Meclis’ten onay geldi: Kültürpark planları yola çıktı
İzmir Büyükşehir Belediyesi Şubat ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci oturumu uzun soluklu geçti. Selzede vatandaşlara yapılacak olan yardımlardan Boğaziçi eylemlerine kadar birçok konunun görüşüldüğü mecliste alınan en önemli karar ise Kültürpark Koruma Amaçlı İmar Planı’nı oldu. Komisyonlardan oy birliğiyle gelen planlar mecliste de oy birliği ile kabul edildi.
- Ege Postası
- 08.02.2021 - 20:55
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Şubat ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in idaresinde gerçekleştirildi. Menderes’te yanlış isim verilen ve kamuoyunda tepkiyle karşılanan sokağın adının değiştirilmesi, Alsancak Garı önündeki battı çıktı ve selzede vatandaşlara yapılacak maddi yardım konularının konuşulduğu geldiği meclise, kamuoyunda uzun süredir tartışılan ve toplumun bir kesiminin karşı çıktığı Kültürpark Koruma Amaçlı İmar Planı damgasını vurdu.
Öte yandan son haftalarda Türkiye gündemine damgasını vuran Boğaziçi tartışmaları, meclise de yansıdı ve AK Parti ve CHP grupları arasında ipleri gerdi.
Meclis başlangıcında geçtiğimiz hafta atama haberleriyle büyük tepki toplayan Tarımsal Projeler Şube Müdürlüğü Sosyolog kadrosunda bulunan Şevket Meriç’in, 1. derece Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı kadrosuna ataması hususunda bilgilendirme yapıldı.
SOKAK HATASI MECLİS’TEN DÖNDÜ
Geçtiğimiz ay yazım hatasıyla gündeme gelen Menderes-Ata Mahallesinde bulunan “Fatih Sultan Mehmet Paşa” isimli yolun adı, talebi meclis üyelerinin oy birliği kararı ile adı “Fatih Sultan Mehmet Han” olarak değiştirildi.
BATTI ÇIKTIYA MECLİSTEN OY BİRLİĞİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in seçim vaatlerinden biri olan battı çıktılar arasında yer alan Alsancak Garı önündeki alt geçit için ilk adım atmaya hazırlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis gündeminde yer alan “Konak ilçesi, Mimar Sinan Mahallesi, Liman Caddesi, Atatürk Caddesi, Vahap Özaltay Meydanı ve Şair Eşref Bulvarı üzerinde planlanan Vahap Özaltay Alt Geçit Tünel Altyapı Çalışmaları İşi” kapsamında proje alanında bulunan Dağıtım Varlıklarının deplase edilmesi” hususu da meclis gündemine getirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında imzalanmak üzere hazırlanan ve önerge ekinde yer alan “Protokoller” komisyonlardan oy birliği ile gelirken mecliste de oy birliği ile kabul edildi. Meclis'ten de komisyonlardan geldiği şekilde oy birliği il geçen madde sonrası, ilk battı çıktı için önemli bir viraj geride bırakılmış oldu.
KÜLTÜRPARK PLANLARINDA OY BİRLİĞİ
Gündem maddeleri arasında, Kültürpark Platformu’nun haftalardır karşı çıktığı ve İzmir kamuoyunda uzun süredir tartışılan Kültürpark Koruma Amaçlı İmar Planı’nın kabulü de meclis üyelerinin oylarına sunuldu.
Konuya ilişkin söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, planın hazırlanması hususunda İzmir’in dinamiklerinin görüş ve önerilerinin dikkate alındığının altını çizerek, “Kültürpark İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi ve İzmir için son derece önemli bir konu. Uzun zaman basında tartışıldı. Burası 2. derece doğal sit ana ve tarihi sit değeri olan yapılara da sahip. Biz 31 Mart’ta göreve geldiğimizde öncesinde imar planlamaları yapılmıştı. Fakat kamuoyunda çok tartışıldığı inç biz toplumun dinamiklerinin, STK ve odaların görüşlerini almak istedik. Yaklaşık 16 ay süren toplantılarda görüşler alındı ve ortak bir rapor oluşturuldu. Meclise geldiğinde de en fazla İhtisas Komisyonu değerlendirmişti. Hukuk Komisyonu da yönetim ve işletim planının da meclis gündemine gelmesi koşulunu sunmuştu. Burada yönetim ve işletim planının da belediye gündemine gelmesini ve birinci bölge kültür varlıklarını koruma müdürlüğünden de onaylanmasını istedi. Birlik ve beraberlikle hareket ediyoruz. İmar komisyonu da burada hafızalara yer eden isimler olduğunu söyledi. Bu isimlerin de korunması şartıyla kabul edildi. Kültürpark’ta yapılması gereken yapılarda yüzde 5 emsal getirdik. Dolayısıyla yapılaşma bugünkünden az olacak. Holler de 12 bin metrekareye alınacak. Buradaki bitki örtüsü, eğlence ve kültür hayatına ait tüm değerler korunacak. İzmir’in tüm dinamikleriyle yol alarak verdiğimiz bir karar oldu” dedi.
