“Muhalefet bütün Türkiye’nin partisi olamıyor”
Kültür ve Turizm eski Bakanı, İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, yazılı bir açıklama yaparak seçim sonuçlarını değerlendirdi. Günay, “Tartışmaların iktidarı yıprattığı görülüyor. Muhalefet bütün Türkiye’nin partisi olamıyor” dedi.
- Ege Postası
- 02.04.2014 - 11:59
CİDDİ GERİLEME YAŞANDIĞI GERÇEĞİ VAR
Günay, kazanılan belediye sayısına bakıldığında iktidar partisinin başarılı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ancak bu başarı, 2011’le karşılaştırıldığında, AK Parti’nin, artan seçmen sayısına karşın, 2.5 milyona yakın oy kaybıyla ciddi bir gerileme yaşadığı gerçeğini görmemizi engellememelidir. Başbakan’ın sesini yitirmesine kadar giden büyük gayretine, örgütünün yaygınlığına, bütün kamu gücünün ve sınırsız ekonomik olanakların seferber edilişine rağmen bu oy kaybı, ilk değerlendirmelerde söylenenin aksine son aylarda yaşanan olayların ve tartışmaların AKP seçmeni üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Hele, bütün kamuoyu araştırmacılarının üzerinde birleştiği gibi, bir yıl önce (Mart/Nisan 2013'te) AKP'nin siyasal desteğinin yüzde 52/53’lere yükseldiği kabulünden bugüne bakılırsa, 2013 yazından buyana yaşanan demokratlık, dürüstlük ve dış politika eksenli tartışmaların, iktidara daha da pahalıya, özellikle sn Başbakan’ın toplumsal desteğinin gerilemesine mal olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. Öte yandan, muhalefet partileri açısından da seçim sonuçlarının başarı olarak nitelenemeyeceği açıktır. Üç önemli muhalefet partisinin (CHP/MHP/BDP) en önemli eksiği, bütün Türkiye’nin partisi olmamaktan, belli bölgelerde yoğunlaşırken, bazı bölgelerde hiç derecesine inmiş görünmekten kaynaklanmaktadır. Bu bölgesellik ya da kitle tabanlarındaki sınırlılık, yerel başarılarına rağmen, genel oy oranlarını ciddi biçimde aşağı çekmekte ve büyüme umutlarını yok etmektedir”
TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE İŞARETİDİR
Kültür ve Turizm eski Bakanı Günay, “30 Mart sonuçlarının bir kez daha ortaya çıkardığı bu parçalı tablo, Türkiye için bir tehlike işaretidir. Büyük şehirlerde kültürel, ülke düzeyinde ideolojik ve etnik bölünmüşlük görüntüsü, sn Başbakan'ın, önceki yılların aksine, seçim sonrası da sürdürdüğü sert ve tehditkar söylemle giderilemez; sert ve giderek otoriterleşen bir devlet yapısı, Türkiye'de birarada yaşama duygusunu zedeler ve büyük kırılmalara yol açabilir. 30 Mart’tan çıkarmamız gereken ilk ders, Türkiye'nin AB ölçütleri doğrultusunda demokrasisini geliştirmesinin vazgeçilmez olduğudur.Türkiye, otoriter, kapalı, eski dönemlerin çağrışımlarına yol açan baskıcı yapılarla bir yere varamaz. Çoğulcu, katılımcı, barışçı, şeffaflığı önemseyen demokratik hukuk devletine bütün kural ve kurumlarıyla sahip çıkmak, iktidarı ve muhalefetiyle, hepimizin, ülkemizin tek ve ortak güvencesidir” dedi
Yorum Yazın