
Muhalif listenin önemli ismi Polat’tan kurultay değerlendirmesi: Parti içi mücadele dönemi kapandı
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirdiği 21. Olağanüstü Kurultayı ile ilgili değerlendirmede bulunarak, “Olağanüstü havada, partinin birlik ve bütünlük içerisinde çıktığı, demokrasinin asgari kurallarla işlediği kurultay yaşadık. Kazasız belasız atlattığımız, partide herhangi bir ayrışmanın olmadığı güzel bir kurultay oldu. Parti içi mücadele dönemi bizler için kapandı.” dedi.
- Ege Postası
- 08.04.2025 - 15:28
- Güncelleme: 09.04.2025 - 13:51
ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay’a yönelik şaibeli iddiaları ile ilgili yargı süreci devam ederken, CHP kayyumun önüne geçmek için olağanüstü kurultay kararı aldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, delegelere 6 Nisan Pazar günü kurultayı yapmak üzere çağrı yapmıştı.
Geçtiğimiz Pazar günü toplanan Kurultay’da Özgür Özel’in anahtar listesinin yanı sıra İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı ile İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın başını çektiği muhaliflerin oluşturduğu ‘Denge ve Dayanışma’ listesi de kurultayda seçime girdi.
Ancak Özel’in listesi fire vermeden delegelerin onayını alırken, muhaliflerin listesi PM’nin yedek sıralarında kaldı.
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, kurultayda yaşananlarla ilgili soruları değerlendirdi.
‘HAKSIZLIKLARLA MÜCADELE ETME ZAMANI GELDİ’
Olağanüstü Kurultay’ı değerlendiren Polat, “Olağanüstü havada, partinin birlik ve bütünlük içerisinde çıktığı, demokrasinin asgari kurallarla işlediği kurultay yaşadık. Kazasız belasız atlattığımız, partide herhangi bir ayrışmanın olmadığı güzel bir kurultay oldu. Sonuçta Cumhuriyet Halk Partisi’ne lazım olan da bugünlerde birlik, bütünlük içerisinde demokrasi için mücadele etmek. Tüm haksızlıklar için, cezaevlerinde bulunan gençlerimiz, büyükşehir belediye başkanımız, belediye başkanlarımız, bürokratlar için mücadele etme zamanı geldi. Parti içi mücadele dönemi bizler için kapandı. Olağanüstü Kurultayımızı da yaptık. O sebeple partimizin geleceği için hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.” İfadelerini kullandı.
‘FORMALİTEDEN OYLAYIP GEÇİYORLAR!’
Polat, ‘Denge ve Dayanışma Listesi’nde yer alan isimlerin PM listelerine girememesi ve yedek sıralarda yer almasıyla ilgili, “CHP geleneklerinde ve içerisinde parti içi demokrasiyi yaşatan listeler vardır. Bunları direkt kafadan muhalif liste olarak nitelemek çok doğru bir yaklaşım olmasa gerek. Bunlar parti için demokrasiyi yaşatan, kurultay dönemlerinde, kongre dönemlerinde her zaman yarışların bir parçasıdır. Bizce asgari anlamda demokrasiyi yaşatan şeylerdir. Bizim dışımızdaki çoğu partide böyle bir demokratik mücadele verildiğine ne basın ne halk tanık olamaz. Sonuç itibariyle liderin iki dudağının arasından çıkan kaleme dökülür ve o formaliteden oylanır geçilir. Bizde ise herkesin bir iradesi vardır. Demokrat olmanın, solcu olmanın gereği de budur. Biz bunu yerine getirdik. Elbette kazanmak isterdik fakat demokrasinin gereği de budur. Bir kazanını bir de mağlubu vardır. Sayın genel başkanımızın listesi firesiz geçti. Bu da CHP tarihinde sanırım ilk olan bir şey. Umarım partiyi yeni ufuklara daha güzel yarınlara taşır bu anlayış. Bizim listeden 11 tane arkadaşımız sırasıyla yedekte seçilebilme gayreti gösterdi. Olur, böyle şeyler. Görev sırası gelenler devam ederler.” dedi.
‘O LİSTE TAMAMEN KILIÇDAROĞLU’NA YAKIN’
PM listesinde CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen ve döneminde Grup Başkan Vekili olan Engin Özkoç, Milletvekili Alihaydar Hakverdi ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Namık Tan’ın listede bulunmasıyla ilgili, “Kılıçdaroğlu, CHP’de önemli kült liderlerden bir tanesidir. Dolayısıyla o liste tamamıyla Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerdir. Başta sayın Genel Başkanımız, Kılıçdaroğlu’nun grup başkan vekilliğini ve grup başkanlığını yapmış biridir. Böyle bakarsak yanlış değerlendirmiş oluruz. Sonuçta bunların hepsi CHP’nin içinden gelmiş, emek vermiş isimler. Başka bir partiden gelip de Sayın Özgür Özel’in listesine girmiş değiller. Hepsi partilimiz. Sonuç itibariyle bugün onları görürsünüz yarın siyaset yapma arzusu olan başka arkadaşlarımızı o listede görebilirsiniz. Dolayısıyla yadırganacak bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ya da benim açımdan şaşırılacak bir durum değildir.” diye konuştu.
‘5 DAKİKADAN FAZLA GEÇ KALDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’
Eski İstanbul İl Başkanı ve eski İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek’in Kurultay’da imza toplayıp toplayamadığı yönündeki tartışmaları ve ‘5 dakika geç’ kalındığıyla ilgili yorumları değerlendiren Polat, “Benim bakışım daha farklı. Ben 5 dakikadan fazla geç kalındığını düşünüyorum. Bir yarışma olsaydı, demokrasinin tesisi için isterdim. Olmadı, bu partinin kendi divan başkanının kurduğu kurallar çerçevesinde değerlendirildiğini düşünüyorum.” dedi.
‘ASLANOĞLU HANGİ MOTİVASYONLA YAPTI BİLMİYORUM’
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun kurultayda açık bir şekilde oy kullanarak sosyal medyasından paylaşmasıyla ilgili Polat, “Ben öyle bir davranışın içine hiç girmedim girmem de. Şenol Bey’in hangi motivasyonla bunu yaptığını bilmiyorum. İl başkanı sonuç itibariyle genel başkanı ilimizde temsil eden kişidir. Ben böyle bir şeyi hiç yapmadım, yapmam da.” dedi.
‘BİZİM ANAMIZA, AVRADIMIZA KÜFREDİLİYOR’
CHP lideri Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘cunta başkanı’ söyleminin üzerine Erdoğan’ın suç duyurusunda bulunarak 500 bin TL’lik bir tazminat davası açmasını değerlendiren Polat, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sanki ilahi bir zırhla kaplanmaya çalışıldığını düşünüyorum. Trol orduları tarafından bizim anamıza, avradımıza, her şeyimize küfrediliyor. Dava açtığımız zaman mahkemelerden ve savcılıktan takipsizlik kararı geliyor. Siyaset yapan, topluma mal olmuş kişilerin, derin eleştirilere katlanması gerekir. Mahkeme kararların yola çıkarak siyasi bir kişinin eleştirilere açık olması gerekiyor. Elbette ki hakarete ve küfre değil. Hangi cümleleri, hakaret ve küfür saydığını onun kişilik ölçüsünde değerlendirmek gerekiyor. Bağımsız mahkemelere çok fazla söz söylemek doğru değil. Sanırım mahkemeler bunu yine ‘ifade özgürlüğü’ olarak değerlendirecektir.” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın