Muhalefet, ek bütçeye "devlet krizi" şerhi düştü
Muhalefet, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan kabul edilen ve bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı 880 milyar 474 milyon 775 bin liralık ek bütçe teklifine şerh koydu. CHP şerhinde, iktidarın rant yaratmaya dönük harcamaları ek bütçe yolu ile finanse etmeyi sürdüreceği belirtildi. HDP şerhinde, “1995 ve 2001 yıllarında uygulanan kriz bütçeleriyle çok benzerdir; bu bir ek bütçe değil içinde bulunduğumuz olağanüstü hali destekleyen bir OHAL bütçesidir” tespiti yapıldı. İYİ Parti şerhinde, “Yaşadığımız durumu sadece ekonomik kriz olarak nitelendirmek yetersiz olacaktır. Bugün yaşadığımız tam anlamıyla devlet krizidir. Ek bütçe kanun teklifi yerine Cumhurbaşkanı’nın istifa dilekçesi bile tek başına ekonomik göstergeleri olumlu yönde etkileyebilecek duruma gelmiştir” değerlendirmesi yer aldı.
- Ege Postası
- 27.06.2022 - 15:17
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ek bütçeyi içeren “2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni geçen pazartesi TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklifin gerekçesinde. enflasyon farkına dikkat çekildi. Kanun teklifi ile “cumhurbaşkanı ödeneği” ekonomik kodlu tertibe başlangıç ödeneğinin yüzde 20,2’si oranında ek ödenek eklendi. Bunun, yılın ikinci altı ayının bütçesine eklenmesi öngörüldüğü için cumhurbaşkanı maaşının yüzde 40,4 oranında artacağı öngörüldü. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine 554 milyon 13 bin TL, İletişim Başkanlığı’nın bütçesine de 87 milyon TL ödenek eklenmesi öngörüldü. Türkiye Uzay Ajansı’nın bütçesine de 800 milyon TL ek ödeneğin Milli Uzay Programı 1. Safhası için ayrılacağı belirtildi. Petrol ve doğalgaz ürünlerinden 47 milyar 207 milyon 952 bin TL ek vergi geliri elde edileceği, motorlu taşıt araçları için tahsil edilen ÖTV gelirinin 70 milyar 285 milyon 902 bin TL artacağı, alkollü içkilerden alınacak ÖTV’nin 11 milyar 845 milyon 646 bin TL, tütün mamullerinden alınacak ÖTV’nin ise 16 milyar 974 milyon 821 bin TL artacağı tahmini yapıldı.
Kanun teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda geçen çarşamba, tek gün süren görüşmeler sonucu, kabul edildi. CHP, HDP ve İYİ Parti grupları da ek bütçe teklifine ayrı ayrı şerh düştü.
CHP: İKTİDAR HALKTAN ALDIĞI AĞIR VE ADALETSİZ VERGİLERLE FİNANSE ETMEYİ SÜRDÜRECEK
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, Antalya Milletvekili Cavit Arı ve Muğla Milletvekili Süleyman Girgin imzalı CHP’nin muhalefet şerhinde; teklifte dünyadaki gelişmelerin gerekçe gösterildiği belirtilerek, “AK Parti hükümetlerince hatalı bir şekilde uygulamaya konulan faizi baskılayarak düşük kur elde etme yönündeki başarısızlıkla sonuçlanan ekonomik politikaların, başta akaryakıt, enerji, ulaştırma olmak mal ve hizmetlerin girdi fiyatlarındaki artıştaki rolüne hiç değinilmemektedir” denildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ekonomiye ilişkin açıklamalarına işaret edilerek, “Mayıs 2022 bütçe gerçekleşmelerinin 124 milyar TL gibi bütçe fazlasıyla gerçekleştirildiği duyurulduktan 10 gün sonra bütçe ödeneklerinin yüzde 61 oranında artırılarak TBMM’ye ek bütçe kanun teklifinin sunulmasını algı yönetimi ile ekonomiyi idare etme politikasının bir tezahürü olarak görüyoruz” ifadeleri yer aldı.
