Dolar 34,2263
%-0.04
Euro 37,5888
%-0.11
Altın 2.922,340
%0.22
Bist-100 9.109,00
%2.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Şengül'den yurt dışı raporu: Katılım oranını arttırdık!

Şengül'den yurt dışı raporu: Katılım oranını arttırdık!

Seçim sürecinde yurt dışı koordinatörü olarak görev alan AK Parti İzmir eski Milletvekili Aydın Şengül, yurt dışı temsilciliklerindeki oy verme işleminin sona ermesinin ardından İzmir’e döndü. Yurt dışı çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Şengül, “Aynı şekilde teşkilat yapımızı kurduk. Halkın katılımının artması için ciddi çalışmalar yaptık. 7 Haziran’da seçime yaklaşık yüzde 35 bir katılım vardı. Katılım oranını yüzde 10 arttırdık” dedi. Şengül AK Parti'de yurt dışı koordinatörü olarak görev aldı:

  • Ege Postası
  • 28.10.2015 - 09:19
EGE POSTASI / HABER SERVİSİ - Yurt dışı temsilciliklerdeki oy verme işlemi 8 - 25 Ekim tarihleri arasında sona erdi. 1 Kasım erken seçimi için yurtdışı koordinatörü olarak görev yapan AK Parti İzmir eski Milletvekili, İl eski Başkanı Aydın Şengül, Ege Postası’nın sorularını yanıtladı.

Yurtdışında hangi çalışmaları yürüttünüz'
Geçmişte teşkilatta görev almış, il başkanlığı yapmış arkadaşlarımız yurtdışında seçmeni yoğun olan ülkelerde görevlendirildi. Bize de Avusturya koordinatörlüğü verildi. 8’inde oy kullanma işlemi başladı. 25’ine kadar Avusturya’daydık. Orada aynı şekilde teşkilat yapımızı kurduk. Bizim önderliğimizde seçimi koordine ettik. Halkın katılımının artması için ciddi çalışmalar yaptık. 7 Haziran’da yaklaşık yüzde 35 seçime bir katılım vardı. Bunu nasıl arttırabiliriz bunun çalışmasını yaptık. STK’lar cami ve hemşeri dernekleri var, onlar vasıtasıyla ulaştık. Yurtdışında oy kullanmada ciddi sıkıntılar var sadece konsolosluklarda kullanılıyor. Avusturya’da 3 konsoloslukta kullanılabiliyordu. Onun dışındaki vatandaşlarımız 150-200 km den oy kullanmaya gelecek o da çok zor çalışıyorlar. Bizler de gelemeyen vatandaşlarımıza ring seferleri düzenlendi, otobüsler organize edildi. Duyurular yapıldı. Tek tek onlara ulaşıldı. Katılım oranını yüzde 10 arttırdık.



Yurtdışında oylar kullanıldı, sonuçlar nasıl olur peki'
Şuan tahmin ediyoruz. Yüzde 65 AK Parti olur. Yüzde 15 ile HDP gelir, sonra CHP ve MHP gelir.

Türkiye’deki seçmen profili ve Avrupa’daki seçmen profili nasıl değerlendiriyorsunuz'
Avrupa’daki seçmen daha çok geçmiş yıllarda daha çok bu ülkede işi olmayan Anadolu insanı gariban daha iyi bir gelecek adına yurt dışına çalışmaya gitmiş. İlk gidenler tahta bavullarla gidenler bir süre çalışalım sonra tekrar döneriz diyenler olmuştur. Yaşam koşullarına uyum sağladıkları için büyük bir çoğunluğu dönmek istese de geri dönemedi. Avrupa’da yaklaşık 6 milyon Türk vatandaşımız var. Yaklaşık yüzde 50’si kendi ülke vatandaşları olmuş durumdalar. Avusturya’da 107 bin seçmen var. 300 bine yakın Türk var. 180 bin kişi Türk vatandaşı, geriye kalan Avusturya vatandaşı olmuş. Orada oy kullanıyor. Avrupa’da 2002 2003’deki parti kurulduğunda seçim çalışmalarında insanlarda, umut, heyecan ve beklenti vardı. O umudun hala devam ettiğini gördüm. İnsanlar yurtdışında da olsa gözü kulağı anavatanda, ülkelerinde. Yakından takip ediyorlar.Her yere bizim gelenek göreneklerimizi taşımışlar. Türk lokantaları var. Hiç yabancılık çekmedik. Her yöre kendi yaşam tarzını gelenek göreneklerini yansıtmış. Hala Türkiye’yi yaşıyorlar entegre olmamış. Hala o köküne bağlılık devam ediyor ama arada sıkışıp kalan bir nesil de var. Belki bize düşen onları orada ülke olarak tek başına bırakmamız lazım.

