Ses çıkarmayanların bu bozgunculuk merakı nedir'
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken sesleri çıkmayan kişiler, bir anda sahaya inmeye başladı. Biz milletle kucaklaşırken, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir'” dedi
- Ege Postası
- 01.01.2018 - 08:26
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi’ne katılarak, partililere hitap etti. Erdoğan, konuşmasında 7 Ağustos 2016’da Yenikapı’da düzenlenen miting için bir davet yaptıklarını hatırlattı.
Söz konusu davete MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ilk anda olumlu cevap verdiğine işaret eden Erdoğan, “Ama Kılıçdaroğlu, son günün akşamına kadar katılamayacaklarını söyledi. Son anda nasıl olduysa herhalde baskıya dayanamadı ve geleceğini söyledi. Geldikten sonra biz barış, kardeşlik, böyle bir miting düzenlememize rağmen onlar bu barış, kardeşlik sürecini hemen gölgelemeye kalktılar” dedi.
Bahçeli ile yürüyoruz
Kendilerinin şu anda Bahçeli ile dayanışma içinde yürümeye devam ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları ifade etti: “Şimdi hadi biz geçtik, milletimiz böyle bir ana muhalefeti nasıl ciddiye alsı? Nitekim dünya değişiyor, bölgemiz değişiyor, Türkiye değişiyor, ülkemizin yönetim sistemi değişiyor ama ana muhalefet bulunduğu yerden milim kıpırdamıyor. ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.’ Tabii bizi asıl üzüntüye sevk eden ise, böyle bir zatla, böyle bir partiyle aynı istikamette güya siyaset yapanları görüyor olmamızdır.
Hayırdır, bu heves niye'
Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri, solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hız, bu tepkisellik nereden çıkt? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedi? Türkiye’nin yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiği şu dönemde bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir.” Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde en önemli desteğin Hakkın ve ve halkın desteği olduğunu bizzat yaşadığını vurgulayarak, bugün de aynı anlayışla ve aynı istikametle yola devam ettiklerini bildirdi. En büyük hakemin millet olduğunun altını çizen Erdoğan, bu konuyu daha fazla deşmek, büyütmek ve üzerinde konuşmak istemediğini belirtti. 2017’nin yurt içi ve yurt dışında dolu dolu ve çok yoğun bir çalışmayla geçirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
Yola devam edeceğiz
“Karşılaştığımız krizleri, ülkemizin ve milletimizin menfaatlerine en uygun şekilde yönetmenin gayreti içinde olduk. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde dünyanın bir numarası olduk, yüzde 11,1 ile. Üç çeyreğin ortalaması 7,4 oldu. Bu, büyüme oranı. Demek ki emeklerimiz karşılıksız kalmıyor. Büyümeye devam edeceğiz. Allah’ın izniyle 2018’e bu güçle giriyoruz. Çok daha fazla çalışacağız, çok daha büyük projeleri hayata geçireceğiz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz.”
En büyük sorumluluğumuz güçlü ve güvenli bir Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıl dolayısıyla yayımladığı görüntülü mesajında şunları kaydetti:
KUCAKLAŞTIK: Cumhurbaşkanı olarak, 2017 yılında 51 ilimize 64 ziyaret gerçekleştirerek, her fırsatta vatandaşlarımızla kucaklaşmanın gayreti içinde olduk. Aynı şekilde, yıl içerisinde 25 ülkeye 34 ziyaret gerçekleştirerek, ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Önceki yılı, PKK terör eylemleri ile 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihimizin en büyük ihanetlerinden birinin gölgesinde tamamlamıştık. Bu terör eylemlerini ve darbe girişimini, hem içeride yürüttüğümüz operasyonlar, hem de Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatıyla boşa çıkarmamız, tarihimizin en önemli hadiselerinden biri oldu.
DAHA GÜVENLİ TÜRKİYE: 16 Nisan tarihindeki halkoylamasında milletimiz tarafından da kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçme kararı almıştır. Ülkesine ve devletine canı pahasına sahip çıkan bu millete, daha güçlü, daha müreffeh, daha güvenli bir Türkiye bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, 2023 hedeflerimizle somut çerçevesini çizdiğimiz, 2053 ve 2071 vizyonlarımızla istikametini güçlü Türkiye ülküsünün lokomotifi olacağına inanıyoruz.
RİSK ALAN DIŞ POLİTİKA: STürkiye’nin bölgesindeki meseleleri çözmeden kendi geleceğini güvence altına alamayacağı gerçeği, bizi daha aktif, daha kararlı, yeri geldiğinde daha çok risk alan bir dış politika izlemeye yöneltiyor.
