Maden çocukları yalnız değil!
Soma faciasında 14 şehit veren Köseler Köyü’ndeki madenci çocuklarının sessiz çığlığını işiten İzmir Büyükşehir Belediyesi, bölgede çok önemli bir sosyal proje yürütüyor. Hem de sessiz sedasız… Kısa süre içinde köye bir anaokulu kuran ve sağlık taramaları başlatan Büyükşehir Belediyesi, küçük yürekleri karanlıktan aydınlığa çıkarıyor. Şimdi sırada çocuklar ve kadınlara yönelik eğitim ve sosyal etkinlik programı var. Benzer bir program, 11 madencinin şehit olduğu Elmadere köyünde de uygulanacak.
- Ege Postası
- 01.06.2014 - 08:46
Psikolog desteği
0 – 6 yaş grubu 22 çocuk ile ilkokula giden 35 çocuğun yararlandığı eğitim programında ilkokul çocukları için de etüt hizmeti veriliyor. Etüt öğretmeni, çocukların derslerine yardımcı oluyor, yabancı dil öğretmeni ise İngilizce eğitim veriyor. Eşrefpaşa Hastanesi doktorları da çocukları göz muayenesi ile ağız ve diş taramasından geçirdi; diş fırçası ve macun dağıttı. Bu haftadan itibaren de Eşrefpaşa Hastanesi’nden görevli uzman bir doktor, haftada bir gün çocuklarla bir araya gelerek yaşanan facia sonrası oluşabilecek travma sonrası stres bozuklukları, kaygı tepkileri, şiddetli üzüntü, yas, depresyon ve diğer duygu durum bozukluklarını azaltmaya çalışacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı da bölgedeki çocuklara ve kadınlara yönelik eğitim ve sosyal etkinlik programı başlatacak. Benzer program 11 madencinin şehit düştüğü Kınık’ın Elmadere Köyü’nde de uygulanacak.
Ne kadar kalmamız gerekiyorsa kalacağız
13 Mayıs’ta yaşanan maden kazasının ardından en çok şehit verilen köylerde “ne yapabiliriz'’diye düşündüklerini ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla çocuklara öncelik verdiklerini belirten İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı, “Yapabildiğimizin en iyisini yapalım dedik. İZELMAN şirketi olarak 8 ana okulumuz, 600’e yakın öğrencimiz var. Bu tecrübemizle yola çıktık. Yaşanan travmalar özellikle 0 – 6 yaş grubu çocukların hayatında şu an fark edilmese bile ileriki yaşlarda büyük etkilere neden oluyor. Bir hafta gibi kısa bir sürede Milli Eğitim Müdürlüğü ve ilçe kaymakamlığından destek alarak köyün okulunda bir sınıfı düzenledik. Tüm eğitici malzemelerimizi, öğretmenlerimizle birlikte buraya taşıdık. Çocuklarımızı stres ortamından uzak tutuyoruz, ilkokul birinci sınıfa hazırlıyoruz. İleride bir çocuğumuzu yaşadığı travmadan kurtarmış olursak, bundan büyük gurur duyarız” diye konuştu.
Köy çocukları ile ailelerinin çok kısa sürede okula uyum sağladığını söyleyen Kırmızı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklarımız burada çok mutlu. Aileler gönül rahatlığı ile sabah saatlerinden itibaren çocuklarını bize emanet ediyorlar. Bir ay sonra onlardaki gelişimi görecek ve daha mutlu olacaklar. Çocuklarımızla birlikte olacak psikologun görüşleri doğrultusunda, ne kadar kalmamız gerekiyorsa o kadar kalacağız.”
Yorum Yazın