Mithat Sancar'dan Bahçeli'ye; Anayasa Mahkemesi'ni tehdit ediyor
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrasına bırakmayı görüşecek midir? HDP kapatılmalıdır hem de vakit kaybetmeksizin bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır" sözlerine, "Anayasa Mahkemesi’ne talimatlar gönderiyor. Bırakın talimatları Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyor. Açık ve net bir şekilde şantaj yapıyor. Artık Anayasa diye bir şey kalmadı. Apaçık bir şekilde Anayasa’yı ihlal etme, bırakın ihlal etmeyi ayaklar altında alma konusunda en ufak bir çekinmeleri yok. Çünkü kurtuluşları hukuksuzlukta, zorbalıktadır. Diyor ki ‘Eğer bu kararı derhal HDP aleyhine almazsanız, yani bu talebi reddetmezseniz hainsiniz.’ Şimdi yargıya bundan daha açık bir tehdit olabilir mi? Bu sadece MHP’nin sözü, söylemi olarak anlaşılmamalıdır. Bu iktidarın politikasıdır" diye karşılık verdi.
- Ege Postası
- 24.01.2023 - 15:41
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, TBMM’de grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sancar, seçimleri işaret ederek, "Gidişlerinin nasıl muhteşem olacağını anlatmaya bile gerek yok" dedi.
Seçim tarihi 14 Mayıs olarak söylendiğini hatırlatan Sancar, "Bu seçim kararının açıklanacağı an Cumhurbaşkanı’nın görevden affını isteme anına dönüşecektir. Seçimlerde de halk en büyük kararı verecek ve bu düzene noktayı kalın bir şekilde koyacaktır" diye konuştu.
Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“GİDİŞLERİNİN NASIL MUHTEŞEM OLACAĞINI ANLATMAYA BİLE GEREK YOK: Zorlu olduğu kadar umutların ve heyecanın da giderek yükseldiği atmosferde seçim sürecine hazırlanıyoruz. Hayatımızı, umudumuzu, geleceğimiz, ekmeğimizi ve sabrımızı tüketmek isteyen bu iktidar düzenini, bu rejimi bir an önce gönderecek olmanın hayali bile o kadar güzel ki. Gidişlerinin nasıl muhteşem olacağını anlatmaya bile gerek yok. Milyonlar hak ve özgürlük meşalelerini yakmışlar, o güzel günü bekliyorlar. O ana doğru kararlılıkla yürüyorlar. Kutsal bir yürüyüş bu ve başarıyı mutlaka getirecek bir güçlü irade bu.
BU SEÇİM KARARININ AÇIKLANACAĞI AN CUMHURBAŞKANININ GÖREVDEN AFFINI İSTEME ANINA DÖNÜŞECEKTİR: Seçim tarihi aşağı, yukarı netleşti. AKP Genel Başkanı, 14 Mayıs olarak açıkladı. Bugüne kadar zamanında olacak diyordu seçimler. Her sözü ve çıkışı gibi bundan da caydı. Şimdi 14 Mayıs’ı belirlediklerini söylüyorlar. Bizler, HDP, ittifaklarımız, halkımız hangi tarihte yapılırsa yapılsın bu seçime her türlü açıdan hazırız. Bu seçim kararının açıklanacağı an Cumhurbaşkanı’nın görevden affını isteme anına dönüşecektir. Seçimlerde de halk en büyük kararı verecek ve bu düzene noktayı kalın bir şekilde koyacaktır.
BU DÜZENİ SÜRDÜRMEK İÇİN BU SEÇİMLER ONLAR İÇİN HAYAT MEMAT MESELESİDİR: Bu seçim bir rejimi oylama seçimi olacaktır. Sömürü, baskı, inkâr, savaş ve talan üzerine kurulu rejimi hak, özgürlük, emek, demokrasi, barış ve adalet üzerine kurulu bir gelecek mi istiyoruz işte bu seçimlerde oylayacağımız şey budur. Bizim yolumuz belli. Mevcut iktidar ve onun oluşturmaya çalıştığı rejim, seçimlere sadece birer siyasi parti olarak girmiyorlar. Ele geçirdikleri devleti, emirlerindeki yargıyı, güvenlik aygıtını, partizan kurumlarını, çetelerle iltisaklı yapı ve bürokrasilerini, yolsuzluk ve sömürü sistemlerini seçimlere sokuyorlar. Sandıklardan çıkarmak istedikleri düzen, savaş, sömürü, yalan, talan, çete ve mafya düzenidir. Türkiye’yi uluslararası mafyaların cirit attığı bir ülkeye dönüştürdüler. Koskocaman bir suç imparatorluğu yarattılar. Bu imparatorluk, derin sömürü çarklarını bileyerek işletmek için her an canlı tutulmak isteniyor. İşte bu düzeni sürdürmek için bu seçimler onlar için hayat memat meselesidir.
