Organik tarımın sorunları tartışıldı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Çeşme Boyalık Beach Otel’de düzenlenen ve organik üretim paydaşlarının bir araya geldiği toplantıda organik tarımın sorunları tartışıldı.
- Ege Postası
- 30.11.2016 - 13:44
İki gün süren toplantıya Bakanlık temsilcilerinin yanı sıra organik tarım üreticileri, kontrol sertifikasyon kuruluşlarının temsilcileri, üniversitelerden temsilciler ve firma temsilcilerinin de dahil olduğu birçok paydaş katıldı. Toplantının açılışında konuşan İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Sebahat Güllüoğlu, tarımsal üretimde ana hedefin verim ve üretim artışı olduğunu, ancak son yıllarda insan ve doğa arasındaki dengeyi ön planda tutarak, doğal kaynakları koruyarak ve sürdürülebilirlik sağlayarak üretim yapmanın önem kazandığını belirtti. Güllüoğlu, "Sağlıklı beslenmenin temelinde güvenilebilir gıdaların tüketilmesi yatmaktadır. Bakanlık olarak ekolojik dengenin korunarak tarımsal sürdürülebilirliğin sağlanması ve tüketiciye kaliteli güvenilir ürünlerin sunulması öncelikli hedeflerimiz arasında bulunmaktadır. Bu amaca yönelik olarak, ülkemizde organik ürünlerin üretimi ve yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine yönelik faaliyetlere önem vermekteyiz. Tarım ülkemizde birçok bölgede, organik üretim şartlarında yapılmasına rağmen kontrol ve sertifikasyon sistemine dahil olmadığı için, organik ürün olarak pazarlanamamaktadır. Ülkemiz toprak ve su gibi doğal kaynakların henüz kirlenmemiş olması ve uygun ekoloji ile organik tarım açısından avantajlı bir konumdadır" dedi.
Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayan organik tarımın son yıllarda hızla gelişme gösterdiğini vurgulayan Güllüoğlu, "Başlangıçta, 1985 yılında sadece 8 ürüne yapılan organik üretim günümüzde 197 ürün çeşidine ulaşmıştır. Fındık, ceviz, antepfıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, tıbbi ve aromatik bitkiler, pamuk, zeytin, üzümsü meyveler ile yaş meyve ve sebzelerin organik tarım metotları uygulanarak üretimi yapılmaktadır. İşlenmiş ürünlerde çeşitli meyve suları ve konsantreleri, dondurulmuş meyve ve sebzelerle zeytinyağı başı çekmektedir. Ayrıca son yıllarda organik tarımsal üretimde de hayvansal üretimde de gelişme gösterilmeye başlanmış olup et, süt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünler olarak piyasada yerini almaya başlamıştır" diye konuştu.
Türkiye'de, 2015 yılı verileriyle 69 bin 967 üretici tarafından 515 bin 260 hektar alanda organik tarım yapıldığını belirten Güllüoğlu şu bilgileri verdi:
"Bu alanın 29 bin 199 hektarlık bölümü doğadan toplama alanı olup 486 bin 69 hektar alanda yetiştiricilik yapılmaktadır. Ülkemizde 2015 yılı verilerine göre 8 bin 234 adedi tamamen organik süreçte olmak üzere toplam 8 bin 867 büyükbaş, 36 bin 863 tamamen organik süreçte toplam 42 bin 896 küçükbaş 952 bin 610'u tamamen organik süreçte toplam 981 bin 6 adet kanatlı varlığı ve 38 bin 296'sı tamamen organik süreçte olmak üzere toplam 70 bin 976 kovan varlığına ulaşılmıştır."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İzmir İl Müdürü Ahmet Güldal ise organik tarımın İzmir için anlamının büyük olduğunu, dolayısıyla bu toplantının burada yapılmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti. Organik tarım yapılırken ilgili kişilerce, köyler, beldeler, ilçelerin kısmen bilgilendirildiğini belirten Güldal, "Ama ülkesel boyutta baktığımızda bunun yeterli olmadığını görüyoruz. İşin doğrusu ekonomik refah düzeyinin bir miktar artması, insanların yediğine içtiğine daha çok dikkat eder hale gelmesi, iyi tarım uygulamaları, organik tarım uygulamaları, kontrollü ürün yetiştiriciliği noktalarında hassasiyeti ve beklentiyi artırmaktadır. Organik tarım ürünleri, bu üretimlerin bu ürünlerin zirvesinde belgelenmiş, güvenilir olması gereken ürünlerdir. Tüketicilerimizin birçoğu kaliteli sağlıklı organik ürünler tüketmek için bir arayış içerisindedir. Aradaki koordinasyonu sağlamak üzere burada bulunan bulunmayan organik tarımla ilgili olan her türlü kamu ve özel teşebbüslerinin bu konuya yeni bir bakış açısı getirmesi gerekiyor" dedi.
Türkiye’nin birçok bölgesinde ve birçok ilinde ürün yelpazesine bakıldığında organik ürün olma kapasitesine haiz ürünlerin çok fazla olduğuna dikkat çeken Güldal, bir sertifikasyon işlemi görmediği için bu ürünlerin organik ürün vasfı kazanamadığını ve değerinin altında satıldığını söyledi.
Türkiye’nin tarımsal ihracatının yüzde 13.5'inin İzmir’den gerçekleştiğini hatırlatan Güldal, bu rakamın yaklaşık 2.5 milyar dolar olduğunu söyledi. Üretilen her türlü kontrollü ve organik ürünün, İzmir’den yurtdışına Avrupa’ya dünyaya satılmasına hiçbir mani bulunmadığının altını çizen Güldal, "Bizim İhracatçılar Birliği’miz de Ticaret Borsa’mız da bu konuda çok ehildir. Tecrübeleri çok fazladır. Bu sebeple hangi ilde olursa olsun yeter ki elinizde belgelenmiş sertifikalandırılmış organik ürünler olsun. İzmir sanayicisi ihracatçısı bunu satabilecektir" diye konuştu.
İki gün süren toplantılar ve sunumlar boyunca organik tarımın bütün sorunları tek tek masaya yatırılarak karşılıklı görüşler, öneriler değerlendirildi.
Yorum Yazın