Dolar 34,3217
%0.25
Euro 37,3325
%-0.1
Altın 3.034,340
%0.46
Bist-100 8.897,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Mithat Umutoğulları: Şenol Aslanoğlu gördüğüm en başarısız il başkanı

Mithat Umutoğulları: Şenol Aslanoğlu gördüğüm en başarısız il başkanı

CHP'nin Menemen'de gerçekleştirdiği 'Tarım Mitingi'nde yaşananlar ile CHP İl Başkanlığı hakkında değerlendirmelerde bulunan Umutoğulları; "CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, şu ana kadar gördüğüm başkanlar içerisinde en başarısız il başkanıdır." dedi.

  • Ege Postası
  • 05.05.2023 - 15:57
  • Güncelleme: 06.05.2023 - 00:25

EGEPOSTASI- TR35’te yayınlanan 8. Gün programında Gazeteci Mithat Umutoğulları, İzmir siyasetini ve ülke gündemini değerlendirdi.

CHP'nin dün Menemen'de gerçekleştirdiği 'Tarım Mitingi'nde yaşananlar ve CHP İl Başkanlığı hakkında çarpıcı değerlendirmlerde bulunan Umutoğulları Aslanoğlu'na ateş püskürdü.

"CHP İL BAŞKANI EVLERE ŞENLİK AÇIKLAMALARDA BULUNDU"

İzmir siyaseti hakkında konuşan Gazeteci Mithat Umutoğulları; “İzmir’de eleştirdiğimiz sürekli yapılan yanlış işler var. Özellikle bir siyasetçinin ya da siyasi partinin yapmaması gereken şeyler var. Özellikle bizden başka bu konuyu konuşan gazeteci maalesef yok. Herkes halının altına süpürme derdinde… Dün de bir miting yapıldı. Tunç Soyer’de çok etkili bir konuşma yaptı. İzmir’de tabiki mitingler var.Bunlardan en önemlileri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi ve 13.Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingleridir. Mitinglerde yaptığınız işler yada konuşmanın etkisi konuşulur. Ancak bu mitingin önünde başka şeyler konuşuluyorsa o zaman başka şeyleri sorguluyorsunuz. Dünkü Menemen mitinginde neler yaşandığını biliyoruz. Biz İzmir siyasetini gündeme getiren tek gazete olduğumuz için telefonlarımız hiç susmadı. Menemen Cumhuriyet Halk Partisi açısından çok kritik bir bölge. Son 25 yıldır Menemen CHP tarafından yönetilmiş bir ilçe ancak Menemen Belediye başkanı Serdar Özsoy tutuklandıktan sonra şu an AK Parti’nin yönetiminde bir ilçe oldu. CHP ise muhalefet durumuna geldi. Tabi oraya koyacağı CHPli isimler de önemli hale geldi. Tabi ki bu isimleri belirlemekte oradaki yerel yöneticilere kalıyor. Muharrem İnce’nin mitingi ile CHP Menemen mitingini karşılaştırdığım zaman CHP mitinginin daha kalabalık olmasını ummuştuk. Ancak o kalabalık olmadı. Verilen mesajların hepsi Menemen halkının isteklerinin çok çok dışında…

İL BAŞKANIN NE MASAJ BERDİĞİNİ ANLAYAMADIK

Hele CHP il başkanı evlere şenlik açıklamalarda bulundu. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanının tabanı bir arada tutmaya yönelik açıklamalarını göremedik. CHP il Başkanı açıklamalrına baktığım zaman konuyla alakasız uyumsuz laflar söylediğini görüyorsunuz.Mesele tarım konuşuluyor. Hükümetin tarım icraatini konuşması gerekirken tarım dışı konular konuşuyor. Verilen mesajlar il başkanlığı açısından kötüydü." açıklamasında bulundu. 

"KEMAL ELİTAŞ KİM Kİ OTOBÜSTE EL SALLIYOR"

Miting otobüsü hakkında konuşan Umutoğulları; “İl başkanları oraya minibus ile giderek selamlama yapıyor. Vatandaş da diyor ki sizin diğer partilerden farkınız ne diyor. Bugün yapılan bu olumsuz mitingten sorumlu kişi de il başkanıdır. İl ve İlçe başkanı otobüsten halkı selamlarken Kemal Elitaş’ta otobüsün orta kapısını açmış halkı selamlıyor. Etik olarak bu durumu doğru bulamam. Kemal elitaş hem belediyede çalışıyor hem de CHP Menemen adayı olacak kişidir.İnsanların aklına hemen şu geliyor. Tunç Soyer’in aday hazırladığı akıllara geliyor. Tepki de buradan geliyor. Uzun sure siyaset yapmış insanlar da biz buraya o kadar emek vermişken bu kişilere destek verilmesinin partililer açıısndan tepki doğuruyor. Pankart kadar Ali Kemal Elitaş’ın otobüste eşi ile el sallaması il ve ilçe yönetimlerinde Roman afişi kadar çok konuşuldu.”

"ROMAN KARİKATÜRÜ FAŞİST BİR HAREKETTİR"

İkinci mesele ise Menemen'de miting  alanına asılan Roman karikatürü; “Burdaki temel sorun şu, bugün HDP’nin kürtlerle ilgili kürtlerin problemleri ile konuştuğunda bunu anlayabiliyorsunuz yada Milliyetçi Hareket Partisi’nin milliyetçilikle ilgili konuştuğunda bunu anlayabiliyorsunuz. Çünkü o tabandan besleniyor.Eğer Roman Partisi olsaydı Roman sorunları ile ilgili sorunları dile getirecekti. Şimdi eğer siz Cumhuriyet Halk Partisi’nin yani Türkiye’de sosyal demokrat ,solcu, devrimci, laik, Atatürkçü yani kendini bütün dünyanın evrensel değerlerine adamış siyasi partinin bir il başkanı olarak bir yöneticisi olarak görüyorsanız.

1 MAYISTA KIRMIZI TSÖRT GİYEREK DEMOKRAT OLUNMUYOR

İnsanların Kürt olması ya da Çerkez olması sizing için hiçbir anlam ifade etmiyorsa bir Roman vatandaş ilgili pankart asması Kafatasçılıktır. Yobazlıktır. O pankartı oraya asan zihniyet yobaz bir zihniyettir.Bunu sadece din üzerinden biri yaptığında yada etnik mezhep üzerinden ayrıştırdığında sadece bunlar yobazlık olmaz.En büyük faşistlik budur. İnsanları ötekileştirerek onların rengini afişe ederek vermek asıl bu faşistliktir. Sadece Romanlar ile ilgili değil. Kürtler ile ilgili aleviler ile ilgili aynı şeyleri yapabilir miydiniz. Tabi ki yapamazlar. Neden Romanlara yaptınız. Romanlar ile tarım mitinginin ne alakası var. Sayın il başkanı oraya bu pankartı astırıyorsa biri bana bunu anlatabilir mi ?

Sosyal Demokrat Solcu Devrimci diyorlar. Hani gidince alanlarda kırmızı gömlek giyiyorlar. 1 Mayıs işçi bayramında kırımızı tşört giyeceksin sonra gidip kafatasçılık yapacaksın. Bu mu sosyal devremcilik ? Böyle bir siyasi partinin ilk başkanın yaptığı çalışmaya kim onay verecek. Kemal Bey’in Romanlar ile ilgili bir sözünü oraya koymuşsunuz. Tarım ile ilgili bir tane kelime yok. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İlle de roman olsun” yazısı var. Eğer se nil başkanı olarak koca otobüsü giydirtip el sallarsan. Tarım mitinginde afiş asıp ille de Roman olsun yazdırırsan.Kimse seni ciddiye almaz.

EDNAN ARSLAN UYARMIŞ AMA...

Geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’nun geldiği mitingte Ednan Arslan soruyor bu pankartları kurumsal mı yapıyorsunuz diyor.Yok diyor biz yapıyoruz diyorlar. Ednan Arslan o gün uyarmış. İzmir büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in siyasi yönünü bir kenera bırakırsak. Ama seçim startı verildiği günden beri açılışlara bakarsak Tunç Soyer’in sözleri hep damga vurdu.Tunç Soyer’in söyledikleri hep ana manşet iken İl başkanı he parka planda kaldı. Yani Tunç Soyer almış küfeyi içine de il başkanını koymuş sırtında taşıyor.Şimdi bu kadar kritik bu kadar önemli bir seçimde bir büyükşehir belediye başkanı mı organizasyonu yapar yoksa il başkanı mı ? İl yönetimi toplantısı yok. Akşam görüştüğüm üyeler herhangi bir toplantı olmadığını söyledi. Seni beni davet eder gibi yöneticileri mitinge davet etmiş.Bu kadar yöneticiler ile ilişkisi kesik bir il başkanının başarılı olma şansı var mı? “ dedi.

İL BAŞKANI ASLANOĞLU VE ZENGİNLER KULÜBÜ

"İl başkanı zengin adam seviyor. Örgüte emek vermiş. Örgüte emek vermiş, örgüt için çalışmış insanları Kabul etmiyor. Etrafına toplamış üç beş tane zengin ile ben ona zenginler kulübü diyorum. Kendi kendine il başkanlığı yapmaya çalışıyor. Seçim koordinasyonunu belediyeler yapıyor. Belediyeler olması organizasyon yapılamayacak. Bugüne kadar CHP’yi 23 yıldır takip ediyorum. Ekrem Bulgun’dan başlayarak, Kemal Karataş,Selçuk Ayhan,Tacettin Bayır, Bedri Serter, Deniz Yücel yani bir çok İl başkanı çalışmış bir gazeteci olarak arkasında kendisine o kadar destek veren bir büyükşehir belediyesi olmasına rağmen bir organizasyon yaparken işi eline yüzüne bulaştıran tartışmaları açan dolayısıyla bir il başkanının bu seçim organizasyonunu yapması bu seçim organizasyonunda başarılı çıkarsa onun başarısı değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısıdır.Belediye başkanlarının başarısıdır."

"BİR TANE BAŞARILI ORGANİZASYONUN YOK ASLANOĞLU"

"Bir tane başarılı organizasyonu yok. Limontepe’de aday tanıtımı yapıyor.  Limontepe ya limontepe de aday tanıtımı yapıyorsun? Arka mahalle diyorsun. Limontepe arka mahalleler diyorsun. Aday tanıtımı yapıyorsun. Bugün ittifakın dışarıdan dışarıdan destek veren siyasi parti hangisi HDP değil mi? Dolayısıyla senin Kürtlerle ilgili ya da onların hoşlanmayacağı bir şey söylemen gerekiyor. Sen ne diyorsun, kandil diyorsun bilmem ne diyorsun. Tabi ki terörü eleştirebilirsin, yapabilirsin ama bugün AK Partili bir milletvekilinin ağzıyla bir milletvekili gibi AK Partili bir siyasetçi gibi oturup orada konuşamazsın. Çünkü orada bir strateji yapman lazım. Ve sen Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgede aynı AK Partili içişleri bakanı gibi ak parti’nin Cumhurbaşkanı gibi AKParti milletvekili gibi eleştiremezsin ya da öyle konuşamazsın. Işte o zaman hedef Seçmen ne diyor kardeş diyor. Senin onlardan ne farkın var?

İL BAŞKANI SİYASETİ BİLMİYOR

Bu unsurlar bunun tek sebebi nedir biliyor musun? Bunun tek sebebi şu. Bu il başkanının siyaset bilmediğini, siyasete ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla. Son bir şey daha söyleyeyim. Şuna emin ol Şenol aslanoğlu, bundan önce yayında söyledim, şu an CHP nin altına dinamiti koyuyor. Evet ben dinamit fitilini koydum ateşliyor. Şimdi bu il başkanına Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri bir şey beklemesin. Yapılan organizasyonların ne kadar kötü olduğunu planlamanın ne kadar yanlış olduğu bak eskiden Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimlerde seçim ofisleri dolar taşardı. Şundan çıkalım, iki tane seçim ofisine gidelim. Bakın iki seçim ofisine gidelim. Seçim ofisi hepsi boş. Seçim ofisleri boş boş... Ben baktığımda önünden ne zaman geçsem seçim ofisleri boş. Bütün seçim ofisleri boş. Dolayısıyla eğer siz. İl yönetiminizi ilçelerde bulunan yönetimlerinizi doğru organize etmezseniz. Ilçe başkanlıkları da boşalır. Seçim ofisleri de boşalır." dedi.

