Piriştina adaylık kararını anketle verecek

HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-Projelerini, yerel seçim sürecini, yeniden aday olup olmayacağını ve daha pek çok soruyu yönelttiğimiz Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina ile Pembe Köşk olarak da bilinen Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde buluştuk. Her zamanki mütevaziliği ve gülümseyen yüzüyle bizi karşılayan ve her sorumuza  açık ve samimi yanıtlar veren Başkan Levent Piriştina, 4,5 yıla varan hizmet döneminde hayallerinin ne kadarını gerçekleştirdiğini sorduk. Sorumuza yanıtı,

“Yaşadığımız kentle ve kentte yaşayan kentlilerle ilgili hayallerimiz bitmez. Hayallerimizi de rasyonel bir çerçeveye oturtmamız lazımdı. 5 yılınız var. Paranız belli, yasal zorunluluklar belli. Hayallerimizi bunlara sığdırdık. Aslında hayallerimiz kaba sığacak gibi değil. Bucalılar çok güzel şeylere layık. Söz verdiğimiz ve 30 Mart geldiğinde bitirmiş olacağımız projelerin sayısı yüzde 80’i geçti. Biz belediyecilik hizmetinin dışında insana çok değer verdik. Gönül rahatlığıyla sosyal belediyeciliği icra ettiğimizi söyleyebilirim. Ama gerçek ölçek ölçek Bucalılar’da. Umuyorum onlar da öyle görüyor” şeklinde oldu.

İŞE BUCA’NIN 30-40 YILDIR İHMAL EDİLEN ÇEPERLERİNDEN BAŞLADIK

“Bu günün şartlarında ülkede rejim değişmiş, darbe girişimi olmuş, 7 tane seçim görmüş bir koşulda iyi bir performans olarak görüyorum. Tabi takdir milletin ama şu 5 sene bizler için, ülke için, ekonomi için kolay geçmedi. Ülkenin yönetim biçimi değişti, terör örgütleri türedi.

İş bitmez, talep bitmez ancak en ivedilikle nereden başlamalı dedik'” diyen Başkan Levent Piriştina, işe 30-40 yıl ihmal edilen Buca’nın çeperlerinden başladığını söyledi.

HİÇBİR EKSİĞİMİZ KALMADI DEMİYORUM AMA SAMİMİYETİMİ, İYİ NİYETİMİZ GÖRÜLDÜ

718 milyon tl’yi aşan yatırım yaptıklarını, söz verdikleri projelerin yüzde 80’inden fazlasını gerçekleştirmiş olacaklarını dile getiren Başkan Levent Piriştina’nın hizmetleri ve öncelikleri hakkında anlattıkları şu şekilde oldu:

“İhmal edilmiş mahallelerden başladık. Buca’nın özellikle çeper denen bölgelerinden işe başladık. Önce pozitif ayrımcılığa önem verdik. Buca’nın merkezi ile çeperi arasında pozitif ayrımcılık uyguladım. Buca tam Türkiye gibi. Kozmopolit bir yer. 30-40 yıllık bir ihmal edilmişlik vardı. Merkez hizmet alırken çeperler geride kalmış. Pozitif ayrımcılık Bucalıların sosyal adalet ve refah ve birbiriyle huzur içinde yaşaması için olmazsa olmaz bir şart. Yol, asfalt, kaldırım tabi yapılır. Bende yok ama Levent’te var, neden yok diye sorgular insanlar. Huzursuzluk çıkar sonra. Binalar, yollar, asfaltlar zaten yapılır. Büyükşehir belediyemizin desteğiyle 718 milyon TL bir yatırım var. Ancak benim için öncelik insana yatırım. İnsanlara ne yaparsanız yapın kültür, sanat, eğitim, spor hizmetlerini de getirmelisiniz. Bunlara özen gösterdik. Kadın ve gençleri önceledik ama yaşlılarımızı da unutmadık. Bu arada üniversiteye hazırlanan gençleri unutmadık. Çocuklar için pırlanta merkezleri yaptık.

Pırlanta merkezi adı altında açtığımız kreş sayısı 10 idi, 11-12 olacak. Bazı işler böyle. Bir kreş açalım dedik. Anneler, kadınlar her şeyden uzakta kalıyor, dört duvar arasında, çocuk büyütmeye çalışıyor. Kadın siyasette ve ticarette olmasın isteniyor. Sosyal ve iş hayatına katılamamak anneler içi büyük engel. Bir tane açalım dedik ancak talep o kadar çok oldu ki, şimdi 12 olacak. 300-500 çocuk ve anneyi  biraz sokağa çıkartalım dedik. 500 kadın sokağa çıksın Buca kurtulur dedik. Bu sayı şimdi 5 bini buldu. Çok mutluyum. Bu iş böyle planlanmamıştı. Bazı işler böyle oluyor işte. Yerinde bir iş oldu. 4,5 yılı belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra kültür, sanat, kadın, çocuk, gençlerle, asfaltla, yolla, kaldırımla, seçimlerle geçirdik. Ama kardeşlik içinde. Eksiğimiz, yetemediğimiz yerler olabilir ama vatandaşımıza niyetimiz iyiyi anlatabildiğimizi düşünüyorum. Yetmemiş olabiliriz. Dünyanın en iyi belediyesiyiz, Buca’nın hiçbir sorunu kalmadı demiyoruz, bu mümkün değil zaten. Ancak insanlarımız gayretimizi, iyi niyetimizi, çabamızı gördü. Umuyorum bizim o kendimizde gördüğümüz aynı hisler Bucalılarda da vardır. 718 milyonluk yatırım yaptık. Yol, kaldırımdan tutun da dağıttığımız tüpe kadar. Bunun 100 milyon üstünü belediyemiz kendi imkanlarıyla, diğer bölümünü büyükşehir ile ortak yaptık. Bir dönem ve bir ilçe için küçümsenemeyecek bir oran. Esas sorun n? Buca o kadar uzun zaman, 30-40 yıl önemsenmemiş, ihmal edilmiş ki, bir milyar tl’ye yakın yatırım bile istediğiniz boyutta göze çarpmayabiliyor. Çünkü eksik çok. 40 yıldır Balçova, Konak, Karşıyaka, Güzelbahçe yatırım almış, Buca geride kalmış, arayı kapatmaya çalıştık.”

İNSANA DOKUNAN İŞLER YAPMAZSANIZ, GÖBEĞE İNSANI KOYMAZSANIZ OLMAZ

Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, sosyal belediyecilik anlayışını hayata geçirmek için çalıştığını dile getirerek,

“Sosyal belediyecilik anlayışı önemli. Belediyecilik hizmeti sadece yol, asfalt, köprü, bina yapmak değildir. Yollarda yürüyenler başka beklentilerle hareket etmiyorsa yaptığınız hiçbir yolun, köprünün, tesisin anlamı yok. 50 trilyona inanılmaz bir tesis yaptın, ama çocuğun keman sevmesini, tenis oynamasını, kültürle sanatla tanışmasını sağlamadıktan sonra, annesine rahat nefes alacak bir ortam sağlamadıktan sonra yani insana dokunan işler yapmadıktan sonra, projelerin göbeğine insanı koymazsanız olmaz. Hükümet gönderir yüz trilyon, Aziz Başkan gönderir 200 trilyon, iki bina daha dikersiniz. Ama insanların mutlu olmasına, eğitilmesine daha fazla ihtiyacımız var diye düşünüyorum. İnsanların kültürle sanatla ilgilenmesine, kent kültürüne adapte olmasına, bir dal üzüme, sokakta yürüyen amcaya sevgiyi, saygıyı vermedikten sonra binalar binalar binalar. Ne işe yarar, onlar yapı çöpleri olarak 50-100 sene sonra yıpranacak. Biz o yüzden insana yatırım diyoruz. Biz belediyecilik hizmetinin dışında insana çok değer verdik. Gönül rahatlığıyla sosyal belediyeciliği icra ettiğimizi söyleyebilirim. Ama gerçek ölçme Bucalıların. Umuyorum öyle görüyor onlar da” diye konuştu.

