Sanık yüzbaşı: Uçağın yanına bile gitmedim
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, 280 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
- Ege Postası
- 27.03.2018 - 13:11
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tutuklu sanık eski pilot yüzbaşı Hakan Barış, iddia makamının mütalaasına ilişkin yaptığı savunmasında, darbe girişiminin yaşandığı gece evinde televizyon izlerken tutuklu sanıklar eski filo komutanı Beşir Kanat ve kol komutanı Nihat Kafes'in aramasıyla göreve gittiğini, filo personelinden 18 kişiyle birlikte olduğunu, ifadelerinde bir çelişki olmadığını beyan etti.
Birliğe gittiklerinde, olan bitenleri görmelerinin ardından filo personeli olarak olayları birkaç kez sorguladıklarını, emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiğini, darbe girişimine hiçbir şekilde destek vermediğini iddia eden Barış, televizyonda alçak uçuş yapan uçakları gördüklerinde Kanat'a "Bu işin neresindeyi? Kanunsuz bir eylemde bulunmayız" tarzında sözler sarf ettiğini, Kanat'ın da, darbe girişimine destek verilmeyeceğine yönelik sözleri duyduğunu dile getirdi.
O gece Kaklıç Hava Meydanı'nda bulunan tutuklu sanık eski Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ın darbe girişimini önleme girişiminde bulunmak için Eskişehir'e uçtuğu bilgisini almasının ardından rahatladığını aktaran Barış, "Demirarslan'ın Eskişehir'e uçmasından sonra, Kanat'ın bana 'Çiğli'deki iki amirali alıp Akıncı Üssü'ne götür' tarzında uçuş emri vermesi beni rahatsız etti. Bu emri hemen sorguladım. Ancak, buna ilişkin Kanat'tan yeterli olabilecek bir cevap alamadım. Kanat bana, 'Bize de böyle bir emir geldi' demekle yetindi. O günün şartlarında uçuşu kafasına koymuşsa farklı davranırdı diye düşündüm. Ben farklı davranmadım çünkü uçmak istemiyordum." dedi.
"Emre uymayacağımı komutanın yüzüne söyleyemezdim"
Kanat'ın verdiği emirde bir kanunsuzluk olmamasına rağmen buna şüpheyle yaklaştığını anlatan Barış, şu ifadeleri kullandı:
"Ayrıntılı olmayan bu emri uygulamak istemedim ancak bu emre uymayacağımı, komutanın yüzüne doğrudan söyleyemezdim. Uçuş ekibi de birbirinden habersizdi. Öncesinde birbirimizle hiç konuşmamıştık. Uçağa giderken minibüste sadece bir dakika konuşabildik. Ben uçmamak için bahane arıyordum zaten. Uçağın ikinci pilotu da uçmak istemediğini belirtmesinin ardından ben de uçmak istemediğimi söyledim. Bunun üzerine uçağa gitmeden oradan ayrıldık. Bu ifademi tanıklar da doğrulamaktadır. Uçmak için değil, uçmamaya bahane bulmak için uçağa doğru gittim. Bırakın uçağı çalıştırmayı, uçağın yanına bile gitmedim. Amacım, uçakta teknik bir arıza bahanesi uydurup uçmamaktı. Sonuç olarak uçuş gerçekleşmedi. Eğer iki amirali Çiğli'den alıp Akıncı Üssü'ne götürseydim suç işlemiş olurdum. Oysa ki uçağa dokunmadım bile."
Kanat'ın emrini yerine getirmediği için ceza almaması gerektiğini savunan Barış, FETÖ ile herhangi bir bağlantısına rastlanılmadığını, ailesinden birinin de bu örgütle iltisaklı olmadığını öne sürerek beraatini istedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, tutuklu sanık eski pilot yüzbaşı Bircan Kayıkçı, darbe teşebbüsünün yaşandığı gece komutanının emriyle görev yaptığı Kaklıç Hava Meydanı'na gittiğini, tutuklu sanık eski filo komutanı Beşir Kanat'ın Çiğli'den alınacak iki kişinin belirtilen yere götürülmesi yönündeki emrini normal gelmediği için sorguladığını söyledi.
Bu emri almasının ardından uçmama kararı aldığından uçuş için hiçbir hazırlık yapmadığını iddia eden Kayıkçı, hazırlık yapmadan uçması halinde uçağın düşme ihtimalinin mahkemece bilinmesi gerektiğini, daha uçak başına gitmeden emrin ayrıntılı bir şekilde öğrenme isteğine karşı Kanat'tan buna ilişkin tatmin edici bir cevap alamadığını bildirdi.
Uçağın birinci pilotu tutuklu sanık eski yüzbaşı Hakan Barış ve diğer uçuş ekibinin de uçmak istemediğini belirtmesi üzerine işlerinin kolaylaştığını belirten Kayıkçı, "Normal şartlarda Casa uçağıyla Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına gitmeyiz. Yüksek rütbeli komutanlarımız bile uçmak için Kaklıç'a gelir. Kanat'ın emri bana tuhaf geldiği için Çiğli'ye gitme emrini sorgulamam gerekiyordu. Zaten uçak başına gitmeden, uçuş yapmayacağımızı kararlaştırmıştık. Yani uçmama kararı almıştık ekiple birlikte. Uçmak isteseydik bu isteğimizi yerine getirirdik. Uçuşların yasak olduğunu öğrendikten sonra hemen geri döndük. Uçuşların engellenmesi için piste konulan bir araç bizi engelleyemezdi. Uçmak istemediğimizden uçmadık." beyanında bulundu.
Uçmak istemediğini söylediği Kanat'ın sesini yükselterek, "Ne biçim yüzbaşısın, bir pisti açtıramıyorsun." şeklinde bağırmasının hala kulaklarında çınladığını savunan Kayıkçı, iddia makamının "Kanat'ın verdiği emri sorgulamadığı"na ilişkin suçlamayı kabul etmediğini, bu emri her aşamada sorguladığını ifade etti.
Kayıkçı, tutuklu sanıklar Kanat, filonun eski kol komutanı Nihat Kafes ve eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Albay Ramazan Elmas ile eylem birlikteliği içerisinde olduğuna ilişkin suçlamayı de reddederek, 15 Temmuz 2016'dan önce de darbe girişiminin olduğu gün de bunlarla eylem birliği içerisinde olmasının söz konusu olamayacağını ileri sürdü. Kayıkçı, "Bunların kendi aralarında ne konuştuklarını bilmiyorum. Çiğli ve Kaklıç'ta olup bitenden ve sözde sıkıyönetim direktifi emrinden haberim yoktu." dedi.
FETÖ tarafından birçok kez mağdur edildiğini iddia eden Kayıkçı, bu örgütle birlikte hareket ettiği ve darbe girişimine destek verdiği suçlamasının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Kayıkçı, "20 aydır tutukluyum. Bu süreçte hakkımdaki delillerin toplandığını düşünüyorum. Ben de mağdur oldum, ailem de geçen sürede mağdur oldu. Artık bu mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. Vatan ve milletine ihanet edecek biri değilim. Suçsuzum, beraatimi istiyorum." ifadesini kullandı.
"Şehit sayısının az olmasında katkım varsa gururluyum"
Tutuksuz yargılanan eski üsteğmen E.L, Kanat'ın emriyle olay günü Kaklıç Hava Meydanı'nda bulunan tutuklu sanık eski Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ı Eskişehir'e götüren uçakta yer aldığını, bu uçuşun Hava Kuvvetleri Komutanlığının izniyle planlandığını, yasalara uygun olduğunu savundu.
FETÖ'nün darbe girişiminden önceden haberi olduğuna ilişkin suçlamaya itiraz eden E.L, Elmas, Kanat ve Kafes'ten darbe girişiminin başarılı olması için emir almadığını iddia ederek, "Elmas'ın sesini ilk kez bu duruşma salonunda duydum. Kafes'ten o gece talimat almadım. Kanat'ın bana verdiği emir de zaten yasal olan bir emirdi. Bu emir de darbe girişiminin başarısız olması için verilen bir emirdi. Darbe teşebbüsüne destek vermediğim gibi, şehit sayısının az olmasında ve girişimin başarısız olmasında katkım varsa bundan gururluyum. Beraatimi istiyorum." dedi.
Komutanının emriyle göreve geldiğini, darbe girişiminin başarılı olması için bir eyleminin olmadığını savunan tutuksuz sanık eski yüzbaşı M.A.B. ise hakkındaki suçlamaları reddederek beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, duruşmanın yarın devam edilmesini kararlaştırdı.(AA)
Yorum Yazın