"YÜKSEL TAŞKIN'A İL BAŞKANI DESTEK VERMELİ" 

Umutoğulları, "Son bir şey söyleyeyim. Yüksel Taşkın’la ilgili. CHP  Genel Başkan Yardımcısı Taşkın üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik ciddi ve çok sert eleştiriler var. Bunun işte Kemalizm düşmanı olduğu ırkçılık yaptığı FETÖ'cü olduğu ya da yüz tane şey sayabiliriz.  AK Parti bütün stratejisini bununla ilgili yaptı. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin buradaki İl Başkanlığı buradaki partisinin Genel Başkan Yarcımcısı olan kişiyle ilgili bir strateji yapması gerekmez mi? Hiç duydun mu açıklama? Denk geldin mi ya da aklında kaldı mı mesela... Yüksel Taşkın’la ilgili duyduğum o kadar çok şey var ki anlatsam herhalde kavga ederiz. İl Başkanı, genel merkeze gidip şunlar şunlar olmasın diye konuşsun anca...  

BİR STRATEJİSİ YOK... O YÜZDEN...

Dolayısıyla bir il başkanının görevi siyaset arenasında kendisiyle ilgili  değil isimlerle ilgili ya da adaylarıyla ilgili yapacağı bir savunma olmalı. Stratejisi olmalı rakibiniz size buradan saldırıyor. Buradan yürüyorsa onu püskürtmek için bir stratejinizin olması gerekiyor değil mi? Bugüne kadar sayın başkanın hiçbir stratejisini görmedik. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugüne kadar gelmiş geçmiş en başarısız, en kötü il başkanı onu çok rahat söyleyebilirim. Hayatımda bu kadar başarısız, bu kadar kendi inisiyatifini kullanmayan, bu kadar siyaseten beceriksiz başka siyasetçi görmedim net. Mitinglerde yaptığı konuşmalar, toplantılarda yaptığı konuşmalar kesinlikle ama kesinlikle bulunduğu yerle ilgili ne konuyla alakalı ne de altı dolu bir konuşması var.. Yani ne konuştuğunu kendisi de bilmiyor. Dolayısıyla ne gündemi takip ediyor ne gündeme ilişkin cümleleri var. Ne konuştuğunu kendisi de duymuyor bence." dedi.

"9 VEKİL ÇIKARAMAZSAN İSTİFA ET"

Umutoğulları, "Dolayısıyla Allah Cumhuriyet Halk Partisi’ne yardım etsin. Ben çok merak ediyorum. Şimdi sayın il başkanı her konuşmasını dokuzda dkouz yapacağız diyor. Yani birinci bölge 9 milletvekili, ikinci bölge 9 milletvekili. Bu program da bir milat olsun. Cumhuriyet Halk Partisi dokuz milletvekili çıkarsın. Yüzde yüz ülkeyi terk ederim. söz veriyorum. Bu yayını yapıp geri alacağım. Özür dileyeceğim kendisinden. Ama 9 milletvekili çıkaramazsa çok merak ediyorum. Kendisi istifa edecek mi? İddia ortaya koyuyorsun, istifa etmelisin. Ben '9'da 9 yapacağım' diyorsun. 9'da 9 alamadınız, 7 milletvekili bir yerde 7'si bir yerde milletvekili alırsanız ya da 8 alırsanız hedefe ulaşamamış ve başarısız oluyorsun değil mi? İstifa etmeniz lazım." dedi.

"HER ŞEYE RAĞMEN BİZ GAZETECİLİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Umutoğulları, "Bugüne kadar bizi takip edenler bu 8.Gün programını izleyenler ya da Egepostası haber sitesini takip edenler bizim gazetecilik yaparken özellikle benim başında bulunduğum kurumlarda gazetecilik yaparken kendi ideolojik tavrım duruşum, hayata bakışım, siyasi düşüncemi bir kenara bırakıp hakikaten gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Eleştirdiğimiz noktalar olabilir. Beğenmediğiniz yönler olabilir ama biz gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Şimdi belki bu konuda çok konuşmam doğru olmayacaktır ama bunun da sizin bilmenizde de fayda var diye düşünüyorum. Siyasetçileri biz hep eleştiririz. Siyasetçiler ya da işte iktidarlar  gazeteleri kendi bünyesine almaya çalışırlar. Kendi borusunu öttürmek için.. Bunu nasıl yaparlar? Ekonomik olarak sıkıştırarak yaparlar. Değil mi? Parayla yaparlar. Biz de elimizdenden geldiğince burada gazetecilik yapmaya, gazetecilik faaliyetini sürdürmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bundan hoşnut olan olmayan insanlar olabiliyor.

BİZİ REKLAMLA TEHDİT ETMESİN..BİZ DOĞRULARI SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Sayın Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı da bizim bu tavrımızdan, duruşumuzdan rahatsız olmuş. Neden programdan önce de hepimizin izlediği gibi, dinlediği gibi biz Cumhuriyet Halk Partisi örgütünden gelen Cumhuriyet Halk Partililerin aktardığı şikayetleri elimizden geldiğince dilimiz döndüğünce  burada konuşmaya çalışıyoruz ve gündeme getiriyoruz. Bunları yaparken hiçbir ekonomik kaybımızı ya da bir şeyi düşünerek yapmıyoruz. Gazetecilik yapmaya çalışıyoruz.  Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldiğinde İl Başkanlığı bir reklam çalışması yaptı. Seçimlerden önce  bundan önce de biz birçok çok il başkanı ile çalıştık. Dolayısıyla İzmir’deki bütün medya kuruluşlarıyla bir çalışma yapıldı. Fakat Egepostası'yla yani bizim kurumumuzla böyle bir çalışma yapılmadı. Şimdi tabii ki takdir kendisinindir ama şunu da unutmamak gerekiyor. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı, genel başkan yardımcıları, partinin İzmir’de siyaset yapan organları iktidarın medyaya yönelik bu tip baskılarıyla ilgili yani onları reklamla tehdit etmesini, gazetecilik faaliyetlerini reklamla sekteye uğratma çabalarını eleştiriyorsa bundan sonra söyleyeceği hiçbir şey benim nezdimde kabul görmeyecektir.

ASLANOĞLU'NUN AĞA BABASI GELSE BİZİ REKLAMLA TERBİYE EDEMEZ

Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanı da bizi bununla sineye çekmeye çalışıyor. Şenol Aslanoğlu bunu bilsin. Ben bu kurumun başında olduğum sürece değil Şenol Aslanoğlu, Aslanoğlu’nun ağababası da gelse bu kurumu ne reklamla sınıyabilir ne de üstü kapalı tehdit edebilir. Dolayısıyla ne senin, ne onun vereceği paraya bu kurumun ihtiyacı var ne de bizim onun vereceği desteğe ihtiyacımız var. Şunu biliyoruz ki; Bu kurumun yayın çizgisini seven, beğenen ve siyasette hala onurlu, haysiyetli ve şerefli insanlar var. Dolayısıyla onların destekleriyle bu kurum ayakta kalacaktır. Bunu da sizinle paylaşmak istedim. Umuyorum ki bundan sonraki tavrımız, bu duruşumuz inşallah böyle devam eder. Bütün bu siyasetçilerin bu baskılarına rağmen her şeye rağmen biz gazetecilik faaliyetini devam ettireceğiz. Baskılar bizi yıldıramaz. Hani slogan atıyorlar ya baskılar bizi yıldıramaz. Evet, baskılar bizi yıldıramaz. Biz her gün bu ekranlardan bunları yine konuşmaya devam edeceğiz.” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.