Seçim zamanı belki de ilk defa İzmir’den uzak kaldınız. Aklınız kaldı mı İzmir’de'
Takip ediyoruz İzmir’i. Siyaseten gözümüzü İzmir’de açtık. Burada öğrendik. İzmir’in her köyünü, her beldesini, toprağını karış karış gezdik. 3-4 nesil İzmir’de olanlardan daha iyi İzmir’i biliriz. İzmir’i daha çok özümsedik. Takip ediyoruz.

Kısa bir süre kaldı çalışmalara katılıyor musunuz'
Tabi katılıyorum. Programlar yapıyoruz. Bazı milletvekili arkadaşlarımızın ve Bakanımızın programlarına katılıyorum.

Muhalefet sürekli Binali Bey’in üzerinde yoğunlaşıyor. CHP milletvekilleri ve MHP’li milletvekillerinin bir çoğunun Binali Bey üzerinden eleştiri getirdiğini görüyoruz. Sanki bir tek Binali Yıldırım aday olmuş gibi hepsinin hedefinde. Bu durumu neye bağlıyorsunuz'
Binali Bey onları rahatsız ediyor. İzmirli Binali Bey’i sevdi. Belki siyasi kimliği dışında sevdi. Sadece AK Parti’ye oy verenler değil CHP’ye, MHP’ye oy verenler de sevdi. Binali Bey’in keskin siyasetinin yumuşak, herkesi kucaklayan bir üslubu var. Hizmetleriyle ön plana çıkan bir isim. Böyle marka, doğal bir ismin olması tekrar 2011 yılında İzmir’e geldiğinde o heyecan ve oy oranın artmasından CHP çekiniyor. Aynı şey olmaması için ciddi anlamda yükleniyor ve onun üzerinden siyasetini devşirmeye çalışıyor. Binali Bey’in gelmesiyle teşkilatlarda yeniden bir heyecan bir toparlanma oldu. Bir kıvılcım oluştu. Bir şekilde bu heyecanı azaltamaya çalışıyorlar.



Binali Yıldırım bu eleştirilere çok fazla cevap vermekten yana değil gibi…
Doğru yapıyor. CHP’nin siyaset anlayışı polemik üzerinedir. Sizin söylemlerinize karşıt bir söylem geliştirerek siyaset üretirler. Fikir üreterek, hizmet üretmek gibi bir siyasi anlayışları yoktur. Sizi takip ederler, sizin söylemlerinize karşı bir üslup, bir duruş göstererek onun üzerine siyaset yaparlar.

AK Partili milletvekillerinin çoğu, ‘CHP burada çok güzel algı yönetimi yapıyor’ diyorlar. AK Parti neden bu algı yönetimini değiştiremedi'
Değişmeye başlamıştır. 2011’de AK Parti yüzde 37’lere çıkan bir oy oranına ulaştı. Belki yüzde 45’lere ulaşma potansiyeli var. Tam onu yakalamıştı. Malum Türkiye genelinde yaşanan Gezi olayları, 17-25 Aralık gibi durumlarda tekrar herkesi kendi yanına çekti. Onları kaldırmak kolay değil ciddi bir mücadele edilmişti ancak bu olaylar yaşanınca tekrar eski kuşkulara dönülmeye başlandı.

