyeciliğe geçilmesi gerektiğini ifade etti. Taşer, “Bugüne kadar belediyecilik hep statükoculuk üzerinden yürüdü. Artık Türkiye proaktif bir belediyecilikle tanışmalı. Anlamı önceden öngören belediyecilik. Proaktif belediyecilik hayata geçirilmeli… Proaktif belediyecilik acil karar vermeden iyice araştırarak adım atılmasını sağlıyor. Bir şeyi yaptıktan sonra düzeltmek çok daha zor” dedi.
- Ege Postası
- 23.12.2014 - 15:35
METRODA SUÇ BİR TARAFTA DEĞİL
İzmir’de yaşanan ulaşım sıkıntısı ve tartışmalı yeni ulaşım sistemini değerlendiren Taşer, “ İzmir'de en büyük problemlerden biri ulaşım. Ulaşım sadece İzmir değil bütün büyükşehirlerin problemi… Amerika'yı yeniden keşfetmenin anlamı yok. Çok fazla yol yapmak, çok fazla otopark yapmak çözüm değil. Ulaşımın merkeze gelmesini sağlıyor. Çözümü direk sağlıklı toplu ulaşıma yönelik metro ve hafif raylı sistemler. Metro yapımında çok geciktik. Suç bir tarafa atılmamalı. İzmir Büyükşehir Belediyesi metro yapmadı dersek yanlış olur. Haksızlık etmiş oluruz. Merkezi hükümet Ankara'da ve İstanbul'da bazı bölgeleri kendisi üstlendi. İzmir'de bunu yapmadı. Merkezi hükümetin İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte bazı bölümler için takviye yapması gerek. Merkezi hükümet Ankara ve İstanbul'a gösterdiği ilgiyi İzmir'e göstermiyor. Bu stat konusunda da kentsel dönüşüm içinde geçerli…Hafif raylı sistemin metronun mutlaka hayata geçirilmesi gerek. 2015 bütçesinde ESHOT'a ayrılan 652 milyon TL…Başkan’ın ifadesiyle 400 Milyon TL'lik zarar edilecek.Gelir gider dengesi olması gerek. ESHOT'ta bütçe çok kötü…Ulaşım hep zarar eden bir müessesedir. Bu yüzden mutlaka yerel ve merkezi yönetimler tarafından sübvanse edilmelidir. ESHOT’un arayışa girmesi kaçınılmaz. Mevcut bir metro var. Taşıma maliyeti ucuz. Metroya yoğunlaştırıyorlar zarar azalsın diye. Doğru bir hamle ama uygulamada vatandaşa çile getiriyor. Uygulama vatandaşın hayatını zorlaştırıyor. Aziz Kocaoğlu’nun bu durumu görmesi gerek” dedi.
İZMİRLİ CHP VE AKP’YE KENARA ÇEKİLİN’ DEMELİ
CHP ve AK Parti’nin kente yönelik bazı sorunları kriz haline getirdiğini öne süren Taşer, şunları söyledi; “Her iki parti İzmir’de krizlerden besleniyorlar. Çöp sorunu, stat, metro, kentsel dönüşüm kriz haline geldi. İki parti krizden yararlanıyor. Siyaseten buradan besleniyorlar. Beraber çözemiyorlarsa İzmirli bunu çözmeli…İzmirli ‘Kardeşim siz kavga etmekten hizmete zaman bulamıyorsunuz. Bir kenara çekilin’ demeli. İzmir'de iki kutuplu seçim haline getirilen kampanyalar yapılıyor. Ben iddialıyım. Yerel yönetici konusunda yönetici ve idareci olarak Bakan’dan ve Başkan’dan aşağı değilim. Projelerimle kendimi ispat ettim. Vatandaş yapabilirlik konusundan çok iki kutuplu siyaset içerisinde ‘aman AKP gelmesin aman CHP gelemesin’ psikolojisi içindeydi. Çok sayıda vatandaş ‘Size haksızlık ettik’ dedi.”
İNCİRALTI’NDAN GEMİLERLE TAŞINSIN
Kentin tartışmalı konularının başında gelen çöp konusunda hayalindeki projeyi açıklayan Taşer, “ İzmir’de toplam günlük 5 bin ton atık var. 4 tonu çöp, 1 tonu çamur…Kamyonlarla taşınıyor bu atık. Trafik yoğunluğu ve çöplerin kirliği ortada. Ben olsam İnciraltı’ndan gemiye yükler kenti kirletmeden farklı bir noktaya taşırım. Bunun hayata geçirilmesi için teknik adamlarla mühendislerle, vatandaşla paylaşmalısınız. Şurası olmaz burası olmaz siyasi şovdur. Bakanlık ve belediye yetkilileri oturur masaya yatırır ve mutabık kalır. Çöp artık günümüzde enerjiye dönüşüyor. Çöp şehirlerin geliri haline geldi dünyada…İzmir’in çöpü çamurdan dolayı en değerli çöp, bu unutulmasın. Artık vahşi depolama yok” dedi.
PROAKTİF BELEDİYECİLİK
Taşer, Konak Tünelleri projesini değerlendirdi, Türkiye’de proaktif (Önceden öngören) belediyeciliğe geçilmesi gerektiğini ifade etti. Taşer şunları söyledi;
“Yapılan her projenin faydası var ancak projenin sonrasını da düşünmeniz gerek. Tünel, Karabağlar’la Konak'ı birleştiriyor. Konak Tüneli’nin işlevini yerine getirmeniz için, Karabağlar'ı ıslah etmeniz lazım… Karabağlar'ın Gaziemir'e kadar olan bölümünde 11 kırmızı ışık var. Her ışık arası 300 metre. Batçık yapamazsınız, altında ana su isale hattı geçiyor. Teknik olarak da mümkün değil. Işıkları kaldıramıyorsunuz. 5 bin araç günlük sadece havalimanına gidiyor. Havalimanının kapasitesini artırıyorsunuz, günde 50 bin aracın geçeceğini hesap ediyorlar. Oranın halini düşünün. Sağ da sol da kamulaştırma yapamıyorsunuz. Alternatif yol açamıyorsunuz. Konak’tan tünelle geldi araç ama Karabağlar’da tıkandı. O tarafta böyle bir problem var. Üst y ol yapılabilir. Havalimanına giden üst yoldan sıfır ışıkla gitsin. Alt tarafta Karabağlar esnafı ve vatandaşı için düzenlensin. Diğer taraftan Konak çıkışında meydan trafiği eritemez. Denize doğru bir kavisle kavşak yapmanız lazım. Yoğunluğu yedirmeniz lazım.Bu tünel yapılırken ÇED raporu alınmadan alelacele yapıldı. Bu proje herkesin kafasında vardı. Bugüne kadar belediyecilik hep statükoculuk üzerinden yürüdü. Artık Türkiye proaktif bir belediyecilikle tanışmalı. Anlamı önceden öngören belediyecilik. Proaktif belediyecilik hayata geçirilmeli… İZBAN mükemmel bir projeydi yapıldı. İZBAN Örneyköy'ü ,Şemikler'i kesti. Çin Seddi gibi. Şimdi kaldır bakalım ya da yerin altına al bakalım ne kadar sürecek veya yapabilecek misin…Proaktif belediyecilikte acil karar vermeden iyice araştırarak yapılacak her şey. Bir şeyi yaptıktan sonra düzeltmek çok daha zor.”
TALEP ETMEM UYGUN DEĞİL
Genel seçimlerde Milletvekilliği düşünüyor musunu? sorusuna Taşer, şu yanıtı verdi;
“ MHP'de diğer siyasi partilere göre daha farklı işler sistem insanların istemesi çok önemli değildir. İnsanların istenmesi önemlidir. MHP görevi verir. MHP'de milletvekili olabilecek kabiliyette olan insanların formasyonları yeterlilikleri o günkü konjonktürde şartlar ortaya konduğunda o günün şartlarında eğer kimi sahaya sürmek istiyorsa MHP onu araştırır, tartışır ve sonuçta kime nerede ihtiyaç varsa orada bütün teşkilat mücadele verir. Dolayısıyla benim şahsım adına böyle bir talebi benim dillendirmem, talep etmem uygun değil. Başta İl Başkanımız Nejat Bey, İl yönetim kurulumuz olmak üzere, Grupbaşkanvekilimiz Oktay Bey ve Genel Başkan Yardımcımız Ahmet Kenan Bey ve Merkez Yönetim Kurulumuz ile sayın Genel Başkanımız İzmir’le ilgili konular gündeme geldiğinde bize bir ihtiyaç duyulursa bununda bu sahada olması gerekir denirse zevkle ve şevkle bu işi yapmak bizim en büyük görevimizdir. Hayır sen çalışmanın içinde yer alacasın denirse aynı duygularla hareket ederiz. Çalışmanın içinde yer alırız”
GÜÇ ZEHİRLENMESİ YAŞADILAR
İzmir’de 2015 genel seçimlerinde koydukları hedefi de açıklayan Taşer, “ Bizim Hedefimiz İzmir'de her iki bölgeden de 5-5 vekil çıkarmayı hedefliyoruz. Bu da MHP'nin Türkiye'de iktidar olması demek. Çünkü oy oranlarının matematiksel olarak ağırlık ortalaması ortaya koyduğumuz zaman bu da Türkiye'de iktidarı getirir. MHP'ye güven inanılmaz derece de artıyor. Bölgeleri dolaştığımız zaman bunu gözlemliyoruz. Hemen hemen köyler ilçeler bazında herhalde siyasiler içerisinde en fazla dolaşan siyasetçilerdenim hissettiğimiz, gözlemlediğimiz teveccüh var. Teveccühe mashar olacak politikalarla ve propaganda düzeni ile insanlara günü geldiğinde cevap verebilmek. Biz şöyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz. Başta MHP'ye insanlar çok teveccüh gösteriyor. Ama seçim kampanyaları başladığı zaman seçim kampanyaları insanların duygularına hitap ederek MHP seçim kampanya sürecinde biraz geri kalıyor. İki kutuplu seçim haline getiriliyor. Yerel seçimde de ben bunu yaşadım. Yerel seçimde son bir aya gelinceye kadar mükemmel bir şekilde giden MHP'nin çalışmaları AKP'nin burada bir günlük miting yapması taşıma kalabalıklarla yaptığı mitingle insanları ürküttü. Aman bunlar gelmesin CHP'ye oy atalım aman CHP gelmesin diye bir sıkıntılı süreç yaşadık. Şimdi iyi niyetli alnı secdeye değen insanlarımız ihlasla bunlar çarpmazlar, çalmazlar diye oy verdiler. Şimdi AK Parti 3Y ile yolsuzlukla, yoksullukla ve yasakla mücadele için yola çıktı bugün geldiği noktadaysa Yolsuzlukta dünya şampiyonu oldular. Yoksulluk alabildiğine doludizgin gidiyor. Yasaklar da artarak artık sansür noktasına geldi. Gazete basımlarına kadar , gazetecileri alıp tutuklamasına kadar ilerledi. Türkiye'de insanların haber alma özgürlüğü çokta sağlıklı değil. Gelinen son nokta bu acı ama gerçek. İnsanlar iyi niyetle oylarını verdiler yüzde 50 gibi oranda insanlar oy attı. Bunlar güç zehirlenmesi yaşadılar” diye konuştu.
Yorum Yazın