OYNAYACAKLARI, OYNAMAK İSTEDİKLERİ HER TÜRLÜ OYUNU BOŞA ÇIKARACAK GÜCE SAHİBİZ: Onların seçiminde halk yok. Yoksullar, kadınlar, gençler yok. Bu ülke yok aslında onların seçimlerinde. Sadece bir tek şey var, kendi saltanatları. Halkın ve ülkenin üzerine karabasan gibi çöktükleri kötülük düzenini sandıktan da çıkartmak istiyorlar. Darbeci, kayyum, gaspçı rejimlerini seçime sokuyorlar. O yüzden bu seçimler çok çetin bir mücadeleye sahne olacaktır. Biz her türlü zorluğa hazırız. Oynayacakları, oynamak istedikleri her türlü oyunu boşa çıkaracak güce sahibiz. Buna biz inanıyoruz, milyonlara buna inandırmak da hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur.
BU DÜZENİ DE BU REJİMİ DE DURDURACAĞIZ, DEĞİŞTİRECEĞİZ, BU İKTİDARI DA GÖNDERECEĞİZ: Biz ortak irade ile ve en güç birliği ile onlar karanlığı sürdürmek istiyorlar, biz bu ülkeyi aydınlığa taşıma kararlılığı ile yürüyoruz. Bunu başaracağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mutlaka başaracağız. Bu düzeni de bu rejimi de durduracağız, değiştireceğiz, bu iktidarı da göndereceğiz. Bundan şüpheniz olmasın.
ASGARİ ÜCRET OCAKTAKİ ZAMLARLA BİRLİKTE ERİDİ: Durmadan vergi affı getiriyorlar. Kendi yandaşlarını kurtarmaktır dertleri. KYK borçlusu milyonlarca genç var. ‘Faizler silindi’ yalanı yatsıya bile yetişmedi. Milyonlarca genç, halen binlerce lira anapara ve faiz borcunun altında ezilmektedir. Adliye saraylarını icra dosyası deposuna dönüştürdüler. Milyonlarca kamu emekçisi, yıllarca talep ettiği 3600 ek gösterge hakkına erişemedi. Aralık ayında açıkladıkları 8 bin 500 TL asgari ücret, ocaktaki zamlarla birlikte eridi, daha eriyecek.
EYT’LİLERDEN ESİRGENEN PARA, BU DÜZENİN YALAN VE KARA PROPAGANDASINA HARCANIYOR: EYT sözü verdiler. Geciktiriyorlar. EYT’lilere bir an önce bağlanması gereken maaşların üzerine çöküyorlar. Emekliden, emekçiden, dar gelirliden, yoksullardan, çocuklardan, EYT’lilerden esirgenen para nereye gidiyor biliyoruz. İşte bu düzenin yalan ve kara propagandasına harcanıyor. Trol ordusuna harcanıyor. En büyük kalem savaş politikalarına. Bu iktidar savaş politikaları ile ayakta kalmaya çalışıyor.
UMUT BURADADIR, GELECEK BİZİZ: Bu ülkede et bile ne hazindir ki bir karne hediyesine dönüştü. Bir damacana su, 50-60 TL oldu. Ama bunlarda yüz yok ki bu gerçeği görsünler ve bu politikaları geliştirsinler. Bu seçimlerin en kritik noktası bu. Hakikatler ile yalanlar arasındaki ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik iktidar manipülasyonlarına karşı hakikatleri tüm çıplaklığı ile ortaya koymak. O nedenle ittifakımız hakikat siyasetinin ittifakıdır. Bu ülkenin haklarına hakikatleri anlatma ittifakıdır. Hakikatler ile yol alarak geleceği demokrasi, adalet, barış, emek üzerine kurma ittifakıdır. O nedenle umut buradadır, gelecek biziz.
TÜM TÜRKİYE HALKLARININ ÖNÜNDE UĞUR MUMCU’YU SAYGIYLA, RAHMETLE ANIYORUM: İktidarın bu ülkede kalıcılaştırmak istediği rejimin diğer ayağı da bu işkence ve cezasızlık politikasıdır. Bugün Uğur Mumcu’nun hunharca katledilişinin 30’uncu yıl dönümü. Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde hedef gösterilerek karanlık güçler tarafından kalleşçe katledildi. Karanlık diyorum ama doğrusu karanlık değil. Karanlıkta bırakılan. Biz katillerin ve bu katliam planlarının nerede, nasıl pişirildiğini ve hayata geçirildiğini biliyoruz. Aradan geçen bunca yıl sonunda yargılamalar toplumun hiçbir kesimini tatmin etmedi. Şimdi de zaman aşımı tehlikesi söz konusu. Buradan tüm Türkiye halklarının önünde Uğur Mumcu’yu saygıyla, rahmetle anıyorum. Söz veriyoruz, bu karanlıkları mutlaka bitireceğiz. Aydınlığı her alana hâkim kılacağız. Ape Musa… (Musa Anter) O da karanlık güçler tarafından hedef gösterildi. Aynı senaryolar sonucu katledildi. 20 Eylül 1992 tarihinde. Rehberimiz, öğretmenimiz, üstadımız, mamostemiz (Kürtçe: öğretmen) Ape Musa cinayeti karanlığa gönderildi. Zaman aşımına uğratıldı. Ape Musa sana da söz veriyoruz, senin mirasını yaşatacağız ama bu karanlığı da mutlaka aydınlatacağız.
YARGIYA BUNDAN DAHA AÇIK BİR TEHDİT OLABİLİR Mİ: Bugün iktidarın küçük ortağı buradan esti, gürledi yine. Anayasa Mahkemesi’ne talimatlar gönderiyor. Bırakın talimatları, Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyor. Açık ve net bir şekilde şantaj yapıyor. Artık Anayasa diye bir şey kalmadı. Apaçık bir şekilde Anayasa’yı ihlal etme, bırakın ihlal etmeyi ayaklar altında alma konusunda en ufak bir çekinmeleri yok. Çünkü kurtuluşları hukuksuzlukta, zorbalıktadır. Ne diyor bugün, Anayasa Mahkemesi neyi görüşecekmiş 25 Ocak’ta… Seçimlerin adil ve demokratik geçebilmesi için bizim hakkımızdaki kapatma davasının seçimler sonrasına ertelenmesini istedik. Bunu kendimiz için değil Türkiye’deki bütün demokrasi güçleri, adalet ve özgürlük, emek ve barış idealleri için istiyoruz. Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyor, diyor ki ‘Eğer bu kararı derhal HDP aleyhine almazsanız, yani bu talebi reddetmezseniz hainsiniz.’ Şimdi yargıya bundan daha açık bir tehdit olabilir mi? Bu sadece MHP’nin sözü, söylemi olarak anlaşılmamalıdır. Bu iktidarın politikasıdır. Bu rejimin politikasıdır. Hesabını halka birlikte verecekler.
HALKLARIN DEMOKRATİK MECLİSİNİ YARATMAK İSTİYORUZ: Bizim söylediğimiz şey şu; bu topraklarda yaşayan tüm halkların, inançların, kimliklerin, cinsel yönelimlerin, kültürlerin adayını arıyoruz. Adayını tartışıyoruz. Böyle bir aday çıkarmak istiyoruz. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, alın teri dökenlerin adayı olacak. Kadınların, gençlerin, ekolojistlerin temsilcisi olacak bir ses. Meclis seçimlerine de yine yeniyi kurma, demokratik cumhuriyete giden yolu, eşit yurttaşlık, özgürlük ve adalet temelinde açma hedefiyle hazırlanıyoruz. HDP olarak hedefimiz Meclis’i en geniş katılımlı, tüm renklerin, halkların, inançların temsil edildiği bir platforma çevirmektir. Yani halkların demokratik meclisini yaratmak istiyoruz. Buna gücümüz var.”
Yorum Yazın