İzmir’de siyasetinde etkili bir isimsiniz. Yaprak kıpırdasa sizden bilirler. İsminiz sürekli teşkilat içerisinde konuşuluyor. Bu durumdan rahatsızlık duyduğunuz bir konu var m? Aydın Şengül’ün adamı yapıyor diyorlar mesela…
Bunu söylemesinler diye 16-17 gün uzak kaldım. Hala bunu mu söylüyorlar. Ben bile bazen ismimin bu kadar konuşulmasına ben bile şaşırıyorum. Siyaseten bilenler şunu bilir, ben herkesin yüzüne gülüp de arkadan farklı şeyler yapmam. Sevgimi de kızgınlığımı da insanların yüzlerine karşı gösteririm. Siyaseten belki doğru bir şey değil bu. Bazıları göstermez. Birilerini beğenmiyorsam da belli ederim. İki kutupludur. Teşkilatta beni benimseyen seven bir kitle vardır, ya da sevmeyen bir kitle vardır. Birinci önceliğim partim. Partime zarar verecek birini gördüğümde, sanki bir insanın çocuğunu koruma güdüsü vardır hemen korumaya alır ona zarar verene saldırırsınız ben de partimi böyle görüyorum. Ciddi bir emeğimiz var. O da bu tür söylemleri ön plana çıkartıyor.

Son seçimde isminizin listelerde çıkması bekleniyordu. Çok ciddi muhalefet yapan Ali Aşlık, İlknur Denizli, Rıfat Sait gibi Aziz Kocaoğlu’na yüklenen vekillerin hiçbiri listeye giremedi. Siz bu konuda ne diyorsunuz'
Yani Aziz Kocaoğlu’nun listelere etkisi mi old? Ön plana çıkınca farklı olunca bütün dikkatler size yöneliyor çok planda olduğunuz için bir sürü insan aleyhinizde çalışmalar yapabiliyor. Yoksa aday olup olmamak nasip kısmet. Partiye hizmet etmek için illa milletvekili olmak gerekmiyor. Ben bir iş adamıyım. Yoğun işim var, işime vakit ayıramadım. Aileme çok fazla vakit ayıramadım. Bu çocuk ne zaman büyüdü diyorum fotoğraflarına bakıyorum. Hayatımda yaşanmamış bir kesit var. Onun acısını çıkartıyorum. Bir şeyi istersin sonra teslim olursun hayırlısı olsun diye. Biraz da üzerimden yük kalktı. O bütün gözler kalktı, rahatladım. Çok konuşulmak da bizi çok mutlu etmiyor. Onun  da verdiği bir rahatsızlık var.

AK Parti’de oyların düşeceği ve tarihte ANAP gibi yerini alacağı beklentisi var ve AK Parti deyince ne anlam ifade ediyor'
7 Haziran’da ilk defa ciddi bir düşüş yaşandı. Açık ara farkla iktidar olduk ama AK Parti oylarını arttırdığı için bir beklenti vardı ilk defa böyle bir düşüş oldu. Bu düşüşte AK Parti’nin hataları da oldu. Her şeyi doğru yapsaydık oyumuz düşmezdi. Biz kendi içimize dönüp tekrar aynı hataları yapmamak için özeleştiri oldu. İnanıyorum ki 1 Kasım seçimlerine ciddi bir faydası olacaktır. 1 Kasım’da oylarımızın ciddi anlamda artacağını ve AK Parti’nin en az yüzde 47-48 oy alarak tek  başına iktidar olacağını düşünüyorum. Hatta kamuoyunda verilen anketlerin dışında ilk defa sürpriz bir şekilde onların üstünde bir oy alacağına inanıyorum. AK Parti deyince cesaret geliyor aklıma, yenilik, yatırım, özgüven, kendi köklerime bağlılık, geçmişime saygı geliyor.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.