Gündem maddesine ilişkin konuşan AK Parti Sözcüsü Hakan Yıldız ise; “Bu konuyu tartıştık. Geçen ay bazı kaygılarımız vardı. Bu konu kamuoyunda da hala tartışılıyor. Bizim üzerinde durduğumuz noktalardan biri plan notları içerisindeki bazı notların kesinleşmemiş olması. Bazı belirsizlikler vardı. Yeşil alanların korunması, yapılaşma gibi… Bizim asıl endişemiz meclis gündemine gelmeden geçmesi durumundaydı. Süreç anlamında çok imkan olmadığını görüyoruz. Bunlar d tartışmaları getiriyor. Metrekareyi düşüyoruz ancak nasıl bir yerleşim olduğu konusunda endişeler var. Celal Atik'in korunması yönünde bir irade koyduk ortay ancak doğrusunun yapının yıkılıp yeniden yapılması gündeme geldi. Esasında toplumda tartışılan konulara da baktığımızda bazı maddeleri kesinleştirerek vermiş olsaydık bu tartışmaların da olmayacağı kanaatindeydim. İzmir'in yeşil anlamında daha kullanışlı ve faydalı noktaya dönmeli Kültürpark. Biz grup olarak bugüne kadar koyduğumuz tavrın devamını da getirmek açısından bir değişiklikleri oy birliği ile yapıyoruz” diye konuştu.
“KÜLTÜRPARK GÜÇLÜ BİR ANAYASAYA KAVUŞMUŞTUR”
Konuşmaların ardından bilgilendirme yapan Başkan Soyer, şunları söyledi; “31 Mart’ta yapılan yerel seçimin ardından belediyemizce Kültürpark’ta yaklaşık 42 hektar kentlilerce kullanılan kent merkezindeki alanlar da dikkate alınarak ortak akılla karar verilmesi amacıyla sürecin tekrar yürütülmesine karar verildi. Bu doğrultuda belediye başkanlığımızca söz konusu sürecin tamamlanmasına ilişkin adımlar atılmasına karar verilmiştir. Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra ilgili meslek odaları ile de görüşülmüş; Koruma Amaçlı İmar Planı da dikkate alınarak plan çalışmasının yürütülmesi amacıyla ilgili meslek odaları ve teknik ekiple görüşülmüştür. Bu kapsamda 11 ayrı toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda alana ilişkin görüşler alınmış, ayrıca meslek odalarımızca ilave analiz çalışmalarının yapılması karar verilmiştir. Bu kapsamda ilgili uzmanlarca Kültürpark faunası, kent ekosistemine etkileri, taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi, yapı envanteri, mimari dokuları, heykelleri, kullanım ve kullanıcı portföyünün tespiti, acil toplanma alanı gibi başlıklarda bilimsel raporlar hazırlanmıştır. Koruma Amaçlı Plan kararı doğrultusunda alanın Tarihi Varlıkları Koruma Kurulu’nun önerileri de dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Kültürpark Alanı’nın ikinci derece doğal sit alanı olmasının yanı sıra aynı zamanda tarihi sit alanıdır. Kültürpark Taşınmaz Kültür ve Tabiat Koruma Varlıkları Yüksek Kurulu’nun kararı ile ilk sergi alanı olması, Cumhuriyet döneminde kurulan milli bir değer olması nedeniyle tarihi sit alanıdır. Koruma Amaçlı planlardan birinin fuar içi sergileme faaliyetlerini gerçekleştirmek olduğu ve İhtisas Fuarları Gaziemir’deki yeni fuar alanına taşınmışsa da, tarihi sit niteliğini taşıyan Enternasyonal Fuarı’nın bu alanda devam etmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda alanın tarihsel kimliğine uygun bir biçimde fuar, kültürel ve sportif işletmelerinin devamının sağlanması amaçlanmış ve mevcut plandaki yapılaşma oranı azaltılarak, Kültürpark Alanı; fuar, festival ve panayır alanın tamamı için emsal 0.05 olarak belirlenmiştir. Yeşil alanların yanı sıra, kültür, sanat, spor, eğlence, dinlence, sosyal tesis gibi fonksiyonları yer alacak şeklinde planlanacaktır. Mevcuttaki 27 bin metrekare olan taban alanın azaltılarak bu bölgede taban alanı 12 bin metrekare ve Celal Atik Spor Salonu’nun tabanının 6 bin metrekare olacak şekilde uygun görülmüştür. Böylece bir taraftan tarihsel kimliği yansıtacak şekilde yapılması ve fuar faaliyetlerinin devam etmesi, diğer yandan Celal Atik Spor Salonu’nun yenilenmesi amaçlanmıştır. Özetlediğimiz süreçlerde emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. İzmir’in belki de en değerli tarihsel miraslarından biri olan Kültürpark böylece sağlam, güçlü bir anayasaya kavuşmuştur.”
Başkan Soyer’in de plana ilişkin yaptığı bilgilendirmenin ardından Kültürpark Koruma Amaçlı İmar Planı, meclisten oy birliği ile geçti.
SELZEDE VATANDAŞLARA MADDİ YARDIMA ONAY VERİLDİ
İzmir’de meydana gelen sel felaketinde maddi kayıp yaşayan ve mağdur olan vatandaşlara İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından; konutları zarar gören vatandaşlara asgari 2 bin lira, azami 12 bin lira, iş yerleri hasar gören vatandaşlara ise asgari 2 bin lira, azami 15 bin lira maddi destek sağlanması hususu “acil” kaydıyla Bütçe ve Hukuk Komisyonunda görüşüldü ve söz konusu önerge meclisten oy birliği ile geçti.
“İZMİR’İN ALTYAPI VE ULAŞIM KONULARI ÇALIŞILMALI VE GELİŞTİRİLMELİDİR”
Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özuslu, geçtiğimiz hafta yaşanan sel felaketine ilişkin yapılan ve seli İzmir’in altyapı eksikliğine bağlayan konuşmalara yanıt verdi. Özuslu, “Türkiye’nin bütün illerinde atık su ve yağmur suları aynı hat üzerinden iletilir. İzmir tek il değildir. Ayrı hatların yapılması gerekir doğrudur ve biz de yapıyoruz. Birçok felaketle sınanıyoruz. Sekiz saatte 126 kg su düşüyor metrekareye. Yıllık ortalamada 717. 8 saatte bunun yüzde 18’i İzmir’e yağıyor. Yağsın berekettir. Ama aynı zamanda bu yağışların bu şekilde iklim krizinin yol açtığı yağışların kentsel dönüşmenin altında yatan gerçeğin görüşmesi gerekiyor. Biz sellerin azalması için İZSU olarak yatırım da yapıyoruz. Ayrıştırılmasıyla ilgili 68 km yağmur suyu ayrıştırma altyapısı yapılmıştır. Ne diyoru? İzmir’in altyapı ve ulaşım konuları çalışılmalı ve geliştirilmelidir. İzmir yaşanabilir kent haline getirilmelidir” dedi.
ÖZUSLU’DAN BOĞAZİÇİ MESAJI
Boğaziçi’n protestolarına da değinen Özuslu, “Benim asıl canımı yakan ve üzen şey sadece İzmir'in değil hepimizin problemi. Ben 15 yaşındaydım. Lise duvarların Hasan Tan ODTÜ’ye rektör olarak atanamaz diye afiş asıyordum. Yıl olmuş 2021 atanmış rektör sorunu hala devam ediyor. Hep konuşuyoruz. Hak aramak, muhalefet etmek, itiraz etmek demokrasinin gereğidir. İktidar olacak ama iktidar kadar muhalefet de olacak. İktidarlar muktedirdir. Şu anda AK Parti iktidar sürmektedir ve muktedirdir. Ama her muktedir, o muktedirliğin kendisine verdiği gücü doğru kullanmalıdır. Bugün, mağrur olanlar ve kibirli davrananlar geçmişte mağdurlardı. Bir şiir için cezaevinde yatmıştı cumhurbaşkanı. Mağdurdu ve buna itiraz ediyordu. Çünkü eğer demokrasi diyorsak söz hakkı ve ifade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu kısıtlanmamalıdır. Bugün Boğaziçi Üniversitesi’nde o öğrencileri anlamazlıktan gelirseniz ve onları dinlemezseniz, onları kategorize edip damgalarsanız bu ülkeye bir hayır gelmez. Bu ülkenin en değerli evlatları var orada. Orada her görüşten insan eğitim görüyor. Başbakan çıktı o üniversiteden. Beyza Buldan… Buca’da bir öğrenci arkadaşımız sabaha karşı polisler evine gidiyorlar ve karga tulumba kızımızı evinden alıp İstanbul’a götürüp mahkemeye çıkartıp tutukluyorlar. Biz elbette suçlunu yanında olamayız. Şiddetin ve terörün de yanında değiliz. Ama barışçıl bir hak arama yöntemiyle hak aranıyorsa ve iktidarın hoşuna gitmeyen şeyler söylüyorlar diye onları ‘terörist’ diye yaftalamak yerine anlamaya çalışmak bu ülkemizin geleceği için gereklidir” diye konuştu.
