Şehit annesinden sanık yakınlarına tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 kişinin yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dördüncü duruşma ile devam ediliyor.
- Ege Postası
- 10.08.2017 - 11:25
Geçen yıl 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinden oluşan 37 kişilik özel tim, 2 polisi şehit edip kaçtı. Otele saldırı düzenleyenlerden, aralarında İzmir'deki Çiğli Ana Jet Üssü'nün imamı olduğu belirtilen 'Paşa' lakaplı astsubay Zekeriya Kuzu'nun da aralarında bulunduğu 25'i ilk yakalanarak tutuklandı. Daha sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda tabur komutanı olan Binbaşı Şükrü Seymen ile önceden aynı birlikte eğitim alıp görev yapan askerlerden seçtiği Yüzbaşılar İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz; Teğmen Muhammet Burak İpek de yakalanarak tutuklandı. Firari Yüzbaşı Burkay Karatepe ise, yakalanamadı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame ile sanıkların her biri için 6 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Suikasta teşebbüs eylemini gerçekleştirmek üzere Marmaris'e gelen 37 askeri personelin yanı sıra azmettirici ya da yardımda bulunduğu belirlenenlerle birlikte aralarında örgüt lideri Fethullah Gülen'in de bulunduğu, 3'ü firari toplam 47 kişi hakkında dava açıldı. Sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'Anayasayı ihlal', 'Yasama organına karşı suç', 'Hükümete karşı suç', 'Silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'Yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'Yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'Kasten öldürmeye teşebbüs', 'Zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'Zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'Zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'Kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarından 6'şar kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılması istendi.
Geçen ay yapılan üçüncü duruşmada savcı tüm kanıtların toplandığını, sanıkların savunmalarını yaptığını ve tanıkların dinlendiğini, tüm gerçeklerin ortaya çıktığını ifade ederken dosyaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcı, 1 sanık hakkında beraat isteminde bulundu, diğer sanıklarla ilgili 6'şar kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istedi.
4'ÜNCÜ DURUŞMA BAŞLADI
Yargılamaya bugün yapılan dördüncü duruşma ile devam edildi. Diğer duruşmaların aksine sanık darbeci askerler, cezaevi araçlarıyla salonunun bulunduğu binanın girişine kadar götürüldü. Burada araçlardan indirilen sanıklar, ardından duruşma salonuna alındı. Bu uygulama nedeniyle gazeteciler, sanıkların getirilmesini görüntülemekte zorlandı. Polis ve jandarmanın geniş güvenlik önlemleri altında salona alınan darbeci askerlerinde tek tip kıyafet giymedikleri, normal kıyafetlerle geldikleri görüldü.
ESASA İLİŞKİN SAVUNMALARINA BAŞLADILAR
Yoklamayla başlayan duruşmada, mahkeme ilk olarak esasa ilişkini son savunmalarını yapan sanıkların istedikleri takdirde duruşmalara katılmayabileceklerine karar verdi. 'Genelkurmay çatı davası' ile Akıncı Üssü davalarında yargılamaları süren, aralarında Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in de bulunduğu bazı askerler, duruşmaya katılmadı. Yargılamada, sanıklardan bazıları avukatlarının olmamasını ve hazırlanamadıklarını gerekçe gösterip savunmalarını yapmak istemedi. Savunmalarını hazırlayan sanıklardan ilk olarak Kara Havacılık Üs Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun savunma yaptı. Kanıtlarla ilgili bilirkişilerin incelemelerinin boşluklar yarattığını ilere süren Ünsal Coşkun, FETÖ üyeliğine ilişkin olarak şöyle konuştu:
"FETÖ üyesi olduğuma ilişkin iddianamede delil yok. 'Yurtta Sulh Konseyi' üyeliğiyle ilgili çatı davasında sadece 1.5 sayfalık bir mütaala var. Maddi delile dayanmıyor. FETÖ çatı davasında var olan gerçekten uzak olayla burada bağlantı kurulması gerçekle uyuşmamaktadır. Hiçbir zaman teşkilat harici, çıkıp terör örgütü bağlantısıyla emir vermedim. İrtibatta olduğum kişiler alay komutanlarıdır. FETÖ üyeliğim söz konusu değildir."
Ünsal Coşkun'un avukatı da müvekkilinin azmettiricilikle suçlanmasının mümkün olamayacağını öne sürerek beraatini istedi.
ŞEHİT ANNESİNDEN SANIK YAKINLARINA TEPKİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına, verilen aradan sonra devam edildi. Duruşmada, darbe girişimi gecesi Marmaris'te suikast timince şehit edilen polis memuru Nedip Cengiz Eker'in annesi Güzel Eker, sanıklara ve yakınlarına tepki gösterdi.
Güzel Eker, sanık yakınlarına da, "Böyle evlat mı olu? Peşlerinde koşuyorsunuz. Benim oğlumu vurdu onlar" sözleriyle tepkisini sürdürdü.
"DARBEYİ ÖĞRENİNCE ŞOKE OLDUM"
Duruşmada helikopter ikinci pilotu Üsteğmen Haydar Murat Özden de esasa ilişkin savunmasını yaptı. Darbe teşebbüsü gecesi kendi isteğiyle teslim olduğunu söyleyen Haydar Murat Özden, savunmasında sık sık darbeye teşebbüsle ilgili verilen tanık ve sanık ifadelerinden örnekler verdi. Darbeye teşebbüs günü ya da önceki zamanlarda birliklerinde olağanüstü bir hareketlilik görmediğini de savunan Özden, "Söz konusu uçuş için sanık Murat Dağlı değil, Albay Murat Bal tarafından seçildim. Sanıklardan hiçbirisi beni uçuş için seçmedi, adımı vermedi. Görevlendirilmem tamamiyle yasal yollardan oldu. O gece telefonum 35 saniye açık kaldı. Bunun 31 saniyesiyle eşim ve kardeşimle görüşme yaptım. Helikopter birinci pilotu Albay Zeki Göçmen'in verdiği talimatlar dışında bir harekette bulunmadım. Uçuşun tüm sorumluluğu birinci pilottadır. İkinci pilotu sadece birinci pilotun verdiği emirleri yerine getirir" dedi.
Marmaris'e inmeye çalıştıkları sırada kendilerine ateş açılmasıyla yanlış bir iş yaptıklarını anladığını öne süren Haydar Murat Özden, "Hemen havalanmamız gerektiğini komutanıma söyledim. Helikopteri havalandırdım. Albay Zeki Göçmen, uçuşun kritik zamanlarında yönetimi kendisi aldı. Düz uçuşlarda yönetimi bana verdi ve bana ne yapmam gerektiğini söyledi. Imsık'a indiğimiz zaman da Fethi Yarbay beni odasına götürdü. Ben zaten ne olduğundan şüphelendim. Televizyonu izlediğim sırada Meclis ve polis Özel Hareket binası bombalanıyordu. O an şoke oldum. Ne kadar büyük bir yanlışın içine girdiğimi gördüm" diye konuştu.
"BEN TEHDİT OLARAK GÖRÜLDÜM"
FETÖ'den ömrü boyunca nefret ettiğini ve mağdur edildiğini savunan Haydar Murat Özden, "Ömrüm boyunca nefret ettiğim bu örgüt tarafından kullanılmak beni daha da çok üzdü" dedi. O gece havalanıp kaçmakla çok sayıda şehit verilmesini önlediklerini anlatan Özden, "Biz kaçmasaydık Milas Havalimanı'ndan yakıt ikmali yapılırdı. Böylelikle görev sürdürülebilirdi. Kendi isteğimle teslim oldum. Ama ben suçumun olmadığını bildiğim için böyle davrandım. Üzerimde şahsi tabancam bile yoktu. Darbeden haberi olanlar, yurt dışına biletlerini aldılar. Bir helikopterle Yunanistan'a kaçtılar. Ben tabancamı bile almadım. Darbeden haberim olsa en azından beylik tabancamı alırdım" diye konuştu.
Fethullah Gülen hakkında geçmişte sık sık eleştirilerde bulunduğunu da ileri süren Haydar Murat Özden, "Soruşturma ve kovuşturmada ortaya konan örgüt üyelerinin sahip olduğu hiçbir emare bende bulunmamaktadır. ByLock ve gizli iletişim araçlarını kullanmadığım Muğla Emniyet Müdürlüğü'nün raporunda kanıtlandı. Örgüt lideri hakkında her yerde laf ettim, eleştirilerde bulundum. Örgüt beni tehdit olarak gördü. Beni mağdur etti. Bana kötü sicil verdiler. Ne öğretmen kursuna ne de başka bir kursa seçilmedim. Bu tür kurslara FETÖ'nün kendi adamlarını seçtikleri göz önünde. Örgütün üyesi olsaydım bu kişilerin beni ödüllendirmesi lazımdı" dedi.
ÖMER HALİSDEMİR'İ GÜNDEME GETİRDİ
Ömer Halisdemir'in ismini de savunmasında gündeme getiren Haydar Murat Özden, "Adam öldürmek suç olduğu halde, Ömer Halisdemir komutanının emirlerini yerine getirdi ve sonrasında da maalesef şehit oldu. Ben de verilen emirleri yerine getirdim, hain ilan edildim" dedi.
Bu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları, itirazda bulunup olayın aynı olmadığını belirtip, Ömer Halisdemir'in ismini kullanmamasını istedi. Mahkeme Başkanı Emirşah Baytoğ da, Ömer Halisdemir'in ailesinin isminin kullanılmaması yönünde talebinin olduğunu söyleyip, sanıkları uyardı.
DAVANIN TEK TUTUKSUZ SANIĞI BERAATİNİ İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına, öğleden sonra devam edildi. Duruşmada, davanın tek tutuksuz sanığı olan Yarbay Hüseyin Yılmaz ifade verdi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı'ndan darbe teşebbüsü sırasında Akıncı Üssü'ne giden ve halen Ankara'daki bu davadan tutuklu bulunan Yarbay Hüseyin Yılmaz, sanık Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in ifadesi doğrultusunda tutuklandı. Gökhan Şahin Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı oteli kendisine soy ismini bilmediği Akıncı üssünden 'Yarbay Hüseyin' olarak tanıdığı kişinin söylediğini ileri sürmüştü.
Savcılığın da hakkında Marmaris suikast davasından delil yetersizliğinden beraatini istediği Hüseyin Yılmaz, "Bu davada benimle ilgili bir tek delil yok. İddianameyi okudum. Bir sürü insanın yakınının, banka hesapları, SKK kaydı bulundu, benimle geniş bir sülalem var ama bir tane böyle bir kayıt yok. Olmaz da. Benden FETÖ'cü çıkmaz. Savcılık makamının da mütaalası doğrultusunda beraatimi istiyorum" dedi.
DURUŞMADA ARA KARAR VERİLDİ
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, savunmalarını hazırlamadıklarını belirten sanıklardan, çalışmalarını hızlandırmalarını istedi. Duruşmada gelen talepler doğrultusunda verilen ara kararda, sanıkların hangi günlerde savunma yapacakları açıklandı, bu kişiler diğer günlerdeki duruşmalardan vareste (katılmama hakkı) tutuldu. Ayrıca halen Akıncı davasından tutuklu yargılanan Tuğgeneral Ünsal Coşkun ile yarbay Hüseyin Yılmaz'ın, son savunmalarını yaptıkları için Ankara'ya naklinde sakınca bulunmadığına karar verildi. Ara kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, duruşmayı yarına erteledi.
AVUKATTAN DEĞERLENDİRME
Duruşma çıkışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Halit Çokan değerlendirmelerde bulundu. Mahkemenin esasa ilişkin savunmaları almaya başladığına değinen avukat Çokan şöyle dedi:
"Bugün bazı sanıklar savunmalarını yapmaya başladılar. Bazı sanıklar ve avukatları ise savunma için ek süre talebinde bulundu. Ancak mahkeme bunu, davayı uzatmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirdi ve reddetti. Zaten savcılık, esasa ilişkin mütalaasını önceden vermişti. Biz mahkemenin verdiği sürelerden, 22 Ağustos'a kadar bu davayı sonuçlandırmak istediği kanaatine vardık." (DHA)
Yorum Yazın