Saadet Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı belli oldu
Saadet Partisi (SP) cumhurbaşkanı adayını açıkladı. Saadet Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı, partinin genel başkanı Temel Karamollaoğlu oldu.
- Ege Postası
- 01.05.2018 - 10:18
Karamollaoğlu, adaylığının açıklandığı basın toplantısında şunları söyledi:
''Huzurlarınızda söz veriyorum. Bizim yönetimimizde, yolsuzluğa, yandaşlığa, yalakalığa hiçbir zaman yer olmayacaktır. Şu bilinsin ki biz garip gurebanın hakkını, yetim hakkı korur gibi koruyacağız.
İhalelerde şeffaf, denetlemede son derece titiz olacağız.
Çevremizde yalakaların öbekleşmesine müsaade kesinlikle etmeyeceğiz.
Fikir ve düşüncelere saygı gösterecek, hoşumuza gideni değil haklı olanı doğru yapmaya çalışacağız.
Çevrenin, tarihin, sahillerin, yeşil alanların talan edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Biz şehirlerimizi yaşanabilir bir şehir haline getirmek için gayret edecek, ranta asla müsaade etmeyeceğiz.
İnsanlarımızın ömrünü tükettiği şehirleri yaşanabilir bir hürriyet kazandıracak ve oraları batılıların tabiriyle Manhattan gibi şehirler, oraların yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
İLK ALDIĞIMIZ KARARLARDAN BİRİ OHAL'İN KALDIRILMASI OLACAK
Türkiyemizi normalleştireceğiz. Şu anda ne yazık ki bu kelimeyi kullanmak mecburiyetindeyim. Normalleşme ne deme? Nasıl normalleşeceği? Şu anda biz olağanüstü hal ile yönetiliyoruz. OHAL demek artık hukukun işlemediği, rafa kaldırıldığı bir ortam demektir. Bundan dolayı da iktidara geldiğimizde ilk alacağımız kararlardan birisi OHAL düzeninin kaldırılması olacaktır.
Şiddete başvurmadığı müddetçe hiçbir fikrin ve düşüncenin yasaklanması yoluna gitmeyeceğiz.
Akıl en büyük nimettir. Akıl ile hareket etmezseniz '15 günde Şam’da namaz kılacağız' derken sonra 15 yılda işin içinden çıkamazsınız. Türkiye’yi tek akılla değil ilk başlangıçta söylediklerini onları döndürmek, ortak akılla yürütme yoluna gideceğiz. Bu istişare demektir. Bu farklı fikirde olan insanlarla bir araya gelip meseleleri birlikte çözmek için gayret göstermek demektir.
HAKİM TEMİNATINI TESİS EDECEĞİZ
İkinci ise, adalettir. Suçlu olan kızım Fatma da olsa adaletten taviz verilmeyen bir inancın sahipleriyiz biz. Bir kararname ile on binlerce garibanı eşinden evinden eden ama arkasını görmezden gelen bir anlayışa kesinlikle son vereceğiz. Mağdurun ve mazlumun hakkını aramasının önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Hakim teminatını mutlaka tesis edeceğiz. Çünkü bugün içinde yaşadığımız şartlar hakikaten olağanüstü şartlar. Hakimin adil karar verebilmesi için elinde bir teminatı yok. Mahkeme kürsüsünde derdest edilen hakimler var. Biz ne derlerse desinler mazlumların yanında olacağız.
Bizim en çok önem verdiğimiz konulardan bir tanesi de ahlaktır, ahlaki değerlerin ihyasıdır. Ahlak bir toplumun mayasıdır. Ahlak ve maneviyat olmadan bir ülke kalkınamaz. Yönetimde siyasette ahlakı mutlaka hakim kılacağız. Hemen onun arkasından da adanmışlık ve asalet gelir. Bu son ikisini anlatmaya gerek yok kanaatindeyim. Ama şunları da ifade etmek istiyorum ki, adanmışlık ve asalet nedir görmek isteyen varsa işte şu tabloya baksın. Bu salonda hiçbir makam hiçbir mevki beklemeden bu ülke için gecesini gündüzüne katan adanmış yürekler var. Bu salonda bütün haksızlıklara, bütün imkansızlıklara, bütün engellere rağmen asaletinden ve duruşundan taviz vermeyenler var. Şartlar ne olursa olsun, yolundan dönmeyenler var.
