Palmiye böceği tehdit ediyor
EGE Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Tezcan, palmiye kırmızıböceğinin Türkiye’deki yayılışını ve zararlarını artırarak sürdürdüğünü söyledi.
- Ege Postası
- 09.01.2018 - 10:36
Palmiye kırmızıböceği’nin 2-3.5 santimetre boyunda, iyi uçabilen, kınkanatlı bir böcek olduğunu; Asya, Afrika, Amerika ve Avustralya kıtalarının geniş alanlarında görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Tezcan, "Türkiye’ye topraklı bitki girişine izin verilmesi sonucunda ithal edilen palmiye ağaçlarıyla 2005 yılında Mersin’den bulaşmış aradan geçen süre içinde güneyden başlayarak batı bölgelerimizde hızla yayılış göstermektedir. Son günlerde İzmir’de çeşitli alanlarda görülmeye başladığını biliyoruz. Bir an önce mücadele edilmesi gerekiyor" dedi.
Palmiye kırmızı böceğinin, palmiye gurubundaki bütün bitkileri etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Tezcan, "Mücadele özellikle soğuk dönemlerde yapılması gerekiyor. Sadece ilaçla mücadele yeterli olmamaktadır. Böcek, palmiye ağaçlarında büyük çapta zarara ve ekonomik kayba yol açmaktadır" diye konuştu.
BUDAMAYA DİKKAT EDİLMELİ
Palmiye kırmızı böceğinin 3-5 gün gibi kısa bir sürede 7 kilometre uzağa ulaşabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tezcan, "Böceğin zararını arttıran yanlış uygulamalar bulunuyor. Özellikle yaprakların kesim yerlerinde meydana gelen yaralanmalar, yeni bulaşmalar için giriş kapısı oluşturuyor. Budamaların sık ve böcek uçuşunun yoğun olduğu sıcak aylarda yapılmaması, budama sırasında yaprak sapının gövdeye bağlandığı noktadan kesilirken budak bırakılmaması, budama artıklarının imha edilmesi zararlının yönetimi açısından önem taşımaktadır. Ayrıca ağaçların dip sürgünleri de temizlenmelidir. Bu önlemlere uygulama sırasında ne yazık ki yeterince dikkat edilmediği gözlenmektedir" dedi.
Bahçe sahipleri, site yöneticileri ya da belediyelerin ilgili birimlerince gerçekleştirilen budamaların, bitki gelişim ve yapraklanma hızının en yüksek olduğu mayıs-eylül aylarında en az 2-3 kez tekrarlanarak yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Tezcan şunları söyledi:
"Budanan noktalardan çevreye yayılan bitki kokusunu algılayan palmiye kırmızıböceği erginleri, bazen kilometrelerce uzaktan gelmekte ve bitkilere bulaşmaları gerçekleşmektedir. Palmiye kırmızıböceğinin bitkide oluşturduğu zarar belirtileri böceğin doku içinde bulunması nedeniyle başlangıçta dikkat çekmemektedir. Bulaşmanın ve zararın yoğunluğuna bağlı olarak zaman içinde özellikle tepe yapraklar dikliğini yitirerek bir şemsiye gibi aşağıya sarkmakta ve bir süre sonra da ağaç tamamen kurumaktadır. Bu ağaçlar sağlıklı olan diğer ağaçlara bulaşmalar için kaynak durumuna gelmekte ve palmiye kırmızıböceği bu şekilde bulaştığı yöredeki yaygınlığını ve zararını hızla arttırmaktadır" diye konuştu.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Böceğin zararını önlemek için yapılacak mücadele yöntemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tezcan, "Palmiye kırmızıböceğinin bulaşma kaynağı durumuna gelen ve kolayca devrilerek tehlike yaratma olasılığı taşıyan bu ağaçların kısa süre içinde kesilerek ortamdan uzaklaştırılması ve hazırlanan çukurlara derin şekilde gömülerek, doku içindeki böceklerin yeniden başka bitkilere bulaşması önlenmelidir. Bu nitelikteki ağaçların gelişigüzel bırakılmaması ve atılmaması konusunda kişilere, site yöneticilerine ve belediyelere önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Palmiye kırmızıböceğinin tercih ettiği bitkilerin yeni tesislerin oluşturulmasındaki dikimlerde, zararlının özellikle mayıs-eylül ayları arasında yayıldığı süreçte kullanılmamasında yarar vardır. Son yıllarda bu zararlı tür hızla yayılmakta, buna rağmen başta palmiye ve föniks olmak üzere konukçu bitki dikimleri kent ve site içlerinde giderek yaygınlaşmaktadır. Site ve belediyelerin peyzajla ilgili birimlerinde görev alan peyzaj mimarları, ziraat mühendisleri ve orman mühendislerinin bu konuyu dikkatle incelemesinde ve hiç olmazsa palmiye kırmızıböceği yangını sönünceye kadar yukarıda belirtilen konukçu bitkileri peyzaj planlarına dahil etmemesinde yarar bulunmaktadır. Ayrıca dikimlerde kullanılacak fidanların da zararlıyla bulaşık olmayan sağlıklı fidanlar olmasına önem verilmelidir. Zararlının ülkede ve bölgede kısa sürede hızla yayılmasında ne yazık ki bu konuya yeterince özen göstermemenin etkili olduğu düşünülmektedir" dedi.
Yorum Yazın