KURMAYLARA KHK TALİMATI:
Biz milletimize işin doğrusunu anlatalım
Erdoğan’ın, OHAL KHK’sı ile 15-16 Temmuz da darbe girişimine karşı duran sivillere getirilen yargı muafiyetiyle ilgili tartışmalara ilişkin, “Kimin ne dediği önemli değil. Biz milletimize işin doğrusunu anlatalım” dediği öğrenildi...
Ak Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) yılın son toplantısını önceki gün Erdoğan başkanlığında gerçekleştirdi. Ak Parti kaynaklarının Milliyet’e aktardığı bilgiye göre, basına kapalı olarak yaklaşık 3 saat süren toplantıda, 2017 yılının siyasi, ekonomik önemli gelişmeleri, ABD’nin Kudüs kararı başta olmak üzere dış politikada yaşanan önemli olayların genel bir değerlendirmesi yapıldı.
MKYK’da 696 sayılı KHK’nın 121. maddesiyle sivillere getirilen yargı muafiyetine ilişkin tartışmalar da ele alındı. Yapılan düzenleme ile 668 sayılı KHK ile resmi görevlilere tanınan muafiyetin şimdi de sivillere getirildiği ifade edilen MKYK’da, daha önce resmi görevlilerle ilgili KHK yayımlandığında buna tepki göstermeyen muhalefetin, şimdi kamuoyunda farklı bir algı oluşturmaya çalıştığı ifade edildi. Bir hukuk devletinde ileriye dönük, muhalefetin iddia ettiği şekilde geleceği kapsayacak bir affın getirilmesinin mümkün olamayacağı, son KHK ile yapılan düzenlemenin de kesinlikle ileriye dönük değil 15-16 Temmuz’u kapsamdığı vurgulanan toplantıda, Erdoğan’ın da, “Afrika seyahatim sırasında gazetecilere gerekli açıklamayı yaptım. Kimin ne dediği önemli değil. Biz milletimize işin doğrusunu anlatalım” dediği öğrenildi. Toplantıda, bazı MKYK üyelerinin ise, bu tip düzenlemelerin öncesinde topluma anlatılmasının faydalı olduğunu belirttiği kaydedildi.
Parti kaynakları şu aşamada sivillere yargı muafiyetiyle ilgili KHK konusunda bir adım atılmasının düşünülmediğini, uygulamaya bakılacağını, bir sıkıntı olması halinde sadece tarihi netleştirmeye yönelik bir düzeltme yapılabileceğini ifade etti.
KHK’lara OHAL sınırı
Toplantıda, “Mor Beyin” adlı yazılım aracılığıyla ByLock kullanıcısı gibi göründükleri için tutuklanan ve kamudan atılan kişilerin, görevlerine iadesiyle ilgili çıkarılacak KHK için de, “en kısa sürede yayımlanacak” bilgisi paylaşılırken, MKYK’da OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larda bundan sonra zorunluluk olmadıkça, “kış lastiği, şeker kurumunun kapatılması” gibi düzenlemelere yer verilmemesi, KHK’ların kapsamının “OHAL ve terörle mücadele” ile sınırlı tutulmasına özen gösterilmesi görüşünün de benimsendiği bildirildi. Bu arada taşeron işçilerin kadroya geçirilmesine ilişkin KHK ile yapılan düzenlemenin ardından, Ak Parti bazı illerde sürpriz bir sorunla karşılaştı. Kamuda kadroya geçecek Ak Parti üyesi taşeron işçilerden
bazıları “Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olacağı endişesiyle üyelikten istifa etmeye kalktı. Konudan haberdar olan genel merkez duruma el koydu.
‘4/B’ye geçenler hariç istifaya gerek yok’
Teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, 26 Aralık’ta il teşkilatlarına konuyla ilgili yazı gönderdi. Ataş gönderdiği yazıda, 696 sayılı KHK ile taşeron işçilerin sürekli işçi kadrosuna, 4/C (geçici) personel statüsü kaldırılarak bu statüdeki personelin de 4/B (sözleşmeli) statüsüne geçirilmesinin öngörüldüğünü anımsattı. Bu düzenlemenin ardından bazı illerde, Ak Parti’ye kayıtlı üye olan taşeron işçilerin kadroya geçecek olmaları nedeniyle Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık gerekçesi ile üyelikten istifa etmek istediklerinin duyulduğunu ifade eden Ataş, il başkanlıklarını şöyle uyardı:
“696 sayılı KHK ile taşeron işçi iken daimi işçi statüsüne geçecek olan kişilerin (4/B personel statüsü kazanacaklar hariç) işçi statüleri devam etmesi nedeniyle siyasi partiye üye olmalarında herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Bu nedenle, bahsi geçen statüde bulunan partimize kayıtlı üyelerimizin, üyelikle ilgili bu husus hakkında bilgilendirilmeleri büyük önem arz etmektedir. Konunun ilinize bağlı ilçe başkanlıklarına bildirilmesi ve gerekli çalışmaların yapılmasını bilgilerinize rica eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.”
Yorum Yazın