
Özgüven İç İşleri Bakanlığını mahkemeye verdi
Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, kendisine görevi iade etmeyen İç İşleri Bakanlığı'nı mahkemeye verdi.
- Ege Postası
- 19.01.2014 - 13:36
İZMİR- Usul hataları nedeniyle yargılandığı süreçte İç İşleri Bakanlığınca idari tedbir amacıyla görevden uzaklaştırılan ancak görevden alınmayan ve Belediye Başkanlığı devam eden Özgüven, 4.Yargı paketiyle idari tedbir amaçlı görevden uzaklaştırılmasının koşullarının ortadan kalktığını buna rağmen görevin kendisine iadesinin reddedildiğini söyledi. Özgüven hukuka aykırı karar veriliyor. Hakkım gasp ediliyor" dedi.
Daha önce idari tedbir amaçlı görevden el çektirildiği için yerine emaneten imza yetkilisi olarak Dikili Belediye Meclisi tarafından vekil seçilen Yusuf Altıparmak’ın vekillik süresi karar kesinleşmediği için uzatılmıştı. Ankara İdare Mahkemesi'ne gönderilmek üzere İzmir İdare Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde bu uzatmanın yasaya aykırı olduğu belirtildi. Dilekçe'de 'Davalı Bakanlığın yürüttüğü iptal istemine konu davacının Dikili Belediye Başkanlığından geçici bir tedbir kararı olarak uzaklaştırılması işlemleri açıkça hukuka aykırı olduğundan ve telafisi olanaksız zararlara sebebiyet verdiğinden yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemi zorunludur' ifadelerine yer verildi.
Danıştay'ın göreve dönmesinde yasal olarak sıkıntı yoktur kararı üzerinden 2 ay geçmesine rağmen, dönüş yazısının İç İşleri Bakanlığı'nda bekletildiğini söyleyen Özgüven; "Danıştay 8.Daire Başkanlığı yaklaşık 2 ay önce verdiği kararda özet olarak ‘kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının varlığından söz edilemeyeceğinden herhangi bir hak yoksunluğu doğmamaktadır. İzmir İli Dikili İlçesi Belediye Başkanı Osman Özgüven’in 5393 sayılı Kanunun 44/b maddesi hükmü uyarınca Belediye Başkanlığından düşürülmesi isteminin reddine oy birliği karar verilmiştir' kararı almıştı. Görev iadesi için beklenilen Danıştay 8.Dairesinin yazısı İç İşleri Bakanlığına ulaşmıştı. Yargı karar verdi ancak Bakanlık hala karar veremedi. Adaletin bir an önce sağlanması seçimle geldiğim görevimin biran önce iade edilmesini talep ediyorum" dedi.
MUHALEFET BAŞKANLARINA AYRI DAVRANILIYOR
4'üncü Yargı Paketi'nin kendisine tanıdığı hak ile birlikte göreve iade edilmesi için yaptığı başvurunun reddedilmesinin İçişleri Bakanlığı’nın 'keyfi siyasi bir kararı' olduğunu söyleyen Özgüven; "İçişleri Bakanı devlet adamı gibi hareket etmiyor. AKP'li başkanlar için farklı, muhalefet başkanları için farklı davranıyor" dedi.
Muhalif bir belediye olduğu için böyle bir davranış ile karşı karşıya kaldığını savunan Özgüven'in Avukatı Muhittin Üstündağ ise "İktidarın uygulamaları AKP ile muhalif belediyeler bakımından farklı yorumlanmakta. Esasen 4'üncü Yargı Paketi'nden tüm sonuçlarıyla yararlanan Dikili Belediye Başkanı'nın halen geçici görevden uzaklaştırma kararının sürdürülüyor olması hukuka aykırıdır. Bu hukuka aykırılığın 4'üncü Yargı Paketi'nden sonra göreve iadesinin derhal gerektiği belediye yasasında açıklanıyor. Buna rağmen İç İşleri Bakanlığı görevi iade etmiyor. İçişleri Bakanlığının kararı yasal değildir" dedi.
KARAR ANAYASAL BİR SUÇTUR
Avukat Muhittin Üstündağ; "Anayasanın 67. maddesi seçme ve seçilme hakkı ile siyasi hakları kullanma hakkını bahşeder kişilere. Osman Başkan'ın hakkında yürütülen idari işlemler bu anayasal hakkını da elinden alıyor. Seçilmiş mazbatasını ele almış görev yapan bir belediye başkanını siyasi irade ile yargı kararı olmaksızın, 2 aylık devrelerde sürekli uzatmak suretiyle görevinden uzaklaştıramazsınız. Bu Anayasal bir suçtur. Bu hak gasp edildi. Bu sebeple idare tarafına İçişleri Bakanlığı aleyhine bir dava açıyoruz. Bu davada her türlü maddi manevi tazminat istemlerimizi tam yargı dava haklarımızı saklı tutacağız. Derhal göreve iade edilmesi için mevcut idari işlemin yürütmesinin durdurulmasını istiyoruz" dedi.
ANAYASA VE İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURACAĞIZ
Özgüven “Daha önce su ile ilgili olarak bana ceza veremediler. Vermediler değil veremediler. Çünkü kamuoyu baskısı ağır geldi. 'Nasıl olsa buna bir yerden ceza tuttururuz' dediler, hiç yapmadığım bir ihaleden 'İhaleye fesat karıştırma' dan ceza aldım. Belediyenin araçlarını yine belediyeye sattığımız bir konudan yargılanarak ceza aldık. Bunların hepsi ihaleye fesat karıştırma suçu ile eş değer tutuldu. Oysa ihale yapmamıştık. Yapılmayan bir ihaleden ceza aldık. Hiçbir kamu zararı yoktu. Hatta kamunun ciddi biçimde karı vardı. Belediye araçlarını belediye kendinden aldı. Yani bir cebinden aldığı parayı öbür cebine koydu. Daha sonra buradan yargılandık, sudan ceza veremeyenler bizi bu konuda yargıladılar. Dikili Belediyesi bunların hiçbirini hak etmedi. Biz 4'üncü Yargı Paketi ile aklanmadık bunu kabul etmiyoruz. Çünkü biz onların bizi işaret ederek vermiş oldukları cezalardaki suçları işlemedik. Bu doğrultuda zaten Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi sonuna kadar nereye gideceksek gidip hakkımızı arayacağız. Bu davada da İçişleri Bakanlığı siyasi keyfi bir tutum içine girmiştir. Tam anlamı ile bir 'siyasi linçtir'. Bu nedenle derhal göreve döndürülmem gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın