Dolar 34,6483
%0.27
Euro 36,3886
%0.24
Altın 2.926,100
%0.28
Bist-100 9.636,00
%-0.25

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Sendikanın 'vekil' çağrısına ilk yanıt o ikiliden!

Sendikanın 'vekil' çağrısına ilk yanıt o ikiliden!

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 1170 işçiyi yakan ihale krizi ile ilgili sendikadan gelen destek çağrısına ilk yanıt CHP İzmir Milletvekilleri Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel’den geldi. Taşerona karşı vekil desteği isteyen İZENERJİ A.Ş. çalışanlarının mücadelesine ortak olma sözü veren İzmirli vekiller, DİSK Genel-İş Sendikası’na gerçekleştirdikleri ziyarette, “Ankara’da genel başkanımız da dahil olmak üzere 133 vekil olarak her türlü yasal mücadeleyi vereceğiz. Gerekirse TBMM’ye girmeyeceğiz. Gaz yemeye de, cop yemeye de hazırız” dedi.

  • Ege Postası
  • 15.09.2014 - 19:07
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Geçtiğimiz haftalarda taşerona karşı destek çağrısında bulunan DİSK Genel-İş Sendikası’na ziyarette bulunan CHP İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu, 1170 işçinin mağduriyetini gündeme getiren ihale krizi ile ilgili sendika yönetimi ile bir görüşme gerçekleştirerek son durum hakkında bilgi aldı. Taşerona karşı izlenecek yasal mücadeleyi masaya yatıran İzmirli vekiller, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Taner Şanlı, Genel-İş Sendikası şube yöneticileri ve İZENERJİ işçilerinin de katılım gösterdiği toplantıda işçiye destek sözü vererek, “Sonuna kadar arkanızdayız. Taşerona karşı yürütülecek mücadelede Ankara’da işin takipçisi olacağız” dedi.
 
“AMAÇ CHP’Lİ BELEDİYELERİ ZAYIFLATMAK”
Sendikada gerçekleşen ziyaret sırasında belediye işçinsin sıkıntısına kulak veren ve ortak mücadele çağrısında bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, “İktidarın taşeronlaşmaya ve işçi sınıfına bakışı belli. Yakın zamanda kamu ihale mevzuatında değişiklik yapılabilmesi için mecliste önergeler verdik. Hizmet alım ihalelerinin doğrudan belediye şirketlerine verilmesi gerekiyor. Torba yasa kapsamında bu değişikliğin yapılması için çok uğraş verdik ancak taşeronun kalması iktidarın işine gelmiyor. Yasal değişiklik sağlanmadığı sürece bu sıkıntılar devam edecek. Kritik bir konu. Yasa dışı genelgeler ve kamu ihale kanununda yapılan değişiklikler ile taşeronun önü açılıyor. Burada amaç CHP’li belediyeleri zayıflatmak. Biz Ankara’da gereken mücadeleyi vermeye ve emekçinin arkasında durmaya devam edeceğiz” dedi.  


 
“TAŞERON, ORTA ÇAĞDAN KALMA KÖLELİK DÜZENİDİR”
Türkiye’de normal bir düzen olmadığını ve vahşi kapitalizm yaşandığını belirten İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ise, yaşanan iş kazalarına cinayet benzetmesinde bulunarak, “Soma’da 300 işçi yaşamını yitirirken, bu iktidar işvereni nasıl kurtarırım derdindeydi. Yaşanan iş cinayetlerine baktığınızda, sebebi de kurulan taşeron düzenidir. Bunlar ancak orta çağda olacak şeylerdir. Örgütlü işçi sayısı gün geçtikçe azalıyor. Emek dünyası ile birlikte omuz omuza ciddi bir mücadele içerisine girmemiz gerekiyor. Sorun sadece İzmir’in değildir. Türkiye’de taşeronu kaldırmak için ciddi uğraş veren tek belediye de İzmir’dedir. Kocaoğlu göreve ilk geldiğinde Büyükşehir Belediyesi’nde 6 bin 500 taşeron işçi vardı. Bu sistem orta çağdan kalma kölelik sistemidir. Çıkartılan genelgeler ve kamu ihale mevzuatındaki düzenlemeler işçinin aleyhine işlemektedir ve taşeronun önünü de açmaktadır. Norm kadro yasası değişmedikçe bu işe kalıcı çözüm bulamayız” diye konuştu.
 
“GEREKİRSE GAZ DA YERİZ, COP DA…”
CHP’li Yüksel ayrıca CHP iktidara geldiği takdirde norm kadro sınırlamasını da ortadan kaldıracaklarının sözünü vererek, “Taşeronun kökünün kazınması lazım. Ancak bizzat Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Suriye’den gelen insanları bir fırsat olarak gördüğünü söylüyor. Türkiye’de beş milyon işsiz var. Bu bitti, sıra Suriyelilere geldi. Sendikasız, sigortasız işçiyi fırsat olarak gören bir hükümetle karşı karşıyayız. Kar hırsı için ilk vurdukları yer emek oluyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Taşeron konusu Türkiye’nin meselesidir. Mecliste işçiyle ilgili yasa çıkartırken işçiye hiçbir şey sormuyorlar. Gece yarısı yasalar çıkartıyorlar, torba yasada çıkan düzenlemeleri takip etmek dahi mümkün değil. Biz sosyal demokrat anlayışa sahip bir partide siyaset yapıyoruz. Bu mücadelede yanınızdayız. Genel başkanımız dahil olmak üzere, 133 milletvekilimizle birlikte gereken her türlü desteği vermeye hazırız. Gerekirse TBMM’ye girmeyelim, gaz da yiyelim, cop da yiyelim…”  
 
“TÜM VEKİLLERİN BİRLİKTE HAREKET ETMESİNİ İSTİYORUZ”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı vekillere destek çağrısını yineleyerek, TBMM’de taşeronun kaldırılması ve hizmet alım ihalelerinin belediye şirketlerine doğrudan verilebilmesi için yasa teklifi çalışmaları yapılması yönündeki taleplerini iletti ve şöyle konuştu: “İki vekilimize bizleri ziyaret ettikleri için teşekkür ediyoruz. Biz emekçiler olarak TBMM’de de sizden destek istiyoruz. Ve sadece sizlerin değil, tüm vekillerin birlikte hareket etmesini istiyoruz. 2004 yılında çıkan norm kadro düzenlemesinden sonra 9 Temmuz’da gelen genelge kamu hizmetlerini yürüten belediye şirketlerine büyük darbe vurdu. Bu sorun sadece İzmir’de değildir, Türkiye’de 2,5 milyon taşeron işçi var. AKP ne yazık ki Türkiye’de örgütsüz bir toplum yaratmak istiyor ve bu hamle de onun bir parçasıdır. İzmir’den yükselecek ışık işçi sınıfının Türkiye’de taşerona karşı yürüteceği mücadeleye de örnek olacak“ dedi ve 22 Eylül’de yapılacak olan dev taşeron mitingine bir kez daha davet etti.
 
“SADECE İŞÇİLER DEĞİL, İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DE MAĞDUR”
DİSK Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Taner Şanlı ise, yaşanan sıkıntının çözümü için İzmirli vekillere bir kez daha Ankara’yı adres gösterdi ve şunları dile getirdi: “Eğer burada işçi sınıfı sıkıntı yaşıyor ve bu yasalar meclisten geçiyorsa burada 550 milletvekili ve mecliste grubu olan 4 parti de suçludur. Ama ortada sorumluluk alan ve mücadele eden kişi sayısı ne yazık ki çok az. Mecliste toplumsal muhalefet yapılmıyor. CHP toplumsal ve sokaksal muhalefeti meclise taşımak zorunda. Beraberce çözüm üretmek zorundayız. Mecliste emek cephesi açısından ciddi muhalefet edilmeli. Gerekirse bir gün meclise girmeyin, TBMM önünde birlikte oturma eylemi yapalım ve bu meclis bizi temsil etmiyor diyelim. Büyük bir sıkıntıya doğru gidiyoruz. Bu sorun Türkiye’deki tüm işçi sınıfının sorunudur. Taşerondan kurtulmak zorundayız. Burada mağdur olan yalnızca işçi değil, İzmir Büyükşehir Belediyesi de mağdurdur.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.