Ödemiş'te kurtuluş coşkusu
Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yılı Hükümet Meydanı önünde düzenlenen tören ile kutlandı.İlçe Kaymakamı Celil Ateşoğlu, Garnizon Komutanı vekili Mehmet Ertem, Belediye Başkanı A.Mahmut Badem, daire müdürleri, siyasi partilerin temsilcileri, protokol üyeleri, meclis üyeleri, gaziler, efeler ve Ödemişliler katıldı.
- Ege Postası
- 03.09.2017 - 12:52
Program, Belediye Başkanlığının Atatürk Anıtına çelenk sunmasıyla başladı. Saygı duruşu ve istiklal marşının söylenmesinin ardından üç top atışı yapılarak sirenler çalındı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Ödemiş Belediye Başkanı A.Mahmut Badem yaptı. Başkan Badem; “Bugün, yok edilmek istenen bir milletin, işgalden – istiklale, kanıyla ve canıyla yazdığı unutulmaz destanın yıl dönümü. Bu yıl dönümünü de o günkü coşkuyla, heyecanla yaşıyoruz ve kutluyoruz. Ödemişimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 95.yılı hepimize kutlu olsun.
Yeni bir 3 Eylül sabahında sevincimiz, heyecanımız çok başka. Mutluyuz, gururluyuz. Çünkü 95 yıl önce bugün kurtuluşumuzu ilan ettik. Her geçen yıl bu coşkuyu, heyecanı arttırarak yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz. Hepimize kutlu olsun. Ödemiş, düşmana karşı organize olarak ilk kurşunu atan, sivil halk gücünden oluşan Kuvayı Milliye hareketini başlatan, işgal güçlerine karşı çıkılabileceği düşüncesinin tüm ülkede dalga dalga yayılmasını sağlayan kenttir ve Kurtuluş tarihimize altın harflerle geçmiştir. Bu sebepledir ki, Ödemiş’in düşman işgalinde gösterdiği direnişi ve 3 Eylül kurtuluş tarihi sadece bir kentin kurtuluş tarihi olarak değil, aziz milletimizin topyekûn bir şekilde verdiği bağımsızlık mücadelesinin sona erdiği tarihlerden de birisidir.
Türk milleti var olduğunu günden bu yana içte ve dıştaki her tür düşman ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yok edilmek istenmiş, fakat verdiği büyük mücadelelerle düşman karşısında eğilmemiş, istikbal ve istiklal uğrunda canından geçmiş, esareti asla kabul etmemiş bir millettir. Bunun en güzel örneği daha bir yıl önce 15 Temmuz 2016’da bir avuç hain, bir üst akıldan aldıkları talimatlarla yıllarca ülkenin masum insanlarının umutları ve inançlarını kullanarak her kesimde örgütlenmiş ve kendi insanının üstüne tanklarla yürümüş, insanlarına roketatar ve uçak savar mermileri ile saldıracak kadar gözü dönmüş, aklı ve bedeni satılmış hainlerin ülkeyi işgal girişimine aynı 3 Eylül’de, 9 Eylül’de olduğu gibi karşı durmuş ve onları da tarihe gömmüştür. Bu hainler, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dediği ve milletin temsil makamı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne saldırmışlar ve biz milleti tanımıyoruz demek istemişlerdir. Ancak o asil millet 30 Ağustos, 3 Eylül ya da 9 Eylül ruhunu öyle bir yaşamış ki darbeci teröristlere ve onların üst akıllarına düşünemedikleri bir ders vermiştir. Milletimize bu mücadele ruhunu veren en önemli unsur; bağımsızlığa duyduğu aşk ve vatan için şehit olma arzusudur. Esaret altında yaşamaktansa ölümü tercih eden, şehitlik mertebesini kendine şeref madalyası gören ruh ve evlatlarına hür bir ülkede yaşama imkanını kazandırma düşüncesidir. 30 Ağustos’ta Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde özgürlüğe tutkun bir ulus, tüm yokluklara, olanaksızlıklara rağmen kurtuluşunu ilan etmiştir.21 Ağustos 1922’de taarruz emrini veren Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, aynı zamanda bu milletin en büyük özelliği olan bağımsızlığının yeniden kazanılmasının işaret fişeğini yakmıştı. Ardından 26 Ağustos 1922 tarihinde saldırıya geçen Türk Ordusu, 30 Ağustos 1922’de kesin zaferini ilan etmişti. Bu arada dağılan ve İzmir’e doğru çekilen Yunan birliklerine karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emri bugün bile düşünenlerin tüylerini diken diken yapan, esaretin bittiğinin ve özgürlüğünün başlangıcının simgesi ve meşalesi olmuştur. 31 Mayıs 1919’u 1 Haziran 1919’a bağlayan gecede, Ödemiş’i işgal için gelen düşmana direnen, ilk kurşunu atma onurunu kazanan onurlu Ödemişliler, 3 Eylül 1922’ye kadar geçen süreçte her daim düşmanla çarpışmışlardır. Ve verilen bu büyük, onurlu mücadeleler 3 Eylül 1922’de nihayete ermiştir…Ödemiş’in yiğitleri, dedelerimiz, düşmana karşı verdikleri onurlu mücadeleleriyle bizlere unutulmaz bir miras bıraktılar. Ne mutlu bizlere ki, büyük bir gururla ve onurla, onların bizlere bıraktığı o büyük mirasın emanetçisi olmaya devam ediyoruz. Bu vatan için kanını ve canını ortaya koyan aziz şehitlerimizin bizlere emanet ettiği bu güzel vatanımızı, ay yıldızlı şanlı bayrağımız ile her geçen gün daha da güçlenen çağdaş Türkiye Cumhuriyeti için çalışmaya ve 15 Temmuz’da olduğu gibi korumaya devam edeceğiz.
Aziz şehitlerimizin büyük özveriler göstererek bu vatan için feda ettiği canları, şimdi bizlere, devletimize can veriyor. Bugünlerimiz için onlara minnettarız. Onların o en yüce mertebede, şehitlik makamında huzur içinde uyuduklarını biliyoruz. Mekânları cennet olsun. Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek bağımsız, onurlu, başı dik bir devlet olarak var edeceğimize söz veriyoruz.
Bizler, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi birbirimize kenetlenerek, inançla, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak bilip içimizdeki aklı ve bedeni satılmış hainlere ve onların işbirlikçilerine karşı da omuz omuza durarak aynı acıları tekrar yaşamak zorunda kalmayacağız.. Bu nedenle de milli birlik ve beraberlik, tüm Türk Milleti tarafından özenle korunması gereken bir ilkedir. Bu noktada ulu önder Atatürk’ün sözlerini aktarmak istiyorum. “Gerektiği zaman vatan için tek bir fert gibi yekpare, azim ve kararlılık ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir istikbale layık ve aday olan bir millettir.”Bizler bir zamanlar bu topraklarda yaşanan hüzünleri, ağlayan gözleri, yitirilen canları, yetim kalmış evlatları unutmamalı, bu derin acıları bir daha tecrübe etmemek için var gücümüzle çalışmalıyız. Güçleniyoruz. Daha da güçleneceğiz inşallah. Bize düşen şehit kanıyla sulanan bu topraklarda yaşamanın haklı gururu ile yolumuza devam etmek ve atalarımızın bize bıraktığı güzel memleketimiz için çok çalışmaktır. Ülkemizin dirliğini, birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlere karşı, küllerinden doğan ve 15 Temmuz’da bunu bir kez daha gösteren milletimiz aklıyla, ferasetiyle ve azmiyle her türlü zorluğun üstesinden gelecek ve düşmanlarımıza fırsat vermeyeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatanı bizlere kazandıran tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı, kahraman ordumuza, polisimize ve bu ülke için ölüme koşabilen vatandaşlarımıza minnetlerimi sunuyorum. Kuvayı Milliye ruhuyla bezenmiş olan siz kıymetli Ödemişli hemşehrilerimin kurtuluş gününü kutluyor, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum” dedi.
Konuşmanın ardından Ödemiş Belediyesi Halk Oyunları Ekibi ile İlkkurşun Efeler Derneği tarafından gösteri yapıldı.
Yorum Yazın