
Özgür Özel'den Erdoğan'a düello teklifi: İmamoğlu suçluysa ben istifa edeceğim, ya sen?
CHP'nin Mersin Yenişehir Meydanı'nda düzenlediği mitingte konuşan Özgür Özel iktidara yönelik "Bu cuntanın karargâhı Beştepe'dir. Silahı, ele geçirdiği yargı, mühimmatı ise yalan ve iftiradır" dedi. Erdoğan'ı 'düelloya' davet eden Özel, İmamoğlu'nun yargılanmasının TRT'den canlı yayınlanması çağrısı yaptı; ' Senin savcın soruları sorsun, benim başkanım canlı yayında yargılansın. Görelim bakalım kim dürüst, kim iftiracı. Var mısın? Buradan Sayın Erdoğan'a siyasetimizin en büyük karşı karşıya gelmesini, düellosunu teklif ediyorum. Şunu yapacağız: Canlı yayında yargılama olacak. Sonra Türkiye'nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. İmamoğlu'nun suçluluğuna millet ikna olursa siyaseti ben bırakıyorum. Olmazsa sen bırakmaya var mısın? Sana siyasi düello teklif ediyorum. Canlı yayında hatta sana %25 de avans veriyorum. Eğer senin savcın haklı çıkarsa ben istifa edeceğim. Ekrem İmamoğlu'nun haklılığı ortaya çıkınca sen istifa edecek misin? Var mı cesaretin? Hodri meydan!'
- Ege Postası
- 26.04.2025 - 15:17
- Güncelleme: 26.04.2025 - 18:31
Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması ve erken seçim için her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinglerinin üçüncüsü bugün Mersin'de gerçekleşti.
Miting Yenişehir Meydanı'nda başladı.
ÖZEL'DEN ERDOĞAN'A DÜELLO TEKLİFİ
Kürsüde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi;
''Küçücük çocukları olan, küçücük çocukları olan kadın tutukluları alıp da "Hastaneye götürüyoruz." diye bir yerlere götürüp onların karşısına geçip "Benim dediğim gibi ifade ver." yani özeti "Ekrem İmamoğlu'na iftira at. Sonra direkt evine git." diyen "Bunu yapmazsan 10 yıl evladının yüzünü göremezsin." diyenlere hukuk insanı denemez. Bunlara savcı denemez. Bunlar iftiracılardır. Bunlara aman, el aman demeyeceğiz, teslim olmayacağız. Buradan buradan Mersin'den buradan Mersin'den Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum: Sayın Erdoğan, eğer savcına güveniyorsan arkasına geç. Ben cumhurbaşkanı adayıma, Ekrem Başkan'a güveniyorum, tam arkasındayım. Eğer iddialarına güveniyorsan TRT'yi açalım. İsteyen bütün televizyonları açalım. Senin savcın soruları sorsun, benim başkanım canlı yayında yargılansın. Görelim bakalım kim dürüst, kim iftiracı. Var mısın? Buradan Sayın Erdoğan'a bütün milletin önünde bir büyük teklifte bulunuyorum ve siyaset tarihinin, siyasetimizin en büyük karşı karşıya gelmesini, düellosunu teklif ediyorum. Şunu yapacağız: Canlı yayında yargılama olacak. Sonra Türkiye'nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer Ekrem İmamoğlu'nun suçluluğuna millet ikna olursa siyaseti ben bırakıyorum. Olmazsa sen bırakmaya var mısın? Sana siyasi düello teklif ediyorum. Canlı yayında hatta sana %25 de avans veriyorum. Eğer senin savcın haklı çıkarsa ben istifa edeceğim. Ekrem İmamoğlu'nun haklılığı ortaya çıkınca sen istifa edecek misin? Var mı cesaretin? Hodri meydan sana! Ama böyle bir yürekleri yok, böyle bir cesaretleri yok.
