Prof. Dr. Tarık Şengül: Siyaset hazırsa biz de hazırız
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Doğamıza Davet” temasıyla yapılan dördüncü gününün ilk konuşmacısı ODTÜ öğretim üyesi, kentsel çalışmalar uzmanı Prof. Dr. Tarık Şengül oldu. Şengül, “İnanıyorum ki Türkiye önümüzdeki süreçte bazı temel tercihlerini yeniden gözden geçirecek. Siyaset hazırsa, Türkiye’yi dönüştürmeye, kentleri dönüştürmeye, dünyayı dönüştürmeye biz hazırız” dedi.
- Ege Postası
- 18.03.2023 - 12:55
- Güncelleme: 18.03.2023 - 13:24
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin, “Doğamıza Davet” temaslı dördüncü gün oturumları 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi nedeniyle saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Gazeteci Özlem Gürses’in sunumunu yaptığı oturumunun ilk konuşmacısı ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tarık Şengül oldu. İstanbul’da başlattıkları depreme dayanıklı kentler oluşturmaya yönelik yaklaşımlardan söz eden Prof. Dr. Tarık Şengül, “Belirli aralıklarla afetleri yaşıyoruz. İstedik ki 1999 depremi bir olay olsun. Aradan geçen süreye baktığımızda 1999 depremi bir olay olmadı. Kentleri nasıl kurmalıyız diye yine tartıştık, düşündük. Yaşam tekrar eskiye döndü. Rant projelerinin altına imzalar atıldı ve 6 Şubat depremine zemin hazırladık. Bugün bizlere düşen en önemli görev bu son yaşadığımız depremi olaya çevirmek. Karşımızda büyük bir rant meselesi var. Bu sadece siyasal mesele değil. Alışkanlık haline gelmiş, yönetim biçimi olmuştur. Buna dur diyemiyorsak bize yazıklar olsun. Bunu geçiştiremeyiz. Artık yüzleşmemiz lazım. Geleceğe yönelik farklı kentler planlamamız gerek” dedi.
Bizler tabloyu görebiliyoruz
Depremle yüzleşmek için 7 düzlemi anlamak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şengül, “Yönetsel ve hukuki boyut, mühendislik boyutu, şehircilik boyutu, toplumsal boyutu, sağlık boyutu, ekonomik boyutu, lojistik boyutu. Tüm bu unsurlara bakmak gerek. Eğer deprem ve afetlere karşı belediyeler deprem dairesi kurmadı iseler eksikler. Tüm bu boyutlar için risk azaltma ve önleme çalışması yapmanız gerek. Hazırlıklı olup, müdahale etmeli ve toparlanmalısınız. Bilim kurulu üyeleriyle çalışmalısınız. Bizler tabloyu görebiliyoruz. Uzmanlarımız ve hocalarımızla birlikte yol haritalarımızı belirliyoruz. Belediye birimlerinin yaptığı çalışmalarını denetleyen, yol gösteren çalışmalarla bu afetlerin önüne geçeceğiz” şeklinde konuştu.
Kentin de bir hakkı var
Bilim dünyasında yönetim reformunu kentsel yapıya entegre ettiklerinin altını önemle çizen Prof. Dr. Tarık Şengül, “Kentlerde ilk bakılacak haber alınacak olan yer belediyelerin sayfası olmalı. Ortada birçok uzman geziyor. Ama doğru bilgiye ulaşmak gerek. Kentlerle olan ilişkilerin doğrudan belediyelerle olması gerek. Sivil toplum kurumları, meslek odaları en az belediyeler kadar kentlerin ilişkilerinde söz sahibi olmalı. Eleştiri olacak ki yöneticiler tetikte olacak. Semt düzeyinde bir örgütlenme modelini de kent konseylerini aktif hale getirerek kullanmalı. Kentin de bir hakkı var. Ölü denilen mekanların, katmanların bir hakkı var. Dinlenmediği zaman sonuçlarını görüyoruz. Kent mekanını saygıyla dinlemeliyiz. Kent mekanını pasif öğe olarak değil aktör olarak görmek gerek. Toplanma alanları, meydanlarla, mekânlara nefes aldırmak gerek” diye konuştu.
Daha fazla müsaade edecek miyiz?
Prof. Dr. Şengül, “Yapılarda değişim yaratılacaksa sorunun büyüklüğünü görmek gerek. İnanıyorum ki Türkiye önümüzdeki süreçte bazı temel tercihlerini yeniden gözden geçirecek. Kentlerine sadece rant gözüyle bakan değil, kentleri yaşam alanlarıyla doğasıyla yeniden yapılandırılabilir bir alan haline getirecek. Eğer gelecek olanlar bu anlayışla geliyorsa, bilincinde olmaları gereken şey zorlu bir işle karşı karşıyayız. Siyaset hazırsa Türkiye’yi dönüştürmeye, kentleri dönüştürmeye, dünyayı dönüştürmeye biz hazırız. 50 bin insanımız öldü. Daha fazla müsaade edecek miyiz?” dedi.
Yorum Yazın