Sendikadan Büyükşehir’e TİS resti: Açlık sözleşmesine imza atmayız
Belediye-İş sendikası, İzmir büyükşehir Belediyesi iştirakleri olan İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan ve 5 bin 500 personeli ilgilendiren TİS sürecinin ücret konusunda yaşanan anlaşmazlıktan dolayı tıkanması nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Emekten ytasarruf etme lüksünün olmadığının belirtildiği açıklamada, taleplerini karşılanmaması durumunda greve çıkacakları sinyali verildi ve “hiç kimse Belediye-İş’ten, üyelerimizi açlığa ve yoksulluğa mahkûm edecek bir sözleşmeye imza atmasini beklemesin” denildi.
- Ege Postası
- 06.06.2022 - 15:01
EGEPOSTASI- Türkiye derin bir ekonomik krizin içindeyken her gün art ardda gelen zamlarla birlikte emekli ve asgari ücretlinin gözü temmuz zammına çevrilirken İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde çalışan personelin gözü de Toplu İş Sözleşmesi(TİS) görüşmelerine çevrildi.
Artan maliyetlerle birlikte açlık sınırı 6 bin liranın üstüne çıkarken Büyükşehir’e bağlı İZSU, İZBETON, İZDOĞA ve İZULAŞ iştiraklerinin TİS sürecini yöneten Belediye-İş sendikası, sözleşme masasına oturdu.
Ancak Şubat ayında başlayan TİS süreci, ücretler konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle tıkandı.
Öte yandan; Belediye-İş, süreçte gelinen nokta ve taleplerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada, günbe gün artan enflasyona dikkat çekilirken taleplerin karşılanmaması durumunda grev sinyali verildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
“Sendikamız ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında; Büyükşehir, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan sendikamız üyesi 5500 işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri de bu ilkeler çerçevesinde başlamıştır. Ancak ne yazık ki, sendikamızın tüm iyi niyetli, samimi çabalarına rağmen toplu sözleşme süreci, belediye yönetiminin kendi isteklerini sendikamıza dayatması sonucu tıkanmıştır.
Bugün ülkemizde, iktidarın yanlış politikaları sonucu, Türk Lirası sürekli değersizleşmekte, üyelerimiz, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çekmektedir.
ÖNEMLİ OLAN ALIM GÜCÜ
Barınma, ısınma, elektrik ve gıda gibi temel harcama kalemlerindeki fiyat artışları çok ciddi seviyelere ulaşmıştır. Doğalgaz konut tarifesi 1 Ocak’ta yüzde 25, 1 Nisan’da yüzde 35 ve son olarak 1 Haziran itibariyle yüzde 30 oranlarında yapılan üç zamla birlikte yılbaşından bu yana toplam yüzde 120 oranında zamlanmıştır. Elektrik fiyatları son altı ayda yüzde 151 zamlanmıştır.
Mayıs ayında TÜİK’in çakma enflasyonu bile yüzde 73’leri aşmış, ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı ise yüzde 160’ları bulmuştur. Mayıs ayında açlık sınırı 6.017 TLTL, yoksulluk sınırı ise 19.602TL’ye ulaşmıştır.
İşçinin tek geçim kaynağı, alınteri olan ücretidir; esnaf gibi her maliyet artışında ürettiği ürün veya verdiği hizmete zam yapamaz.
Yüksek enflasyon ortamında, erken kalkanın ilk zammı yaptığı, kimsenin hesap sormadığı bu ekonomik koşullarda emekçiler için önemli olan çarşı pazardaki alım gücüdür.
ENFLASYON KARŞISINDA EZİLMEDİĞİMİZ ÜCRET TALEP EDİYORUZ
İmzalanacak toplu sözleşme ile alınacak ücret; Büyükşehir, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan 5500 emekçinin aileleriyle birlikte 15-17 bin kişinin 2 yıl boyunca ya yüzünü güldürecektir ya da büyük sıkıntılar yaşamasına yol açacaktır.
Biz insanca bir yaşam için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz.
Sayın Belediye Başkanımızın hedefleri programları bizim de hedeflerimizdir. En iyi şekilde gerçekleşmesi için elimizi her zaman taşın altına koyduk, gövdemizi de koymaya hazırız.
EMEKTEN TASARRUF OLMAZ
Ancak, ülkemizin içinden geçtiği süreç her açıdan olağanüstüdür.
İktidarın yanlış politikalarının sonucu ülkemiz son 20 yılın en büyük enflasyonunu yaşamaktadır.
16 milyonu aşkın vatandaşımız sosyal yardıma muhtaç hale gelmiştir. Bu nedenledir ki, CHP’li belediyeler yatırımlardan önce, sosyal hizmet belediyeciliğine öncelik vermek zorunda kalmıştır.
Gerçek enflasyon ortadayken ve emekçilerin enflasyonu ortadayken kimsenin emekten tasarruf yapma gibi bir lüksü olamaz.
Hiç kimsenin, belediye emekçilerine ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye hakkı yoktur.
BELEDİYENİN KASASINI İSTEMİYORUZ
Emekçiler bu sürecin faili değil, mağdurudur.
İktidarın ekonomi bilimine aykırı, deneme yanılma yöntemiyle uyguladığı politikaların faturası işçiye kesilemez.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve işyerleri belediye emekçisinin sadece işyeri değil, alın teriyle, emeğiyle oluşturduğu evidir.
Biz emekçiler geçim derdindeyiz. Kimse bizim ekmek davamızı, kendi siyasi çıkar ve hesaplaşmalarının aracı yapmasın. Bugüne kadar buna izin vermedik, bundan sonra da, asla izin vermeyiz.
Biz, taleplerimizle belediyenin kasasını istemiyoruz. İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz.”
Bizim amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil.
Biz bu sürecin grev olmadan masada bitmesi için ısrarlı çabamıza devam edeceğiz.
Biz dün olduğu gibi, bugün de sorumluluk bilinciyle taşın altına elimizi koymaya hazırız.
Ancak hiç kimse Belediye-İş’ten, üyelerimizi açlığa ve yoksulluğa mahkûm edecek bir sözleşmeye imza atmasini beklemesin”
Yorum Yazın