ROZETİMİZİ YAKAMIZDAN ÇIKARIP KALBİMİZE TAKTIK

Her hafta birden fazla berbere sabah saatlerinde gidip tıraşını olan, esnaflarla, halkla sürekli iç içe olan Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, partisi CHP’nin rozetini çıkarıp kalbine taktığını, eleştiriye ise sonuna kadar açık olduğunu vurgulayarak, “Her hafta en az üç dört tane berber arkadaşımıza gidiyorum, onlarda tıraş oluyorum, sohbet ediyorum. Esnafları sürekli geziyorum. Siyaseten, dünyaya bakış açımı beğenmeyebilir bir insan, ama bizim kurduğumuz sevgi, saygı ve samimiyete dayalı iletişim yerine ulaşıyor. Bizi bağırlarına basıyorlar. Bir insan MHP’li de olabilir, AK Partili de olabilir. Çok da normal. Onlarla da dostluk kuruyorum. Onlarla oturup Buca hakkında konuşuyoruz, fikir üretiyoruz. Eksiğimiz varsa rahatlıkla  söyleyebiliyorlar. Bunun nedeni samimiyetimiz diye düşünüyorum. Partimizin değerlerine bağlıyız ancak öncelikle tüm Bucalıların belediye başkanıyım. Vatandaşa gittiğimde başkanım. Rozetimizi yakamızdan çıkarıp kalbimize taktık. Zaten o da senin aynan oluyor. Beş yılda ne yaptığın kalbindeki rozetten çıkıyor zaten. Ama hizmetleri adaletli dağıtmak önemli” vurgusunu yaptı.

HEPSİ PEÇELİ, ÇARŞAFLI KADINLAR SARILIP, ‘ALLAH RAZI OLSUN’ DEDİ VE…

“Hayattaki en büyük mutluluğum insanların yüzündeki gülümsemenin nedeni olmak” diyen Başkan Levent Piriştina, okuma yazma bilmeyen 50 yaş üstü kadınlarla yaşadığı bir anısını anlatarak, “Okuma yazma bilmeyen 50 yaş üstü kadınlara kurs verelim dedik. İnanır mısınız o kursu yaptık, ödül vereceğiz. Kep töreni yapalım dedik. Anneler kep giyer, kutlarız dedik. Bir girdim salona. 28 tane kadın. Hepsi peçeli, çarşaflı. Saygı duyuyorum. ‘Anneler hepinizin ellerinden öpüyorum’ dedim, o 20’yi aşkın kadının bana sarılmasını ve teşekkür etmesini yaşadım. O anı hiç unutamam mesela. Paçamda pırlanta merkezinden çocuklar, karşımda annemden büyük kadınlar sarılıp, ‘Senden Allah razı olsun’ dedi. Oğlu gibi görüyorlar. Bir kamu yöneticisi olarak bunu sağlamışsak yeterli. Tamam asfaltı biraz eksik yapmış olabilirsin bir yerde, onu yaparsın, tamamlarsın. Ancak biz bu samimi iletişimi ve bağı kurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kapalı kadın da modern kadın da bizim için çok değerli” dedi.

ELBETTE ELEŞTİREBİLİRLER, YETER Kİ SİYASİ NEZAKET DAHİLİNDE OLSUN

Buca’da muhalefetteki partilerin ilçe başkanlarıyla da görüştüğünü, onlara da kendilerini ve eksik buldukları hizmetlerini eleştirebileceklerini söylediğini anlatan Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, tek şartının ‘siyasi nezaket’ olduğunu ekleyerek, tartışma-kavganın ilçeye yararı olmayacağını dile getirdi, şunları söyledi: 