Daha bu sabah daha bu sabah millet bu operasyonlardan illallah demişken "Ekonomiye zarar veriyor." demişken maalesef millet "Deprem gündemim var. Benim seçtiğimi getir yerine otursun." demişken bugün yeni bir operasyona giriştiler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden üst düzey bürokratların da içinde olduğu 53 kişiyi daha gözaltına aldılar. Maksat bulamadıkları kanıtı, ikna edemedikleri yalancı şahidi şimdi 53 yeni masum üzerinden yapmaya çalışacaklar. Piyasalar, borsa hukuk ister, güven ister. Bunun için bu operasyonu hafta içinde yapmaya cesaret edemediler. Piyasalar kapandıktan sonra bir cumartesi sabahı bu operasyonu yapıyorlar ki borsa düşmesin, dolar yükselmesin. Bu operasyonun içinde ahlak olsa, hukuk olsa neden düşsün borsa, neden bozulsun piyasalar?
"OPERASYONUN İÇİNDE AHLAK HUKUK OLSA BORSA NEDEN BOZULSUN"
Bu operasyonun içinde ahlak olsa, hukuk olsa neden düşsün borsa, neden bozulsun piyasalar? Hepimiz atılanın yalan olduğunu, bunun bir iftira olduğunu, Tayyip Erdoğan'ın rakibinden kurtulmak için yaptığı bir kumpas olduğunu hepimiz biliyoruz, hepimiz. Bugün yapılan iş, tamamen iki hedefi vardır. Bunlardan birincisi milletin iradesine çökmek, ikincisi İstanbul'un rantına çökmek. Öyle ki Ekrem Başkan hapse atıldıktan hemen sonra Kanal İstanbul ihanetini hemen raftan indirdiler. İstanbul'un muhafızı Ekrem Başkan Silivri'deyken Arap televizyonlarının reklamlarına Recep Tayyip Erdoğan başrolde çıktı. "Kanal İstanbul manzaralı evler", "İstanbul'da göl manzaralı evler", "Türkiye pasaportu Türk pasaportu garantili evler" 3,5 dakikalık reklam yayınlarında Tayyip Erdoğan Katar'dakilere, Araplara, Arap şeyhlerine güzel daireler vaat ediyordu ve bunu gören İSKİ buna itiraz etti. İSKİ'nin Genel Müdürü Şafak Başa buna en temelden itiraz eden kişi olarak Ekrem Başkan'a gitti, ziyarette bulundu, bilgi notlarını sundu. Kendisi, genel müdür yardımcısı ve imar daire başkanı Kanal İstanbul için yapılan inşaatları, öyle dedikleri gibi yoksulun, yoksullar için yapılan konut falan değil, Kanal İstanbul inşaatı için yapılan bütün işleri gördü ve bunların kaçak olduğu için TOKİ'ye bunlar hakkında yıkım kararı verdiğini bildirir yazıyı dün yolladı. Bugün gazetelerde, muhalif gazetelerde bu haber var ve bu sabah bu sabah 40 gün önceki operasyonda adı olmayan, hakkında hiçbir iddia olmayan İSKİ'nin genel müdürü, genel müdür yardımcısı ve imar daire başkanı Şafak baskınıyla gözaltına alındılar. Hepimiz biliyoruz ki mesele yolsuzluk değil, mesele Kanal İstanbul'suzluk. Kanal İstanbul yoksa Tayyip Erdoğan yok. Onun için saldırıyor arkadaşlarımıza. Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. İstanbul, unuttuğun, unutturmaya çalıştığın deprem gerçeğiyle geçtiğimiz günlerde bir kez daha yüzleşti. AKOM'un, Afet Koordinasyon Merkezi'nin baş koltuğu boş duruyor. Oraya İstanbullular Ekrem Başkan'ı oturttular. Deprem paniğinde İstanbul'a güveni verecek olan da, deprem tehlikesine karşı bugüne kadar yaptığı çalışmaları sürdürecek, bitirecek olan da, İstanbul'u depremden koruyacak olan da Ekrem Başkan'dır ve arkadaşlarımızdır. Ancak bu durumda bile depremden siyaset yapan, Ekrem Başkan'ın yerine seçilen belediye başkan vekili yerine AK Parti il başkanını yanı başına oturtan Erdoğan, deprem tehlikesine karşı bugün en lazım olan bürokratlarımızı sabahleyin evlerinden toplamıştır.''
Yorum Yazın