Savcının ölümüne yol açan şoför hakkında karar
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ve makam şoförü Muzaffer Akşehirli'nin öldüğü kazayla ilgili davada tutuklu yargılanan kamyon şoförü Uğur Tufan, 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz olan diğer 3 sanık ise beraat etti.
- Ege Postası
- 07.11.2017 - 12:40
Geçen 10 Mayıs'ta meydana gelen trafik kazasında, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in (48) içinde bulunduğu, makam şoförü Muzaffer Akşehirli yönetimindeki 20 AB 548 plakalı otomobil, Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na giderken, Uğur Tufan (53) yönetimindeki 64 DL 821 plakalı hafriyat yüklü kamyonla çarpıştı. Kazada Başsavcı Mustafa Alper ile makam şoförü Muzaffer Akşehirli öldü, koruma polisi Ramazan Uğur ise yaralandı.
Kazanın ardından Denizli Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen hazırlık soruşturması tamamlandı, kamyon şoförü Uğur Tufan ve kamyonun sahibi Zeki Akyol ile şantiye şefi İbrahim Yağız ile şirketin şantiyelerinin sorumlusu Ali Ünlüer hakkında 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep' olmak suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Denizli 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın sonunda mahkeme heyeti tutuklu sanık Uğur Tufan'ı 12 yıl hapis cezasına mahkum etti. Tutuksuz yargılanan diğer 3 sanığın ise beraatlerine karar verildi.
KAMYON ŞOFÖRÜ ASLİ, MAKAM ŞOFÖRÜ ALT DÜZEYDE TALİ KUSURLU
Denizli'de Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ve makam şoförü Muzaffer Akşehirli'nin öldüğü kazanın davasında, tutuklu kamyon şoförü Uğur Tufan'ı 12 yıl hapis cezasına çarptıran, diğer 3 sanık için ise beraat kararı veren 4. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Hakim Haki Öncü'nün başkanlığındaki mahkeme heyetinin gerekçeli kararında, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin verdiği raporda, Başsavcı Alper'in şoförü Muzaffer Akşehirli'nin kullandığı makam otomobiliyle kazanın yaşandığı kavşağa yaklaşırken, ışık kontrolünde olmayan kavşak olduğunu düşünmeden hareket etmiş olması, otomobilin hızını uygun düzeye düşürmemiş olması, aracın fren izi dikkate alındığında mevcut hızını gerekli şartlara uygun düzeyde ayarlamayıp, bu kuralı ihlal etmiş olması nedeniyle 'Alt düzeyde tali kusurlu' olarak görüldü. Sanık kamyon şoförü Uğur Tufan'ın ise yola gerekli dikkati vermemiş olması, dur levhasına uymaması, kavşağı kontrol etmemesi, ilk geçiş hakkının yolun sağdan gelen araç sürücüsünün olduğu kuralına uymaması gerekçesiyle 'asli kusurlu' olduğu belirtildi.
FOTOĞRAFLARLA GEREKÇELİ KARAR
Gerekçeli kararda, Başsavcı Alper'in hayatından kesitler sunulan fotoğrafların da kullanılması dikkati çekti. Türk yargı tarihinde ilklerden sayılabilecek, bilgisayar ortamındaki gerekçeli kararda, kazanın yaşandığı yer, Başsavcı Alper'in 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki çalışması, eşi ve iki kızıyla birlikte, çocuklara kayak öğretmesi, zeybek oynarken, cenaze töreni, hakim ve savcılarla birlikte çekilen fotoğraflar yer aldı. Mahkeme Başkanı Öncü'nün 15 Temmuz gecesi kendisinin çektiği, Başsavcı Alper'e ait fotoğrafın da yer aldığı gerekçeli kararda, "Ülkemizin 15 Temmuz tarihinde yaşadığı hain darbe girişimine, yapmış olduğu başarılı başsavcılık görevi ile göğüs geren, güvenlik güçleri ve savcıları bu süreçte organize eden Başsavcı Alper'in acaba bir suikaste kurban mı gittiği yönünde toplumda endişe havası oluşması nedeniyle, soruşturma gerçekten büyük bir titizlikle yürütülmüş, tüm tarafların ve tanıkların ayrıntılı beyanları alınmış, makam aracının lojmandan çıkmış olduğu andan kaza mahaline kadar, herhangi bir araç takibi olup olmadığı irdelenmiş, İTÜ öğretim görevlilerinden oluşan 5 kişilik heyet tarafından keşif yapılmış, sunulan raporda kamyonu kullanan sanık Uğur Tufan'ın 'dur' levhasına uymaması, hız limitlerinin üzerinde seyretmesi sonucu birinci derecede asli kusurlu olduğu belirtilmiştir" denildi.
FOTOĞRAFIN ALTINA YORUM
Gerekçeli kararda Başsavcı Alper'in, katıldığı bir etkinlikte zeybek oynarken çekilen fotoğrafının altındaki yorumda ise, "Hakim ve savcı meslektaşlarının, adliye personelinin, vatandaşların rahatı için çabalamış, görme engellilerin yürüyebilmeleri için adliye içine şerit çektirmiş, çok sevdiği kayak sporunu icra ederken, lojmandaki çocuklara ilk kez kayak sporunu öğretmiştir. Çocuklara bu imkanı sağlayan ve öğretici olan Alper, çocukların dahi hayatları boyunca unutamayacağı kişi olmuştur. Hakim ve savcıların veda gecesinde yalnız oynadığı muhteşem zeybek oyunu ile anacağız" ifadesine yer verildi.
FETÖ'YLE MÜCADELESİ ANLATILDI
Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Haki Öncü'nün verdiği gerekçeli kararda Adliye önündeki cenaze töreninden de bir fotoğraf yer aldı. Fotoğrafın altında ise, "Sayın Başsavcımızın ardından 'Zalimler için yaşasın cehennem' diyen ve sevinç çığlıkları atan zavallı insanlar. Şimdi özgür dünyada yaşadıklarını zannetmiş olsalar da, hayatları boyunca vatansız, milletsiz, devletsiz olarak başka ülkelerin keyfi ve takdiri altında, sığıntı şekilde o ülkelerde kalacak, vatan haini olduklarından hayatlarının sonuna kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilme korkusu ile yaşayacak ve bir gün öldüklerinde, tüm yakınlarından uzakta, sahipsiz bir mezarda kendilerine bir mezar bulacaklardır. Vatanımız ve devletimiz için hain darbe girişiminde canını dişine takıp, gece gündüz çalışan başsavcımızın hizmetlerini, işlerine gelmediği için beğenmeyen, yıllarca insanların kul hakkını yiyen, hayatları boyunca yalanlar içinde yüzen, son yıllarda masum birçok insan ki, başta hakim adayı Didem Yaylalı, Yarbay Ali Tatar'ı intihara sürükleyen, haksız cezaevlerine atılan vatanperver, aydın yurttaşlardan Kuddisi Okkır, Türkan Saylan, İlhan Selçuk, Uçkur Geray, Erhan Göksel ve Kaşif Kozanoğlu'nun ölümlerine sebep olan, darbe gecesi, başta vatan için ölüme gözünü kırpmadan koşan kahraman Ömer Halisdemir olmak üzere o gece 248 şehit yurttaşımızın ölümüne 2 bin 196'sının ise yaralanmasına, ülkemizin ekonomisinin zarara girmesine neden olan, akıl tutulması yaşayarak hangi ırktan, hangi inançtan olduğu dahi muamma olan emperyalist güçlerin maşası bir kişiyi kutsallaştırarak peşinden koşan vatan hainlerine, Allah'ım fırsat vermesin" sözleri yer aldı.
'BAĞIMSIZ, TARAFSIZ YARGILAMA YAPILMADI DENMESİN'
Cenaze töreninde Türk bayrağına sarılı tabuta eşi ve kızlarının sarıldığını gösteren fotoğrafın altında ise, "Rahmetli başsavcımızı andığımız iki satırı gerekçe göstererek sakın bağımsız, tarafsız yargılama yapılmadı denmesin. Çünkü aylar süren ve toplumda oluşan suikast mi şüphelerini yok etmek için titizlikle yürütülen soruşturma sonucu olası kast ile adam öldürme suçu ile ilgili hiçbir delil yok iken, varmış gibi dava açılmasını bağımsız mahkeme olarak düzelten ve eylemin bilinçli taksirle ölüme sebebiyet olduğunu savunan, ilk celsede işletme sahibini, kamyon sahibini tahliye eden, doğru yönde yargılamayı sonlandıran, hiçbir etki altında kalmayan bağımsız ve tarafsız mahkememiz olmuştur. İnsanlar haksızlığa uğradığında, adaletin önemini anlar. Kendisine haksızlık yapanın en yüksek ceza almasını ister. Fakat yasa koyucu tarafından tayin edilen cezanın üzerinde bir ceza verilmesi asla düşünülemez. Rahmetli Başsavcının mesai arkadaşı olsak da, olması gereken, doğru olan, adil olan verdiğimiz bu karardır" sözleri yazıldı. (DHA)
Yorum Yazın