Ek bütçenin ekonomik sorunları çözmeyeceği vurgulanan şerhte, şu tespitler yapıldı:
“Ek bütçe kanun teklifi belli bir ya da birkaç sorunu gidermeye dönük bir tamamlayıcı bütçeden ziyade adeta yeni bir bütçe kapsamında ve büyüklüğünde hazırlanmış durumdadır. Bu durum; mevcut iktidarın yanlış öngörülerde bulunduğu için ek bütçeye ihtiyaç duyduğunu, izlediği yanlış ekonomi politikalarının sonucunda enflasyonu da ne ölçüde azdırdığını teyit etmektedir. 2022 yılı bütçesinin yürürlüğe girmesinden 6 ay geçtikten sonra hem de 124.5 milyar TL bütçe fazlası veriliyor algısının yaratıldığı bir dönemde ek bütçe ihtiyacı ile karşılaşılması 2022 bütçesinin saydam olmadığını, AK Parti iktidarının ekonomik politikalarının iflas ettiğini göstermektedir… Gereksiz, verimsiz, israfçı, rant yaratmaya dönük, harcamaları kısmak bir yana daha da artıran AK Parti iktidarının, ek bütçe yolu ile bu harcamaları halktan aldığı ağır ve adaletsiz vergilerle finanse etmeyi sürdüreceği anlaşılmaktadır.”
HDP: EK BÜTÇE DEĞİL OHAL BÜTÇESİDİR
HDP’nin muhalefet şerhinde, “Ek bütçe kaynağının tamamı vergilerden karşılanacak, böylece iktidarın suç ekonomisine, rant ve talana dayalı, sermayeyi koruyan politikalarının ağır faturası halka kesilecektir. Muhalefetin uyarılarının hiçbirinin iktidar tarafından dikkate alınmaması bütçenin iflas etmesine, ekonomin çökmesine, bir suç ekonomisinin inşa edilmesine, nihayetinde ülkenin daha da yoksullaşmasına ve ağır faturanın da sefalet içerisinde yaşama tutunmaya çalışan halka kesilmesine neden olmuştur” değerlendirmesi yer aldı.
Getirilen ek bütçe teklifinin ek bütçe değil yeni bir bütçe niteliğinde olduğu belirtilen şerhte, “Bu bütçe 2002 ve 2003 yıllarında onaylanan ek bütçelerden çok farklı koşullarda olmakla birlikte 1995 ve 2001 yıllarında uygulanan kriz bütçeleriyle çok benzerdir. Dolayısıyla, bu bir ek bütçe değil içinde bulunduğumuz olağanüstü hali destekleyen bir OHAL bütçesidir. Teklif, iktidarın yönetemiyor olduğunun, basiretsizliğinin ve öngörüsüzlüğünün açık göstergesidir.
İYİ PARTİ: BUGÜN YAŞADIĞIMIZ TAM ANLAMIYLA DEVLET KRİZİDİR
Erzurum Milletvekili Naci Cinisli ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz imzalı İYİ Parti’nin muhalefet şerhinde ise “Bütün olarak ele alacak olursak yaşadığımız durumu sadece ekonomik kriz olarak nitelendirmek yetersiz olacaktır. Bugün yaşadığımız tam anlamıyla devlet krizidir. Bu gerçekle yüzleşmeden sorunların çözülmesi mümkün görünmemektedir. İktidar milletten aldığı yetkinin sorumluluğu gereği bu gerçeği kabullenmeli ve buna göre hareket etmelidir… Ek bütçe kanun teklifi yerine Cumhurbaşkanı’nın istifa dilekçesi bile tek başına ekonomik göstergeleri olumlu yönde etkileyebilecek duruma gelmiştir. İktidarın artık anlatacak yeni bir hikayesi kalmamıştır. Bu sebeple kaybolan güveni de yeniden oluşturması mümkün görünmemektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu yanlışı görmesi ve siyasi ahlak ve sorumluluk gereği kenara çekilerek Türkiye’nin önünü açması gerekmektedir” değerlendirmesi yapıldı.
Yorum Yazın