Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Rodos ve İstanköy'de Türkler yok sayılıyor!

Rodos ve İstanköy'de Türkler yok sayılıyor!

Rodos ve İstanköy Türklerinin karşılaştığı vatandaşlık, eğitim, Türkçe öğrenme hakkı, ibadet, Osmanlı döneminden kalan kültür mirasının korunması gibi sorunlar Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen "Uluslararası Rodos ve İstanköy Türk Vakıfları Sempozyumu’nda" masaya yatırıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren ROİSDER (Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, "AB üyesi olan Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy adalarında yaşayan Türkler, insanlık hakkı olan pek çok haktan mahrum yaşıyorlar" dedi. İzmir'den Yunanistan'a sert çıkış

  • Ege Postası
  • 11.10.2019 - 12:20

Yaşar Üniversitesi’nin desteği ile ROİSDER tarafından Selçuk Yaşar Kampüsü’nde düzenlenen sempozyumun açılışına, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, ROİSDER Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, FUEN Genel Başkan Yardımcısı Gösta Toft, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren katıldı. Sempozyuma gönderdiği mesajla destek veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Sempozyum, Rodos ve İstanköy’de yaşayan soydaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin savunulması, uğradıkları ihlallerin ve kısıtlamaların dünyaya duyurulması bakımından son derece önemli ve faydalı bir etkinliktir. Bu itibarla, sempozyumu düzenleyen ROİSDER Başkanı ile yönetimini ve tüm katılımcıları tebrik ederim. Onikiadalar, çok sayıda soydaşımızın yaşadığı, tüm baskılara rağmen Türklük bilincini ve kültürünü muhafaza etmeye çalışan, asla kendimizden ayrı görmediğimiz aziz soydaşlarımızın vatanıdır. Yunanistan devleti, Rodos ve İstanköy’deki soydaşlarımızın haklarına saygı göstermelidir. Her şeye rağmen, soydaşlarımız, Türkçe öğrenme, serbestçe ibadet edebilme, vakıflarını yönetebilme ve Osmanlı Türklerinden kalan kültürel mirasını koruyabilme konusundaki haklarını savunmaya devam etmektedirler."

'SOYDAŞLARIMIZIN KÜLTÜREL KİMLİKLERİ TANINMIYOR'

Rodos ve İstanköy’deki Türk-Müslüman vakıfları mallarının haraç mezat satışları ile zamanın tahribatına bırakılan ve Osmanlı mimari eserlerinin yok edilmesi konularında  ulusal ve uluslararası farkındalık yaratmaya çalıştıklarını belirten ROİSDER Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, şunları söyledi:

"Dünya kamuoyunda son yıllara kadar Yunanistan’daki Türk varlığının Batı Trakya ile sınırlı olduğu algısı vardı. Günümüzde Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan resmi olmayan rakamlara göre 9 binin üzerinde kendisini Türk ve Müslüman olarak ifade eden bir nüfus var. Ancak Yunan makamları, Lozan Antlaşması imzalandığında 12 adaların İtalyan yönetiminde bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımızın kültürel kimliklerini tanımıyorlar. Şu anda AB üyesi olan Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy adalarında yaşayan Türkler, insanlık hakkı olan pek çok haktan mahrum yaşıyorlar."

'TÜRKLER YOK OLMA AŞAMASINA GELDİ'

Adalarda olağanüstü bir asimilasyonun başladığına değinen Prof. Dr. Kaymakçı, "Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türklerin yok olma aşamasına geldiğini ifade etmek istiyorum. Yunanistan’ın adalardaki asimilasyon politikasına 'dur' denmediği takdirde kısa bir süre sonra buradaki Türklerin varlığından haberdar olamayacağız. Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler, varlıklarını sürdürmeye çalışan bir avuç azınlık. Onların yok olması aslında oradaki Türklerin yok olması demek değil; bir ülke azınlığının yok olması demektir. Buna dünya kamuoyu da cevap aramak zorundadır. Özgürlük, eşitlik ve adalet tüm insanlığın kabul ettiği evrensel değerlerdir. Biz, bu değerlere Yunanistan hükümetinin de sahip çıkmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

'BÜYÜK ÇABA VERİYORUZ'

Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN)  Genel Başkan Yardımcısı Gösta Toft da Avrupa’nın 35 ülkesinden yaklaşık 100 üye kuruluşu ile Avrupa’daki ulusal azınlıklar ve halk gruplarının en büyük çatı kuruluşu olduklarını söyledi. Azınlıkların hakları, kültürleri, dilleri ve kimliklerinin korunması için çaba verdiklerini belirten Gösta Toft, "FUEN, çeşitli çalışma gruplarına sahip. Çalışma gruplarından biri de Türk azınlıkları çalışma grubu. Türk azınlıklarının yaptığı çalışmalardan çok memnunuz. Bu çalışma grubu Kafkasya Bölgesi’nden Balkanlara kadar geniş bir coğrafi alanı kapsıyor. Şu anda bu çalışma grubunun başkanlığını Batı Trakya Türkleri Federasyonu yürütmekte" dedi.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN ÖĞRENCİLER TÜRKİYE’YE GELİYOR

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de dünyanın dört bir yanından öğrencinin Türkiye’ye yükseköğretim için geldiğine değindi. Eren, "Arjantin, Meksika, Makedonya, Batı Trakya, Yunanistan gibi dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası misafir öğrenciler var. 17 bine yakın bu uluslararası öğrenci, milletimizin vergileri, devletimizin imkanları ve bizim organizasyonumuzla okuyor. Bir önemli faaliyet alanımız da soydaşlar ve akraba topluluklar. Büyük bir medeniyetin evladıyız. Şu an her ne kadar 784 bin kilometre karelik bir toprağımız olsa da gönül coğrafyası dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını aşan dünyanın dört bir yanında soydaşlarımız var. Türkiye bursları kapsamında tabii ki farklı ülkelerden öğrencileri getiriyoruz ancak önem verdiğimiz soydaşlarımız ve yakın coğrafyamızda yaşayan Türkmenler de mevcut. Bu sene Rodos ve İstanköy’de burs tanıtımı yaptık ve az da olsa oradan bu sene ülkemize burslu öğrenci getirdik" bilgisini verdi.

'FARKINDALIK YARATMAK VE ÇOK BOYUTLU TARTIŞABİLMEK ÖNEMLİ'

Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ise şunları söyledi:

"Sosyal ve kültürel hakları uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri’nin kültürel kimliklerinin ve bireysel haklarının korunması, ve uluslararası miras olarak tanımlanabilecek vakıflar ve bağlı eserlerinin gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması hassasiyetle üzerinde durulması ve takip edilmesi gereken konulardır. Yaşar Üniversitesi’nin bu önemli etkinliğe vermiş olduğu akademik desteğin bahsi geçen konuların gündemde yer almaya devam etmesi, farkındalık yaratılması ve çok boyutlu olarak tartışılmasına yol açıyor olmasından dolayı memnuniyetimi belirtmek isterim."   

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.