“İlçe başkanlarıyla da sürekli görüşüyoruz. Siyaseten aynı yerde durmayabiliriz. Bizi elbette eleştirebilirler, eksiklerimizi de söyleyebilirler. Bunun kadar doğal bir şey yok. Yeter ki siyasi nezaket olsun, onur ve gurur kırıcı olmasın yeter ki. Çok şükür hangi ilçe başkanı olursa olsun hiçbir zaman böyle olumsuz bir diyaloğumuz olmadı. Siyaset böyle bir şey. Seni eleştirebilirler. Ben de hükümeti eleştirebilirim. Ama bir sınır var onu aşmamak lazım. Ben zaten aşmam. Ben o çizgiyi bozmadım. Şartlar ne olursa olsun bozmam da.  Kazanmak için her şey mübah anlayışını taşımıyorum. Devamlı kavga, tartışma sevmiyorum. Kente yararı olmaz bunun. Birbirini seveceksin, sayacaksın. Muhalefetteki partiler varsa da eksiklerimiz söyleyecekler tabiî ki. Ancak katılımcı olacaklar.”

BENİM 3 TANE BASİT SORUNUM VAR, SIFIR TL DEĞERİNDE

Hükümetten umduğu desteği alamadığını dile getiren Başkan Levent Piriştina, özellikle sadece imza bekleyen 3 proje için destek ve işbirliği beklediğini belirtti.

3 PROJEM İÇİN HÜKÜMETTEN PARA İSTEMİYORUM, BİR İMZA BEKLİYORUM SADECE

O üç projeyi ve ne yapmak istediğini tek tek anlatan Başkan Piriştina,  bunları şöyle açıkladı:

“Ben hükümetten beklediğim desteği almadım. Köstek olmadılar ama çok basit para gerektirmeyen projelerim için hala bekliyorum. Art niyet aramıyorum, bence yok art niyet. Sistem değişti, bakan geliyor bakan gidiyor. Ülkenin gidişatı ortada. Ancak Buca’nın çok basit hallolabilecek, bir tl bile harcanmadan yapılacak işleri var. Para istemiyorum bir imza istiyorum sadece. Onların olması için bekliyorum. 3 tane öyle projemiz var. Cezaevinin içinde bir lojman var mesela. O lojmanı kaldırmak istiyorum. Yana kayarsa Menderes Caddesi uzunluğunda bir yol açılıyor. Adalet Bakanlığı’ndan sadece bir imza gerekiyor. Askerlerimiz, er ve erbaşların kaldığı o lojmanı alıp taşıyacağız, yana çekeceğiz. İkincisi tramvay. Hattı hazır, yolu hazır. Büyükşehir belediyesi yatırım yapabiliriz dedi. Yatırım yapın izni vermeleri gerekiyor. Buna üzülüyor insan işte. Versin izni, yapmadı büyükşehir diyelim. Tamam. O zaman sen de dersin ki, ‘Kardeşim verdik izni, bir araba laf ediyorsun, yap işte’ dersin. Üçüncüsü; Buca eski stadı. Karşıda Buca Çarşı ve Gösteri Sanatları Merkezi’ni inşa ediyoruz. Burası zamanında Buca Stadı imiş. O günkü Buca şartları öyleymiş. Buca Arena Stadı yapılmış sonra. Şimdi artık profesyonellerin sporun kalbi orada atıyor. Bana sadece tahsis gerekiyor. Ben size Arena Stadı’nı vereyim, bana buranın kullanımını verin, kent meydanı yapacağım. Orası çim alan zaten. Altına otopark yapalım. Maç da oynanmıyor orada. İstediğim sadece bu, çok basit. Bir takas. Hatta tahsise döndürdük. Mülk devletin, benim senin, fark etmiyor. Ha Buca Belediyesi’nin ha Maliye Bakanlığı’nın. Sonuçta kamunun malı olacak. Bu çok basit, para bile gerekmeyen 3 proje için imza bekliyoruz. Bunun çözülmemesi mümkün değilmiş gibi geliyor bana.”

İLÇE BAŞKANI GELSE, İKİ TUR ATSAK..

Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, iktidar partisi AK Parti’nin ilçe başkanı ve milletvekillerine de seslenerek,

“İlçe başkanı gelse, iki tur atsak. Hadi gel gidelim Ankara’ya dese. Bu kadar. Çözülür. Kötü niyetli olduklarını düşünmüyorum. Ancak mesela milletvekilleri geliyor. Bana çağrı yapıyorlar falan. Ama ben hala bekliyorum. Benim 3 tane, sıfır tl değerinde basit sorunum var.  Buca’nın bir kere en önemli sorunu olan trafik sorununu çözeceğiz birlikte. Yer onların, ya da gelsinler kendileri yapsınlar. Yeter ki yapılsın. Kent için önemli. İstiyorsan gel kent meydanını sen yap. Sonuçta sen döneceksin Ankara’ya, çiğdemi ben yiyeceğim orada. Bu çözülemeyecek işler değil. Yeter ki niyet edilsin. Seçim seçim seçim, referandum, genel seçim, bir daha genel, üzerine FETÖ, üzerine darbe, üzerine Cumhurbaşkanlığı. Onun da verdiği yoğunlukla 4,5 yılda maalesef çok istediğim bu 3 projeyi imza beklediğim için gerçekleştiremedim hala” serzenişinde bulundu.

KARARIMI VERMEK İÇİN ANKET YAPTIRACAĞIM

Yeniden aday olup olmayacağıyla ilgili sorumuzu da açık yüreklilikle yanıtlamaktan çekinmeyen Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, kendi kararını ilçede yaptıracağı ankete göre vereceğini, bunun dışında seçim takviminin açıklanmasını beklediğini dile getirerek, şöyle konuştu:

“Mevcut belediye başkanı potansiyel adaydır zaten. Ama onun dışında şu an içinde bulunduğumuz durum açısından konjonktür ve takvimin başlamasını bekliyorum. Benim bir kriterim var, onu yapıyorum. O da anket. Vatandaşlara soracağım. Anket yaptıracağım. Genel merkez ne yapar bilmiyorum. Takdir genel merkezin, hangi yöntemi uygulayacağını bilmiyorum. Ama ben kendi kararımı vermek için anket yaptıracağım. Onlar örgüte mi sorar vatandaşa mı bilmiyorum. Örgüte zaten sorulacak ancak sadece örgüt yetmez vatandaşa da sormak lazım diye düşünüyorum. Bence mantıklısı bu. Örgüte sorulması kadar tüm halkın da yönetici olarak kimi görmek istediğini sormak lazım. Bu, yöneticilerin de işini kolaylaştırır.

Karar vericilerin en doğru adayı buldum demesi için, ‘örgüte sordum, halka sordum, başka ne yapılabilir ki zaten’ demesini de sağlar. Oradan çıkan sonuçları kendi parti kurullarına götürürsün, ortaya koyarsın. Böylece vicdanın da rahat olur. Kendimizde o enerjiyi görüyoruz. Bence halka ve örgüte rağmen karar verilmemeli. E işte ben çok istiyorum. Bu olmaz ki sadece. Anketi yaptırdıktan sonra kendi kararımı vereceğim. Siz 5 yıldır hizmet etmişsiniz, iyi yaptığınızı sanıyorsunuz, peki ya öyle değils? Halktaki karşılığımın ne olduğunu bilimsel sonuç olarak da görmek istiyorum. Bizim inancımız hizmetimizin anlaşıldığı ve takdir edildiği yönünde. Sadece bilimsel kanıta ihtiyacım var.”

MUHTEMELEN BELEDİYELER DAİRE BAŞKANLIKLARI HALİNE GELECEK…

Yerel yöneticilerin bütçelerinin ve güçlerinin kısıtlanma çalışmalarının sürdüğünü, iktidar partisi yöneticilerinin istedikleri başkanı görevden alacakları şeklindeki açıklamalarının demokrasi açısından ürkütücü olduğunu dile getiren Başkan Levent Piriştina, yerelde güçlenme yerine yerel yöneticilerin güçlerinin azaltılmasının demokrasi açısından bir çöküş olacağı uyarısında bulunmayı ihmal etmedi. Piriştina, konuyla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:

“Uluslar arası ilişkiler mezunuyum. Yerel yönetimler hakkında tez yazdım. Ne olmasını istemiyorsam oluyor. Ve ben başkan iken oluyor. Tezi hazırlarken, hocamla hep bunu konuşurduk, yani  yerelin nasıl güçleneceğini. Şehirler yarışacak derken git gide ilçeleri illeri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. İstenildiği gibi görevden almalar yaygınlaşacak. Bu yaygınlaşırsa demokrasinin sonu olur. Bu da ülkenin sonudur. Biz bu yerelde tekrardan güçlenmeyi, yetkinin yerele devrini, merkezi hükümetin rolünü azaltmazsak, demokrasi çöker. Daire başkanlığı haline geleceğiz muhtemelen. Hal ve gidişat bu yönde. İnşallah yanılıyorumdur. Oturup fal bakıyoruz gibi görünüyor ama her atılan adım bir sonraki adımın habercisidir. Siyaset okuma işidir aynı zamanda. Bizler de bizi yönetenlerin bir sonraki adımını görebiliyoruz. İnşallah yanılıyoruzdur. Ancak her adım bunu gösteriyor. Paraların yetkisi gidiyor, istenildiği an görevden almalar olacak. İşin sonu gibi görünüyor. Bizim de demokrasiye inanan insanlar için bugünleri görüyor olmak gerçekten çok üzücü. Biz yerelde mücadele ediyoruz, genelde de vekillerimiz ediyor ama yılmamak lazım. Yerelde güçlenmeliyiz. Hastalık da reçete de belli. Biz yapalım, sen denetle. Bu kadar. Vatandaş da farkında değil henüz bu durumun.”

90 MİLYON TL EMLAK ALACAĞIM VAR, VATANDAŞ ÖDEYEMİYOR

Belediyelerin bütçelerinin bakanlıklara ya da saraya bağlanacağı yönündeki duyumların da belediye başkanları için olumsuz bir durum olduğunu anlatan Başkan Levent Piriştina, hali hazırda tahsil edemedikleri 90 milyon TL’yi aşan emlak vergisi bulunduğuna dikkat çekerek, şu açıklamayı yaptı:

“Adamın ekmek parası yok, bize emlak vergisini mi ödeyece? Ödemiyor, ödeyemiyor. Çocuğunun okul parasını ödeyemiyor. ‘A dur, başkana ayıp olur, ben şu emlak vergisini ödeyeyim’ mi diyece? Zaten ödeyemiyor. Nasıl olsa af çıkar, silerler, en azından faizini silerler diye bir algı da oluştu. Şimdi ne oluyo? Bizim beş gelir kalemimiz var, on olsun isterken, on olmayacağını anladık da, o beşin de yüzde ellisini tahsil edememeye başladık. Çöküş bu işte. Elindeki de gidiyor. Tahakkuk ve tahsil. Tahakkuk etmiş m? 90 trilyon alacağım var. Alamıyorum, ödeyemiyor vatandaş. Ne yapsın garibim ödeyemiyor. Evini, arabasını mı satsın, bu da bir yöntem. Adamın yakasına nasıl ve nereye kadar yapışacaksı? İcra gönder, evini arabasını al. Orada başka bir sosyal sorun yaşanacak. Yetkilerimizin daraltılması kaosa doğru götürüyor.”

TÜM İNANCIMLA SÖYLÜYORUM; BU PAZAR SEÇİM OLSA 30’DA 30 ALIRIZ

Yerel seçim sürecini  değerlendiren Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, İzmir’de kaybedilen 8 ilçeyi de alarak, 30’da 30 ilçede yeniden iktidar olacaklarına inandığını belirterek, İYİ Parti başta olmak üzere diğer partilerin kendilerini ciddi oranda etkilemeyeceğini kaydetti:

“Onlar da iddialı olacaklar tabi ancak mümkün değil. Artık kimseyi ikna edemezler. Sondu bu ikna. Sistem değiştirmeye bu ülkeyi ikna ettiler. Ama görüldüğü gibi kazın ayağı öyle değil. 81 vilayette tüm AK Parti politikalarına karşı eleştiri var. İzmir’de geçen sefer öyle oldu, 8’i neden kaybettiği çok tartıştık. Tüm inancımla söylüyorum 30’da 30 alırız. Siyasette altı ay önceden bir şey söylemek çok doğru değil belki ama bu Pazar seçim olsa 30’da 30 alırız. Siyasette bir gün bile çok fazladır. Bu Pazar seçim olsa 30’da 30 alırız. Her parti oy alacaktır muhakkak. Bağımsız bir aday bile etkiler tabiî ki oy oranınızı. Bir meclis üyesi az alırsın belki. O yüzden İYİ Parti’nin de başka bir partinin de önemi vardır. Ancak bizim sonucumuz değişmeyecek. Hizmetlerimiz ortada. Kendimizi anlatabildiğimizi düşünüyorum. İşbirliği ve ittifaklara genel merkez karar verecek. CHP bayrağı Buca’da dalgalanacak. Vatandaşlarımız kendilerine ve ülkeye verdiğimiz değer ve hizmetin farkında ve memnun olduklarını belirtiyor bize. Bu bayrağı indirmeyeceklerine sonsuz güveniyorum.”

ADAY GÖSTERİLMEZSEM HİÇ KIRILMAM, ‘KÜSTÜM OYNAMIYORUM MU DİYECEĞİM'’

Aday olduğu halde aday gösterilmemesi durumunda tepkisinin ne olacağı sorusunu yönelttiğimiz Başkan Levent Piriştina, bu soruya da samimi ve açık yürekli bir yanıt verdi:

“Bu kente belediye başkanı olarak atandığımda, bu görev bana verildiğinde hangi heyecan ve gururu hissettiysem, bu görevi başka arkadaşlara verme kararı verilirse, aynı olgunlukla karşılarım. Hiç kırılmam. Siz istersiniz onlar vermez, sen istemezsin onlar verir. Hiç ummayacağın başka şeyler olur. Ama o gün bu görevin sana verilmesi ne kadar doğal ise ne kadar kendinde bunu hak görüyorsan, bu görevin başkasına verildiğini duyduğunda da aynı saygı ve olgunluğu göstermek zorundasın. Aynı şekilde bütün bu göreve talip olanlar da böyle davranmalı. Zaten bunu hazmedemeyen insanın siyasete girmemesi lazım. Siyaset yapacaksın, 20 sene yapacaksın, sonra neden ben olmadım. Nasıl bir daha yapayım diyorsan, birinin bir daha yapma demesine de saygı duyacaksın. Asla üzüntü, küsme davranışına girmem. Partiye, genel merkeze, mücadeleme asla yansımaz. Küstüm oynamıyorum mu diyeceği? Böyle davrananlar oldu ama aldığımı eğitime, büyüdüğüm ailenin anlayışına da aykırı.”

MAKAMLARA GELMEK İÇİN GÖZLERİNİZİ, GÖNÜLLERİNİZİ KARARTMAYIN

Parti örgütüne ve partisinden aday adayı olmak isteyenlere de seslenen Başkan Levent Piriştina, açıklamalarını, “1989’dan beri seçimleri yaşıyorum. Herkesin istek ve talepleri olabilir. Tek rakibimiz var, buna odaklanmamız lazım. İçimizde ne olursunuz huzurumuzu bozacak, sen atandın yok ben atandım, sen meclis üyesi oldun ben niye olmadım olmasın ne olur. Tek dileğim bu. Birbirimizi kırmadan davranmalıyız. Her makam herkesin hakkıdır. Ama bu makamlara gelmek için gözlerini, gönüllerinizi karartmayın. Herkes elinden geleni yapsın, ama karar verici kararını verdikten bir saat sonra mücadele başlayacak ve esas mücadele o. O yüzden vatandaşlarımızdan ve örgütümüzden isteğim o. Üç beş tane kendini bir şey zanneden, partiye zarar veren çıkabilir ama onun dışında bir şey olmaz. Sürçü lisan ettiysem affola” şeklinde sonlandırdı.