KIRILAN KALPLERİ ONARACAĞIZ
Üç yıl içinde ekonomisi güçlü, halkı müreffeh, barış ve kardeşliğin yurdu olan bir Türkiye inşa edilecektir. Üç ilkeyi, üç hamleyi şöylece sizlere arz etmek isterim. İlk olarak kırılan kalpleri onaracağız. Toplumsal barışı tesis edecek ve biz kardeşlik havasını bütün Türkiye’ye yayacağız. Barış olmadan yatırım, yatırım olmadan üretim, üretim olmadan da hakiki kalkınma olmaz.
İkinci safha ise yatırım safhasıdır. Türkiye çapında büyük bir yatırım hamlesi başlatacağız. Planlamaya önem vereceğiz. Kaynakları çar çur etmeyecek verimli kullanacağız. İsrafı Allah’ın izniyle kökünden kazıyacağız. Gösteriş ve şatafat için değil üreten ve üreterek güçlenen bir Türkiye’yi meydana getirmek için çaba göstereceğiz.
Son olarak da atılım safhasını arz etmek istiyorum. Eğer biz böyle davranırsak tarımdan hayvancılığa sanayiden yüksek teknolojiye madencilikten enerjiye Türkiye’nin dört bir yanında kuracağımız tesislerle büyük bir atılım ve kalkınma dönemi başlatacağız.
Kimsenin tahayyül edemediği, kimsenin hayalinin bile ulaşamadığı bu hedeflere peki nasıl ulaşacağı? Bize sorulan sorunun hemen farkındayız. Tamam da siz bunu bu kadar kısa sürede nasıl gerçekleştireceksini? Biz de onlara diyoruz ki siz herhalde yakın tarihi hiç bilmiyorsunuz. Biz 15 yıl değil 11 ayda Türkiye’nin ilk dev bütçesini yapan bir hükümetin mensuplarıyız. Biz 11 ayda yıllardır zarar eden bunlar ayağa kaldırılamaz, bugün arkadaşların yaptıkları gibi bunların kâra geçmesi mümkün değil dedikleri KİT’lerin tamamını kara geçiren bir anlayışa sahibiz. Biz 15 yıl değil, 15 ay değil, 15 gün değil bir gecede Kıbrıs harekatını başlatan bir hükümetin mensuplarıyız. Bizim yaptıklarımıza bugünkülerin hayalleri bile ermez.
Bir defa ülke olarak üç denizle çevriliyiz. Üç kıtanın, Asya’nın, Afrika’nın Avrupa’nın tam ortasındayız. Dünyanın en stratejik konumuna sahibiz. Enerji nakil güzergahlarının tam göbeğindeyiz. Fırat ve Dicle başta olmak üzere bölgenin en zengin su kaynaklarına sahibiz. Daha sayılamayacak o kadar çok zenginliğimiz var ki… Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı tek tek saymaya kalksak emin olun saatler yetmez. Biz dünyanın en geniş iklimine sahibiz. En önemlisi de Avrupa’nın kalkınmış gözüken ülkelerin arasında en genç nüfusa sahip Türkiye olarak bir ülkeyiz. Bu kadar imkana sahip bir ülke hala borçla ayakta tutuluyorsa, hala işsizliğe mahkumsa, çalışan ve emeklisi, emeklilerin açlık sınırında yaşadığı bir ülke konumundaysak bu kabahat bu ülkenin evlatlarının değil bu ülkeyi yönetenlerin kabahatidir.''
(Fotoğraflar-Rıza Özel)
Yorum Yazın