Öğrenme güçlüğü okuldan soğutuyor
İZMİR Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi Ezgi Oral, öğrenme ile ilgili sıkıntılar yaşayanların okul başarısının olumsuz etkilendiğini söyledi.
- Ege Postası
- 31.08.2015 - 12:32
Çocuğun okula hazır oluşunun ve akademik olgunluğunun başarıyı etkilediğine dikkat çeken Oral, erken dönemde çocukların iyi tanınması ve onlara gerekli desteğin sağlaması gerektiğini ifade etti. Akademik başarısızlığın kişinin bütün hayatını etkilediğini aktaran Oral, şunları söyledi:
“Özel öğrenme güçlüğü bireyin zekâsının normal ya da normalin üzerinde olmasına karşın, konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik ve akıl yürütme yeteneklerinin kazanılmasında, kullanılmasında güçlüklerle kendini gösteren bir problemdir. Son derece yetenekli ve zeki oldukları halde, bireylerin neden sınıfın gerisinde kaldığı, okuma ya da yazmayı öğrenemediği, ödev yapmak istemediğini anlamlandırmak aileyi ve eğitimciyi zorlayabilmektedir. Akademik hayatta zorlanan, kendini yaşıtlarından farklı hisseden, anne baba ve öğretmenleri ile ilişkileri bozulan çocuklar davranış problemleri göstermeye başlamaya, kaygı ve depresyon yaşamaya başlayabilirler. Özgüvenleri sarsılan çocuklar kendini ifade edemeyen ve sürekli başarısızlık duygusu yaşayan çocuklar haline gelirler. Bu sorunları yaşayan çocuklar zaman içerisinde okuldan soğumakta ve okula gitmek istememektedir. Ailelerin, okulda bu tür problemler yaşayan çocuklarını hemen Çocuk Psikiyatristine ya da Çocuk Psikoloğuna götürmelerini öneririm."
TANI İÇİN AYRINTILI DEĞERLENDİRME GEREKİYOR
Çocuklara tanı konulması için ayrıntılı ve uzun süren değerlendirmeler yapılması gerektiğini bildiren Oral, “Özel öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerin zekâ düzeyleri normal ya da normalin üzerindedir. Hiperaktif de olabilirler. Günlük işleri başlatma ve sürdürmede güçlükler çekerler. Dikkatleri kısa sürelidir, kolayca dağılır. Motor koordinasyonları zayıftır. Sakarlık beceriksizlik görülür. Görsel ayrımlaştırma yetenekleri zayıftır. İşitsel ayrımlaştırmada güçlük çekerler, bazı harfleri karıştırırlar. Yönergeleri unuturlar, dinlemiyor gibi görünürler. Dil gelişimi bir kısmında gecikmiştir. Kendilerini ifadeleri yetersizdir. Dağınıktırlar ve zamanı iyi kullanamazlar. Mesafe ve ölçümlerde zorlanırlar. Zamanı karıştırırlar. Düşünmeden davranırlar, acelecidirler. Okumayı sökememe, yavaş, hatalı okuma, yazı bozuklukları, ters ayna hayali yazma gibi her biri farklı sayıda, farklı yoğunluktaki bu belirtileri gösterebilirler" diye konuştu.
Türkiye'de öğrenme bozukluklarına yönelik gerçekleştirilen araştırmalarda yalnızca yüzde 6.6 oranında doğru tanı konulduğunu, araştırmaların kısıtlı kaldığını ifade eden Oral, okul öncesi dönemde çocuğun iyi izlenmesi, gelişiminin takip edilmesi gerektiğine işaret etti. (DHA)
Yorum Yazın