HIZAL’DAN SEL VE BOĞAZİÇİ YORUMU
Özuslu’nun ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, yaşanan sel felaketi ve Boğaziçi eylemlerine ilişkin şunları söyledi; “Bugün konuşmamız gerek konu İzmir’in altyapı sorunları. Biz genel meclislerde İzmir’i konuşalım. İzmir’i iyi bir noktaya nasıl getiririzi konuşalım. 30 Ekim’de deprem hadisesi yaşandı. O gün çıktık ve ‘Bu şehrin en temel sorunların biri kentsel dönüşüm ve deprem’ dedik. Bir deprem gerçeğimiz var. Bu şehirde deprem her an gerçekleşebilir. Sonra aradan 3-4 ay geçti. Bir yağmur yağdı. O gün iki vatandaşımız kaybettik ve kentteki bütün dereler taştı. Belki binlerce iş yerini ve konutu su bastı. Sonrasında özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer kurum çalışanları acı hadisenin acılarının bir an önce ortadan kaldırılması için çaba sarf ettiler. Sizin ‘dirençli şehirler’ diye bir sözünüz var. Dirençli şehir acı hadisenin ardından acıların silinmesi değildir. Dirençli şehir demek, felaketlerin en az zarar verdiği şehirdir. 2013 yılında bu şehre bir yağmur yağdı. O gün yağan yağmur sonrasında Tepecik’teki İtfaiye Daire Başkanlığı alanı sular altında kaldı. Araçlar da oradaydı. Milyonlarca lira zarar edildi. Biz o gün eleştirdik. 'İzmirlilere yardım edecek olan itfaiye yardıma muhtaç' dedik. Aradan sekiz yıl geçti. İki ay kadar önce yine aynı yer, sular altında kaldı. Aradan iki hafta geçti yağmur yağdı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı alanı sular altında kaldı. Tek fark neyd? Bu defa önlem alındı ve araçlar oradan çıkarıldı. Yine yardıma gitmesi gereken itfaiye yağmura muhtaç hale geldi. Daha önce yağan yağmur bunun kadar etkili ve şiddetli değildi. İzmir'in altyapı durumu bu. 2013 yılından 2021 yılına geldiğimiz noktada altyapının durumu ortada. Başka şehirlerde ne olduğu konumuz değil. Biz başka şehirlerde yaşamıyoruz. Biz İzmirlileriz. Bunu eleştireceğiz. Bunu her eleştirdiğimizde bize ‘Afetten siyaset üretiyorsunuz’ gibi bir saçma bir argümanla geliyorsunuz. Biz afetten siyaset yapmadık yapmayacağız. Ama var olanı konuşmayacak mıyı? 2019 yılında toplamda 60 km ayrıştırmanın yapıldığını ve bunun yetersiz olduğun söyleyeceğiz. Bunda yanlış olan bir şey yok. Biz söyleyeceğiz siz düzelteceksiniz. Hani İzmir Körfezi’ni temizlemek için özel çabaya gerek yok kirletmesek yeterd? Biz öyle olmayacağını söylemiştik. Dereleri temizliyoruz demiştiniz. O derelerin tamamı yağmurda taştı. Nedeni de o derelerin tamamen temizlenmemesi. Ben daha önce de söylemiştim. İyi belediyeciler ve gerçek belediyeciler yatırımı yerin altına yapar. 2021 yılında İzmirliler yine suların altında kaldı. Biz bunları söylemeliyiz.
Mustafa Bey İzmir’de olmayan bir konuya girdi. Bugün Boğaziçi Üniversitesinde yapılan rektör atamaları ya da rektör belirleme usulü Türkiye’nin herhangi bir üniversitesindeki rektör atamasından farklı değil. Usullere uygun bir atama. Bu atama ya da belirlemeye elbette ki karşı çıkılabilir. Elbette ki eleştirilir ve karşı çıkılır. Teröre bulaşmadığı müddetçe de yasal anlamda hiçbir noktada sıkıntı yaşanmaz. Ne zaman teröre bulaşır o zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin yasaları neyi gerektiriyorsa o yapılır. Bugün Tarımsal Daire Başkanlığı’na bir atama yapıldı. Bir sosyolog arkadaşımız. Bana göre yanlış. Bir taraftan tarımdan bahsedeceksiniz bir yandan da başkanlığına sosyolog alacaksınız. İZSU’nun başındaki kişi ziraat mühendisi. Ziraat Odası o makamı basarsa ne tepki vereceksini? Bugün Boğaziçi üniversitesinde yaşan budur. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir kurumunu hiç kimse hiçbir gerekçeyle işgal edemez. Ederse yasal mevzuat neyi gerektiriyorsa onunla karşılaşır.”
“İFADE VE PROTESTO ÖZGÜRLÜĞÜ ANAYASAL HAKTIR”
Hızal’ın sözlerine cevaben söz alan Kökkılınç, Bir alanda çalışmak için illa ki ilgili üniversite ya da bölümden mezun olunması gibi bir şart olmadığını ifade ederek Meriç’in atamasını savundu ve “Emniyete gittiğinizde emniyet görevlilerini ya da polislerin edebiyat ya da fen fakültesi mezunu olduğunu görürsünüz. Bu bir ölçü değil. Bu arkadaşımız yıllarca bu alanda çalışmış. Bu nedenle kendisine karşı yapılan suçlamalar asılsızladır Bunun yanında Boğaziçi’ne yapılan atamayla belediyeye yapılan atama arasında büyük fark vardır. Üniversiteler bilim üretir, araştırı. Bu nedenle belediyelerle kıyaslanması çok akla mantığa uygun değil. İfade ve protesto özgürlüğü anayasal haktır. Bu nedenle öğrencilerimiz sadece anayasal haklarını kullanmışlardır. Terörle bağlantıları var mıdır araştırılır ama herkesi terörle suçlamak da olmaz. Şimdi altyapı konusuna gelelim. Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız 81 ilde iklimsel değişiklikle mücadele için rapor hazırlanması gerekir diyor. Biz İzmir’i diğer kentlerden ayrıştırmıyoruz. Bizim bu konuya diğer illerle birlikte yaklaşmalıyız. Diğer illerin de altyapı konusuna aynı şekilde yaklaşması gerekiyor. Ayrıca yapılaşma sorunları da bu gibi felaketlere neden olabilir. Ayrıca geçtiğimiz hafta yaşadığımız felaket son 100 yıldaki en büyük 3. felaketmiş. Biz zararların azaltılması için elimizden geleni yaptık. Bu nedenle siyaset üretilmemeli. Nasıl ki depremde imar konusunda birlikte yol aldıysak altyapı konusunda da aynını yapalım” dedi.
SOYER’DEN İZMİRLİLERE SÖZ
Yaşanan Boğaziçi tartışmalarının ardından araya giren Başkan Soyer, meclisi İzmir ile kapatacağını söyledi ve “İzmir halkı belediyesiyle iftihar edebilir. Pandemiyi, arkasından sel, deprem ve birçok felaket yaşadık. İzmir halkı dertlerine derman olan bir belediye olduğunu gördü. İlçe belediyeleriyle birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi bütün felaketlerin altından kalkmıştır. Dirençli kent budur. Dirençli kent başa gelen felaketlerdenken en az hasarla çıkmaktır. İklim krizi dünyanın her yerinde var. İlkim kriz her an başımıza gelecek felaketlere gebedir. Biz 50 bin insanın sokakta kaldığı depremde 30 günün sonunda herkesin başını sokacak bir yuvaya kavuşturduk. Selzede vatandaşlarımız için de 7 milyon liralık bir hasar tespiti yapıp vatandaşlarımızın mağduriyetini giderecek tedbirler aldık. Atık sularımızın yüzde 97’sini arıtıyoruz. Elbette var eksiğimiz ama hepsini teker teker halledeceğiz” diye konuştu.
Yorum Yazın