Rahvan atçılar yarışlar için gün sayıyor!
İzmir'in Urla ilçesinde, rahvan atçılıkla ilgilenen bir grup genç, yarışlar koronavirüs önlemleri kapsamında iptal olunca tutkuyla bağlandıkları atlarını, formdan düşmemeleri için her gün çalıştırıyor. Tımarı ve bakımı yapılan atlar, koşu parkuru olmadığı için tarlaların arasındaki toprak yollarda koşuyor. Koronavirüs günlerinde atlarla ilgilenerek keyifli vakit geçiren gençler, yarışların tekrar başlayacağı günü bekliyor.
- Ege Postası
- 28.05.2020 - 09:36
İzmir'in birçok ilçesinde her sene gerçekleşen, normalde mart ayından itibaren yapılan rahvan at yarışları, bu sene koronavirüs salgına karşı alınan önlenmesi kapsamında iptal edildi. Rahvan atlar, ayaklarını aynı anda atarak koşmalarıyla ve normal atlara göre daha kısa bir cins olmalarıyla biliniyor. Urla ilçesinde rahvan atçılığa gönül veren gençler, koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında yarışların iptal olması nedeniyle atlarının formdan düşmemesi için çalışmalara devam ediyor. Her gün sabahın erken saatlerinde ahıra gelen gençler, atların tımarını yapıyor, eyerliyor, yemliyor, yıkıyor ve akşam saatlerinde de koşmaya çıkarıyor. Urla'da atların çalışabileceği bir koşu parkuru olmadığı için atlar tarlaların arasındaki toprak yollarda koşuyor. Hava sıcaklıklarının yükselmesi nedeniyle de sıcakta fazla kalamayan atların sürekli su ile ıslatılması gerekiyor. Urla'daki 30 adet rahvan at, yarışların başlayacağı günü bekliyor.
'ATLARDAN KOPAMIYORUZ'
Urla'da Alya, Şehrazat, Santana, Efsane, Rüzgârgülü isimli atlarla 3 yıldır ilgilenen Mert İyiol (19), "Rahvan atçılığa bizim gibi gönül veren çok az genç var. Biz isteriz ki daha çok kişi olsun. Çünkü bu hobi insanı kötü yola sürüklemiyor. Bağımlılık yaratıyor bir süre sonra, kopamıyorsunuz. Büyüklerimiz, atalarımız bizi yönlendirdi. Salgından dolayı yarışlarımız iptal oldu. Normalde mart ayında başlayacaktı. Büyüklerimiz zamanında çok uğraş verdi ancak rahvan atlarımızı çalıştırabileceğimiz bir alan, koşu parkuru yapılmasını sağlayamadı. Toprak yollarda elimizden geldiğince idmanlarımızı yapıyoruz. Atlardan kopamayız, evlat gibi bir şey. Dört nal ile iş bitmiyor, rahvan atların işçiliği çok ince. Binicilik de yapıyorum, jokeylik kartımı da çıkardım. Kendi atımla sahalarda yarışmak istiyorum. Güne saat 06.00'da başlıyoruz, atlarımızı sulayıp, yemliyoruz. Amaç sahaya indiğimizde bayrağı almak. Bu iş gelir için yapılmıyor" dedi.
'ONLARLA İLGİLENEREK KAFA DAĞITIYORUM'
Atlara bindikten 3 saat sonra yem verdiklerini anlatan Deniz Tengizdeniz (20), "Her gün 2 saat ata biniyoruz. Toprak yolda adım adım gidiyoruz. Onlarla beraberken kendimi çok iyi hissediyorum. Kafa dağıtıyorum. Sıcaklardan etkileniyor atlar, o yüzden hava serinleyince biniyoruz. Bir süre dolaştırıp, daha sonra ahıra kapatıyoruz" diye konuştu.(DHA)
Yorum Yazın