Motokuryenin öldüğü davada karar: 'İyi hal' indirimi geldi

Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud'un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil, 30 Kasım'da Kennedy Caddesi Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde Yunus Emre Göçer'in kullandığı motosiklete arkadan çarpmıştı. Kazada, ağır yaralanan Göçer, kaldırıldığı hastanede 6 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti.

İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya, Göçer'in babasının avukatı ve sanık avukatları katıldı. Göçer'in kurye arkadaşları da duruşmayı takip etti. Şikayetçi eş Öznur Göçer ise mazeret sunarak duruşmaya katılmadı. 

Sanık avukatı Şeyda Yıldırım yazılı savunma dilekçesini tekrar ettiğini söyledi. Göçer'in avukatı ise sanığın cezalandırılmasına karar verilmesini talep etti. 

Esas hakkındaki görüşünü açıklayan duruşma savcısı sanığın asli kusurlu olduğu gerekçesiyle, "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. 

SANIK AVUKATI: "OLAY ÇOK ÜZÜCÜ ANCAK KAZADAN İBARETTİR"

Sanık avukatı ise "Olay sonuçları itibariyle çok üzücü ancak kazadan ibarettir. Elimizden geldiğince acıları paylaşmaya ve yaraları sarmaya gayret ettik. Bundan sonrasında takdir mahkemenindir" dedi. 

27 BİN 300 TL PARA CEZASI VERİLDİ

Kararını açıklayan hakim, sanığın "taksirle ölüme neden olma" suçundan 3 yıl hapise çarptırıldığın söyledi. Cezada takdir indirimi uygulayan hakim cezayı 2 yıl 6 aya düşürdü. Sanığın yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler de dikkate alınarak verilen hapis cezası da 27 bin 300 TL adli para cezasına çevrildi. Ayrıca sanığın ehliyetine 6 ay süreyle el konulmasına da karar verildi.

Yunus Emre Göçer'in babasının avukatı duruşma sonrasında "Adli para cezası kararı çıktı. Biz bu karara itiraz edeceğiz. Konu yargıya intikal etti, itirazın takipçisi olacağız" dedi. 

"BİR GÜN BİLE HAPSE GİRMEYECEK, BU ADALET DEĞİL SANIRIM"

Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki de duruşma sonrasında karara şu sözlerle tepki gösterdi:

“Yunus Emre Göçer kardeşimizin duruşmasını takip ettik. Uzun zamandır bu mahkemeyi bekliyorduk, şaşkınlıkla izledik. Çünkü savcılık mütalaasında yüzde 75 kusuru karşı tarafa verdi, 'asli kusurlu' dedi. Yunus Emre için de 'ayna kontrolünde gerekli özeni göstermediği için bilirkişi raporuna istinaden yüzde 25 tali kusur' dedi. Karar çıktı ama karar çıkmadan önce şöyle bir durum oldu, Yunus Emre Göçer'in babasının vekili şikayetçi olduğunu söyledi. Aileden biri ceza almasını istedi. Ve karar 3 yıl hapis cezası 'taksirle adam öldürme' ve bu çeşitli indirimlerle 2 yıl 6 aya indirildi. Hukuktan anlamam ama şunu biliyorum, bir motokuryenin canı karşı taraf yüzde 75 kusurluyken 27 bin 300 TL olamaz.  Cumhurbaşkanının oğlunun ehliyetine altı aylık el konuldu. Ne oldu şimdi? Adalet mi oldu? Yani geçen sene 68 motokurye trafik kazası adı altındaki iş cinayetinde hayatını kaybetti. En iyi ihtimalle ölümümüz biraz medyatik olursa bize vuran kişi biraz ünlü olursa basının ilgisini çekebiliyoruz. Ve sonunda ne oluyor, 'Taksirle adam öldürme' diye bir madde var. Yani bir kişi benim ölümümden yüzde 75 sorumlu olacak ama 27 bin 300 lira ile kurtulacak. Bir gün bile hapse girmeyecek. Yani bu adalet değil sanırım. 

“TÜRKİYE'DE YAŞAYAN HER İNSANIN ÖLÜMÜNÜN BEDELİ 27 BİN 300 TL DEMEKTİR"

Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası Başkanı Kubilay Çelik ise şunları söyledi:

"Davayı takip için buraya geldik. Yani bu ülkede bir insanın ölümünün bedeli 27 bin liraymış. Biz bunu öğrendik bugün. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her insanın ölümünün bedeli bu demektir. Bu münferit tekil bir olay değildir. Yani sadece biz Yunus Emre Göçer arkadaşımız için burada değiliz. Öldürülen adalet mücadelesi bekleyen tüm motokuryeler için buradayız. Onlarca, yüzlerce trafik kazasında yaralanan, ağır yaralanan, hafif yaralanan, uzvunu kaybeden motokurye meslektaşlarımız, arkadaşlarımız var. Onların hepsi için buradayız."