Nasıl bir entelim size anlatayım
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da muhtarlara yaptığı konuşmada CHP’nin ‘entel partisi’ olarak anıldığını belirterek “Nasıl bir entelim size anlatayım. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Annem okuma yazma bilmezdi, ablam da bilmez” dedi.
- Ege Postası
- 21.10.2017 - 07:34
AYDIN Büyükşehir Belediyesi’nce Kuşadası’nda gerçekleştirilen ‘Muhtarlar Çalıştayı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, bugüne dek “söz verip de tutmayanların” iktidar olduğunu savunurken, bu kez kendisinin denenmesini istedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Külliye’deki muhtarlar toplantılarına gönderme yaparak “Ben sizi ayağıma çağırmam. Nerede muhtar varsa ayağına gider konuşurum” diyen Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden bazı satırbaşları şöyle:
ATATÜRK’E BORÇLUYUM
“CHP entellerin partisiymiş. Entellerden birisi de benim. Nasıl bir entelim size anlatayım... Babam ilkokul mezunu, tapu memuruydu. Annem okuma yazma bilmezdi. Büyük ablam da bilmez. 7 kardeşiz, 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Sınavlara girdim devletin önemli yerlerinde görev yaptım. Kime borçluyum bun? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum.
Devlette bakan olmak için sadece ilkokul diplomasına ihtiyaç var. Ama en altta şube müdürü ya da şef olmak için en az 4 yıllık üniversiteyi bitirmek zorundasınız. Dünyanın en iyi üniversitesini de bitirsen müsteşar olmak için 10 yıl devlette çalışman gerekir.
VATANDAŞI BÖLERSİNİZ
Devlet ile hükümet ayrı şeydir. Devletlerin sembolü bayraktır, ama hükümette bayrak yoktur. Liyakati çökertirseniz, devleti çökertirsiniz. Camiye, kışlaya, mahkemeye siyaseti sokmayın. Camiye siyaseti sokarsanız vatandaşı bölersiniz, mahkemeye sokarsanız adaleti yok edersiniz, kışlaya sokarsanız birileri gelir darbe yapar. Devlet işi ehline veren bir düzen içinde saygınlık kazanır. Ama bunları kaldırır her şeyi tek adama teslim ederseniz hak hukuk olmaz.
Demokrasiyi birlikte savunmak zorundayız. Türkiye’de hangi sorun varsa o soruna eğilmek ve o sorunla ilgili akılcı politikalar üretmek bizim görevimizdir. Türkiye’de çözülmeyecek sorun yoktur. Madem akıl var, istişare, hak hukuk adalet var, o zaman biz sorunlarımızı niye çözemiyoru? Neden gerilimden beslenen bir siyaset anlayışı va? Sorun hepimizin sorunu. Hiç tanımadığımız yerde bir çocuk açsa, vicdanı olan hiç kimse rahat uyuyamaz. Kendi sorunlarımızı akılcı projelerle çözmek zorundayız.
SUÇ VARSA GİZLEYEN DE SUÇLUDUR
“BUGÜNLERDE bir tartışma var. Falan belediye başkanı istifa etsin, falan yerinde kalsın. Bu milli iradeye haksızlıktır. Benim gelip herhangi bir muhtara ‘Seni beğenmiyorum, sen istifa et’ deme yetkim de yoktur, hakkım da yoktur. Seni seçen millet. ‘İstifa etmezsen bedeli ağır olur. Ben seni hapse atarım’ mı demek istiyorsun. ‘Senin dosyalarını çıkarırım’ mı demek istiyorsu? Suç varsa, gizleyen de suçludur. Siz cinayeti görür de söylemezseniz o cinayete ortak olmaz mısını? Kişinin suçu varsa mahkemeler var. Verirsiniz mahkemeye. Belki de beraat eder. Nereden biliyorsu? Rejimler tek kişiden oluşmaz. Hak dahi aramadan ‘istifa edeceksiniz’ diyorsunuz. Yarın çoluk çocuğu ‘Senin hırsızlığın mı vardı, yolsuzluğun mu vardı’ diyecek. Torunlarına nasıl hesap verece? Seçimle gelen birinin böyle bir haksızlıkla karşı karşıya kalması doğru değildir. Kişiler açıkça suç tehdidi altında bırakılamazlar.”
Yorum Yazın